Uludere Davası Dosyasının Askeri Savcılığa Gönderilmesi

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Uludere'de 34 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili açılan soruşturmayı, görevsizlik kararı vererek, dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığa gönderilmesini değerlendiren Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, kararın yasadışı olduğunu, hukuken doğru bulmadığını söyledi.

Uludere Davası Dosyasının Askeri Savcılığa Gönderilmesi
28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak’ın Uludere ilçesi Gülyazı köyünde 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili soruşturmaya bakan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, görevsizlik kararı vererek dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığa gönderdi. Karara tepki gösteren Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Tahir Elçi, 34 sivil insanın ölümüyle sonuçlanan, yaşam hakkının ağır bir ihlalini oluşturan böylesi ağır bir suçun, olayda sorumluluğu olan Genelkurmay Başkanlığı’nın bünyesindeki savcılık tarafından sorgulanmasını doğru bulmadıklarını dile getirdi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği kararın, yasal bakımında hukuken yanlış bir karar olduğunu ifade eden Elçi, "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı görevsizlik karar vererek, dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığa gönderdi. Biz bu kararı hukuken ve yasal bakımında doğru bulmuyoruz. Bu eylem sivillere yönelik ve sivil bir mekanda meydana gelmiştir. Askeri bir niteliği yoktur. Bu açıdan bu soruşturmanın Askeri Ceza Usul Yasası hükümleri çerçevesinde düşünmek doğru değil. 2010 tarihinde yapılan referandumda kabul edilen ve anayasada bir dizi değişiklilik öngörenlerden biri de Anayasa’nın 145. maddesiydi. Bu maddeye göre, Askeri yargının görev alanı sınırlandırılmıştı. Bundan böyle tümüyle asker kişilere ilişkin, askeri bir mahalde ve askeri görev olmayan bütün soruşturmalar Askeri Yargı alanının dışına çıkarılması öngörülüyor. Nitekim bu nedenle Ergenekon ve Balyoz gibi soruşturmalar askeri yargı yerine, sivil yargı bakıyor. 34 sivil insanın ölümüyle sonuçlanan, yaşam hakkının ağır bir ihlalini oluşturan böylesi ağır bir suçun, olayda sorumluluğu olan Genelkurmay Başkanlığı’nın bünyesindeki savcılık tarafından sorgulanmasını doğru bulmuyoruz. Böyle bir savcılığın objektif, her türlü etkiden uzak, adil, etkili bir şekilde soruşturmayı yürüteceğine inanmıyoruz" dedi.

“SORUŞTURMANIN TARAFSIZ BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’de yaşam hakkına ilişkin bir çok kararda soruşturmaların nasıl yürütüleceğine ilişkin değerlendirmelerin olduğunu anlatan Elçi, soruşturmanın tarafsız bir şekilde yürütülmeyeceğini vurguladı. Elçi, "Olayda sorumluluğu bulunan kurumların dışında tarafsız makamlar tarafından soruşturulma yapılması gerektiği konuda kararlar vermiştir. Dolayısıyla Genelkurmay Başkanı’ndan tutun, bombalama faaliyetini gerçekleştiren pilota kadar, sorumluluğu olan bir kurumun bünyesindeki askeri savcılık tarafından bu soruşturmanın tarafsız bir şekilde yürütülebilmesi mümkün değil" diye konuştu.

Soruşturmanın Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığa gönderilmesinin yanlış olduğunu ve bu yanlıştan dönüleceğini umduklarını dile getiren Elçi, "Çok büyük endişelerimiz var. Uludere olayına benzer bir çok olayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılık tarafından etkili bir şekilde soruşturulamadı. Örneğin 1994 yılında Şırnak’ın Kuşkonak ve Koçağa köyüne benzer şekilde bombalama gerçekleşmişti. Yıllarca o soruşturma sürdü. Hava Kuvvetler Komutanlığı Askeri Savcılığı ne yazık ki bu soruşturma etkili ve tarafsız bir şekilde soruşturulamadı. Dava tekrar sivil yargıya gönderilmişti. Biz başından beri bu soruşturmanın etkili ve doğru bir şekilde yürütülmediğini söyledik. Başından beri bu soruşturma gizli yürütülüyordu. Dosyaya bir kısıtlama kararı konularak, delilleri, ölenlerin yakınları ve onların avukatları tarafından incelemesine imkan tanılanmadı. Böylesi önemli bir dava kamuoyunun denetimi dışından sürdürüldü. O dosyada ne deliller var, savcılık hangi delilleri toplamamış, kimlerin ifadelerini almış veya almamış konusunda ölenlerin yakınları ve avukatlarının hiçbir bilgisi olmadı. Başından beri bu soruşturmanın etkili bir şekilde, olması gerektiği gibi, objektif bir biçimde yürütülmediğini ilişkin kaygılarımız verilen bu kararla daha fazla güçlenmiştir. Bu yanlıştan dönüleceğini umuyoruz" şeklinde konuştu

Elçi, kararın henüz mağdurlara ve avukatlara tebliğ edilmediğini ifade ederek, tebligat işlemleriyle birlikte bu yasadışı karara karşı gerektiği itirazda bulunacakların sözlerine ekledi

Kaynak: İHA