İzmir Heyeti Diyarbakır'da
İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde kenti temsil eden 190 kişilik heyet, geldiği Diyarbakır’da barış, dostluk ve kardeşlik rüzgarı estirdi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen ziyarette iki kentin tüm sivil temsilcileri bir araya geldi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve beraberindeki ilçe belediye başkanları, çeşitli üniversitelerin rektörleri, işveren örgütleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Kent Konseyi bileşenleri, gazetecilerden oluşan 190 kişilik heyet, barış ve kardeşlik köprüsü oluşturmak amacıyla özel bir uçakla Diyarbakır’a geldi. Diyarbakır Havaalanı’nda Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, ilçe belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyeleri ile birlikte çiçeklerle karşıladı. Otobüslerle Diyarbakır’ın yeni yüzü olan Kayapınar ve Diclekent’te tur atan İzmir heyeti daha sonra Ulu Cami Meydanı’ndaki Turistik Cafe Restoran’da kahvaltıya oturdu. Burada Diyarbakır’ın geleneksel kahvaltısını yapan heyet ardından bir süre önce İzmir’e tayini çıkan Vali Mustafa Toprak’ı ziyaret etti. İzmir heyeti ardından Büyükşehir Belediyesi’ne geçti. Büyükşehir Belediyesi’nde İzmir heyetini, Diyarbakır’ın ilçe belediye başkanları, Sanayi ve Ticaret Odası dahil tüm iş dünyasının temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Kent Konseyi bileşenleri, sendikalar, gazeteci, yazarlar, DİAY-Der temsilcileri, Alevi, Süryani, Keldani, Ermeni cemaatin dini önderleri, akademisyenler ve çocuklarını çatışmalarda yitiren Barış Anneleri’nden oluşan yaklaşık 150 kişilik bir topluluk karşıladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da buluşmada hazır bulundu
Baydemir, İzmir ve Diyarbakır grubunu tanıştırdıktan sonra hep birlikte Şehir Tiyatrosu Salonu’na geçti. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu burada Diyarbakırlı ve İzmirli heyetler ile basına ortak bir açıklama yaptı. baydemir, Kocaoğlu’nu ve İzmir’den gelen delegasyonları ağırlamaktan büyük heyecan duyduğunu söyledi.
Diyarbakır’da yaşamın 8 bin yıldır kesintisiz bir şekilde sürdüğünü ifade eden Baydemir, “Bu kent 33 medeniyete ev sahipliği yaptı. Diyarbakır’ın tüm sivil mimari örneklerinde, mabetlerinde ve inanç merkezlerinde 33 medeniyetin alın teri var. Diyarbakırımızın Ulu Camisi, İslam Aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilir. Ama buranın bir diğer özelliği, inşasından sonra Güneş Tapınağı olarak kullanılmıştır. Bir dönem Hristiyanlar, Museviler ve Müslümanlar aynı kapılara açılan avluda dualar etmiştir” dedi.
Diyarbakır’ın, çok inançlı, çok dilli, çok kimlikli kadim bir coğrafya olduğuna dikkat çeken Baydemir, “Diyarbakılırlara hizmet etmekten büyük bir heyecan ve gurur duyduğumu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
Türkiye’de İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyelerinin bir ilke imza attığını ifade eden Baydemir, cumhuriyet tarihi boyunca iki kentin belediyesinin ilk defa bu denli kapsamlı delegasyonlarla bir araya geldiğine vurgu yaptı. Baydemir, Kürtçe sahnelenen Hamlet oyununun Ankara’dan sonra Kocaoğlu’nun ev sahipliğinde İzmirlilerle buluştuğunu hatırlatarak, “Ben misafirperverliğinizden dolaylı tekrar teşekkür etmek istiyorum. İzmir Diyarbakır buluşmasının ikinci ayağını bugün Diyarbakırımızda gerçekleştirmekteyiz” dedi.
