İstanbul’un Fethi’nin Yıldönümü

Bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılmasına neden olan İstanbul’un Fethi’nin Komutanı Sultan Fatih’in başarısının sebepleri iyi anlaşılıp günümüze uyarlanarak, idealimizdeki neslin yetiştirilmesine örnek teşkil etmesi istendi.

Malatya’nın Kale İlçesi Dedeköy Mahallesi Cami İmam Hatibi Lütfi Özkul’un hazırladığı, “İstanbul’un fethi ve Fatih olmak” konulu hutbe, geçtiğimiz Cuma günü Malatya’da Cuma hutbesinde okundu.

29 Mayıs 1453’te İstanbul’un fetih edildiğinin hatırlatıldığı hutbede, “İnsanlık tarihinin maddi manevi, siyasi ve ilmi, dini ve ahlaki, seyrini değiştiren en büyük fetihlerinden biri şüphesiz ki İstanbul’un fethidir.

İstanbul’un fethi, tarih boyunca Müslüman milletlerin en büyük hedeflerinden biri olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s)’ in: “Kostantiniyye (İstanbul) mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, Onu fetheden asker ne güzel askerdir” müjdesi İstanbul’un fethine yönelik olarak ümmetin gönlünde, vazgeçilmez bir cihat ve fetih sevdası oluşturmuştur. İşte bu sevda ile İstanbul, ashabı kiram zamanından beri defalarca muhasara edilmiştir. Ancak bu kutlu fetih iman ile ibadeti, azim ile kararlılığı bünyesinde barındıran dini ve pozitif ilimlere vakıf bir padişah olan Fatih Sultan Mehmet ile “Ölürsem şehit kalırsam gazi” anlayışıyla kahramanca mücadele eden şanlı ordusuna nasip olmuştur.

Yıllarca dünyaya hükmeden ecdadımız gittiği yerlere zulüm, kan ve gözyaşı götürmemiş; bilakis hak, hukuk, adalet ve hoşgörü götürmüştür. Fethedilen yerlere han, hamam, kervansaray, medrese, köprüler inşa etmiştir. Müslümanların fetih ve cihattaki asıl amaçları toprakları fethetmek değil, Yunus Emre’nin; “Dostun evi gönüllerdir/ gönüller yapmaya geldim” İfadesiyle insanların gönüllerini de fethederek Allah’ın dinini tebliğ etmektir.

Yani; “Niyetim, Allah yolunda cihat edenlere örnek olmaktır. Gayretim İslam Dinini yüceltme gayretidir.” dizeleriyle ifade etmiştir” dedi.

Fethin yeni nesle iyi anlatılması gerektiğini vurgulanarak, hutbede daha sonra şunlar belirtildi:
“Fetih’ten sonra Fatih’in Kostantiniyye’de yaşayan farklı din mensuplarının can ve mallarının emniyette olduğunu, Müslümanlarla beraber inanç ve ibadetlerini adet ve göreneklerini serbestçe yerine getirebileceklerini ilan etmesi, günümüzde insan hakları, din ve vicdan özgürlüğü konusunda herkesin ders alması gereken ve fethin asıl gayesini açıklayan önemli bir olaydır. Fetih, Allah’ın mülkünde Allah’ın adının yüceltilmesi, kalplerin ve ülkelerin Allah’ın rahmetine ve adaletine açılması anlayışıdır.

Tarih ibret almak için vardır. Bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılmasına neden olan bu fethin komutanı Sultan Fatih’in başarısının sebepleri iyi anlaşılıp günümüze uyarlanarak, idealimizdeki neslin yetiştirilmesine örnek teşkil etmelidir. İstanbul’un fethinde ve II. Mehmet’in Fatih unvanını almasında Allah’a iman, ihlas, ibadet, cihat ruhu, kardeşlik ruhu, birlik beraberlik, azim, tevekkül ve peygamberi örnek edinmek en önemli etkenlerdir. Milletlerin geleceğe emin adımlarla yürüyebilmeleri tarihe adını yazdırmaları yalnızca atalarının başarılarıyla övünmeleriyle değil atalarının başarılarını ileriye götürmeleriyle mümkündür.

Allah’ın dinini Dünya’nın her köşesine ulaştırmak için canlarıyla, mallarıyla, korkmadan, usanmadan cihat eden aziz ceddimizdeki fetih ruhuna bugün bütün dünya ve insanlık daha da muhtaçtır. Geçmişte olduğu gibi bu gün de Fatihler yetiştirebilir, iman ile ilmi yoğurarak zulüm ve adaletsizliğin kapladığı nice kaleler fethedebiliriz.”
Kaynak: İHA