"Karaman'ın Elmasları" Artık Ölümsüz
KARAMAN - MEHMET ÇETİN - Karaman Belediyesi, Türkçeyi resmi dil ilan eden Anadolu'daki ilk beylik olan Karamanoğulları dönemine ait çok sayıda tarihi eserin ayrıntılı teknik çizimlerini yaptırdı. Bu çizimler ve eserlerin fotoğraflarından oluşan envanter kitap, aynı zamanda Türk süsleme sanatına yeni motifler kazandırmayı amaçlıyor.
Çalışma sonunda ortaya çıkan "Karamanoğulları'nın Tarihi Yapılarından Tezyini Yorumlar" isimli kitapta, Karamanoğlu Mehmet Bey'in ünlü Türkçe fermanı ile bilinen, günümüzden yaklaşık 700 yıl öncesine, Karamanoğulları dönemine ait Hatuniye Medresesi, Aktekke Cami, Tol Medrese, İmaret Camisi, Yunus Emre Camisi, Konya Meram Hasbey Hamamı, Niğde Ak Medrese başta olmak üzere 30 eserin teknik bilgileri ve çizimleri yer alıyor.
Karaman Belediye Başkanı Kamil Uğurlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk sanatı içerisinde Selçuklu mimarisi ve el sanatlarının farklı ekol, Karamanoğulları dönemindeki eserlerin de bu ekol içinde farklı bir şube olduğunu söyledi.
Osmanlı sanatının Selçuklu sanatı üzerine inşa ettiğini anlatan Uğurlu, "Yani bütün dünyaya kendini hayran bırakmış Osmanlı sanatının temelinde Selçuklu sanatı bulunmaktadır. Selçuklu sanatı, Osmanlı sanatı kadar barok, süslü, zengin olmamasına rağmen, çizgilerinin çok kalın, düzgün ve net olması sebebi ile tüm dünya sanatları içerisinde kendisine son derece farklı bir yer edinmiştir" diye konuştu.
-Bu eserler gelecek nesillere aktarılmalı
Karamanoğlu devri sanatının, Selçuklu sanatının ilginç bir uzantısı olduğunu vurgulayan Uğurlu, şunları kaydetti:
"Bir sanat tarihi uzmanı olarak söylüyorum. Anadolu Selçuklu beyliklerinin her birinin hüküm sürdükleri dönemde, birer sanat, kültür teşekkül etmiştir. Bir mimari teşekkül etmiştir, şiir grubu teşekkül etmiştir. Bunlar esasında bir olmalarına rağmen, bazı ince çizgilerle birbirinden ayrılırlar. Karamanoğulları'nın bu ayrılığı çok belirgindir. Karamanoğulları hüküm sürdükleri her yere bu kültürlerini götürmüşlerdir. Akdeniz ve İç Anadolu'da birçok yerde Karamanoğlu devrinden kalma eserler görebilirsiniz. Ben bu eserlere Karaman'ın elmasları diyorum. Mutlaka korunmalı ve gelecek nesillere taşınmalıdırlar."
Tarihi olan şehirlerin yollarında yüründüğü zaman insana bir güven geldiğini, insanın kendini emin ellerde hissettiğini anlatan Uğurlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Biz Karaman Belediyesi olarak tüm kültürel ve tarihi değerlerimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. Karaman kültür ve tarihinin en ince ayrıntısına kadar yeniden araştırılıp kayıt altına alınması gerektiği inancındayım. Bunun için önceden benzer çalışmalar yapmış olan Ordinaryüs Profesör Süheyl Ünver hocanın atölyesinin çalışanlarını Karaman'a davet ettik. Şehrimizi gezdirdik. Onlara şu anda maalesef kaybolmaya yüz tutmuş olan bir takım değerlerimizi gösterdik. Onlar bunları gördüler, fotoğrafladılar ve hissetmeye çalıştılar. Daha sonra gördükleri, fotoğraflayıp hissettikleri bu eserleri kendi yorumlarıyla yeniden çizdiler. Ve ortaya, çok özgün, orijinal, kendine has bir kitap çıktı. Benim kanaatime göre kitaplaştırılan bu çalışma, kentteki birçok tarihi eseri envantere eden tapu senedi hükmünde... Herhangi bir sebepten dolayı bu tarihi eserlerden biri yıkılır, bir şekilde zarar görürse bu kitapta, o eserle ilgili teknik, tarihi her türlü bilgiyi bulmak, tespit etmek mümkündür. Çalışmayla, Türk süsleme sanatına şimdiye kadar fark edilmeyen, bilinmeyen birçok motif kazandırdığımıza inanıyorum."
