Chp'li Vekil Alaattin Yüksel'den Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a Suç Duyurusu

Yüksel, Başbakan Yardımcısı Arınç'ın, Silivri'deki "Ergenekon" davasında mahkeme içinde ve dışındaki olaylara ilişkin, yaptığı "Maalesef yargı bugün baskına uğramıştır. Bu baskın sebebiyle görevini yapamaz hale gelmiş ve mahkeme ertelenmek zorunda kalmıştır. Konuyu çok üzücü buluyorum ve buna yol açan özellikle milletvekillerini şiddetle kınıyorum" açıklamasını eleştirdi ve 5 Ağustos'ta Silivri'de görülecek davaya parti olarak güçlü bir şekilde katılacaklarını belirtti.

"BİZ DURUŞMA BASMAYA DEĞİL DURUŞMA İZLEMEYE GİDİYORUZ"
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, "5 Ağustos’ta Silivri’de CHP olarak çok güçlü bir şeklide bulunacağız. Bülent Arınç’ın bu konuda yapmış olduğu açıklamalarda tam bir garabettir. Aslında ben Bülent Arıç’la ilgili suç duyurusunda bulunacağım. Silivri’de bir kişinin burnu bile kanarsa bunun sorumlusu başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç’tır. İnsanlar oraya anayasal haklarını kullanmaya gidecekler. Biz duruşmayı basmaya değil, duruşmayı izlemeye gidiyoruz. Bülent Arınç kendine gelsin söylediği lafları hemen geriye alsın. Devletin görevi yurttaşını kollamak ve korumaktır. Bülent Arınç tehditler savuracağına, vatandaşlarının haklarını korusun. Ben Bülent Arınç için suç duyurusunda bulunacağım" diye konuştu.

"HİÇBİR SOMUT DELİL YOKTUR"
Yargının kontrol altına girdiğini iddia eden Vekil Yüksel, suçlu ve suçsuzların birarada yargılandığını ve yargılamanın tarihe kara bir leke olarak düşeceğini savundu.

Alaattin Yüksel, şöyle konuştu: "Yargı, AKP'nin ustalık döneminde onların hükmü altına girmiştir. AKP, yargıyı da tamamen kontrolü altına almıştır. Bu süreçte ne tutukluların ne de bizlerin yapabileceği bir şey yok. Bu davada asla hukuk düzeni yoktur, orada her türlü hukuksuzluk mevcuttur. Oradaki insanlar orada savunmalarını yaparken adeta ceza yağmıştır. Sadece Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye afiş dağıtmaktan içeride yatan ve yargılananlar bulunuyor. Söylediği şeyler, insanları anayasal haklarını engelleyecek tehditlerdir. Politika olarak çok sıcak gelişmeler yaşanmaya başlandı. 5 Ağustos’ta Silivri'de bir Ergenekon davasının karar duruşması yapılacak. 3 gün önce Silivri'deydim. Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, İlker Başbuğ ve diğerlerini ziyaret etme imkanı buldum. Biz onlara moral vermek için gittik ama onlar bize moral verdi. Biz dışarıda daha sıkıntılı bir beklenti içerisindeyken, onlar bize göre daha moralli ve sakin bulunuyorlar. İnanılmaz bir enerjileri var. Başlarına gelecek her türlü olumsuzluğa rağmen hiçbir suçlarının olmadığını biliyorlar. Kendileri dışında, savcıların da söylediği gibi hiçbir ciddi suça rastlanmıyor. Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarlığını yaparken tutuklanan Mustafa Balbay, Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atanlarla aynı suçtan yargılanıyor. Yine orada Danıştay katiliyle aynı davada yargılanıyor bu insanlar. Bu yargılama Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Danıştay davasını da bu davayla birleştirerek, şiddeti orada buruyorlar. Milyonlarca sayfa dava dosyası oluşmuştur. Bir insanın yaşamı boyunca okuyamayacağı çok sayıda dosyalar oluşmuştur. Burada hiçbir somut delil yoktur.”