İit Genel Sekreteri İhsanoğlu, Moskova'da Suriye Sorununu Görüştü
MOSKOVA - İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Suriye krizine çözüm bulunması amacıyla Cenevre'de uluslararası konferans yapılmasını desteklediklerini söyledi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da konferansa İran gibi bölgesel aktörlerin de katılması gerektiğini belirtti.
İhsanoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı ile başkent Moskova'da yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısında konuştu.
Lavrov'la görüşmesinin ana gündem maddesini Suriye krizinin oluşturduğunu kaydeden İhsanoğlu, askeri müdahale olmadan meseleye siyasi diyalogla çözüm bulunmasından ve bu ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasından yana olduğunu söyledi.
İhsanoğlu, Suriye'de durumun her geçen gün daha kötüye gittiğini ve çatışmaların bölge ülkelerine de sıçradığını vurgulayarak, Cenevre'de bu konuda konferans düzenlenmesini desteklediklerini bildirdi. Bu toplantının uluslararası toplumun Suriye konusunda çözüme ulaşmak için harcadığı çabaya destek olacağını dile getiren İhsanoğlu, Rusya'nın konferansa katılma konusunda İTT'ye verdiği destek için teşekkür etti.
İİT Genel Sekreteri, Cenevre'de yapılacak konferansın Suriye sorununa çözüm getirmesi gerektiğine dikkati çekerek, görüşmelerde kan dökülmesi ve şiddeti durdurmanın yollarının aranması, belirlenen süre içerisinde geçiş döneminin nasıl yapılacağını konusunda karar verilmesi gerektiğini söyledi.
Suriye'de şiddetin bir an önce durdurularak demokratik bir düzene geçilmesinin önemli olduğunu vurgulayan İhsanoğlu, çatışmaların tüm bölgede kayıp ve yıkımlara neden olduğunu kaydetti.
İhsanoğlu, Rusya'nın Cenevre'deki ikinci konferans için düzenlenmesi ve sorunun çözülmesindeki yapıcı rölünü önemsediklerini belirtti.
-"Cenevre'de tüm aktörler olmalı"
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, İİT ile çeşitli platformlarda işbirliklerini sürdürdüklerini, kültürlerarası ve dinlerarası ilişkilerin yanısıra İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde varolan problemlerin çözümü için ortak çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
Lavrov, İİT Genel Sekreteri'ne Suriye konusunda Rusya'nın çabaları, konferansla ilgili öne çıkan ve aşılması gereken engeller konusunda bilgi verdiğini söyledi.
Cenevre konferansına İİT'in verdiği destek için İhsanoğlu'na teşekkür eden Lavrov, Rusya'nın soruna barışçıl yollardan çözüm bulunmasını istediğini vurguladı. Lavrov, Suriye içindeki tüm tarafların ve Suriye dışındaki tüm oyuncuların sorunun çözülmesi için ellerinden geleni yapmaları konusunda İhsanoğlu ile hemfikir olduklarını ifade ederek şunları kaydetti:
"Rusya, Cenevre konferansının bölgeye etki eden ülkelerin geniş katılımıyla yapılması taraftarıdır. İran ve Mısır gibi Suriye'ye etki yapabilecek, iktidar ve muhalefet arasında anlaşmanın sağlanmasına yardımcı olabilecek ülkelerin katılmasını istiyoruz."
-"Silah yardımı şiddet sarmalı getirir"
Lavrov, "Bir ABD'li temsilcinin 'Kusayr'da Hizbullah ve İran'ın desteği olmadan hükümet güçleri muhalefeti bölgeden çıkaramazdı' şeklinde açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"ABD'li temsilcinin Suriye ordusunun muhalefet ile savaşmak için yardıma ihtiyacı olduğunu söylemesi, mantık çerçevesinde, muhalefetin iyi eğitilmiş ve iyi silahlanmış kişilerden oluştuğu anlamına gelir. Biz muhalefetin dışardan eğitildiği konusunda bilgiler alıyoruz. Bu nedenle son zamanlarda oradaki çatışmaların sivil halkı hedef aldığı söylentilerini doğru bulmuyoruz."
Batı ülkelerinin "dengenin sağlanması için muhalefete silah yardımı yapacakları"nı söylemelerinin soruna hiçbir çözüm getirmediğini ve şiddet sarmalının devam etmesi anlamına geldiğini kaydeden Lavrov, "Bizim siyasi çözümden mi yoksa yönetim değişikliğinden mi yana olduğumuzu belirlememiz lazım" dedi.
-"İslam dünyasındaki çatışmalar dini değil politik nedenlerden"
İhsanoğlu, Suriye'nin İİT toplantılarına çağrılmaması konusundaki soruyu cevaplandırırken, "2011 mayısında Beşar Esed'e özel mektup göndererek reform yapılması ve yaşanan son olaylar ışığında tutumunu gözden geçirmesi istedim. Bunun dışında da başka teşebbüslerde bulundum. Ancak bir sonuça ulaşamadım" diye konuştu.
Ortadoğu'da dinler ya da mezhepler arası çatışmalar çıkmasını arzu etmediklerini belirten İhsanoğlu, şöyle konuştu:
"İslam dini ve Müslümanlar hiçbir zaman dinlerearası çatışmanın çıkmasından yana değildir. Her zaman şiddete karşıdır. Köklü İslam tarihinde şiddetten yana olduğumuz konusunda hiçbir olay yoktur. İslam dünyasında şu anda var olan çatışmalar politik ve jeopolitik nedenle çıkmaktadır. Bu çatışmaların dinle hiçbir bağlantısı olmadığını, sadece kendi kişisel çıkarlarından kaynaklandığını düşünüyorum. İslam'da bir mezhebin diğer mezhepten üstün kılacak şartlar yoktur. Şu anda meydana gelenlerin İslam ile hiçbir alakası yoktur."
İslam dünyasında çeşitli mehzeplerin yüzyıllarca birlikte yaşadıklarının altını çizen İhsanoğlu, Sünni veya Şiilerin hiçbir zaman mehzep temelli bir çatışma içinde olmadıklarını söyledi.
Mehzep temelindeki sorunların ABD'nin Irak'a müdahalesi sonrası bu ülkede oluşan politik gruplar tarafından oluşturulduğuna dikkati çeken İhsanoğlu, Irak'ta siyasetin mezhep üzerinden yürütülmesinin hata olduğunu ve İslam'a zarar verdiğini kaydetti.
Suriye'de çatışmaların yaşandığı ilk dönemde, hem iktidar hem de muhalefet tarafında çeşitli dini görüşlere mensup insanların yer aldığına işaret eden İhsanoğlu, son dönemlerde ise bu durumun değiştiğini dile getirdi.
Kaynak: AA
Lavrov'la görüşmesinin ana gündem maddesini Suriye krizinin oluşturduğunu kaydeden İhsanoğlu, askeri müdahale olmadan meseleye siyasi diyalogla çözüm bulunmasından ve bu ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasından yana olduğunu söyledi.
İhsanoğlu, Suriye'de durumun her geçen gün daha kötüye gittiğini ve çatışmaların bölge ülkelerine de sıçradığını vurgulayarak, Cenevre'de bu konuda konferans düzenlenmesini desteklediklerini bildirdi. Bu toplantının uluslararası toplumun Suriye konusunda çözüme ulaşmak için harcadığı çabaya destek olacağını dile getiren İhsanoğlu, Rusya'nın konferansa katılma konusunda İTT'ye verdiği destek için teşekkür etti.
İİT Genel Sekreteri, Cenevre'de yapılacak konferansın Suriye sorununa çözüm getirmesi gerektiğine dikkati çekerek, görüşmelerde kan dökülmesi ve şiddeti durdurmanın yollarının aranması, belirlenen süre içerisinde geçiş döneminin nasıl yapılacağını konusunda karar verilmesi gerektiğini söyledi.
Suriye'de şiddetin bir an önce durdurularak demokratik bir düzene geçilmesinin önemli olduğunu vurgulayan İhsanoğlu, çatışmaların tüm bölgede kayıp ve yıkımlara neden olduğunu kaydetti.
İhsanoğlu, Rusya'nın Cenevre'deki ikinci konferans için düzenlenmesi ve sorunun çözülmesindeki yapıcı rölünü önemsediklerini belirtti.
-"Cenevre'de tüm aktörler olmalı"
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, İİT ile çeşitli platformlarda işbirliklerini sürdürdüklerini, kültürlerarası ve dinlerarası ilişkilerin yanısıra İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde varolan problemlerin çözümü için ortak çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
Lavrov, İİT Genel Sekreteri'ne Suriye konusunda Rusya'nın çabaları, konferansla ilgili öne çıkan ve aşılması gereken engeller konusunda bilgi verdiğini söyledi.
