Mısır'da Darbe Karşıtlarına Yönelik Katliam
İSTANBUL - Kahire'deki El Fetih Camisi'nde yakınlarıyla mahsur kalan genç, "16 saat yemek veya su cami içine girmeden kapalı kaldık. Gaz bombalarından biri içeriye girdi. Bu esnada bir kadın nefes darlığından vefat etti. Caminin içine ateş etmemelerinin nedeni; içeride gazetecilerin olmasıydı. Bundan çekindikleri için camide topyekun bir saldırıya ve yıkıma gitmediler" dedi.
Şahısların ve yakınlarının güvenliği gerekçesiyle isimlerini kullanamadığımız, İstanbul'da bulunan Mısırlı 18 yaşlarındaki 3 genç, ülkelerinde yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Gençlerden biri, Kahire'deki El Fetih Camisi'nde mahsur kalması öncesinde camiden çıkan insanların üzerine güvenlik güçlerince gaz bombaları atıldığını belirtti.
Güvenlik güçlerinin yanındaki baltacıların elinde pompalı tüfek, tabanca ve kesici aletler bulunduğunu aktaran Mısırlı genç, şöyle devam etti:
"Bunun üzerine Ramses Meydanı'ndaki Özbekiye Polis Merkezine bazı göstericiler taş atmak istedi ama göstericilerin ileri gelenleri 'Taş bile atmayacağız' dediler. Bunun üzerine taş atmaktan vazgeçildi. Polis, baltacılar ve ordu güçleri sert bir şekilde müdahale ederek, üzerimize ateş açtı. Bu sırada göstericiler, yerde buldukları taşları kırmaya ve kendilerini korumak için taşları atmaya başladılar çünkü yoğun ateş altında kaldılar. Helikopterle üzerimize hiç görmediğimiz özel bazı yakıcı ve duman çıkaran zehirleyici gazlar attılar. Polis, bizzat Özbekiye Polis Merkezini ateşe verdi, göstericilerin üzerine atmak için."
Güvenlik güçleri ve baltacıların çemberi daraltmak için üzerine geldiği göstericilerin camiye doğru gittiğini ifade eden genç, çok yoğun ateş altında kaldıklarını, bu sırada 120'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini, 100'lerce kişinin yaralandığını söyledi.
Genç, aralarında çocuk, kadın, erkek ve yaşlıların bulunduğu, 200'ü yaralı 400-500 civarında kişinin caminin içine girdiğini, caminin bir kısmını hastaneye çevirdiklerini ve ölenleri de caminin içine aldıklarını anlattı. Oluşturulan koridor ile caminin 200 metre ilerisinde yer alan hastaneye 20 kadın ve 60'a yakın ceset taşıdıklarını dile getiren genç, "Camiye girmeyip geriye doğru kaçanlar geri geldi. Polise ve baltacılara taş atabildikleri için biz, kalan cesetlerin çoğunu ve yaralıların tamamına yakınını çıkarabildik. Geriye, caminin içerisinde 300'ün üzerinde kişi kaldı" dedi.
-İmamdan güvenlik güçlerine uyarı
Cami imamının, dış mikrofonları da açarak, dışarıdaki baltacılar ve güvenlik güçlerine "Allah'tan korkun. Ne yaptığınızın farkında mısınız? Bu insanları öldürdünüz. İçeride kadınlar, çocuklar var. Bunları dışarı çıkarmamız lazım" diye seslendiğini aktaran Mısırlı genç, "16 saat yemek veya su cami içine girmeden kapalı kaldık. Gaz bombalarından biri içeriye girdi. Bu esnada bir kadın nefes darlığından vefat etti. Caminin içine ateş etmemelerinin nedeni; içeride gazetecilerin olmasıydı. Bundan çekindikleri için camide topyekun bir saldırıya ve yıkıma gitmediler" diye konuştu.
Genç, akşam güvenlik güçleriyle yapılan anlaşma üzerine kalan ölü ve yaralıları camiden çıkardıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Güvenlik güçlerinin 'emin bir şekilde camiden çıkılabileceği' sözleri camide istişare edildi. 'Çıkmak isteyenler çıksın' kararı alındı, çoğunluk çıkmama kararında ısrar etti. Gönüllü 15 kadın ve bir erkek dışarı çıktı. Kadınlar, önce polis merkezine götürüldü. Onların, başta kadın polis ve subayların ağır hakaretine ve tehditlerine maruz kaldıklarını öğrendik. Erkek de çıkar çıkmaz baltacılar tarafından kurşunlandı.
