Adalet Bakan Yardımcısı Kaynak Açıklaması
Adalet Bakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Ülkemizde her alanda olduğu gibi adalet sisteminde de büyük bir zihniyet dönüşümü yaşanmaktadır" dedi.
Kaynak, Adalet Bakanlığı ve İsveç Ulusal Mahkemeleri İdaresince Kahramanmaraş Adliye Sarayı'nda düzenlenen "Hukukta Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları" konulu seminerin açılışında yaptığı konuşmada, çalışmanın "İsveç İkili İşbirliği" programı çerçevesinde Aydın Adliyesi ile İsveç Nacka Mahkemesi arasında tesis edilen "Kardeş Mahkemeler" projesi kapsamında başlatıldığını belirtti.
Çalışmayla, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları konusunda farkındalığın artırılmasının amaçlandığını dile getiren Kaynak, şunları kaydetti:
"Bakıldığı zaman bugün İsveç'te uyuşmazlıkların yüzde 50'sinden fazlası 'sulhe teşvik' yoluyla çözülmektedir. Yoğunlaşan ve karmaşıklaşan ilişkiler, dava dosyası sayılarını ve mahkemelerdeki dava yükünü doğru orantılı olarak artırmaktadır. Bugün birçok ülkede klasik yollardan davaların uzun zamanda çözülmesinin adaleti tam sağlamadığı, çeşitli mağduriyetlere sebep olduğu, uyuşmazlıkların mahkeme içinde veya dışında alternatif yollarla daha kısa süreler içinde çözülmesinin teşvik edildiği görülmektedir."
Kaynak, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının mahkemelerdeki iş yükünün azalmasına doğrudan katkı sağlayan ve "toplum barışına" ve "yargıya duyulan güvenin" artmasına hizmet eden metot olduğuna dikkati çekti.
-Memnuniyet odaklı yönetim anlayışı-
Yargıya duyulan güvenin artırılmasında hakim ve savcılar kadar avukatlara da görev düştüğü belirten Kaynak, şöyle devam etti:
"Ülkemizde her alanda olduğu gibi adalet sisteminde de büyük bir zihniyet dönüşümü yaşanmaktadır. Artık memnuniyeti odaklı bir yönetim anlayışı hayatın her alanına hakim hale gelmiştir. Bu anlayış adalet sektöründe de kendini göstermektedir. Vatandaşımız her şeyin en iyisine layıktır. Hukukçulara düşen görev ise çözüm odaklı, yılmadan, yargının tüm aktörleri arasındaki gün geçtikçe güçlenen işbirliğini daha da geliştirerek, daha fazla adaleti daha kısa sürelerde sağlamak ve kalıcı emniyeti temin eden alternatif uyuşmazlık çözüm yolları gibi yeni metotları daha yaygın olarak kullanmaktır."
İsveç Yargı Sistemi Hassleholms İlk Derece Mahkemesi Hakimi Fredrik Bohlin ise seminer kapsamında Türkiye'nin büyük bölümünü gezme imkanı bulduklarını belirtti.
Türkiye'deki izlenimlerinde, dava dosyalarının çokluğu ve karara bağlanma süresini bir problem olarak gördüklerini anımsatan Bohlin, şöyle konuştu:
"Peki bu sorunlar nasıl ortadan kaldırılabilir- Bunun için bir kaç yol var. Birincisi daha fazla hakim istihdam etmek. Fakat bu tek başına bir çözüm getirmeyecektir. Diğer yandan çalışma rutinlerimizin neye dayalı olduğunu, çalışma şekillerimizin nasıl olduğunu gözden geçirmemiz gerekiyor. Tam da bu bağlamda 'uzlaşma kurumu' resme giriyor. Davanın tarafları dava açıldıktan sonra ne kadar kısa sürede uzlaştırılırlarsa, hem zamandan hem de masraflardan tasarruf edilir. Türkiye'deki dava yükünün çok olduğunun farkındayız. Fakat buna rağmen bu sistemi uygulayabileceğinizi düşünüyoruz."
-"Hakimler barış aracısı olmalıdır"-
Davaların erken sonuçlanmasının hem para hem de zaman bakımından tasarruf anlamı taşıdığına işaret eden Bohlin, "Bu mahkemeler ve taraflar için geçerlidir. Bir de avukatlar bakımından şöyle görüş ileri sürülmektedir. 'Vekil kaybediyoruz' denilmektedir. Fakat bu doğru değil. Eğer taraflar uzlaşırlarsa avukatların başka müvekkil alabilmeleri için daha çok vakti olacaktır. Hakimlerin görevi barış aracısı olmalıdır. İsveç'te uyguladığımız metot ile hakimler tarafların uzlaşabilmeleri için aktif çalışmak durumundadırlar."
