Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Paker'in Açıklaması
Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, "Türkiye'de yaşayan insanlar objektif olarak barışı istiyor" dedi.
Başkan Paker beraberinde üyeler Sibel Eraslan, Ayhan Ogan, Mehmet Uçum, Zübeyde Teker, Abdurrahman Kurt ve Mahmut Arslan ile Saray Mahallesi'ndeki Şelale Park'ta bazı sivil toplum kuruluşu ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.
Burada konuşan Başkan Paker, kendisinin hiçbir siyasi parti üyesi ve yetkilisi olmadığını, siyasi iktidarın bu süreçte büyük risk aldığını kaydederek, şöyle konuştu:
"Yani bu işi barışa götürmek için daha sonraki siyasi hayatını risk etmektedir. Burada bunu düşünelim. Yani yarın birtakım inişler ve çıkışlar olduğu zaman 'Evet bizi kandırıyorlar yine iş döndü' gibi fikirlere kapılmayın. Bu ciddi siyasi risk kazandırır. 'O zor geçitten geçerken ki adımlarıdır' diye düşünün. Çünkü Türkiye'de yaşayan insanlar objektif olarak barışı istiyor. Yani bundan sonra hiçbir siyasi iktidar barıştan geri dönemez."
-"Devlet, halkıyla barışıyor"-
Bu konuda bazı vatandaşların kafasının karışık olduğunu algıladığını ifade eden üye Ayhan Ogan, şunları söyledi:
"Bu konuda net olan şudur. Benim size söyleyebileceğim devlet, halkıyla barışıyor. Devlet, bu milletle barışıyor, olanın aslı budur. Yani devlet ne bir örgütle ne bir etnik grupla ne de bir başka barış yapıyor. Ne Türklerle-Kürtler arasında veya Zazalar ile Kurmançlar arsında veya Aleviler ile Sünniler arasında bir çatışma söz konusu değil. Toplumda zaten çok büyük bir hoşgörü ve empati tahammül seviyesi var. Bu toplumun yüzlerce yıllık geçmişinde var. Bir çatışma söz konusu değil devlet burada halkıyla barışıyor."
-"Lütfen oğlumun kemiklerini verin"-
Toplantıda söz alan Fatma Morsümbül, bütün barış anneleri adına konuştuğunu ifade ederek, şöyle dedi:
"2 yavrumu bu kirli, pis, rantçı savaşta kaybeden bir anneyim. Bizim ciğerlerimiz parçalandı. Bütün anneler olarak ağladık. Asker annesi, polis annesi, gerilla annesi neredesiniz niye sesinizi çıkarmıyorsunuz, niye sokağa dökülüp barış istemiyorsunuz- Birkaç sen önce barış olsaydı Roboski yaşanmayacaktı, o kadar asker, o kadar polis, o kadar gerillamız ölmeyecekti 12 Eylül döneminde evden alınarak öldürülen oğlumun kemiklerini istiyorum. Bana oğlumun kemiklerini verin. Ben Bingöl'de geziyorum, sanki oğlumun kemiklerine basıyorum. Çünkü oğlum burada gömülüdür. Belki ben oğlumun kemiklerine basıyorum. Lütfen oğlumun kemiklerini verin."
Bu konuşma sırasında heyet üyesi Sibel Eraslan'ın, gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.
Muhabir: Abdullah Çelik-Naim Boşkut/Özgür Ayaydın
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu
Kaynak: AA
Burada konuşan Başkan Paker, kendisinin hiçbir siyasi parti üyesi ve yetkilisi olmadığını, siyasi iktidarın bu süreçte büyük risk aldığını kaydederek, şöyle konuştu:
"Yani bu işi barışa götürmek için daha sonraki siyasi hayatını risk etmektedir. Burada bunu düşünelim. Yani yarın birtakım inişler ve çıkışlar olduğu zaman 'Evet bizi kandırıyorlar yine iş döndü' gibi fikirlere kapılmayın. Bu ciddi siyasi risk kazandırır. 'O zor geçitten geçerken ki adımlarıdır' diye düşünün. Çünkü Türkiye'de yaşayan insanlar objektif olarak barışı istiyor. Yani bundan sonra hiçbir siyasi iktidar barıştan geri dönemez."
-"Devlet, halkıyla barışıyor"-
Bu konuda bazı vatandaşların kafasının karışık olduğunu algıladığını ifade eden üye Ayhan Ogan, şunları söyledi:
"Bu konuda net olan şudur. Benim size söyleyebileceğim devlet, halkıyla barışıyor. Devlet, bu milletle barışıyor, olanın aslı budur. Yani devlet ne bir örgütle ne bir etnik grupla ne de bir başka barış yapıyor. Ne Türklerle-Kürtler arasında veya Zazalar ile Kurmançlar arsında veya Aleviler ile Sünniler arasında bir çatışma söz konusu değil. Toplumda zaten çok büyük bir hoşgörü ve empati tahammül seviyesi var. Bu toplumun yüzlerce yıllık geçmişinde var. Bir çatışma söz konusu değil devlet burada halkıyla barışıyor."
-"Lütfen oğlumun kemiklerini verin"-
Toplantıda söz alan Fatma Morsümbül, bütün barış anneleri adına konuştuğunu ifade ederek, şöyle dedi:
"2 yavrumu bu kirli, pis, rantçı savaşta kaybeden bir anneyim. Bizim ciğerlerimiz parçalandı. Bütün anneler olarak ağladık. Asker annesi, polis annesi, gerilla annesi neredesiniz niye sesinizi çıkarmıyorsunuz, niye sokağa dökülüp barış istemiyorsunuz- Birkaç sen önce barış olsaydı Roboski yaşanmayacaktı, o kadar asker, o kadar polis, o kadar gerillamız ölmeyecekti 12 Eylül döneminde evden alınarak öldürülen oğlumun kemiklerini istiyorum. Bana oğlumun kemiklerini verin. Ben Bingöl'de geziyorum, sanki oğlumun kemiklerine basıyorum. Çünkü oğlum burada gömülüdür. Belki ben oğlumun kemiklerine basıyorum. Lütfen oğlumun kemiklerini verin."
Bu konuşma sırasında heyet üyesi Sibel Eraslan'ın, gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.
Muhabir: Abdullah Çelik-Naim Boşkut/Özgür Ayaydın
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu