Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Hakkında Aldığı Kararın Kabul Edilemez Olduğunu Belirterek, "türkiye Hiçbir Şekilde Hiçbir Ülke Ya Da Ülke Grubundan Ders Alma Durumunda Değildir" Dedi.
Kapat ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şehirlerde terör estirilmesine izin vermeyeceklerini, sokakta, mahallede, şehirde huzur bozanlara eyvallah etmeyeceklerini belirterek, "Türkiye'de sokakta hesap görme dönemi tamamen kapanmıştır. Milletin iradesini sokakta gasp etme dönemi kapanmıştır. Milleti sindirme, milleti korkutma, ürkütme dönemi tamamen kapanmıştır" dedi.
Erdoğan, kapatılan belde belediyelerinin AK Parti'li başkanlarının katılımıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Taksim Meydanı'nın Gezi Parkı dahil olmak üzere toplam 100 bin metrekare olduğunu, Topçu Kışlası'nın ise 11 bin metrekare alana oturduğunu söyledi.
Toplu Kışlası'nın içinde 70-80 ağacın dışındakilerin tamamının kalacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, Toplu Kışlası'nın kapalı olmayacağını, ana girişin açık tutulacağını belirterek, "Yani İstanbul halkı Topçu Kışlası'nın içine rahatlıkla girebilecek" dedi.
Topçu Kışlası'nın, kışla işlevi görmeyeceğini belirten Erdoğan, Türkiye'de şehir müzesi olmadığına dikkati çekerek, buranın İstanbul Şehir Müzesi olacağını belirtti.
Topkapı Müzesi'nde, Dolmabahçe'de depolarda çürüyen binlerce obje olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz bunları bu şehir müzesinde sergileme şansı bulacağız. Yerli, yabancı kim gelirse gelsin, burayı ziyaret edecek ve herkes inanıyorum ki bu güzel projenin önünde resimler çektirecekler. Çok farklı bir işleve sahip olacak. Buna olan inancım, bunu adeta şu anda görüyor gibiyim, böyle bir durum olacak. Bundan İstanbullu kazanacak, İstanbul kazanacak ve bütün o çevre kazanacak. Mesela Atatürk Kültür Merkezi ile ilgili açıklamamı yaptım. Burası depreme dayanıklı değil şu anda yıkıldı, yıkılıyor, böyle bir durumu var.
'Güçlendirelim' dediler, ben tabii karşı çıktım fakat arkadaşımız ısrar etti. Şimdi yeni bakanımıza talimatı verdik, durduruldu, buradaki hedefimiz de biz burayı yıkalım, bunun yerine yanındaki, arkadaki boşluk dahil, hepsini bu projeye dahil etmek suretiyle, ulusal, uluslararası fark etmez bir proje yarışması yapalım ve burada dev bir opera binası yapalım. Çok işlevi olan bir opera binası yapalım. Bu opera binası ile Türkiye'de bir ilki aslında yapacağız. Çünkü bizim böyle büyük bir opera binamız yok, küçüğü de yok zaten. 2 bin 500-3 bin izleyiciye imkan tanıyacak bir opera binasını yapmamız aslında iktidarımızın bir damgası olacaktır. Buna haset edenler, bunu kıskananlar, bunları yapamayanlar bizim karşımıza dikiliyor, 'AK Parti bunu nasıl yapar? Hayret, olur mu böyle bir şey? Ne yapacağız? Bunların önünü keselim' diye."
-"Bize mi sordun kardeşim"
Bunları söyleyenlerin çevreciliği kendilerinden daha iyi bilemeyeceğini söyleyen Erdoğan, 'SEKA Kağıt Fabrikası'nı yıkacağız' dediklerinde karşılarına CHP'nin çıktığını hatırlattı.
