Numan Kurtulmuş: Çözüm Süreci Siyasi Rant Olarak Görülmemeli

Türkiye’de PKK sorununun çözülmesi için hükümetin büyük risk aldığını söyleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çözüm sürecinin son derece kompleks ve karmaşık olduğunu aktardı.

Kurtulmuş, "Söylerken kolay söylüyoruz ama gerçekleşmesinin önünde bazı sorunlar olabilir." dedi.

Numan Kurtulmuş, Moral FM’de Selahaddin Kocaaslan'ın sunduğu Sabah Gündemi programına konuk oldu. Kurtulmuş, yeni anayasa, başkanlık sistemi, terör sorununun çözüm süreci, Türkiye’nin ekonomi politikası ve Suriye hakkında açıklamalarda bulundu. 30 yıllık terör örgütünün ilk kez silah bırakması yönünde ciddi bir irade ortaya koyduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Aynı şekilde ilk kez Hükümet siyasi irade koyuyor. 35 binden fazla insanın öldüğü, 300 milyar civarında maddi kayba neden olan bu terör meselesini bitirelim diye gayret ediyoruz. 2 iradenin ortaya çıkmış olduğunu görüyoruz. Ayrıca Türkiye’de büyük bir kamuoyu desteğinin olduğunu görüyoruz. Uluslararası konjonktür ve bölgenin içinde bulunduğu şartlar bu sorunun çözülebilmesi için fevkalade şartlar oluşuyor." diye konuştu.

Provokasyonların olabilme ihtimalinin yüksek olduğunu belirten genel başkan yardımcısı, sürece destek veren herkesin itidalli davranarak oyunlara gelmemesini istedi. Numan Kurtulmuş, "Tanıdığımız tanımadığımız, bildiğimiz bilmediğimiz bir takım karanlık ortamlar olabilir. Bu sürece ilişkin provokasyon gerçekleştirilmesi muhtemeldir. Mühim olan bu iradede devam edilmesidir. Burada toplum iradesinin desteğinin devam etmesidir. Ayrıca siyasal olarak da riskleri var. Sayın Başbakan çıktı 'Baldıran zehri içeriz, her türlü riski alarak bu terör sorununu bitirmek istiyoruz' dedi.

O yüzden herkes elini taşının altına atmalıdır." ifadelerini kullandı. "Çözüm sürecinde muhalefet nerede duruyor?" sorusuna Kurtulmuş, söyle cevap verdi: "Bu mesele tek bir partinin meselesi değil. Sadece Kürtleri ilgilendiren bir mesele de değildir. Herkesi ilgilendiriyor. Bu işi ne bir siyasi risk, ne de siyasi rant olarak görmek lazım. Muhalefete düşen görev, buradan herhangi bir rant hesabı içinde olmamasıdır. Bu terör meselesi AK Parti’nin iktidarda olduğu bir dönemde çıkmadı. Çok önceden beri vardır. Muhalefetin sadece 'istemezük' demesi bir şey ifade etmiyor. Alternatifiniz nedir? Bunu söylemelisiniz? Biz bundan sonra bir kişinin dahi ölmesini risk olarak görüyoruz." ANAYASAYI DEĞİŞTİRMİYORUZ, YENİ ANAYASA YAPIYORUZYeni anayasa çerçevesinde yapılan tartışmaları da değerlendiren Numan Kurtulmuş, "Mevzu bahis olan bir anayasa değişikliği değildir, yeni bir anayasadır. Anayasalar sadece hukuki metinler değildir. Her anayasanın bir felsefesi vardır. Her anayasada bu felsefeye bağlı olarak bir siyasal sistemi olur. 12 Eylül Anayasasının da felsefesi budur. Bu millete güven olmaz. Bu millet ne oy verirse versin ama biz bürokratik oligarşinin kurumlarıyla istediğimizi yaparız. Öncelikli olarak bu antidemokratik felsefenin değişmesi gerekiyor. Buna bağlı olarak da ortaya konulan siyasal sistemin değiştirilmesi gerekiyor." yorumunu yaptı. Türkiye’de hangi sorunu tartışıyor olursanız olun hepsinin altında darbe anayasasından kaynaklanan problemler olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Dindar insanların, Alevilerin, Kürtlerin, azınlıkların veya diğer grupların problemleri ya da sivil asker ilişkilerinde geldiniz nokta, sivil anayasa ihtiyacından kaynaklıdır. Ya da YÖK, Anayasa Mahkemesi veya HSYK hakkında sistematik bir sorunu tartışıyorken bile konu gelip yine anayasaya bağlanıyor. Türkiye’nin yeni bir anayasa ihtiyacı var. Zaten milletimiz yüzde 58’lik bir oyla yeni bir anayasa ihtiyacı olduğunu göstermiştir. Ve bu halk bu Meclis’ten bunu istemiştir. Ortak bir mutabakat ile yeni bir anayasada anlaşılıp ortaya çıkarsa ne ala. Ama bu ihtimal çok zor gibi gözüküyor. Çünkü muhalefetin uzlaşmaz tutumu ortadadır. O zaman Türkiye’nin reform niteliğindeki anayasa maddelerinin değiştirilmesi için halka ve referanduma gitmemiz gerekiyor. Bunun içinde 330 milletvekilini bulmak için çalışırız. Eğer onu da bulamazsak 2015 seçimlerine gideriz. Artık ne yapacağımızı biliyoruz. Ve millete deriz ki; sizin beklediğiniz temel anayasanın çerçevesi bu. Ve bir kez daha onlardan destek isteriz. Biz AK Parti olarak yeni bir anayasa yapmanın üzerimize bir borç olduğunu biliyoruz. Terör sorununu çözmek tek başına AK Parti’nin işi değilse anayasayı da yapmak tek başına AK Partini işi değildir. Ama uzlaşı arayacağız diye sonsuza kadar bu milletinin vaktinin kaybolmasına da izin veremeyiz. Bu anaya melesine muhalefet katkı verirse çok güzel olur." "BAŞBAKAN, BAŞKANLIK SİSTEMİNİ KENDİSİ İÇİN İSTEMİYOR"AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş, başkanlık sistemi hakkındaki tartışmaları da şöyle yorumladı: "Sayın Başbakanımız Başkanlık sistemi derken 'Başkanlık sistemi olsun. Bende başkan olayım. Kendimi bir şekilde bu sistemin içerisine sokmuş olayım.' diye bir şey demiyor. Yani kendisi için böyle bir şey istiyor değil. Ayrıca biz Başkanlık sistemi tartışmasını da tek başına başkanlık sistemi olarak yapmıyoruz. Türkiye’nin önünde çok önemli bir demokratikleşme süreci var. Bu demokratikleşme süreci ile birlikte yeni anayasası, siyasi partiler yasası, seçim yasası ve diğer demokratikleşme yasasıyla birlikte işin bir cüzü başkanlık sistemidir. Yoksa sadece Başkanlık sistemini tartışalım bunun üzerinden Türkiye’nin geleceğini inşa edelim, diye bir şey söylemiyoruz. Öyle bir şey zaten söylenemez. Başkanlık sistemi tartışılabilir, yarı başkanlık sistemi tartışılabilir, mevcut sistem tartışabilir. Bunların hepsi teknik meseledir. Asıl olan Türkiye bundan sonra yönünü nereye çevirecektir. 2002-2012’de politik alanda bir sürü değişimler oldu. Şimdi bunun sistematik bir bütün içinde ele alınarak radikal bir dönüşüm içerisinde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu süreç içerisinde Başkanlık sistemi de tartışılacak konulardan bir tanesidir."