-"Motif zenginlikleri bizlere ilham kaynağı oldu"
Ordinaryüs Profesör Süheyl Ünver Sanat Atölyesi'nin sahibi, tezyin sanatçısı Gülbün Mesara ise Anadolu'nun zengin kültürüne ait Karaman yöresindeki bu nadide örneklerin, gelecekte de muhtemelen zamana yenik düşeceğini belirterek, "Geniş bir üslup çeşitliliği arz eden mimari bezemeleri dikkatli yorumlarla kalıcı kılma gayretinde oldu. Tespit ettiğimiz motif zenginlikleri bizlere de sanat yolumuzda yeni açılımlar konusunda ilham kaynağı oldu" dedi.
Mesara, bu kitaptaki çalışmaların Anadolu Türk tezyinatının bir dönemine ışık tutacağını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Karaman Belediye Başkanı Kamil Uğurlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk sanatı içerisinde Selçuklu mimarisi ve el sanatlarının farklı ekol, Karamanoğulları dönemindeki eserlerin de bu ekol içinde farklı bir şube olduğunu söyledi.
Osmanlı sanatının Selçuklu sanatı üzerine inşa ettiğini anlatan Uğurlu, "Yani bütün dünyaya kendini hayran bırakmış Osmanlı sanatının temelinde Selçuklu sanatı bulunmaktadır. Selçuklu sanatı, Osmanlı sanatı kadar barok, süslü, zengin olmamasına rağmen, çizgilerinin çok kalın, düzgün ve net olması sebebi ile tüm dünya sanatları içerisinde kendisine son derece farklı bir yer edinmiştir" diye konuştu.
-Bu eserler gelecek nesillere aktarılmalı
Karamanoğlu devri sanatının, Selçuklu sanatının ilginç bir uzantısı olduğunu vurgulayan Uğurlu, şunları kaydetti:
"Bir sanat tarihi uzmanı olarak söylüyorum. Anadolu Selçuklu beyliklerinin her birinin hüküm sürdükleri dönemde, birer sanat, kültür teşekkül etmiştir. Bir mimari teşekkül etmiştir, şiir grubu teşekkül etmiştir. Bunlar esasında bir olmalarına rağmen, bazı ince çizgilerle birbirinden ayrılırlar. Karamanoğulları'nın bu ayrılığı çok belirgindir. Karamanoğulları hüküm sürdükleri her yere bu kültürlerini götürmüşlerdir. Akdeniz ve İç Anadolu'da birçok yerde Karamanoğlu devrinden kalma eserler görebilirsiniz. Ben bu eserlere Karaman'ın elmasları diyorum. Mutlaka korunmalı ve gelecek nesillere taşınmalıdırlar."
Tarihi olan şehirlerin yollarında yüründüğü zaman insana bir güven geldiğini, insanın kendini emin ellerde hissettiğini anlatan Uğurlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Biz Karaman Belediyesi olarak tüm kültürel ve tarihi değerlerimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. Karaman kültür ve tarihinin en ince ayrıntısına kadar yeniden araştırılıp kayıt altına alınması gerektiği inancındayım. Bunun için önceden benzer çalışmalar yapmış olan Ordinaryüs Profesör Süheyl Ünver hocanın atölyesinin çalışanlarını Karaman'a davet ettik. Şehrimizi gezdirdik. Onlara şu anda maalesef kaybolmaya yüz tutmuş olan bir takım değerlerimizi gösterdik. Onlar bunları gördüler, fotoğrafladılar ve hissetmeye çalıştılar. Daha sonra gördükleri, fotoğraflayıp hissettikleri bu eserleri kendi yorumlarıyla yeniden çizdiler. Ve ortaya, çok özgün, orijinal, kendine has bir kitap çıktı. Benim kanaatime göre kitaplaştırılan bu çalışma, kentteki birçok tarihi eseri envantere eden tapu senedi hükmünde... Herhangi bir sebepten dolayı bu tarihi eserlerden biri yıkılır, bir şekilde zarar görürse bu kitapta, o eserle ilgili teknik, tarihi her türlü bilgiyi bulmak, tespit etmek mümkündür. Çalışmayla, Türk süsleme sanatına şimdiye kadar fark edilmeyen, bilinmeyen birçok motif kazandırdığımıza inanıyorum."
-"Motif zenginlikleri bizlere ilham kaynağı oldu"
Ordinaryüs Profesör Süheyl Ünver Sanat Atölyesi'nin sahibi, tezyin sanatçısı Gülbün Mesara ise Anadolu'nun zengin kültürüne ait Karaman yöresindeki bu nadide örneklerin, gelecekte de muhtemelen zamana yenik düşeceğini belirterek, "Geniş bir üslup çeşitliliği arz eden mimari bezemeleri dikkatli yorumlarla kalıcı kılma gayretinde oldu. Tespit ettiğimiz motif zenginlikleri bizlere de sanat yolumuzda yeni açılımlar konusunda ilham kaynağı oldu" dedi.
Mesara, bu kitaptaki çalışmaların Anadolu Türk tezyinatının bir dönemine ışık tutacağını sözlerine ekledi.