CHP'nin o dönemki genel başkanının milletvekillerini yanına alarak Kocaeli'ne gittiğini ve SEKA kağıt fabrikasında gösteriler yaptığını anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz ne dedik? 'Buraya park yapacağız, yeşil alana dönüştüreceğiz, çalışanları da mağdur etmeyeceğiz' dedik. Onlar günlerce, haftalarca gösteri yaptılar. Şimde SEKA kağıt fabrikasının yerinde ne var? Dev bir park var, bir de ufak müze var. Şimdi kim samimi, kim dürüst? Şimdi git o SEKA kağıt fabrikasından itibaren, oralar o sahilde tamamıyla yemyeşil alanlar, park alanları, tamamıyla halka arz edilmiş durumda. Bunu yapan AK Parti iktidarı, AK Parti belediyesi, biz yaptık. Biz, halkımızın hakkını gasbetmeye müsaade etmeyiz. Bakınız, Hilton. Hilton'un yanında yeşil alan vardır, epeyce büyüktür. Hilton'un sahipleri bu yeşil alanı Hilton'a ilave etmek istediler ve Şişli Belediyesi ile de bununla ilgili girişimlerde bulundular. Büyükşehir Belediye Başkanım bana durumu aktardı, böyle bir gelişme var dedi, dedim ki: Asla müsaade etmeyeceksin, kesinlikle buna müsaade etmeyeceksin.' Biz orada o yeşil alana dokundurtmayız. Şu andaki binasını restore edebilir, renovasyon yapabilir, ne yaparsa yapsın ancak o yeşil alana dokundurtmayız. İşte 'Ben burayı bunu düşünerek satın aldım, bilmem ne yaptım.' Bize mi sordun kardeşim? Burası yeşil alan. Dolayısıyla biz burada böyle bir şeye müsaade etmeyiz."
-"Allah aşkına sen nasıl çevrecisin?"
AK Parti iktidarı olarak 2 milyar 800 milyon fidan ve ağaçtan bahsettiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Çıkıyor bir tane muhalefet partisinden, hesaplar yapmış kendine göre, kaç metrekareye ne kadar ağaç dikilir diye. Ağaç değil, fidan. O fidanlar yetişecek inşallah onları senin de çorak olan arazilerine dikeceğiz, merak etme. Bunları bilmesi lazım. Bunlara fidan nedir diye sorsan, ağaç diye tanımlar. Ağacı sorsan fidan diye tanımlar. Onun için lütfen bu oyunlara da gelmeyelim" dedi.
Katılımcılardan birinin "Aşırı idrara maruz kalan ağaçlar kuruyacaktır" sözleri üzerine de Erdoğan, "İşte bak çevreci" diye karşılık verdi. Milletin bunlara iltifat etmediğini çok iyi bildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kendi üniversitesinin öğrencilerini bu gösterilere gönderen bir üniversite 15 yaş üzeri on binlerce ağacı kesmek suretiyle oraya üniversite yapan bir gruptur. Öğrencilerini buraya gönderiyor ve şu anda oradaki üniversite mahkemeler neticesinde, 'burası devletindir' neticesinin çıktığı bir üniversitedir. Ama oradaki orman, onlar tarafından katledilmiştir. Şimdi bizim karşımıza çevreci diye çıktı. Allah aşkına sen nasıl çevrecisin? Aslında burada onların kestikleri bu ağaçların hesabını ayrıca vermeleri lazım. Bunlar bir garip, bunlara karşı duyarlı, dikkatli olmamız lazım, kim çevreyi sever, kim yeşili sever bunu da çok iyi bilmemiz lazım."
-"O akşam açıklaması manidardır"
Üçüncü havalimanına yönelik açıklamasında Atatürk Havalimanı'nın belli bir kısmının küçük bir havalimanı olarak kalacağına, gayet büyük bir kısmının ise orman alanı haline getireceğine ilişkin sözlerini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şu anda eski adıyla Yeşilköy Havalimanı, yeni adıyla Atatürk Havalimanı olan yerde, uluslararası camiada iş adamları ile ilgili ufak uçakların indiği ufak havalanları olur, orada öyle bir havalanı bırakacağız, tek pistli havaalanı. Ama o büyük olan kısmını inşallah orayı da 'bir park, bir orman alanına çevireceğiz' dedik. Bunu da söyledik, buna rağmen 'İstemezük, istemezük.' Tamam o zaman plebisit yaparız. Bunun neticesinde ne çıkıyorsa o. Bununla ilgili olarak yarın Genişletilmiş İl Başkanları Toplantımızda belediye başkanım da burada olacak, kendilerine gerekli talimatı bununla ilgili vereceğiz. Bu arada yürüyen bir idari mahkeme var. Bunun da neticesini bir görelim istiyoruz, sonuna kadar bunu da devam ettireceğiz. Neticesini takip edeceğiz. Benim üzüntümde şudur: İdari mahkeme bunu, bu Gezi Parkı olaylarının patlak verdiği anda, o akşam açıklaması manidardır. Bir diğer özelliği de şu: Yürütmenin savunmasını verinceye kadar yürütmenin durdurulmasına diye bir kararın verilmesi de manidardır. Bir defa ortada ne var? Şu anda ihalesi yapılmış bir proje mi var? Yok. Ne yapılacağı belli olan bir süreç mi var? Yok. Bir kişi size bir yazı yazıyor, siz bu yazı üzerinden böyle bir kararı veriyorsunuz. Nasıl böyle bir kararı verirsiniz? Bu ülkenin bu hale gelmesine nasıl bir zemin hazırlarsınız? Böyle bir adım atılır, diyelim ki ihale yapılır, yürütmeyi durdurmayı verirsiniz. Ne ihale var, ne proje var, ne şu var, ne bu var, hiçbir şey yokken siz kalkıyorsunuz bunun kararını veriyorsunuz. Bu düşündürücüdür."