Cenevre konferansına İİT'in verdiği destek için İhsanoğlu'na teşekkür eden Lavrov, Rusya'nın soruna barışçıl yollardan çözüm bulunmasını istediğini vurguladı. Lavrov, Suriye içindeki tüm tarafların ve Suriye dışındaki tüm oyuncuların sorunun çözülmesi için ellerinden geleni yapmaları konusunda İhsanoğlu ile hemfikir olduklarını ifade ederek şunları kaydetti:
"Rusya, Cenevre konferansının bölgeye etki eden ülkelerin geniş katılımıyla yapılması taraftarıdır. İran ve Mısır gibi Suriye'ye etki yapabilecek, iktidar ve muhalefet arasında anlaşmanın sağlanmasına yardımcı olabilecek ülkelerin katılmasını istiyoruz."
-"Silah yardımı şiddet sarmalı getirir"
Lavrov, "Bir ABD'li temsilcinin 'Kusayr'da Hizbullah ve İran'ın desteği olmadan hükümet güçleri muhalefeti bölgeden çıkaramazdı' şeklinde açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"ABD'li temsilcinin Suriye ordusunun muhalefet ile savaşmak için yardıma ihtiyacı olduğunu söylemesi, mantık çerçevesinde, muhalefetin iyi eğitilmiş ve iyi silahlanmış kişilerden oluştuğu anlamına gelir. Biz muhalefetin dışardan eğitildiği konusunda bilgiler alıyoruz. Bu nedenle son zamanlarda oradaki çatışmaların sivil halkı hedef aldığı söylentilerini doğru bulmuyoruz."
Batı ülkelerinin "dengenin sağlanması için muhalefete silah yardımı yapacakları"nı söylemelerinin soruna hiçbir çözüm getirmediğini ve şiddet sarmalının devam etmesi anlamına geldiğini kaydeden Lavrov, "Bizim siyasi çözümden mi yoksa yönetim değişikliğinden mi yana olduğumuzu belirlememiz lazım" dedi.
-"İslam dünyasındaki çatışmalar dini değil politik nedenlerden"
İhsanoğlu, Suriye'nin İİT toplantılarına çağrılmaması konusundaki soruyu cevaplandırırken, "2011 mayısında Beşar Esed'e özel mektup göndererek reform yapılması ve yaşanan son olaylar ışığında tutumunu gözden geçirmesi istedim. Bunun dışında da başka teşebbüslerde bulundum. Ancak bir sonuça ulaşamadım" diye konuştu.
Ortadoğu'da dinler ya da mezhepler arası çatışmalar çıkmasını arzu etmediklerini belirten İhsanoğlu, şöyle konuştu:
"İslam dini ve Müslümanlar hiçbir zaman dinlerearası çatışmanın çıkmasından yana değildir. Her zaman şiddete karşıdır. Köklü İslam tarihinde şiddetten yana olduğumuz konusunda hiçbir olay yoktur. İslam dünyasında şu anda var olan çatışmalar politik ve jeopolitik nedenle çıkmaktadır. Bu çatışmaların dinle hiçbir bağlantısı olmadığını, sadece kendi kişisel çıkarlarından kaynaklandığını düşünüyorum. İslam'da bir mezhebin diğer mezhepten üstün kılacak şartlar yoktur. Şu anda meydana gelenlerin İslam ile hiçbir alakası yoktur."
İslam dünyasında çeşitli mehzeplerin yüzyıllarca birlikte yaşadıklarının altını çizen İhsanoğlu, Sünni veya Şiilerin hiçbir zaman mehzep temelli bir çatışma içinde olmadıklarını söyledi.
Mehzep temelindeki sorunların ABD'nin Irak'a müdahalesi sonrası bu ülkede oluşan politik gruplar tarafından oluşturulduğuna dikkati çeken İhsanoğlu, Irak'ta siyasetin mezhep üzerinden yürütülmesinin hata olduğunu ve İslam'a zarar verdiğini kaydetti.
Suriye'de çatışmaların yaşandığı ilk dönemde, hem iktidar hem de muhalefet tarafında çeşitli dini görüşlere mensup insanların yer aldığına işaret eden İhsanoğlu, son dönemlerde ise bu durumun değiştiğini dile getirdi.