"Vesvese Psikiyatrik Hastalık Belirtisi"
DENİZLİ - Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Herken, halk arasında vesvese olarak bilinen durumun kişiyi rahatsız edip, işlevselliğini bozması ve zaman kaybına neden olmasının psikiyatrik bir hastalığın belirtisi olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Herken, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Obsesif Kompulsif Bozukluk hastalığının, yaklaşık 50 kişiden birinde görüldüğünü, hastalığın uzun süreli olduğunu, hatta ömür boyu devam edebildiğini belirtti.
Söz konusu hastalığa sahip kişilerin saçma gelen ama düşünmekten kendisini alıkoyamadığı bir takım takıntılı durumun yarattığı sıkıntıyı ortadan kaldırmak için bazı tekrarlayıcı davranışları, düşünsel eylemleri yaptığını ifade eden Herken, vesvesenin belli yaş gruplarında özellikle rastlanan bir yakınma olduğunu dile getirdi.
Bu durumun aslında psikiyatrik bir hastalığın belirtisi olduğuna işaret eden Hasan Erken, "Sadece basit bir hastalıkta, küçük şüpheler ve emin olamama duygusunda kalırsa bunda sorun yok, psikiyatrik bir hastalık diyemeyiz. Halk arasında vesvese olarak bilinen durum, kişiyi rahatsız ediyor, işlevselliğini bozuyor ve zaman kaybına neden oluyorsa bu psikiyatrik bir hastalığın belirtisidir. Bunlar belli bir boyutu aştıysa rahatsızlık diyebiliriz. Yoksa bir miktar titizlik, ufak tefek takıntıları olan her insan rahatsız değildir. Bunu demek doğru değil."
Prof. Dr. Herken, kişideki vesvese halinin kimi durumlarda eli çok yıkama, tuvalet ve banyoda uzun süre kalma, herhangi bir konuyu çok takma, apartmanın katlarını sayma gibi belirtilerle de devam edebildiğini kaydetti.
Hastalığın, kişinin hayatının herhangi bir döneminde ciddi zorlanmalar sırasında da gelişebildiğini ve tedavisinin kolay olmadığını anlatan Herken, şunları söyledi:
"Her hastanın durumu diğerinden farklıdır. Hastanın takıntı yaptığı şeyler, hayatın herhangi bir döneminde değişiklik gösterebilir. Bugün olan semptom dizesiyle 3 ay sonra hastalık alevlendikten sonraki semptom dizeleri birbirinden farklı olabilir. Vesvese, hastalığın şikayetlerinden sadece biridir. Basit bir vesvese mi yoksa çok üst düzeye çıkmış bir takıntı mı olduğunu ancak hasta ile yaptığımız görüşmede anlayabiliyoruz. Bu rahatsızlık toplumda yüzde 1-2 arasında görülür. Hayatın belli bir döneminde gelen basit bir takıntı olduğu gibi sürekliliği olan, çok ağır boyutlara ulaşan yakınmalar da görülebilir."
Kaynak: AA
Söz konusu hastalığa sahip kişilerin saçma gelen ama düşünmekten kendisini alıkoyamadığı bir takım takıntılı durumun yarattığı sıkıntıyı ortadan kaldırmak için bazı tekrarlayıcı davranışları, düşünsel eylemleri yaptığını ifade eden Herken, vesvesenin belli yaş gruplarında özellikle rastlanan bir yakınma olduğunu dile getirdi.
Bu durumun aslında psikiyatrik bir hastalığın belirtisi olduğuna işaret eden Hasan Erken, "Sadece basit bir hastalıkta, küçük şüpheler ve emin olamama duygusunda kalırsa bunda sorun yok, psikiyatrik bir hastalık diyemeyiz. Halk arasında vesvese olarak bilinen durum, kişiyi rahatsız ediyor, işlevselliğini bozuyor ve zaman kaybına neden oluyorsa bu psikiyatrik bir hastalığın belirtisidir. Bunlar belli bir boyutu aştıysa rahatsızlık diyebiliriz. Yoksa bir miktar titizlik, ufak tefek takıntıları olan her insan rahatsız değildir. Bunu demek doğru değil."
Prof. Dr. Herken, kişideki vesvese halinin kimi durumlarda eli çok yıkama, tuvalet ve banyoda uzun süre kalma, herhangi bir konuyu çok takma, apartmanın katlarını sayma gibi belirtilerle de devam edebildiğini kaydetti.
Hastalığın, kişinin hayatının herhangi bir döneminde ciddi zorlanmalar sırasında da gelişebildiğini ve tedavisinin kolay olmadığını anlatan Herken, şunları söyledi:
"Her hastanın durumu diğerinden farklıdır. Hastanın takıntı yaptığı şeyler, hayatın herhangi bir döneminde değişiklik gösterebilir. Bugün olan semptom dizesiyle 3 ay sonra hastalık alevlendikten sonraki semptom dizeleri birbirinden farklı olabilir. Vesvese, hastalığın şikayetlerinden sadece biridir. Basit bir vesvese mi yoksa çok üst düzeye çıkmış bir takıntı mı olduğunu ancak hasta ile yaptığımız görüşmede anlayabiliyoruz. Bu rahatsızlık toplumda yüzde 1-2 arasında görülür. Hayatın belli bir döneminde gelen basit bir takıntı olduğu gibi sürekliliği olan, çok ağır boyutlara ulaşan yakınmalar da görülebilir."