-"Biz bu sistemi bozduk"
"Türkiye AK Parti dönemine kadar imtiyazlıların haklı olduğu bir ülkeydi. Kaymak tabaka, elit tabaka, seçkinler, bazı sermaye çevreleri özellikle de faiz lobisi bir avuç olmasına rağmen 76 milyona hükmediyor, 76 milyona dayatmalarda bulunuyordu" ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, geçen yılın en çok kazananlar arasındaki ilk 13 firmasından 11'inin finans kuruluşu olduğuna dikkati çekti.
Bu tablonun görülmesini isteyen Erdoğan, "Tabii biz bu sistemi bozduk. Çünkü 642 milyar devletin cebine girdiği için bunlar rahatsızlar. Çünkü onu da istiyorlardı biliyor musunuz, bunlar doyumsuzdur. Bunlar bir gecede yüzde 7 bin 500 faizle para kazananlar, yüzde 7 bin 500. Tabii şimdi böyle bir şey olmuyor" diye konuştu.
Yerel seçimlere yaklaşık 8 aylık bir zaman kaldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Çok açık söylüyorum, şehirlerde terör estirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Sokakta, mahallede, şehirde huzur bozanlara biz eyvallah etmeyeceğiz. Kimin hesabı varsa yerel seçimler var, gelsin hesabını sandıkta görsün. Şimdi, Türkiye'de sokakta hesap görme dönemi tamamen kapanmıştır. Milletin iradesini sokakta gasp etme dönemi kapanmıştır. Milleti sindirme, milleti korkutma, ürkütme dönemi tamamen kapanmıştır."
Kaynak: AA
Toplu Kışlası'nın içinde 70-80 ağacın dışındakilerin tamamının kalacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, Toplu Kışlası'nın kapalı olmayacağını, ana girişin açık tutulacağını belirterek, "Yani İstanbul halkı Topçu Kışlası'nın içine rahatlıkla girebilecek" dedi.
Topçu Kışlası'nın, kışla işlevi görmeyeceğini belirten Erdoğan, Türkiye'de şehir müzesi olmadığına dikkati çekerek, buranın İstanbul Şehir Müzesi olacağını belirtti.
Topkapı Müzesi'nde, Dolmabahçe'de depolarda çürüyen binlerce obje olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz bunları bu şehir müzesinde sergileme şansı bulacağız. Yerli, yabancı kim gelirse gelsin, burayı ziyaret edecek ve herkes inanıyorum ki bu güzel projenin önünde resimler çektirecekler. Çok farklı bir işleve sahip olacak. Buna olan inancım, bunu adeta şu anda görüyor gibiyim, böyle bir durum olacak. Bundan İstanbullu kazanacak, İstanbul kazanacak ve bütün o çevre kazanacak. Mesela Atatürk Kültür Merkezi ile ilgili açıklamamı yaptım. Burası depreme dayanıklı değil şu anda yıkıldı, yıkılıyor, böyle bir durumu var.
