Chp Grup Başkanvekili Altay Açıklaması
TBMM - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın sınav uygulamaları konusunda velilerin sesine kulak vermesi gerektiğini söyledi.
Altay, yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti hükümetlerinin eğitimi dejenere ettiğini ve sorunlar yumağına dönüştürdüğünü öne sürerek, eğitimde okulların açılmasına iki hafta kalmasına karşın belirsizliklerin egemen olduğunu, özellikle de ortaöğretime giriş sisteminde tam bir kaos yaşandığını iddia etti.
Bu yıl son kez yapılan SBS sonuçlarının açıklanmasından kısa bir süre önce "Anadolu liseleri kontenjanları yüzde 30 artırıldı" mesajlarıyla kamuoyunun yanıltıldığını ileri süren Altay, şunları söyledi:
"Açık kontenjanlar gizlendiği gibi artırıldığı söylenen kontenjanlar boş kalmaktadır. AKP hükümetleri döneminde görev yapan 5 Milli Eğitim bakanı da SBS sonrası boş kalan binlerce kontenjana çözüm getirememişler, bu ülkenin kıt kaynaklarını heba etmişler, binlerce ailenin umutlarını yok etmişlerdir. Hatta boş kontenjan sorunu partimizce gensoru ile gündeme getirilmesine rağmen AKP'li bakanlar öğrencilerin, ailelerin emek ve maddi olanaklarının boşa gitmesinden hiçbir rahatsızlık duymamışlardır. Ülkemizin marka okullarının bile resmi kayıt süreçlerinde kontenjanlarının boş kalması, buna karşı yeni bir kayıt döneminin hala açılmaması ve bakanlıkça yok sayılması düşündürücüdür. Oysa 584 bin öğrenci henüz bir ortaöğretim kurumuna kayıt yaptırmamıştır."
-"110 bin öğrenci ortaöğretime kayıt yaptırmadı"
4+4+4 adıyla bilinen İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ortaöğretimin zorunlu hale getirildiğini anımsatan Altay, ancak yasal zorunluluğa karşı 2012-2013 eğitim-öğretim yılında 110 bin öğrencinin ortaöğretime kayıt yaptırmadığını ve ayrıca yıl içerisinde önemli bir öğrenci kesiminin de okulu terk ederek eğitim hayatının dışına çıktığını öne sürdü.
Altay, fen liseleri ve anadolu liseleri ile diğer ortaöğretim türlerinde boş kalan kontenjanların tümünün 3. tercihle birlikte yeni bir yerleştirme için açılması, bu okulların bir tek sırasının bile 16 Eylül günü boş kalmaması gerektiğini ifade etti.
Altay, "Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı velilerin sesine kulak vermeli, bakanlığının beceriksiz sınav uygulamalarını dikkatle incelemelidir" dedi.
-"TBMM Başkanı bu tehdidi geri çekmelidir"
Altay, yaptığı diğer yazılı açıklamada da TBMM İnsan Kaynakları Başkanlığı'nın, 26 Ağustos 2013 tarihinde milletvekili ve grup danışmanlarına uyarı adı altında "tehdit içerikli" bir bildirimde bulunduğunu belirterek, "Bu uyarı Türkiye'de son dönemlerde yaşanan gelişmeler bağlamında tam bir işgüzarlık ve dalkavukluk olarak algılanmaktadır" dedi.
Danışmanın öncelikli görevinin, birlikte çalıştığı milletvekilinin siyasi mesajlarını, faaliyetlerini her türlü iletişim araçlarını kullanarak seçmenlere ve kamuoyuyla paylaşmak olduğunu belirten Altay, bu bilgilendirme duyurusuyla TBMM İnsan Kaynakları Başkanlığı'nın milletvekili danışmanlarına adeta "görevinizi yapmayın" dediğini öne sürdü.
Altay, yazıda yer alan "Elektronik ortamda veya sosyal medya üzerinden işlenmesi disiplin sorumluluğunu kaldırmamaktadır" ifadesinin Başbakan'ın "Twitter belası" şikayetini karşılamaya yönelik bir tehdit olduğunu savundu. Altay, "Sosyal medyadan duyulan rahatsızlığa karşı kendilerince tedbir aramaları yakışıksızdır ve hadsizliktir. TBMM Başkanı, bu tehdidi geri çekmelidir" dedi.
