Sanayi Kentinin Tarihi Camileri Zamana Direniyor

KOCAELİ - Kocaeli'de Osmanlı döneminde inşa edilen görkemli camiler, deprem ve yangınlara rağmen bugünlere kadar ulaşmayı başardı.

Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan bu yana zengin tarihi dokuya sahip Kocaeli'de Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca tescillenmiş 46 cami, külliye, mescit, medrese, türbe, hazire ve benzeri yapı bulunuyor.

Osmanlı döneminin ilk yıllarında yapılan camiler, kentin tarihi dokusuna ayrı bir güzellik ve zenginlik katıyor.

İzmit'te 14. yüzyıla ait, Orhan Gazi döneminin önemli yapılarından biri olan ve günümüze kadar gelebilen, halk arasında "Orhan Cami" olarak bilinen Gazi Süleyman Paşa Camisi, kentin ayakta kalan en erken tarihli Osmanlı yapısı özelliği taşıyor.

Dilovası ilçesinde 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde aldığı ağır hasar nedeniyle ibadete kapatılan 200 yıllık Seyyid Hacı Veliyüddin Ağa Camisi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyon çalışması yapılarak ramazan ayında ibadete açıldı.

Cami, 2 asır sonra ilk defa restorasyondan geçen yapı özelliğini taşıyor.

Diğer yandan, 1523 yılında yapılan Çoban Mustafa Paşa Camisi ve Külliyesi, 1579 yılında Mimar Sinan tarafından yapılan, halk arasında Yeni Cuma Camisi olarak adlandırılan Pertev Mehmed Paşa Camisi ve Külliyesi ile 1571'de Mimar Sinan tarafından yapılan Mehmed Bey Camisi, Kocaeli'nin tanınan başlıca en eski ve en önemli tarihi camileri arasında yer alıyor.

-Tavşancıl Seyyid Hacı Veliyüddin Ağa Camisi

Dilovası ilçesinin tarihi oldukça eskilere uzanan yerleşim birimlerinden birisi olan Tavşancıl'da bir tüccar olan Seyyid Hacı Veliyüddin Ağa tarafından 1818'de yaptırılmış.

Dikdörtgen planlı ve kagir şekilde inşa edilen camide yöresel malzeme kullanılmış, tek şerefeli minaresi bulunan caminin üzeri kırma çatıyla örtülmüş.

Dilovası'ndaki en eski Osmanlı camisi özelliği taşıyan, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde ağır hasar gören, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından aslına uygun restore edilen cami, ramazanda ibadete açıldı.

- Cami-i Şerif-i Pertev Mehmet Paşa

Şehrin merkezinde yer alan, halk arasında ''Yeni Cuma Camisi'' olarak bilinen Pertev Mehmed Paşa Camisi ve Külliyesi, bir menzil külliyesi olarak yapılmış. Cami, Pertev Mehmet Paşa'nın ölümünden sonra vasiyeti üzerine, Mimar Sinan tarafından 1579 yılında inşa edilmiş.

İlk zamanlarda, cami, kervansaray, aşevi, çeşme, sıbyan mektebi ve dükkanlardan meydana gelen külliyeden, sadece cami, şadırvan, sıbyan mektebi, hamam, imaret bacası ve külliye çeşmesi ulaşabildi.

Külliyeyi oluşturan yapıların onarımları, 1719, 1764, 1858, 1952-1961 arası ve 17 Ağustos 1999 depremi sonrası gerçekleştirildi.

Tek kubbeli ve tek minareli caminin inşaatında kesme taş malzemesi kullanılmış.

Mermer mihrap, vaaz kürsüsü, minber ve giriş kapısı bezemelerle kaplı caminin bezeme açısından en zengin bölümünü minberi oluşturuyor. Minber aynalığında ''sonsuzluk prensibi''yle yapılmış geometrik süslemeler güzellik katıyor.