Görüşmelerin ardından camiden çıkmaya başladık. 5'er kişilik gruplar halinde, bazı kişiler çıkartıldı. Kadınlar olduğu için çıktığımız zaman bize vurmadılar. Biz çıktıktan sonra, güvenlik güçleri hızlı bir şekilde kapıya yöneldi, zorla içeriye girdi. 200 kadar kişi içerideydi. İçeriye girer girmez de öncelikle gazetecileri tutukladılar. Sonra da erkeklerin tamamını Askeri İstihbarat Merkezine götürdüler. Onların asıl yapmak istedikleri; ülkede siyasette ve içtimai hayatta olan samimi Müslümanları toplumun içinden alıp, yerin altına gömmek, tamamen bitirmek. Biliyorlar ki, bu samimi Müslümanlar, ülkede Erdoğan'ı bile geçecek hamle yapacaklar. Bunu istemiyorlar."
-"Namaz esnasında, gaz bombaları attılar"
Diğer genç de Tanta ve Dimyat'ta yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Ramazan ayının 27'nci gecesi Tanta'daydık. O gece halk dışarıdaydı ve gösteri yapıyordu. Şehit Camisi'nin etrafında, çok sayıda insan namaz için toplanmıştı. Namaza başlanacağı sırada, her taraftan ateş edilmeye başlandı, gaz bombası atıldı. O gece çok sayıda yaralı vardı. Dimyat'ta, Yeni Dimyat bölgesinde İslam Merkezi'nin olduğu yerde, büyük bir kalabalık birikmişti. Namaz kıldığımız esnada, gaz bombaları attılar, pompalı tüfeklerle baltacılar ve polis üzerimize saldırdı. Caminin içine de gaz bombası attılar. Kadınlarda ve çocuklardan bu nedenle bayılanlar oldu."
Mısırlı bir başka genç, Dimyat'ta yaşadığı bir olaya ilişkin, şunları söyledi:
"El Metbuli Camisi'nde Abdullah Harrube adlı bir kişinin cenaze namazı kılındı. Cenazeyi defnettikten sonra, güvenlik güçleri ve baltacılar üzerimize yoğun bir şekilde ateş açtı. Burada 11 kişi şehit olurken, 100'lerce kişi yaralandı. 30-40 dakika ateş altında kaldık."
Kaynak: AA
Gençlerden biri, Kahire'deki El Fetih Camisi'nde mahsur kalması öncesinde camiden çıkan insanların üzerine güvenlik güçlerince gaz bombaları atıldığını belirtti.
Güvenlik güçlerinin yanındaki baltacıların elinde pompalı tüfek, tabanca ve kesici aletler bulunduğunu aktaran Mısırlı genç, şöyle devam etti:
"Bunun üzerine Ramses Meydanı'ndaki Özbekiye Polis Merkezine bazı göstericiler taş atmak istedi ama göstericilerin ileri gelenleri 'Taş bile atmayacağız' dediler. Bunun üzerine taş atmaktan vazgeçildi. Polis, baltacılar ve ordu güçleri sert bir şekilde müdahale ederek, üzerimize ateş açtı. Bu sırada göstericiler, yerde buldukları taşları kırmaya ve kendilerini korumak için taşları atmaya başladılar çünkü yoğun ateş altında kaldılar. Helikopterle üzerimize hiç görmediğimiz özel bazı yakıcı ve duman çıkaran zehirleyici gazlar attılar. Polis, bizzat Özbekiye Polis Merkezini ateşe verdi, göstericilerin üzerine atmak için."
Güvenlik güçleri ve baltacıların çemberi daraltmak için üzerine geldiği göstericilerin camiye doğru gittiğini ifade eden genç, çok yoğun ateş altında kaldıklarını, bu sırada 120'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini, 100'lerce kişinin yaralandığını söyledi.
