Sağlık-sen Şube Başkanı Atçı: Başörtüsü Yasağı Kadına Yönelik En Büyük Şiddet
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) İzmir Şube Başkanı Recep Atçı, başörtüsü yasağının kadına yönelik en büyük şiddet olduğunu vurgulayarak, "Kadın erkek ayrımcılığının kaldırıldığı, kadına yönelik şiddetin olmadığı bir dünya istiyoruz.
" dedi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Atçı, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin kadın erkek eşitliğinin sağlanmasıyla ölçüldüğünü belirtti.
Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet olaylarının son bulmasına ilişkin görüşlerini bir kez daha gündeme taşıma fırsatı bulduklarını ifade eden Atçı, "Ötekileştirilen, itilen, kakılan, kayıtdışı çalıştırılan, fiziki zayıflıklarından dolayı istismara açık olan kesim, maalesef ki hep kadınlar olmuştur. Cenneti anaların ayakları altına seren bir dinin mensupları olarak, kadınlara hak ettiği değerin bir an önce verilmesi gerektiğini savunuyoruz." diye konuştu.
Kadınların yaşamın bütün alanlarında, çalışmada, istihdamda, karar alma mekanizmalarında, politikada nüfus oranlarınca temsil edilmediğine dikkat çeken Recep Atçı, toplum yaşamındaki temsil gücünün arttırılmasının görev kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
Sağlık-Sen Şube Başkanı Atçı, şunları ifade etti: "Kadın istihdamını özendiren ve teşvik eden yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Kadın ve erkek çalışanlar arasında ücret dengesizliği giderilmeli, sigortasız ve güvencesiz çalıştırılmaması için ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Sağlık sektörü, eğitim ve yerel yönetimler gibi çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunda taşeron çalışan sayısı artmaktadır. Bunların büyük bir çoğunluğu da kadınlarımızdır. Bu bağlamda sözleşmeli kadroların kuvvetlendirilmesi ve arttırılması yönündeki yaklaşımlar yerine, kamu hizmetlerinin kadrolu kamu görevlileri eliyle görülmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Türkiye’de uygulanan ebeveyn izinleri, Avrupa’dakilerle aynı düzeye getirilmelidir." 'BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI ŞİDDETTİR'Sağlık-Sen'in kamuda kılık kıyafet serbestliğini istediğini hatırlatan Atçı, başörtüsü yasağının kadını sosyal hayattan uzak tutan, çalışma hayatının içinde yer almasını engelleyen bir uygulama olduğunu savundu. Başörtüsü yasağının kadına yönelik en büyük şiddet olduğunu belirten Recep Atçı, şunları kaydetti: "Temel insan hak ve özgürlüklerini ayaklar altına alan bu uygulamanın izahı, kabul edilebilirliği yoktur. 28 Şubat sürecinin dayatması olan eğitimdeki başörtüsü yasağı, istisnalarıyla birlikte inisiyatifle çözülmüş durumda ancak temel hak ve özgürlüklerin kanunla yasaklanıp serbest bırakılamayacağı gerçeğiyle Türkiye'nin tanışması ve yüzleşmesi gerekmektedir. Ne yazık ki yakın geçmişimizde toplumu dizayn etmeye soyunan bazı kesimler, kadınların başını örtmemesi, örtecekse de nasıl olması gerektiğine dair söylemlerde bulundu. Bu anlayış kamuda devam etmektedir. Artık dur demenin vakti gelmiştir. Kadınlara yönelik uygulanan ötekileştirme ve ayrımcılığın sona ermesi için bunun anayasal güvence altına alınması gerekmektedir. Çalışma hayatında kadınlar adına birçok kazanımı sağlayan Sağlık-Sen, her zaman kadın sorunlarının takipçisi olmaya, çözümü için de yüksek sesle dile getirmeye devam edecektir. "
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Atçı, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin kadın erkek eşitliğinin sağlanmasıyla ölçüldüğünü belirtti.
Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet olaylarının son bulmasına ilişkin görüşlerini bir kez daha gündeme taşıma fırsatı bulduklarını ifade eden Atçı, "Ötekileştirilen, itilen, kakılan, kayıtdışı çalıştırılan, fiziki zayıflıklarından dolayı istismara açık olan kesim, maalesef ki hep kadınlar olmuştur. Cenneti anaların ayakları altına seren bir dinin mensupları olarak, kadınlara hak ettiği değerin bir an önce verilmesi gerektiğini savunuyoruz." diye konuştu.
Kadınların yaşamın bütün alanlarında, çalışmada, istihdamda, karar alma mekanizmalarında, politikada nüfus oranlarınca temsil edilmediğine dikkat çeken Recep Atçı, toplum yaşamındaki temsil gücünün arttırılmasının görev kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
Sağlık-Sen Şube Başkanı Atçı, şunları ifade etti: "Kadın istihdamını özendiren ve teşvik eden yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Kadın ve erkek çalışanlar arasında ücret dengesizliği giderilmeli, sigortasız ve güvencesiz çalıştırılmaması için ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Sağlık sektörü, eğitim ve yerel yönetimler gibi çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunda taşeron çalışan sayısı artmaktadır. Bunların büyük bir çoğunluğu da kadınlarımızdır. Bu bağlamda sözleşmeli kadroların kuvvetlendirilmesi ve arttırılması yönündeki yaklaşımlar yerine, kamu hizmetlerinin kadrolu kamu görevlileri eliyle görülmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Türkiye’de uygulanan ebeveyn izinleri, Avrupa’dakilerle aynı düzeye getirilmelidir." 'BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI ŞİDDETTİR'Sağlık-Sen'in kamuda kılık kıyafet serbestliğini istediğini hatırlatan Atçı, başörtüsü yasağının kadını sosyal hayattan uzak tutan, çalışma hayatının içinde yer almasını engelleyen bir uygulama olduğunu savundu. Başörtüsü yasağının kadına yönelik en büyük şiddet olduğunu belirten Recep Atçı, şunları kaydetti: "Temel insan hak ve özgürlüklerini ayaklar altına alan bu uygulamanın izahı, kabul edilebilirliği yoktur. 28 Şubat sürecinin dayatması olan eğitimdeki başörtüsü yasağı, istisnalarıyla birlikte inisiyatifle çözülmüş durumda ancak temel hak ve özgürlüklerin kanunla yasaklanıp serbest bırakılamayacağı gerçeğiyle Türkiye'nin tanışması ve yüzleşmesi gerekmektedir. Ne yazık ki yakın geçmişimizde toplumu dizayn etmeye soyunan bazı kesimler, kadınların başını örtmemesi, örtecekse de nasıl olması gerektiğine dair söylemlerde bulundu. Bu anlayış kamuda devam etmektedir. Artık dur demenin vakti gelmiştir. Kadınlara yönelik uygulanan ötekileştirme ve ayrımcılığın sona ermesi için bunun anayasal güvence altına alınması gerekmektedir. Çalışma hayatında kadınlar adına birçok kazanımı sağlayan Sağlık-Sen, her zaman kadın sorunlarının takipçisi olmaya, çözümü için de yüksek sesle dile getirmeye devam edecektir. "