Caminin avlu duvarının batı girişindeki kapı üzerinde bulunan kitabede, ''Cami-i Şerif-i Pertev Mehmet Paşa, Sene 987'' yazısı dikkat çekiyor, avluda bulunan şadırvan ise mermer ve pudding taşından yapılmış.

Şadırvanın her cephesinde birer musluk düzeneği bulunuyor. 1999 yılındaki Marmara depreminde zarar gören minaresi şerefe kaidesinden itibaren yenilenen caminin avlusunun güneybatı köşesinde bulunan ve kemerli 3 bölümden oluşan çeşmenin ilk bölümü insanların, diğer iki bölümü de hayvanların su ihtiyacını karşılamak amacıyla tasarlandı.

- 680 yıllık "kılıçla hutbe" okuma geleneği

Halk arasında Orhan Camisi olarak bilinen Gazi Süleyman Paşa Camisi, İzmit kentine hakim bir tepede, Orhan Mahallesi'nde, İçkale'de bulunuyor. İkinci Osmanlı padişahı Orhan Bey'in oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından 1332 yılında yaptırılan cami, İzmit'teki Türk dönemi yapıların en eskisidir.

Cami, inşaa edildikten sonra ''fetih geleneği''ne göre kılıçla hutbe okutulmuş ve o tarihten bu güne kadar, bayram ve cuma namazı hutbelerine kılıçla çıkma geleneği devam ediyor.

14. yüzyılda yapılan cami, 1843, 1947, 1967, 1969, 2004, 2007 yıllarında onarımdan geçirilerek yapısını günümüze kadar korudu, bugünkü son mimari hali ise, 1843 yılı sonrası Sultan Abdülmecid'in emriyle gerçekleştirilen onarımda şekillendi.

Hünkar mahfili, son cemaat yeri, kadınlar mahfili, kubbe, minber ve vaaz kürsüsü, onarım sonrası caminin yapısına eklendi.

Sultan Abdülmecid'in de zaman zaman camiyi ziyaret ettiği rivayet ediliyor.

-Padişah mahfilli cami

Beden duvarları kagir tarzda yapılan cami, kuzeybatı-güneydoğu istikametinde dikdörtgen plana sahiptir. Caminin esas ibadet yeri olan harim kısmı, yapının en eski bölümünü oluşturuyor.

Caminin giriş kapısı üzerinde dikdörtgen planlı harimin kıble yönü duvarında mihrap ve minber, kuzeydoğu duvarında vaaz kürsüsü bulunurken, harim kısmının ortasında ise ahşap bir kubbeye yer verilmiş.

Kadınlar ve hünkar mahfili iki bölümden oluşan camide, hünkar mahfilinin kadınlar mahfiline bitişik kısmı, padişahın ibadet etmek için kullandığı, diğer kısmıysa dinlenmek ve diğer ihtiyaçlarını gidermek için kullandığı mekan olarak tasarlanmış.

Gazi Süleyman Paşa Camisi'nin harim kısmında, kubbe içinde ortada güneş ışınlarını andıran çizgiler, ışınları sınırlayan rozetler, rozetlerin çevresinde de farklı büyüklüklerde elipsi andıran şekiller yer alıyor.

Caminin 19. yüzyılda yeniden inşa edilen minaresi, 1945 yılında yıldırım düşmesi, 1999 yılında Marmara depreminde zarar görmesiyle 2007'de yenilendi.

-Akçakoca Camisi

Eski İzmit'in merkezinde yer alan Akçakoca Mahallesi'nin tek, İzmit'in de ilk camileri arasında yerini alan Akçakoca Camisi'nin 1255 yılında yapıldığı tahmin ediliyor.

Birçok kez tamirat geçirdiği için ilk kurulduğu dönemin karakterini büyük ölçüde kaybeden caminin minaresi, bugünkünden daha eski bir görünüme sahip olarak duruyor.

Akçakoca Camisi, iki kanat olarak duran cami kapılarının orijinalliğini günümüze kadar ulaştıran ender yapılar arasında yerini alıyor.

