Ak Partili Vekiller Ticaret Odasını Ziyaret Etti
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Aydın Milletvekilleri Semiha Öyüş ve Ali Gültekin Kılınç, SGK Aydın Müdürlüğüne ve Aydın Ticaret Odası'nı (AYTO) ziyaret ettiler.
Göreve yeni seçilen AYTO'nun meclis ve yönetim kurulu üyelerine başarılar dileyen AK Parti Aydın Milletvekili Ali Gültekin Kılınç, AYTO yönetiminin kendilerini TBMM'de ziyaret ettiğini, bu ziyaretin de bir bakıma iade-i ziyaret olduğunu söyledi.
AYTO Yönetim Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda önceden Nazilli Ticaret Odası Başkanı olması nedeniyle Milletvekili Ali Gültekin Kılınç'ın kendileri için ekstra bir önem arz ettiğini belirten Başkan Ülken, “Damdan düşenin halini damdan düşen anlar. Kendisi odacılığı bizden çok daha iyi biliyor. Senelerce Nazilli Ticaret Odası başkanlığı yaptı. Bizim kanunumuzu, işleyişimizi, sorunlarımızı, artı ve eksilerimizi gayet iyi bilir. O noktada biz kendisinden de destek bekliyoruz” diye konuştu.
“TİCARET ODALARININ EN ASLİ GÖREVİ…”
Sivil toplum örgütlerinin Türkiye'nin demokratikleşme sürecindeki rolünün her geçen gün arttığına dikkat çeken Kılınç, “20 yıldan fazla ticaret odasının çeşitli kademelerinde görev yaptım. Ticaret odalarının rolü diğer sivil toplum kuruluşlarından biraz daha farklı. Örneğin AYTO'nun 7 bin üyesi var ama bu üyeler Aydın'ın tamamını kucaklıyor. En fazla katma değer üreten, en fazla istihdamı sağlayan kesim olarak toplumun tamamını hitap ediyorsunuz. Görev yaptığım dönemde Nazilli Ticaret Odası'na bağlı 7 ilçede uzun yaşamın tanıtılması, halkın sağlıklı beslenmesi ve sağlıklı gıda üretilmesi yönünde çalışmalar yaptık. Bugün iyi bir noktaya getirdik. O dönemde bize insanlar 'Sen ziraat odası başkanı mısın?' diye soruyorlardı. Üyelerimizin hak ve menfaatlerini korurken, toplumun genel zenginliğinin de önemsenmesi gerektiğine inanıyoruz. Köylünün ve çiftçinin üzerinde para olmazsa ben istediğim kadar üyemin hak ve menfaatlerini koruyayım! Koruyamazsın. Farklı unsurları öne çıkararak toplumdaki zenginliğin yaygınlaştırılmasının ticaret odalarının en asli görevlerinden biri olduğuna inanıyorum ” dedi.
Türkiye'nin ekonomisinin kötüye gitmesinin herkesi sıkıntıya sokacağına dikkat çeken Semiha Öğüş ise, “Bakınız Gezi olayları başladığı zaman hemen Türkiye aleyhine 'güvenliği yoktur, oraya gitmeyin' diye propagandalar yapılmaya başlandı. Turistler rezervasyonlarını iptal edip geri döndüler ya da gelmiyorlar. Bundan hep beraber sıkıntı duyacağız. Bu bakımdan bilinçli ve akılcı davranmak gerektiğini düşünüyordum.
Herkesin kendini ifade etme hakkı vardır. Ama burada ölçülü olmak ve vatanseverlik ölçülerini aşmayan tavırlar içerisinde olunması gerektiğini düşünüyorum. Heyecanlı ve ötesini düşünemeyen kardeşlerimiz var demek ki! Onları ben aklıselime davet ediyorum. Ülkemizin geleceği ekonomik ve siyasi istikrara bağlı. Avrupa basınında 'Bizim ülkemize de bir Erdoğan lazım' diyordu halk. Biz gelecekten, insanımızın basiretinin üstün geleceğinden eminiz. Tahribatları hızla tamir edip, yolumuza hızla devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
ENTEGRE ÇALIŞMA GEREKİYOR
Aydın'ın yer altı ve yer üstü kaynaklarının etkin bir şekilde değerlendirilmesinden yana olduğunu sözlerine ekleyen Öyüş, “Şimdi 2002 Türkiye'sinden çok farklı bir yerdeyiz. Elimizdeki potansiyelleri en verimli şekilde harekete geçirmek ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak gerekir. Bunun için entegre bir çalışma gerekiyor. Üreticiden nihai tüketime her aşamaya kadar sizlerin bir yol gösterici olacağı kanaatindeyim. Üyelerinizin önündeki engelleri kaldırmak da siyaseten bizim vazifemiz” şeklinde konuştu.
“İSTİŞARE ETMEK HER ZAMAN İYİDİR”
Ziyaretlerinden dolayı AK Partili Milletvekillerine teşekkür eden AYTO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ülken, “Türkiye, dünyanın da seyriyle birlikte hızla demokratikleşme içerisinde. Odalar olarak TOBB'un çatısı altında biz aslında bir denge unsuruyuz. Sivil toplum örgütleri ve bizim gibi meslek odaları, bir anlamda baskı unsurudur. Ama bu baskı ağırlıklı olarak hep negatif olarak algılanır. Aslında negatif anlamda değil, itici güç anlamında değerlendirilir ve pozitif manada entegre bir çalışmaya kanalize ettiğiniz takdirde kümülatif bir kazanç elde ederiz. Neticede ülke ve üreten kesim kazanç elde eder. Sorunları görüp sizlere iletmek bizim ana görevimiz. Neticede bizler de emanetçiyiz. Sizlere üyelerimizin taleplerini iletmiş olacağız. Sizler de doğal olarak seçmenlerinizin taleplerini dile getirmiş olacaksınız. Üyelerimizin yerelde yaşadığı sorunlarını yerel yöneticilere iletmek de bizim görevimiz. İstişare etmek her zaman iyidir. Sürekli istişare etmek lazım” dedi.
