Doç Dr. Gökhan Bacık: Türkiye’nin Ortadoğu’ya Ancak Rol Model Olabilir
Zirve Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç Dr. Gökhan Bacık, Türkiye’nin Ortadoğu’ya hem dilsel, hem de kültürel hakimiyeti olmadığı için yalnızca rol model olabileceğini belirtti.
Bursa Orhangazi Üniversitesi Siyasal Düşünce Topluluğu tarafından düzenlenen ‘Ortadoğu ve Türk Dış Politikası’ konulu programa konuşmacı olarak Zirve Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç Dr. Gökhan Bacık katıldı.
Türkiye’nin Türkiye’de yaşayanlar tarafından gereğinden fazla abartıldığını belirterek sözlerine başlayan Doç Dr. Gökhan Bacık, “Teorik olarak bir ülkenin aktörlerinin; başbakanın, simit satan insanın, bunların hepsi aynı değerde insanlardır. Bunların kendi ülkelerinin üç tane gücü varsa 4 görmek iyidir. Yani ülkemizin üç kilo ağırlığı varsa 4 görmek motivasyon açısından iyidir ama 40 görmemek gerekir.” dedi.
HAVA SAVUNMA SİSTEMİMİZ YOK
Türkiye’nin uluslararası sistemde bir özgül ağırlığı olmasına rağmen fazla abartıldığını anlatan Bacık, “Türkiye çok önemli bir ülke, dünyanın 17. ekonomisi ama mesela hava savunma sistemi hiç yok Türkiye’de. 5 bin metre yukarıda bir uçak Bursa’da gezse haberimiz olmaz. O yüzden Amerikalılara; ‘Patroit ile bizi koruyun’ diyoruz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin küçük esnaf ve ekonomisi için yeni pazarlar bulması için Ortadoğu’ya açılmasının kaçınılmaz olduğunu altını çizen Bacık, çok uzun bir süre Türk dış politikasının bir sekülerleşme alanı olduğunu belirtti.
Uzun bir süre Türkiye’yi yönetenlerin Türk dış politikasını özellikle laikliğe aykırı olup olmadığına göre değerlendirdiğine dikkat çeken Doç Dr. Gökhan Bacık, “Dış politika; çıkar, güvenlik, prestij, güç ilişkileri ile oluşturulurken, Türkiye’de sekülerleşme ile oluyordu. 1969 yılında ilk defa İslam İşbirliği Teşkilatı olarak anılan İslam Konferansı Teşkilatı kurulmak için zirve yapıldığı zaman dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ‘Ben buraya gitmek istiyorum’ diyor ama ordu; ‘gidemezsin’ diyor. Çünkü Türkiye o zaman dünyaya ‘biz batılı seküler bir ülkeyiz’ diye rol model olarak tanıtıyor.” şeklinde konuştu.
Son zamanlarda Türk devletinin dış politikadaki rol modelini biraz değiştirdiğini anlatan Doç Dr. Gökhan Bacık, şöyle devam etti: “Bunun ardından birincisi İslami ve Osmanlı geçmişi ile övünen bir sosyal sınıf, insanlar çıktı. Bunda ekonomik nedenlerde var. Yeni pazarlar bulmak lazım. Yoksa kıyamete kadar küçük esnaf pazar bulamadığı için palazlanamayacak, palazlanamadığı için de büyük sermaye onu tokatlayacak.” şeklinde anlattı.
Türkiye’nin dilsel ve kültürel bir kapasitesi olmadığı için Ortadoğu’ya nüfuz edemeyeceğinin altını çizen Doç Dr. Gökhan Bacık, sözlerini şöyle tamamladı: “Ortadoğu’da liderlik yerine ancak rol model olunabilir. Biz şuanda Ortadoğu’ya hala nüfuz edemeyiz, ancak model olabiliriz. Çünkü biz onlara hem dilsel, hem de kültürel olarak hakimiyetimiz yok.”
Türkiye’nin Türkiye’de yaşayanlar tarafından gereğinden fazla abartıldığını belirterek sözlerine başlayan Doç Dr. Gökhan Bacık, “Teorik olarak bir ülkenin aktörlerinin; başbakanın, simit satan insanın, bunların hepsi aynı değerde insanlardır. Bunların kendi ülkelerinin üç tane gücü varsa 4 görmek iyidir. Yani ülkemizin üç kilo ağırlığı varsa 4 görmek motivasyon açısından iyidir ama 40 görmemek gerekir.” dedi.
HAVA SAVUNMA SİSTEMİMİZ YOK
Türkiye’nin uluslararası sistemde bir özgül ağırlığı olmasına rağmen fazla abartıldığını anlatan Bacık, “Türkiye çok önemli bir ülke, dünyanın 17. ekonomisi ama mesela hava savunma sistemi hiç yok Türkiye’de. 5 bin metre yukarıda bir uçak Bursa’da gezse haberimiz olmaz. O yüzden Amerikalılara; ‘Patroit ile bizi koruyun’ diyoruz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin küçük esnaf ve ekonomisi için yeni pazarlar bulması için Ortadoğu’ya açılmasının kaçınılmaz olduğunu altını çizen Bacık, çok uzun bir süre Türk dış politikasının bir sekülerleşme alanı olduğunu belirtti.
Uzun bir süre Türkiye’yi yönetenlerin Türk dış politikasını özellikle laikliğe aykırı olup olmadığına göre değerlendirdiğine dikkat çeken Doç Dr. Gökhan Bacık, “Dış politika; çıkar, güvenlik, prestij, güç ilişkileri ile oluşturulurken, Türkiye’de sekülerleşme ile oluyordu. 1969 yılında ilk defa İslam İşbirliği Teşkilatı olarak anılan İslam Konferansı Teşkilatı kurulmak için zirve yapıldığı zaman dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ‘Ben buraya gitmek istiyorum’ diyor ama ordu; ‘gidemezsin’ diyor. Çünkü Türkiye o zaman dünyaya ‘biz batılı seküler bir ülkeyiz’ diye rol model olarak tanıtıyor.” şeklinde konuştu.
Son zamanlarda Türk devletinin dış politikadaki rol modelini biraz değiştirdiğini anlatan Doç Dr. Gökhan Bacık, şöyle devam etti: “Bunun ardından birincisi İslami ve Osmanlı geçmişi ile övünen bir sosyal sınıf, insanlar çıktı. Bunda ekonomik nedenlerde var. Yeni pazarlar bulmak lazım. Yoksa kıyamete kadar küçük esnaf pazar bulamadığı için palazlanamayacak, palazlanamadığı için de büyük sermaye onu tokatlayacak.” şeklinde anlattı.
Türkiye’nin dilsel ve kültürel bir kapasitesi olmadığı için Ortadoğu’ya nüfuz edemeyeceğinin altını çizen Doç Dr. Gökhan Bacık, sözlerini şöyle tamamladı: “Ortadoğu’da liderlik yerine ancak rol model olunabilir. Biz şuanda Ortadoğu’ya hala nüfuz edemeyiz, ancak model olabiliriz. Çünkü biz onlara hem dilsel, hem de kültürel olarak hakimiyetimiz yok.”