'Güçlendirelim' dediler, ben tabii karşı çıktım fakat arkadaşımız ısrar etti. Şimdi yeni bakanımıza talimatı verdik, durduruldu, buradaki hedefimiz de biz burayı yıkalım, bunun yerine yanındaki, arkadaki boşluk dahil, hepsini bu projeye dahil etmek suretiyle, ulusal, uluslararası fark etmez bir proje yarışması yapalım ve burada dev bir opera binası yapalım. Çok işlevi olan bir opera binası yapalım. Bu opera binası ile Türkiye'de bir ilki aslında yapacağız. Çünkü bizim böyle büyük bir opera binamız yok, küçüğü de yok zaten. 2 bin 500-3 bin izleyiciye imkan tanıyacak bir opera binasını yapmamız aslında iktidarımızın bir damgası olacaktır. Buna haset edenler, bunu kıskananlar, bunları yapamayanlar bizim karşımıza dikiliyor, 'AK Parti bunu nasıl yapar? Hayret, olur mu böyle bir şey? Ne yapacağız? Bunların önünü keselim' diye."
-"Bize mi sordun kardeşim"
Bunları söyleyenlerin çevreciliği kendilerinden daha iyi bilemeyeceğini söyleyen Erdoğan, 'SEKA Kağıt Fabrikası'nı yıkacağız' dediklerinde karşılarına CHP'nin çıktığını hatırlattı.
CHP'nin o dönemki genel başkanının milletvekillerini yanına alarak Kocaeli'ne gittiğini ve SEKA kağıt fabrikasında gösteriler yaptığını anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz ne dedik? 'Buraya park yapacağız, yeşil alana dönüştüreceğiz, çalışanları da mağdur etmeyeceğiz' dedik. Onlar günlerce, haftalarca gösteri yaptılar. Şimde SEKA kağıt fabrikasının yerinde ne var? Dev bir park var, bir de ufak müze var. Şimdi kim samimi, kim dürüst? Şimdi git o SEKA kağıt fabrikasından itibaren, oralar o sahilde tamamıyla yemyeşil alanlar, park alanları, tamamıyla halka arz edilmiş durumda. Bunu yapan AK Parti iktidarı, AK Parti belediyesi, biz yaptık. Biz, halkımızın hakkını gasbetmeye müsaade etmeyiz. Bakınız, Hilton. Hilton'un yanında yeşil alan vardır, epeyce büyüktür. Hilton'un sahipleri bu yeşil alanı Hilton'a ilave etmek istediler ve Şişli Belediyesi ile de bununla ilgili girişimlerde bulundular. Büyükşehir Belediye Başkanım bana durumu aktardı, böyle bir gelişme var dedi, dedim ki: Asla müsaade etmeyeceksin, kesinlikle buna müsaade etmeyeceksin.' Biz orada o yeşil alana dokundurtmayız. Şu andaki binasını restore edebilir, renovasyon yapabilir, ne yaparsa yapsın ancak o yeşil alana dokundurtmayız. İşte 'Ben burayı bunu düşünerek satın aldım, bilmem ne yaptım.' Bize mi sordun kardeşim? Burası yeşil alan. Dolayısıyla biz burada böyle bir şeye müsaade etmeyiz."
-"Allah aşkına sen nasıl çevrecisin?"
AK Parti iktidarı olarak 2 milyar 800 milyon fidan ve ağaçtan bahsettiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Çıkıyor bir tane muhalefet partisinden, hesaplar yapmış kendine göre, kaç metrekareye ne kadar ağaç dikilir diye. Ağaç değil, fidan. O fidanlar yetişecek inşallah onları senin de çorak olan arazilerine dikeceğiz, merak etme. Bunları bilmesi lazım. Bunlara fidan nedir diye sorsan, ağaç diye tanımlar. Ağacı sorsan fidan diye tanımlar. Onun için lütfen bu oyunlara da gelmeyelim" dedi.
Katılımcılardan birinin "Aşırı idrara maruz kalan ağaçlar kuruyacaktır" sözleri üzerine de Erdoğan, "İşte bak çevreci" diye karşılık verdi. Milletin bunlara iltifat etmediğini çok iyi bildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kendi üniversitesinin öğrencilerini bu gösterilere gönderen bir üniversite 15 yaş üzeri on binlerce ağacı kesmek suretiyle oraya üniversite yapan bir gruptur. Öğrencilerini buraya gönderiyor ve şu anda oradaki üniversite mahkemeler neticesinde, 'burası devletindir' neticesinin çıktığı bir üniversitedir. Ama oradaki orman, onlar tarafından katledilmiştir. Şimdi bizim karşımıza çevreci diye çıktı. Allah aşkına sen nasıl çevrecisin? Aslında burada onların kestikleri bu ağaçların hesabını ayrıca vermeleri lazım. Bunlar bir garip, bunlara karşı duyarlı, dikkatli olmamız lazım, kim çevreyi sever, kim yeşili sever bunu da çok iyi bilmemiz lazım."