Baydemir şöyle devam etti:
“Bu salonda inanan ve inanmayan kardeşlerimiz var. Hepinizin inancına hürmet ediyorum. Lütfen hepiniz inancınızı koruyarak devam ediniz. Bu salonda seydalarımız var, müftülerimiz var, Surp Gıragos Ermeni Kilisemizden, Meryam Ana Kilisemizden inanç önderleri var. Diyanetten çok değerli kanaat önderleri var. Cemevleri var. İzmir’den gelen delegasyon içinde bu ülkenin tüm inançları var. Bu coğrafyanın tüm inançları eşitçe kardeşçe ve özgürce yaşamayı hak ediyorlar. Bu salonda görüldüğü gibi birada yaşamayı başarabiliyorlar, başarabiliyoruz.”
“30 YIL BOYUNCA BÜYÜK SIKINTILAR YAŞANDI”
30 yıl boyunca çok büyük sıkıntılar yaşandığını kaydeden Baydemir, “Umuyor ve diliyorum ki içinde yaşamış olduğumuz bu çatışmasızlık ortamı kalıcı ve nihai bir barışa evrilir. Ve bir daha bu ülkenin hiçbir evladı, hiçbir kardeş, kardeşlik kavgasına tanıklık etmez. Burada evlatlarını yitiren annelerimiz de aramızda. Hem asker anneleri, hem gerilla anneleri inşallah bir gün gelecek sizlere kalıcı bir barışın müjdesini, kalıcı bir kardeşlik hukukunun müjdesini verme imkanına sahip olacağız. Ve bir daha annelerin gözyaşına tanıklık etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Baydemir, heyete Diyarbakır’a gelmeleri ile Diyarbakır ve İzmir’i birbirine daha da yakınlaştırdıklarını bildirerek, “Bana göre İzmir ve Diyarbakır arasında kalplerden kalplere bir barış ve dostluk köprüsü kurulmuştur. Umuyor ve diliyorum ki, Sivil Toplum Örgütleri arasında kurulacak köprülerle bu inşa ilelebet devam eder. Kardeşlik ve eşitlik, haklar ve özgürlükler içinde ekonomik ve sosyal kalkınmayı başarmış bir ülke ve kentler olarak aydınlık bir geleceğe hep birlikte adım atmış oluruz. Bizler bu coğrafyanın Türkü ile Kürdü ile, Ermenisi, Süryanisi ile, Musevisi ve Alevisi ile, dindarı ve laikiyle, özetle bütün çeşitliliğiyle aydınlık bir geleceğin kurulması konusunda kararlıyız. En kalbi duygularımla, ser seramın, ser çavamına hatın, Hoş geldiniz. Başımız gözümüz üzerine geldiniz” şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise, Diyarbakır’ın, tarih boyunca İpek Yolu üzerinde, birçok medeniyetin yaşadığı, geliştiği, harman olduğu; birçok düşüncenin, inancın kaynaştığı, kültürlerin birbiriyle iç içe geçerek zenginleştiği bir kent olduğunu söyledi.
Aynı şekilde İzmir’in de 8500 yıllık bir kent olduğunu ifade eden Kocaoğlu, “Eskiden beri İzmir, Osmanlı İmparatorluğu’nun dışarıya açılan en önemli kentidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun dış dünyayla ilişkisi, kültür alışverişi İzmir kentinden yapılmaktaydı. İzmir’de 1492’den beri İspanya ve Portekiz’den gelen Musevi vatandaşlarımız, 17. yüzyıldan beri bizim Levanten dediğimiz, İtalya, Fransız, İngiliz, Hollanda, Belçika asıllı vatandaşımız, her dinden ve düşünceden insan tarih boyunca barış içinde yaşıyor. Bir taraftan havralar, bir taraftan kiliseler, bir taraftan camiler birbirlerine 100-150 metre mesafede ibadetlerini, inançlarını, ekonomik hayatlarını yaşamlarını sürdürüyorlar. Bugün herkes birbirinin inancına, gelenek ve göreneklerine saygı gösteriyor” dedi.
