'Dünyada Değişen Küresel Güç Dengeleri ve Türkiye' Semineri

Nur İlim ve Eğitim Vakfı ile Nesil Yayın Grubu ortaklaşa ‘Dünyada Değişen Küresel Güç Dengeleri ve Türkiye’ konulu seminer düzenledi.

Moral FM’de Sadık Yalsızuçanlar’ın moderatörlüğünü gerçekleşen seminere konuşmacı olarak Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan katıldı.

Konuşmasında, 20. yüzyılın başında dünya devletlerinin Osmanlı’yı yıkmak için kurdukları planlardan Milli Mücadele ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ne uzanan zamanda yaşananları irdeleyen Tan, Osmanlı’nın yıkılmasından sonra toplumda bir özgüven eksikliği oluştuğunu belirterek, "Dimağlarımız işgal edilmiş durumda. Cumhuriyet döneminde çok şey kaybettik ama en önemlisi özgüvenimizi kaybettik. Sanki koca imparatorluğu ve imparatorluk içindeki milletleri biz yönetmedik." ifadesini kullandı. Arap Baharı’nın Türkiye için önemli bir konu olduğunu vurgulayan Tan, "Batı, Ortadoğu’daki diktatörlerin miadının dolduğunu görmüştü. Bunları değiştirmek ve yerlerine yeni piyonlar koymak istiyordu. Çünkü teknolojinin gelişmesi ve iletişim imkânlarının artması onların yönetimine imkân vermiyordu. Ama her şey istedikleri gibi olmadı. Arap Baharı’nın yaşandığı ülkelerde kendi istedikleri kişiler değil de İslami hassasiyeti olan kesimler yönetici olmaya başladı.

" diye konuştu.

Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan darbeler ve ülke içindeki karışıklara da değinen Tan, dünyada değişen dengeler doğrultusunda Türkiye’deki değişimi şöyle anlatı: "1. Dünya Savaşı’ndaki güç dengesiyle 2. Dünya Savaşı’ndaki güç dengesi farklı oldu. Türkiye’nin tarihine baktığımızda 1944’e kadar İngiltere’nin etkisini görürken bu tarihten sonra 2. Dünya Savaşı sonrasının en önemli hâkim gücü olan ABD’nin etkisini görüyoruz. Bu tarihlerden sonra dünyanın birçok ülkesinde yönetimin elde tutulması için derin yapılar kuruluyor. Siyasetçiler görünürde aktör olurken, esas olarak gizli yapılar devletleri yönetiyor. Kendi çıkarlarına ters düşünenleri ise alaşağı ediyorlar. Bu derin yapıların her ülkede isimleri farklı oluyor. Türkiye’deki ‘Gizli Üst Yapı’nın operasyonel gücü olan organizasyon 1993 yılında Ergenekon adını alıyor. Ama esas olarak bu ergenekon benzeri operasyonel gizli örgütlenmelerin Türkiye’de faaliyete geçmeleri 1957 yılına kadar dayanmaktadır. İsmi dönem dönem değişse de faaliyet alanı aynı şekilde işliyor. O yüzden bu ülkede yıllar yılı yaşanan çatışmaların temelinde bunların çalışmaları var. Türkiye gündemini sağcı-solcu, komünist-Müslüman, irtica-laiklik gibi kavramlarla meşgul edip halk arasında çatışma çıkarırlarken asıl amaç ülkenin güçlenmesini engellemek. Ama şimdi artık bir şeyler değişmeye başladı.

Devlet ortak bir akıl oluşturmaya başladı.

Yeni stratejiler üretiyorlar ve bağımsızlaşıyor."