-"O akşam açıklaması manidardır"
Üçüncü havalimanına yönelik açıklamasında Atatürk Havalimanı'nın belli bir kısmının küçük bir havalimanı olarak kalacağına, gayet büyük bir kısmının ise orman alanı haline getireceğine ilişkin sözlerini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şu anda eski adıyla Yeşilköy Havalimanı, yeni adıyla Atatürk Havalimanı olan yerde, uluslararası camiada iş adamları ile ilgili ufak uçakların indiği ufak havalanları olur, orada öyle bir havalanı bırakacağız, tek pistli havaalanı. Ama o büyük olan kısmını inşallah orayı da 'bir park, bir orman alanına çevireceğiz' dedik. Bunu da söyledik, buna rağmen 'İstemezük, istemezük.' Tamam o zaman plebisit yaparız. Bunun neticesinde ne çıkıyorsa o. Bununla ilgili olarak yarın Genişletilmiş İl Başkanları Toplantımızda belediye başkanım da burada olacak, kendilerine gerekli talimatı bununla ilgili vereceğiz. Bu arada yürüyen bir idari mahkeme var. Bunun da neticesini bir görelim istiyoruz, sonuna kadar bunu da devam ettireceğiz. Neticesini takip edeceğiz. Benim üzüntümde şudur: İdari mahkeme bunu, bu Gezi Parkı olaylarının patlak verdiği anda, o akşam açıklaması manidardır. Bir diğer özelliği de şu: Yürütmenin savunmasını verinceye kadar yürütmenin durdurulmasına diye bir kararın verilmesi de manidardır. Bir defa ortada ne var? Şu anda ihalesi yapılmış bir proje mi var? Yok. Ne yapılacağı belli olan bir süreç mi var? Yok. Bir kişi size bir yazı yazıyor, siz bu yazı üzerinden böyle bir kararı veriyorsunuz. Nasıl böyle bir kararı verirsiniz? Bu ülkenin bu hale gelmesine nasıl bir zemin hazırlarsınız? Böyle bir adım atılır, diyelim ki ihale yapılır, yürütmeyi durdurmayı verirsiniz. Ne ihale var, ne proje var, ne şu var, ne bu var, hiçbir şey yokken siz kalkıyorsunuz bunun kararını veriyorsunuz. Bu düşündürücüdür."
-"Biz bu sistemi bozduk"
"Türkiye AK Parti dönemine kadar imtiyazlıların haklı olduğu bir ülkeydi. Kaymak tabaka, elit tabaka, seçkinler, bazı sermaye çevreleri özellikle de faiz lobisi bir avuç olmasına rağmen 76 milyona hükmediyor, 76 milyona dayatmalarda bulunuyordu" ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, geçen yılın en çok kazananlar arasındaki ilk 13 firmasından 11'inin finans kuruluşu olduğuna dikkati çekti.
Bu tablonun görülmesini isteyen Erdoğan, "Tabii biz bu sistemi bozduk. Çünkü 642 milyar devletin cebine girdiği için bunlar rahatsızlar. Çünkü onu da istiyorlardı biliyor musunuz, bunlar doyumsuzdur. Bunlar bir gecede yüzde 7 bin 500 faizle para kazananlar, yüzde 7 bin 500. Tabii şimdi böyle bir şey olmuyor" diye konuştu.
Yerel seçimlere yaklaşık 8 aylık bir zaman kaldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Çok açık söylüyorum, şehirlerde terör estirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Sokakta, mahallede, şehirde huzur bozanlara biz eyvallah etmeyeceğiz. Kimin hesabı varsa yerel seçimler var, gelsin hesabını sandıkta görsün. Şimdi, Türkiye'de sokakta hesap görme dönemi tamamen kapanmıştır. Milletin iradesini sokakta gasp etme dönemi kapanmıştır. Milleti sindirme, milleti korkutma, ürkütme dönemi tamamen kapanmıştır."