Kablosuz Ağların Kanseri Artırdığı İddiası

SİVAS - MERVE TOPUZ - Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Turan, kablosuz veri transferlerinin artmasıyla kansere yakalanan kişi sayısında ciddi artış olduğunu ileri sürerek, ek önlemler alınması gerektiğini söyledi.

Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 20 yılda elektromanyetik kirliliğin arttığına ve bu kirliliğin insanlık ile tüm canlıların en büyük sorunu olmaya doğru gittiğine dikkati çekti.

Canlılardaki hücre içi ve hücre dışı sistemlerin düzenli çalışmasında doğal elektromanyetik sistemlerin dengesinin çok önemli olduğunu belirten Turan, şöyle konuştu:

"DNA yazılımları, bu şifrelerden hatasız protein üretimleri ve biyokimyasal olaylarda hep elektromanyetik denge ve kanunlar rol oynuyor. Bu sistemlere dışarıdan fazla müdahale edilirse biyokimyasal olayların düzeni bozuluyor. Bu süreç, hücre zarından protein ve iyonların geçişlerinde, kromozom hasarı ile DNA yazılımlarında, hücrelerin hormon ve enzimlere cevabında, nörotransmitterlerin çalışmasında, etkileşim ve bağışıklık sisteminde bozulmaya yol açıyor. Biz de bu etkilerin sonuçlarını baş ağrısı, halsizlik ve sonunda maalesef kanser olarak görüyoruz. Son yıllarda beyin tümörü, akustik nörinom, tükürük bezi kanseri, deri kanseri ve lösemide büyük artış görüyoruz. Bunların artmasında da kablosuz veri transferlerinin ve elektromanyetik kirliliğin payı ileri boyuttadır."

-"Canlıların dayanım güçleri aşılmaya başladı"

Turan, baz istasyonu, trafo, yüksek gerilim hattı ve kablosuz internet sağlayıcılarındaki artışın canlıların dayanım güçlerini aşmaya başladığını öne sürerek, kliniklere eskiye göre çok daha fazla sayıda kanser hastası geldiğini söyledi.

Kablosuz internet sistemlerinin çok güçlü radyasyon ürettiğini aktaran Turan, kişilerin kendilerine uzak olan kablosuz ağlardan bile etkilediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Komşunuzun kablosuz internet sistemi, duvarları çok rahatlıkla aşıp sizi de etkileyebiliyor. Bu sistemler artık dünyada toplu yaşanan yerlerde yasaklanmaya başlandı. Bu sistemlerin çok daha zayıf, kısıtlı bir alanı etkileyecek şekilde üretilmesi lazım. Mevcut cihazlar da ana karttan anten bağlantıları azaltılarak revize edilebilir. Bu sistemlerin kısa süreli, çocuk ve hamilelerden uzakta kullanılmasını öneriyoruz. Bu konuda son aylarda çok ciddi ve uyarıcı yayınlar çıkmaya başladı, ek önlemler alınması gerekmektedir. Maalesef, şehirlerde yüksek gerilim hatları ve trafolar insanlarla iç içe. Birçok ülkede trafo ve yüksek gerilim hatları insanların yaşam alanlarının 250-300 metre uzağında."

Prof. Dr. Turan, elektromanyetik alanın sadece insanları değil, bitkileri de olumsuz etkilediğini dile getirerek, Avrupa'daki bazı şehirlerde elektromanyetik yük azaltılınca, bozulan bitkisel yaşamın tekrar geri geldiği yönünde bulguların mevcut olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: AA