Genç, aralarında çocuk, kadın, erkek ve yaşlıların bulunduğu, 200'ü yaralı 400-500 civarında kişinin caminin içine girdiğini, caminin bir kısmını hastaneye çevirdiklerini ve ölenleri de caminin içine aldıklarını anlattı. Oluşturulan koridor ile caminin 200 metre ilerisinde yer alan hastaneye 20 kadın ve 60'a yakın ceset taşıdıklarını dile getiren genç, "Camiye girmeyip geriye doğru kaçanlar geri geldi. Polise ve baltacılara taş atabildikleri için biz, kalan cesetlerin çoğunu ve yaralıların tamamına yakınını çıkarabildik. Geriye, caminin içerisinde 300'ün üzerinde kişi kaldı" dedi.
-İmamdan güvenlik güçlerine uyarı
Cami imamının, dış mikrofonları da açarak, dışarıdaki baltacılar ve güvenlik güçlerine "Allah'tan korkun. Ne yaptığınızın farkında mısınız? Bu insanları öldürdünüz. İçeride kadınlar, çocuklar var. Bunları dışarı çıkarmamız lazım" diye seslendiğini aktaran Mısırlı genç, "16 saat yemek veya su cami içine girmeden kapalı kaldık. Gaz bombalarından biri içeriye girdi. Bu esnada bir kadın nefes darlığından vefat etti. Caminin içine ateş etmemelerinin nedeni; içeride gazetecilerin olmasıydı. Bundan çekindikleri için camide topyekun bir saldırıya ve yıkıma gitmediler" diye konuştu.
Genç, akşam güvenlik güçleriyle yapılan anlaşma üzerine kalan ölü ve yaralıları camiden çıkardıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Güvenlik güçlerinin 'emin bir şekilde camiden çıkılabileceği' sözleri camide istişare edildi. 'Çıkmak isteyenler çıksın' kararı alındı, çoğunluk çıkmama kararında ısrar etti. Gönüllü 15 kadın ve bir erkek dışarı çıktı. Kadınlar, önce polis merkezine götürüldü. Onların, başta kadın polis ve subayların ağır hakaretine ve tehditlerine maruz kaldıklarını öğrendik. Erkek de çıkar çıkmaz baltacılar tarafından kurşunlandı.
Görüşmelerin ardından camiden çıkmaya başladık. 5'er kişilik gruplar halinde, bazı kişiler çıkartıldı. Kadınlar olduğu için çıktığımız zaman bize vurmadılar. Biz çıktıktan sonra, güvenlik güçleri hızlı bir şekilde kapıya yöneldi, zorla içeriye girdi. 200 kadar kişi içerideydi. İçeriye girer girmez de öncelikle gazetecileri tutukladılar. Sonra da erkeklerin tamamını Askeri İstihbarat Merkezine götürdüler. Onların asıl yapmak istedikleri; ülkede siyasette ve içtimai hayatta olan samimi Müslümanları toplumun içinden alıp, yerin altına gömmek, tamamen bitirmek. Biliyorlar ki, bu samimi Müslümanlar, ülkede Erdoğan'ı bile geçecek hamle yapacaklar. Bunu istemiyorlar."
-"Namaz esnasında, gaz bombaları attılar"
Diğer genç de Tanta ve Dimyat'ta yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Ramazan ayının 27'nci gecesi Tanta'daydık. O gece halk dışarıdaydı ve gösteri yapıyordu. Şehit Camisi'nin etrafında, çok sayıda insan namaz için toplanmıştı. Namaza başlanacağı sırada, her taraftan ateş edilmeye başlandı, gaz bombası atıldı. O gece çok sayıda yaralı vardı. Dimyat'ta, Yeni Dimyat bölgesinde İslam Merkezi'nin olduğu yerde, büyük bir kalabalık birikmişti. Namaz kıldığımız esnada, gaz bombaları attılar, pompalı tüfeklerle baltacılar ve polis üzerimize saldırdı. Caminin içine de gaz bombası attılar. Kadınlarda ve çocuklardan bu nedenle bayılanlar oldu."
Mısırlı bir başka genç, Dimyat'ta yaşadığı bir olaya ilişkin, şunları söyledi:
"El Metbuli Camisi'nde Abdullah Harrube adlı bir kişinin cenaze namazı kılındı. Cenazeyi defnettikten sonra, güvenlik güçleri ve baltacılar üzerimize yoğun bir şekilde ateş açtı. Burada 11 kişi şehit olurken, 100'lerce kişi yaralandı. 30-40 dakika ateş altında kaldık."