Başbakan Erdoğan'dan Açıklama

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bize diyorlar ki, 'Suriye politikanız yanlış, Suriye politikanızı değiştirin'. Ne yapalım O çocukları görmezden mi gelelim. Evini barkını terk eden, yurdunu toprağını terk eden, çaresizlik içinde kapımızı çalan Suriyelilerin yüzüne kapıyı mı kapatalım Gidip biz de Şam'da, bu bebeklerin katilleriyle fotoğraf mı çektirelim" dedi.

Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Kadın Kolları'nın düzenlediği "Analar ağlamasın" temalı Anneler Günü etkinliğinde yaptığı konuşmada, bugün Anneler Günü olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

"Bir anne için evladın ne demek olduğunu sadece anneler bilir, bunu sadece yaşayan anneler bilir, onlar anlar. Yakın zamanda Suriye'nin Banyas şehrinde, insanın ruhunu sarsan manzaralara şahit olduk. Eşimle beraber o akşam ekran başında, hem de gazetelerdeki fotoğraflara bakıyorduk ve o şehit edilmiş yavruların annelerin kucağındaki haline bakarak biz de ağlıyorduk. Bu dayanılır bir şey değildi. Bu katliamı yapan bir rejimin aktörlerine sahip çıkanlar, bunu insanlığa, bunu Türkiye'ye, Türk milletine anlatamazlar. Sizlere sesleniyorum, aziz milletime sesleniyorum, buradan dünyaya sesleniyorum, buradan, Anneler Günü'nde en çok da annelere, en çok da vicdanlara sesleniyorum. Yakın zamanda, Banyas'ta, tarihin en kanlı, en acımasız, en insanlık dışı katliamlarından biri gerçekleştirildi.

Bine yakın insan katledildi. Çocuklarının gözü önünde anneler katledildi, annelerin gözü önünde çocuklar, hatta bebekler katledildi. Fotoğraflarla tüm dünyaya yayılan o görüntüleri, o elim manzarayı tarif etmek mümkün değil. Bir ördeğin katran içinde çırpınarak ölümüne dünya feryat ederken, bu yavruların öldürülmesi karşısında nasıl sessiz durur diye feryat ediyorum."

Başbakan Erdoğan, sokaklarda, 7-8 yaşlarında, ne olduğunu anlayamadan can vermiş çocuklar olduğunu belirterek, "Kapısının önüne yığılmış, her biri alnından vurulmuş aileler var. Çocuğuna sarılmış anneler, babasına tutunmuş çocuklar var. Yan yana 2 bebek, 1 yaşında bile değiller. Bir tanesi tıpkı annesinin karnında gibi büzülmüş, bir tanesinin ayakları dizden parçalanmış, minicik bedeninin bir kısmı yanmış, öylece yatıyorlar" diye konuştu.

-"O bebeklerin görüntüsü benim gözlerimin önünden gitmeyecek"-

Erdoğan, o bebeklerin görüntüsünün ömrünün geri kalanında gözlerinin önünden gitmeyeceğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer ben o bebekleri görmeyeceksem, eğer ben minicik cansız bedenler için sesimi yükseltmeyeceksem, olmaz olsun böyle siyaset, olmaz olsun öyle bir dış politika. O bebeklerin, o çocukların, o annelerin içler acısı manzarası karşısında susmaktansa, ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı kimliğimi şu kürsüye bırakır, çeker giderim. Bize diyorlar ki 'Suriye politikanız yanlış, Suriye politikanızı değiştirin '.Ne yapalım- O çocukları görmezden mi gelelim- O bebekleri görmezden mi gelelim- Evini barkını terk eden, yurdunu toprağını terk eden, çaresizlik içinde kapımızı çalan Suriyelilerin yüzüne kapıyı mı kapatalım- Gidip biz de Şam'da, bu bebeklerin katilleriyle fotoğraf mı çektirelim-"

-"Çocuklarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız-"-

Başbakan Erdoğan, "Bize ne Suriye'den" diyenlere seslenerek, "Çocuklarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız, annelerinizin yüzüne nasıl bakacaksınız, komşularınızın yüzüne nasıl bakacaksınız-" diye konuştu.

Bu milletin, tarihi boyunca, bebekler ölürken, masumlar ölürken, "bize ne" diyen bir millet olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim ecdadımız, yeri gelmiş bir kişi için Hint Yarımadası'na donanma göndermiştir. Çünkü zulüm vardı. Biz öyle bir ecdadın torunlarıyız. Yeri gelmiş mağdur, mazlum ta Açe'ye buradan donanma göndermiştir. Bu millet, Endülüs'ün acısını yüreğinde hissetmiştir. Endülüs'ten kovulan 500 bin Yahudi'ye, Musevi'ye kapılarını açmıştır. Osmanlı böyle bir devletti, Osmanlı böyle bir milletti, biz de onların torunlarıyız. Musevi'dir demedi, Müslüman'dır demedi, şu mezheptendir, bu mezheptendir demedi, kapılarını açtı. Çünkü adaletinin gereği buydu, insanlık anlayışının gereği buydu ve bir Müslüman olmanın gereği buydu. Bu millet Açe'yi hiçbir zaman unutmadı. Benim, Yemen'den Viyana'ya kadar, Avustralya'dan Japonya'ya kadar, ta Myanmar'dan Saraybosna'ya kadar her yerde şehitliklerim var, biz böyle bir milletin mensuplarıyız.

Hep oralara gittiğimizde o şehitliklerimizi ziyaret ediyoruz. Onları bir taraftan da imar ediyoruz. Neden- Biz bir zamanlar buralara geldik, buralarda şehitler verdik. Suriye'ye yüzümü dönersem, şehitlerimin yüzüne bakamam. Yarın mahşer gününde Rabbim bana soracak, 'O bebekleri gördün de ey Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ne yaptın-' diyecek. Siyaset mi yaptım, idare-i maslahat mı diyeceğim, strateji mi, konjonktür mü diyeceğim- Benim ümmeti olmaktan gurur duyduğum Peygamberim, 'Bir elime ayı, bir elime güneşi verseniz de bu yoldan vazgeçmem' derken, ben dengeler adına susmayı mı tercih edeceğim- Şunu da tekrar tekrar ifade ediyorum; bu saldırılar, bizim Suriye politikamıza yönelik değil, bizim kardeşliğimize, bizim istikrarımıza, bizim büyümemize yönelik saldırılardır."

Muhabir: Muharrem Aksakallı

Yayıncı: Erdal Turanlı
Kaynak: AA