Abd'nin Bağımsızlık Günü Resepsiyonu
ANKARA - AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, dün katıldığı ABD'nin Bağımsızlık Günü resepsiyonunda yaşananlarla ilgili olarak, "ABD Büyükelçisi ifade özgürlüğü kapsamında konuşmasını yaptı. Biz de ifade özgürlüğü kapsamında cevabımızı verdik" diye konuştu.
Bakan Bağış, "Erasmus Programı 2013 yılı Hibe Dağıtım Sonuçları"nın düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ABD Büyükelçisinin, Gezi Parkı olaylarına ilişkin Bağımsızlık Günü resepsiyonunda yaptığı açıklamayı, daha önce AK Parti Genel Merkezi ziyaretinden sonraki konuşmasıyla karşılaştırdığını belirten Bağış, açıklamaların arasında "ton" farkı olduğunu söyledi.
"Zannediyorum o açıklama sonrası Türkiye'deki bazı kesimlerin baskıları altında, dün farklı bir tonda konuşma yapmayı tercih etmiş olabilir" diyen Bağış, kendisine, bu konuda, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti olarak konumunu izah eden bir cevap verdiğini ifade etti.
ABD'nin Türkiye'nin çok eski dostu ve müttefiki olduğuna işaret eden Bağış, "Eski dost düşman olmaz. Biz ABD ile stratejik işbirliğinin sadece askeri alanda değil aynı zamanda ticari, kültürel, sosyal ve akademik alanlarda da devam etmesi için kararlıyız. ABD Büyükelçisi ifade özgürlüğü kapsamında konuşmasını yaptı. Biz de ifade özgürlüğü kapsamında cevabımızı verdik. Amerika'nın doğum gününü bir kez daha kutluyoruz" diye konuştu.
-"AB'nin ortak pozisyonundan bırakın Türkiye'nin tatmin olmasını birçok AB üyesi ülke de tatmin değil"
Bağış, Mısır'da yaşananlara yönelik Avrupa Birliği'nin ve ABD'nin yeterli tepki verip vermediğine ilişkin bir soru üzerine, AB Komisyonu'nun daha önce bir açıklama yaptığını söyleyerek, bu açıklamanın yapılmasında kendi temaslarının etkili olduğunu belirtti.
AB Komisyonu Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile görüştüğünü vurgulayan Bağış, AB'nin konuyla ilgili tepkisini yetersiz bulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"AB Komisyonu adına Yüksek Temsilci Sayın Catherine Ashton bir açıklama yaptı. Daha sonra telefonla görüştüm. AB Dönem Başkanlığını üstlenen Litvanya'nın Dışişleri Bakanı bir açıklama yaptı. Avrupa'daki bazı ülkelerin yetkilileri de bireysel ya da ülkelerini temsilen açıklamalar yaptı. Ama AB'nin ortak pozisyonundan bırakın Türkiye'nin tatmin olmasını birçok AB üyesi ülke de tatmin değil. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, 'AB'nin daha kapsamlı bir açıklama yapmasına ihtiyaç var' dedi.
Bildt, aynı zamanda 'Mısır'da, herkes demokratik ilkelere ve anayasal düzene saygı göstermelidir' de dedi.
Avrupa Parlamentosu'nda farklı görüşler dillendirildi."
-"Darbenin en iyi hali bile demokrasinin en kötü halinden çok daha kötüdür"
Mısır'da yaşanan sürecin henüz tamamlanmadığını vurgulayan Bağış, Mısır halkının iktidarı yeniden ele almasını ve demokrasiyi yeniden güçlendirmesini umduğunu dile getirdi. Mısır'da demokratik sürecin güçlenmesinin sadece Mısır için değil, dünya barışı için de çok önemli olduğunun altını çizen Bağış, Mısır'ı önemli ve Arap coğrafyasının en entelektüel hazinesinin bulunduğu ülke olarak nitelendirdi. Bu ülkenin aynı zamanda Ortadoğu'da kritik bir misyonu bulunduğunu, bu açıdan da süreci Türkiye olarak yakından takip ettiklerini kaydeden Bağış, şöyle konuştu:
"Dünyanın neresinde olursa olsun hepimizin her türlü darbeye karşı bir duruş sergilememiz gerektiğine inancımı bir kez daha vurgulamak istiyorum. Darbenin en iyi hali bile demokrasinin en kötü halinden çok daha kötüdür. Demokrasinin yavaş işlediği dönemlerde bile ülkeler her zaman daha emin adımlarla ileriler. Ama darbe dönemlerinde maalesef ülkeler karanlık tünellere sürüklenirler. Allah hiçbir ülkenin başına böyle darbe garabetleri vermesin"
-"Denizde ne varsa kıyıya o vurur"
Bağış, Cumhuriyet Halk Partisi'nin dün Mısır'daki gelişmelere yönelik yorumlarına bakıldığında CHP'nin neden ilelebet muhalefete mahkum olduğunun anlaşılacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP zihniyetinin elinde değil, doğasında var. Geçmişte olduğu gibi bugün de hala darbeci zihniyetin pençesinden kurtulamadığını, dün akşam bazı CHP milletvekilleri hem verdikleri beyanlarla hem attıkları tweetlerle hem de meclisin genel kurulunda yaptıkları konuşmalarla çok net bir şekilde ortaya koydular. CHP bugüne kadar milletin vicdanında yargılanıp ilelebet muhalefete mahkum olmuş bir parti olma kavramından kurtulamadı. Neden çok partili sisteme geçtikten bu yana CHP'nin iktidar olamadığını anlamak istemeyenler, CHP'nin Mısır'daki darbeye karşı tutumunu incelerlerse hiçbir sorun yaşamadan onu idrak ederler, anlarlar. Mevlana'nın çok güzel bir sözü var 'Denizde ne varsa kıyıya o vurur' insanın kalbinden ne geçerse diline de o yansır. CHP'nin söylemleri, sözleri genetik kodlarında olan darbeci zihniyetin tezahürüdür."