Kaynak: İHA
AYTO Yönetim Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda önceden Nazilli Ticaret Odası Başkanı olması nedeniyle Milletvekili Ali Gültekin Kılınç'ın kendileri için ekstra bir önem arz ettiğini belirten Başkan Ülken, “Damdan düşenin halini damdan düşen anlar. Kendisi odacılığı bizden çok daha iyi biliyor. Senelerce Nazilli Ticaret Odası başkanlığı yaptı. Bizim kanunumuzu, işleyişimizi, sorunlarımızı, artı ve eksilerimizi gayet iyi bilir. O noktada biz kendisinden de destek bekliyoruz” diye konuştu.
“TİCARET ODALARININ EN ASLİ GÖREVİ…”
Sivil toplum örgütlerinin Türkiye'nin demokratikleşme sürecindeki rolünün her geçen gün arttığına dikkat çeken Kılınç, “20 yıldan fazla ticaret odasının çeşitli kademelerinde görev yaptım. Ticaret odalarının rolü diğer sivil toplum kuruluşlarından biraz daha farklı. Örneğin AYTO'nun 7 bin üyesi var ama bu üyeler Aydın'ın tamamını kucaklıyor. En fazla katma değer üreten, en fazla istihdamı sağlayan kesim olarak toplumun tamamını hitap ediyorsunuz. Görev yaptığım dönemde Nazilli Ticaret Odası'na bağlı 7 ilçede uzun yaşamın tanıtılması, halkın sağlıklı beslenmesi ve sağlıklı gıda üretilmesi yönünde çalışmalar yaptık. Bugün iyi bir noktaya getirdik. O dönemde bize insanlar 'Sen ziraat odası başkanı mısın?' diye soruyorlardı. Üyelerimizin hak ve menfaatlerini korurken, toplumun genel zenginliğinin de önemsenmesi gerektiğine inanıyoruz. Köylünün ve çiftçinin üzerinde para olmazsa ben istediğim kadar üyemin hak ve menfaatlerini koruyayım! Koruyamazsın. Farklı unsurları öne çıkararak toplumdaki zenginliğin yaygınlaştırılmasının ticaret odalarının en asli görevlerinden biri olduğuna inanıyorum ” dedi.
Türkiye'nin ekonomisinin kötüye gitmesinin herkesi sıkıntıya sokacağına dikkat çeken Semiha Öğüş ise, “Bakınız Gezi olayları başladığı zaman hemen Türkiye aleyhine 'güvenliği yoktur, oraya gitmeyin' diye propagandalar yapılmaya başlandı. Turistler rezervasyonlarını iptal edip geri döndüler ya da gelmiyorlar. Bundan hep beraber sıkıntı duyacağız. Bu bakımdan bilinçli ve akılcı davranmak gerektiğini düşünüyordum.
Herkesin kendini ifade etme hakkı vardır. Ama burada ölçülü olmak ve vatanseverlik ölçülerini aşmayan tavırlar içerisinde olunması gerektiğini düşünüyorum. Heyecanlı ve ötesini düşünemeyen kardeşlerimiz var demek ki! Onları ben aklıselime davet ediyorum. Ülkemizin geleceği ekonomik ve siyasi istikrara bağlı. Avrupa basınında 'Bizim ülkemize de bir Erdoğan lazım' diyordu halk. Biz gelecekten, insanımızın basiretinin üstün geleceğinden eminiz. Tahribatları hızla tamir edip, yolumuza hızla devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
ENTEGRE ÇALIŞMA GEREKİYOR
Aydın'ın yer altı ve yer üstü kaynaklarının etkin bir şekilde değerlendirilmesinden yana olduğunu sözlerine ekleyen Öyüş, “Şimdi 2002 Türkiye'sinden çok farklı bir yerdeyiz. Elimizdeki potansiyelleri en verimli şekilde harekete geçirmek ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak gerekir. Bunun için entegre bir çalışma gerekiyor. Üreticiden nihai tüketime her aşamaya kadar sizlerin bir yol gösterici olacağı kanaatindeyim. Üyelerinizin önündeki engelleri kaldırmak da siyaseten bizim vazifemiz” şeklinde konuştu.
“İSTİŞARE ETMEK HER ZAMAN İYİDİR”
Ziyaretlerinden dolayı AK Partili Milletvekillerine teşekkür eden AYTO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ülken, “Türkiye, dünyanın da seyriyle birlikte hızla demokratikleşme içerisinde. Odalar olarak TOBB'un çatısı altında biz aslında bir denge unsuruyuz. Sivil toplum örgütleri ve bizim gibi meslek odaları, bir anlamda baskı unsurudur. Ama bu baskı ağırlıklı olarak hep negatif olarak algılanır. Aslında negatif anlamda değil, itici güç anlamında değerlendirilir ve pozitif manada entegre bir çalışmaya kanalize ettiğiniz takdirde kümülatif bir kazanç elde ederiz. Neticede ülke ve üreten kesim kazanç elde eder. Sorunları görüp sizlere iletmek bizim ana görevimiz. Neticede bizler de emanetçiyiz. Sizlere üyelerimizin taleplerini iletmiş olacağız. Sizler de doğal olarak seçmenlerinizin taleplerini dile getirmiş olacaksınız. Üyelerimizin yerelde yaşadığı sorunlarını yerel yöneticilere iletmek de bizim görevimiz. İstişare etmek her zaman iyidir. Sürekli istişare etmek lazım” dedi.