“KALICI BARIŞIN ANAHTARLARI”
Zaman içerisine ortak kültür, ortak kent bilinci ve kentlilik bilincini oluşturduklarını aktaran Kocaoğlu, bugün itibari ile Diyarbakır doğumlu 70 bin kişinin İzmir’de yaşadığına dikkat çekti. Kocaoğlu, Türkiye’de hiç kimsenin istemediği bir süreç yaşandığına dikkat çekerek, herkesin bu sürecin bitmesi konusunda hemfikir olduğunu ifade etti.
Yerel yönetimlere büyük görevler düştüğünü kaydeden Kocaoğlu, siyaset yapanların esas belirleyici olduklarını söyledi.
Kocaoğlu, “Ama karınca misali biz yerel yönetimler kentini, kentlisini, kentin zenginliklerini, kentte yaşayan insanların istek ve taleplerini, gelenek ve göreneklerini daha iyi tanıyoruz. Bizler birebir insanla varız. Bunun için bizim yapacağımız, kuracağımız kardeşlik bağı, birbirini tanımak, birbirini sevmek, birbirinin her türlü düşüncesine, inancına, gelenek ve göreneğine saygı duymak, onu benimsemek ve içselleştirmektir. Bunlar kalıcı barışın en önemli anahtarlarıdır” dedi.
İzmir halkının selam ve sevgilerini getirdiğini belirten Kocaoğlu, Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Bir memleket isterim” şiiriyle konuşmasını bitirdi.
Konuşmaların ardından Baydemir, Kocaoğlu’na Si u Ronahi (Gölge ve Işık) Sanat Atölyesi’nde Diyarbakır’ın çok inançlı mekanları ile surlarını kolaj olarak işlendiği cam tablo armağan etti. Kocaoğlu da ünlü İzmir Saat Kulesi’nin yer aldığı bir plaketi Baydemir’e hediye etti.
Diyarbakır ve İzmir’in Kent Konseyleri, Sümerpark Ortak Yaşam Alanı’nda ortak kentsel sorunları kapsayan bir toplantı düzenledi.
Kent Konseyleri daha sıkı ilişki kurmak için sözleşti.
Kaynak: İHA
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve beraberindeki ilçe belediye başkanları, çeşitli üniversitelerin rektörleri, işveren örgütleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Kent Konseyi bileşenleri, gazetecilerden oluşan 190 kişilik heyet, barış ve kardeşlik köprüsü oluşturmak amacıyla özel bir uçakla Diyarbakır’a geldi. Diyarbakır Havaalanı’nda Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, ilçe belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyeleri ile birlikte çiçeklerle karşıladı. Otobüslerle Diyarbakır’ın yeni yüzü olan Kayapınar ve Diclekent’te tur atan İzmir heyeti daha sonra Ulu Cami Meydanı’ndaki Turistik Cafe Restoran’da kahvaltıya oturdu. Burada Diyarbakır’ın geleneksel kahvaltısını yapan heyet ardından bir süre önce İzmir’e tayini çıkan Vali Mustafa Toprak’ı ziyaret etti. İzmir heyeti ardından Büyükşehir Belediyesi’ne geçti. Büyükşehir Belediyesi’nde İzmir heyetini, Diyarbakır’ın ilçe belediye başkanları, Sanayi ve Ticaret Odası dahil tüm iş dünyasının temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Kent Konseyi bileşenleri, sendikalar, gazeteci, yazarlar, DİAY-Der temsilcileri, Alevi, Süryani, Keldani, Ermeni cemaatin dini önderleri, akademisyenler ve çocuklarını çatışmalarda yitiren Barış Anneleri’nden oluşan yaklaşık 150 kişilik bir topluluk karşıladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da buluşmada hazır bulundu
Baydemir, İzmir ve Diyarbakır grubunu tanıştırdıktan sonra hep birlikte Şehir Tiyatrosu Salonu’na geçti. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu burada Diyarbakırlı ve İzmirli heyetler ile basına ortak bir açıklama yaptı. baydemir, Kocaoğlu’nu ve İzmir’den gelen delegasyonları ağırlamaktan büyük heyecan duyduğunu söyledi.