-Karabali Camisi

Osmanlı döneminin akıncı beylerinden Karabali Bey tarafından 1527 yılında Karamürsel'de yaptırılan Karabali Camisi, Kurtuluş Savaşı'nda Karamürsel'in işgali sırasında yakıldı.

Karamürsel'in, 1921 yılında düşman işgalinden kurtarılmasından 6 yıl sonra 1927'de ilçe halkının girişimi ve desteğiyle tamamen çökmüş olan caminin kubbesi ve diğer yapıları onarılarak ibadete açıldı.

-Çoban Mustafa Paşa Camisi ve Külliyesi

Çoban Mustafa Paşa tarafından 1523 yılında Gebze'de yaptırılan ve aynı adı taşıyan Çoban Mustafa Paşa Camisi ve Külliyesi, ilçeye hakim bir noktada, varlığını bugünlere kadar sürdürerek, görkemli yapısıyla tarihe meydan okuyan yapıların başında geliyor.

Çoban Mustafa Paşa'nın Mısır'a vali atandığı dönemde yapımı devam eden cami, mimarisinde Mısır dokularını barındırıyor.

Cami için taşınabilir parçaları, Kahire'de yaptırılarak, Darıca İskelesi'nden Gebze'ye ulaştırılan süslemeler, Mısırlı ustalar tarafından yerlerine yerleştirildi.

Yaklaşık 490 yıllık, kare planlı, üzeri 4 sütunun taşıdığı 24 metre yüksekliğindeki geniş bir kubbe ile örtülü olan cami, duvarları taş zemin üzerine kesme taş ve mükemmel tuğlalarla örülü bulunuyor. Çevresi 2,5 metre yüksekliğinde oldukça kalın duvarlarla çevrili olan caminin her cephesinde bir tane olmak üzere, 4 giriş kapısı yer alıyor.

Caminin de içinde bulunduğu külliyenin planının Mimar Sinan tarafından çizildiği ve baş kalfası Hüseyin Ağa tarafından inşa edildiği düşünülüyor.

Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, cami, medrese, kütüphane, bimarhane, han, hamam, kervansaray, paşa odaları, tekke, arşiv, hela, su kuyusu, şadırvan ve bir türbeden oluşuyor.

-Kanuni dönemine ait, küllerinden yeniden doğan cami

Halk arasında Fevziye Camisi olarak bilinen Mehmet Bey Camisi, Mimar Sinan tarafından 1571 yılında, Kanuni Sultan Süleyman'ın döneminde yaptırılarak hizmete girdi.

Çok sayıda yangın ve depremde büyük hasar gören cami, yenilenerek tekrar ibadete açıldı.

Fevziye Camisi, 1757 yılında çıkan bir yangında tamamen kullanılamaz hale geldi, kısa zaman sonra tekrar yaptırıldı. İbadete açıldıktan kısa süre sonra tekrar yanan ve büyük hasar oluşan cami, Kaptan-ı Derya Ahmet Fevzi Paşa tarafından yeniden inşa ettirilerek, 1836 yılında Osmanlı Padişahı Sultan 2. Mahmud tarafından ibadete açıldı.

1894 yılında meydana gelen depremde büyük zarar görmesi üzerine cami Sultan 2. Abdülhamid'in emriyle tamamen yıkılarak, taş ve tuğlalarla yeniden inşa edildi.

Caminin zamanla zarar gören duvarları, 1915 yılında sökülerek sıva ve badana yapılıp tavan, merdiven ve çerçeveleri yenilendi. 1967'de Adapazarı depreminde yıkılarak yeniden inşa edilen caminin minaresi, 17 Ağustos 1999'daki Marmara depreminde ikinci kez yıkıldı.

Fevziye Camisi, 2002 yılında restore edilerek, aslına uygun mimarisiyle ibadete açıldı.

Kaynak: AA