Seminerde, Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Tanrıkulu, Nacka Mahkeme Daire Başkanı Ylva Osvald birer konuşma yaptı.
Muhabir: Ersoy Sevinç
Yayıncı: Ahmet Caner Baysal
Kaynak: AA
Çalışmayla, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları konusunda farkındalığın artırılmasının amaçlandığını dile getiren Kaynak, şunları kaydetti:
"Bakıldığı zaman bugün İsveç'te uyuşmazlıkların yüzde 50'sinden fazlası 'sulhe teşvik' yoluyla çözülmektedir. Yoğunlaşan ve karmaşıklaşan ilişkiler, dava dosyası sayılarını ve mahkemelerdeki dava yükünü doğru orantılı olarak artırmaktadır. Bugün birçok ülkede klasik yollardan davaların uzun zamanda çözülmesinin adaleti tam sağlamadığı, çeşitli mağduriyetlere sebep olduğu, uyuşmazlıkların mahkeme içinde veya dışında alternatif yollarla daha kısa süreler içinde çözülmesinin teşvik edildiği görülmektedir."
Kaynak, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının mahkemelerdeki iş yükünün azalmasına doğrudan katkı sağlayan ve "toplum barışına" ve "yargıya duyulan güvenin" artmasına hizmet eden metot olduğuna dikkati çekti.
-Memnuniyet odaklı yönetim anlayışı-
Yargıya duyulan güvenin artırılmasında hakim ve savcılar kadar avukatlara da görev düştüğü belirten Kaynak, şöyle devam etti:
"Ülkemizde her alanda olduğu gibi adalet sisteminde de büyük bir zihniyet dönüşümü yaşanmaktadır. Artık memnuniyeti odaklı bir yönetim anlayışı hayatın her alanına hakim hale gelmiştir. Bu anlayış adalet sektöründe de kendini göstermektedir. Vatandaşımız her şeyin en iyisine layıktır. Hukukçulara düşen görev ise çözüm odaklı, yılmadan, yargının tüm aktörleri arasındaki gün geçtikçe güçlenen işbirliğini daha da geliştirerek, daha fazla adaleti daha kısa sürelerde sağlamak ve kalıcı emniyeti temin eden alternatif uyuşmazlık çözüm yolları gibi yeni metotları daha yaygın olarak kullanmaktır."
İsveç Yargı Sistemi Hassleholms İlk Derece Mahkemesi Hakimi Fredrik Bohlin ise seminer kapsamında Türkiye'nin büyük bölümünü gezme imkanı bulduklarını belirtti.
Türkiye'deki izlenimlerinde, dava dosyalarının çokluğu ve karara bağlanma süresini bir problem olarak gördüklerini anımsatan Bohlin, şöyle konuştu:
"Peki bu sorunlar nasıl ortadan kaldırılabilir- Bunun için bir kaç yol var. Birincisi daha fazla hakim istihdam etmek. Fakat bu tek başına bir çözüm getirmeyecektir. Diğer yandan çalışma rutinlerimizin neye dayalı olduğunu, çalışma şekillerimizin nasıl olduğunu gözden geçirmemiz gerekiyor. Tam da bu bağlamda 'uzlaşma kurumu' resme giriyor. Davanın tarafları dava açıldıktan sonra ne kadar kısa sürede uzlaştırılırlarsa, hem zamandan hem de masraflardan tasarruf edilir. Türkiye'deki dava yükünün çok olduğunun farkındayız. Fakat buna rağmen bu sistemi uygulayabileceğinizi düşünüyoruz."
-"Hakimler barış aracısı olmalıdır"-
Davaların erken sonuçlanmasının hem para hem de zaman bakımından tasarruf anlamı taşıdığına işaret eden Bohlin, "Bu mahkemeler ve taraflar için geçerlidir. Bir de avukatlar bakımından şöyle görüş ileri sürülmektedir. 'Vekil kaybediyoruz' denilmektedir. Fakat bu doğru değil. Eğer taraflar uzlaşırlarsa avukatların başka müvekkil alabilmeleri için daha çok vakti olacaktır. Hakimlerin görevi barış aracısı olmalıdır. İsveç'te uyguladığımız metot ile hakimler tarafların uzlaşabilmeleri için aktif çalışmak durumundadırlar."
Seminerde, Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Tanrıkulu, Nacka Mahkeme Daire Başkanı Ylva Osvald birer konuşma yaptı.
Muhabir: Ersoy Sevinç
Yayıncı: Ahmet Caner Baysal