Diyarbakır’da yaşamın 8 bin yıldır kesintisiz bir şekilde sürdüğünü ifade eden Baydemir, “Bu kent 33 medeniyete ev sahipliği yaptı. Diyarbakır’ın tüm sivil mimari örneklerinde, mabetlerinde ve inanç merkezlerinde 33 medeniyetin alın teri var. Diyarbakırımızın Ulu Camisi, İslam Aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilir. Ama buranın bir diğer özelliği, inşasından sonra Güneş Tapınağı olarak kullanılmıştır. Bir dönem Hristiyanlar, Museviler ve Müslümanlar aynı kapılara açılan avluda dualar etmiştir” dedi.
Diyarbakır’ın, çok inançlı, çok dilli, çok kimlikli kadim bir coğrafya olduğuna dikkat çeken Baydemir, “Diyarbakılırlara hizmet etmekten büyük bir heyecan ve gurur duyduğumu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
Türkiye’de İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyelerinin bir ilke imza attığını ifade eden Baydemir, cumhuriyet tarihi boyunca iki kentin belediyesinin ilk defa bu denli kapsamlı delegasyonlarla bir araya geldiğine vurgu yaptı. Baydemir, Kürtçe sahnelenen Hamlet oyununun Ankara’dan sonra Kocaoğlu’nun ev sahipliğinde İzmirlilerle buluştuğunu hatırlatarak, “Ben misafirperverliğinizden dolaylı tekrar teşekkür etmek istiyorum. İzmir Diyarbakır buluşmasının ikinci ayağını bugün Diyarbakırımızda gerçekleştirmekteyiz” dedi.
Baydemir şöyle devam etti:
“Bu salonda inanan ve inanmayan kardeşlerimiz var. Hepinizin inancına hürmet ediyorum. Lütfen hepiniz inancınızı koruyarak devam ediniz. Bu salonda seydalarımız var, müftülerimiz var, Surp Gıragos Ermeni Kilisemizden, Meryam Ana Kilisemizden inanç önderleri var. Diyanetten çok değerli kanaat önderleri var. Cemevleri var. İzmir’den gelen delegasyon içinde bu ülkenin tüm inançları var. Bu coğrafyanın tüm inançları eşitçe kardeşçe ve özgürce yaşamayı hak ediyorlar. Bu salonda görüldüğü gibi birada yaşamayı başarabiliyorlar, başarabiliyoruz.”
“30 YIL BOYUNCA BÜYÜK SIKINTILAR YAŞANDI”
30 yıl boyunca çok büyük sıkıntılar yaşandığını kaydeden Baydemir, “Umuyor ve diliyorum ki içinde yaşamış olduğumuz bu çatışmasızlık ortamı kalıcı ve nihai bir barışa evrilir. Ve bir daha bu ülkenin hiçbir evladı, hiçbir kardeş, kardeşlik kavgasına tanıklık etmez. Burada evlatlarını yitiren annelerimiz de aramızda. Hem asker anneleri, hem gerilla anneleri inşallah bir gün gelecek sizlere kalıcı bir barışın müjdesini, kalıcı bir kardeşlik hukukunun müjdesini verme imkanına sahip olacağız. Ve bir daha annelerin gözyaşına tanıklık etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Baydemir, heyete Diyarbakır’a gelmeleri ile Diyarbakır ve İzmir’i birbirine daha da yakınlaştırdıklarını bildirerek, “Bana göre İzmir ve Diyarbakır arasında kalplerden kalplere bir barış ve dostluk köprüsü kurulmuştur. Umuyor ve diliyorum ki, Sivil Toplum Örgütleri arasında kurulacak köprülerle bu inşa ilelebet devam eder. Kardeşlik ve eşitlik, haklar ve özgürlükler içinde ekonomik ve sosyal kalkınmayı başarmış bir ülke ve kentler olarak aydınlık bir geleceğe hep birlikte adım atmış oluruz. Bizler bu coğrafyanın Türkü ile Kürdü ile, Ermenisi, Süryanisi ile, Musevisi ve Alevisi ile, dindarı ve laikiyle, özetle bütün çeşitliliğiyle aydınlık bir geleceğin kurulması konusunda kararlıyız. En kalbi duygularımla, ser seramın, ser çavamına hatın, Hoş geldiniz. Başımız gözümüz üzerine geldiniz” şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise, Diyarbakır’ın, tarih boyunca İpek Yolu üzerinde, birçok medeniyetin yaşadığı, geliştiği, harman olduğu; birçok düşüncenin, inancın kaynaştığı, kültürlerin birbiriyle iç içe geçerek zenginleştiği bir kent olduğunu söyledi.