Kaynak: AA
ABD Büyükelçisinin, Gezi Parkı olaylarına ilişkin Bağımsızlık Günü resepsiyonunda yaptığı açıklamayı, daha önce AK Parti Genel Merkezi ziyaretinden sonraki konuşmasıyla karşılaştırdığını belirten Bağış, açıklamaların arasında "ton" farkı olduğunu söyledi.
"Zannediyorum o açıklama sonrası Türkiye'deki bazı kesimlerin baskıları altında, dün farklı bir tonda konuşma yapmayı tercih etmiş olabilir" diyen Bağış, kendisine, bu konuda, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti olarak konumunu izah eden bir cevap verdiğini ifade etti.
ABD'nin Türkiye'nin çok eski dostu ve müttefiki olduğuna işaret eden Bağış, "Eski dost düşman olmaz. Biz ABD ile stratejik işbirliğinin sadece askeri alanda değil aynı zamanda ticari, kültürel, sosyal ve akademik alanlarda da devam etmesi için kararlıyız. ABD Büyükelçisi ifade özgürlüğü kapsamında konuşmasını yaptı. Biz de ifade özgürlüğü kapsamında cevabımızı verdik. Amerika'nın doğum gününü bir kez daha kutluyoruz" diye konuştu.
-"AB'nin ortak pozisyonundan bırakın Türkiye'nin tatmin olmasını birçok AB üyesi ülke de tatmin değil"
Bağış, Mısır'da yaşananlara yönelik Avrupa Birliği'nin ve ABD'nin yeterli tepki verip vermediğine ilişkin bir soru üzerine, AB Komisyonu'nun daha önce bir açıklama yaptığını söyleyerek, bu açıklamanın yapılmasında kendi temaslarının etkili olduğunu belirtti.
AB Komisyonu Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile görüştüğünü vurgulayan Bağış, AB'nin konuyla ilgili tepkisini yetersiz bulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"AB Komisyonu adına Yüksek Temsilci Sayın Catherine Ashton bir açıklama yaptı. Daha sonra telefonla görüştüm. AB Dönem Başkanlığını üstlenen Litvanya'nın Dışişleri Bakanı bir açıklama yaptı. Avrupa'daki bazı ülkelerin yetkilileri de bireysel ya da ülkelerini temsilen açıklamalar yaptı. Ama AB'nin ortak pozisyonundan bırakın Türkiye'nin tatmin olmasını birçok AB üyesi ülke de tatmin değil. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, 'AB'nin daha kapsamlı bir açıklama yapmasına ihtiyaç var' dedi.
Bildt, aynı zamanda 'Mısır'da, herkes demokratik ilkelere ve anayasal düzene saygı göstermelidir' de dedi.
Avrupa Parlamentosu'nda farklı görüşler dillendirildi."
-"Darbenin en iyi hali bile demokrasinin en kötü halinden çok daha kötüdür"
Mısır'da yaşanan sürecin henüz tamamlanmadığını vurgulayan Bağış, Mısır halkının iktidarı yeniden ele almasını ve demokrasiyi yeniden güçlendirmesini umduğunu dile getirdi. Mısır'da demokratik sürecin güçlenmesinin sadece Mısır için değil, dünya barışı için de çok önemli olduğunun altını çizen Bağış, Mısır'ı önemli ve Arap coğrafyasının en entelektüel hazinesinin bulunduğu ülke olarak nitelendirdi. Bu ülkenin aynı zamanda Ortadoğu'da kritik bir misyonu bulunduğunu, bu açıdan da süreci Türkiye olarak yakından takip ettiklerini kaydeden Bağış, şöyle konuştu:
"Dünyanın neresinde olursa olsun hepimizin her türlü darbeye karşı bir duruş sergilememiz gerektiğine inancımı bir kez daha vurgulamak istiyorum. Darbenin en iyi hali bile demokrasinin en kötü halinden çok daha kötüdür. Demokrasinin yavaş işlediği dönemlerde bile ülkeler her zaman daha emin adımlarla ileriler. Ama darbe dönemlerinde maalesef ülkeler karanlık tünellere sürüklenirler. Allah hiçbir ülkenin başına böyle darbe garabetleri vermesin"
-"Denizde ne varsa kıyıya o vurur"
Bağış, Cumhuriyet Halk Partisi'nin dün Mısır'daki gelişmelere yönelik yorumlarına bakıldığında CHP'nin neden ilelebet muhalefete mahkum olduğunun anlaşılacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP zihniyetinin elinde değil, doğasında var. Geçmişte olduğu gibi bugün de hala darbeci zihniyetin pençesinden kurtulamadığını, dün akşam bazı CHP milletvekilleri hem verdikleri beyanlarla hem attıkları tweetlerle hem de meclisin genel kurulunda yaptıkları konuşmalarla çok net bir şekilde ortaya koydular. CHP bugüne kadar milletin vicdanında yargılanıp ilelebet muhalefete mahkum olmuş bir parti olma kavramından kurtulamadı. Neden çok partili sisteme geçtikten bu yana CHP'nin iktidar olamadığını anlamak istemeyenler, CHP'nin Mısır'daki darbeye karşı tutumunu incelerlerse hiçbir sorun yaşamadan onu idrak ederler, anlarlar. Mevlana'nın çok güzel bir sözü var 'Denizde ne varsa kıyıya o vurur' insanın kalbinden ne geçerse diline de o yansır. CHP'nin söylemleri, sözleri genetik kodlarında olan darbeci zihniyetin tezahürüdür."