Kaynak: AA
Bu yıl son kez yapılan SBS sonuçlarının açıklanmasından kısa bir süre önce "Anadolu liseleri kontenjanları yüzde 30 artırıldı" mesajlarıyla kamuoyunun yanıltıldığını ileri süren Altay, şunları söyledi:
"Açık kontenjanlar gizlendiği gibi artırıldığı söylenen kontenjanlar boş kalmaktadır. AKP hükümetleri döneminde görev yapan 5 Milli Eğitim bakanı da SBS sonrası boş kalan binlerce kontenjana çözüm getirememişler, bu ülkenin kıt kaynaklarını heba etmişler, binlerce ailenin umutlarını yok etmişlerdir. Hatta boş kontenjan sorunu partimizce gensoru ile gündeme getirilmesine rağmen AKP'li bakanlar öğrencilerin, ailelerin emek ve maddi olanaklarının boşa gitmesinden hiçbir rahatsızlık duymamışlardır. Ülkemizin marka okullarının bile resmi kayıt süreçlerinde kontenjanlarının boş kalması, buna karşı yeni bir kayıt döneminin hala açılmaması ve bakanlıkça yok sayılması düşündürücüdür. Oysa 584 bin öğrenci henüz bir ortaöğretim kurumuna kayıt yaptırmamıştır."
-"110 bin öğrenci ortaöğretime kayıt yaptırmadı"
4+4+4 adıyla bilinen İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ortaöğretimin zorunlu hale getirildiğini anımsatan Altay, ancak yasal zorunluluğa karşı 2012-2013 eğitim-öğretim yılında 110 bin öğrencinin ortaöğretime kayıt yaptırmadığını ve ayrıca yıl içerisinde önemli bir öğrenci kesiminin de okulu terk ederek eğitim hayatının dışına çıktığını öne sürdü.
Altay, fen liseleri ve anadolu liseleri ile diğer ortaöğretim türlerinde boş kalan kontenjanların tümünün 3. tercihle birlikte yeni bir yerleştirme için açılması, bu okulların bir tek sırasının bile 16 Eylül günü boş kalmaması gerektiğini ifade etti.
Altay, "Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı velilerin sesine kulak vermeli, bakanlığının beceriksiz sınav uygulamalarını dikkatle incelemelidir" dedi.
-"TBMM Başkanı bu tehdidi geri çekmelidir"
Altay, yaptığı diğer yazılı açıklamada da TBMM İnsan Kaynakları Başkanlığı'nın, 26 Ağustos 2013 tarihinde milletvekili ve grup danışmanlarına uyarı adı altında "tehdit içerikli" bir bildirimde bulunduğunu belirterek, "Bu uyarı Türkiye'de son dönemlerde yaşanan gelişmeler bağlamında tam bir işgüzarlık ve dalkavukluk olarak algılanmaktadır" dedi.
Danışmanın öncelikli görevinin, birlikte çalıştığı milletvekilinin siyasi mesajlarını, faaliyetlerini her türlü iletişim araçlarını kullanarak seçmenlere ve kamuoyuyla paylaşmak olduğunu belirten Altay, bu bilgilendirme duyurusuyla TBMM İnsan Kaynakları Başkanlığı'nın milletvekili danışmanlarına adeta "görevinizi yapmayın" dediğini öne sürdü.
Altay, yazıda yer alan "Elektronik ortamda veya sosyal medya üzerinden işlenmesi disiplin sorumluluğunu kaldırmamaktadır" ifadesinin Başbakan'ın "Twitter belası" şikayetini karşılamaya yönelik bir tehdit olduğunu savundu. Altay, "Sosyal medyadan duyulan rahatsızlığa karşı kendilerince tedbir aramaları yakışıksızdır ve hadsizliktir. TBMM Başkanı, bu tehdidi geri çekmelidir" dedi.