Aynı şekilde İzmir’in de 8500 yıllık bir kent olduğunu ifade eden Kocaoğlu, “Eskiden beri İzmir, Osmanlı İmparatorluğu’nun dışarıya açılan en önemli kentidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun dış dünyayla ilişkisi, kültür alışverişi İzmir kentinden yapılmaktaydı. İzmir’de 1492’den beri İspanya ve Portekiz’den gelen Musevi vatandaşlarımız, 17. yüzyıldan beri bizim Levanten dediğimiz, İtalya, Fransız, İngiliz, Hollanda, Belçika asıllı vatandaşımız, her dinden ve düşünceden insan tarih boyunca barış içinde yaşıyor. Bir taraftan havralar, bir taraftan kiliseler, bir taraftan camiler birbirlerine 100-150 metre mesafede ibadetlerini, inançlarını, ekonomik hayatlarını yaşamlarını sürdürüyorlar. Bugün herkes birbirinin inancına, gelenek ve göreneklerine saygı gösteriyor” dedi.
“KALICI BARIŞIN ANAHTARLARI”
Zaman içerisine ortak kültür, ortak kent bilinci ve kentlilik bilincini oluşturduklarını aktaran Kocaoğlu, bugün itibari ile Diyarbakır doğumlu 70 bin kişinin İzmir’de yaşadığına dikkat çekti. Kocaoğlu, Türkiye’de hiç kimsenin istemediği bir süreç yaşandığına dikkat çekerek, herkesin bu sürecin bitmesi konusunda hemfikir olduğunu ifade etti.
Yerel yönetimlere büyük görevler düştüğünü kaydeden Kocaoğlu, siyaset yapanların esas belirleyici olduklarını söyledi.
Kocaoğlu, “Ama karınca misali biz yerel yönetimler kentini, kentlisini, kentin zenginliklerini, kentte yaşayan insanların istek ve taleplerini, gelenek ve göreneklerini daha iyi tanıyoruz. Bizler birebir insanla varız. Bunun için bizim yapacağımız, kuracağımız kardeşlik bağı, birbirini tanımak, birbirini sevmek, birbirinin her türlü düşüncesine, inancına, gelenek ve göreneğine saygı duymak, onu benimsemek ve içselleştirmektir. Bunlar kalıcı barışın en önemli anahtarlarıdır” dedi.
İzmir halkının selam ve sevgilerini getirdiğini belirten Kocaoğlu, Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Bir memleket isterim” şiiriyle konuşmasını bitirdi.
Konuşmaların ardından Baydemir, Kocaoğlu’na Si u Ronahi (Gölge ve Işık) Sanat Atölyesi’nde Diyarbakır’ın çok inançlı mekanları ile surlarını kolaj olarak işlendiği cam tablo armağan etti. Kocaoğlu da ünlü İzmir Saat Kulesi’nin yer aldığı bir plaketi Baydemir’e hediye etti.
Diyarbakır ve İzmir’in Kent Konseyleri, Sümerpark Ortak Yaşam Alanı’nda ortak kentsel sorunları kapsayan bir toplantı düzenledi.
Kent Konseyleri daha sıkı ilişki kurmak için sözleşti.