Türkiye Otomotiv Pazarında 5 Yılda Yüzde 20 Büyüyecek
KPMG araştırma şirketinin 'Türkiye 2013 Otomotiv Yöneticileri Araştırması'na göre, otomotiv sektörü 5 yılda yüzde 20 büyüyecek.
KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri Ergün Kış, araştırma sonuçlarını açıkladı.
KPMG’nin küresel ölçekte 14 yıldır düzenlediği otomotiv yöneticileri araştırmasının bir uzantısı olarak farklı dinamiklere sahip Türkiye otomotiv pazarına özel bir araştırma yaptıklarını belirten Kış, araştırmanın, Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ve Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) desteği ile gerçekleştirdiklerini söyledi.
OTOMOTİV PAZARINDA 5 YILDA YÜZDE 20’NİN ÜZERİNDE BÜYÜMEGeçtiğimiz 10 yılda Türkiye otomotiv sektörünün dikkat çekici bir büyüme sergilediğini ifade eden Kış, 2003 yılında Türkiye’de 1000 kişiye düşen araç sayısı 95 iken son 10 yılda bu değerin 151’e ulaştığını kaydetti.
Kış, bu rakamın Avrupa’ya göre oldukça düşük değerde seyrettiği göz önünde bulundurulursa otomotiv pazarının önümüzdeki yıllarda daha da büyüme eğilimi içerisinde olacağını belirtmenin doğru olacağını ifade etti.
Türkiye’de demografik yapının değiştiğine vurgu yapan Kış, şunları söyledi: “İstatistiklere göre Türkiye’de 25 yaş altı nüfusun yüzde 43’lük bir dilimi kapsadığı düşünülürse, önümüzdeki 5 yıl içinde 6 milyon kişinin ekonominin içinde önemli rol alan 25 yaş üzeri gruba eklenmesi bekleniyor. Bu da Türkiye’nin Avrupa’nın en yüksek tüketim potansiyeline sahip ülkelerinden biri olabileceğinin göstergesi. Otomotiv Yöneticileri Araştırması’na göre, Türkiye’deki otomotiv sektöründe önümüzdeki 5 yıl içinde yüzde 20’nin üzerinde büyüme bekleniyor. 2011 yılında 910 bin olan pazar büyüklüğünün ise 1 milyon 100 binin üzerine çıkması tahmin ediliyor.”Türkiye’de beş yıllık dönemde öncelikli olacak konular arasında otomotiv satış vergilerinin yeniden düzenlenmesi olacağına işaret eden Kış, otomotiv yöneticilerinin, sektör üzerindeki ÖTV, KDV gibi vergi yüklerinin bir dengeye oturtulması ve hatta azaltılmasının, sektörün gelişimi için kritik olduğunu vurguladı.
Araştırmada çıkan sonuca göre Türkiye’deki otomotiv yöneticileri, BRIC ülkeleri üreticilerinin Avrupa pazarına 6 yıl gibi kısa bir süre içinde gireceğini öngörüyor. Yöneticiler, bu ülkelerin Avrupa pazarına girerken üretim üssü olarak öncelikli olarak Doğu Avrupa ve yeni AB ülkelerini tercih edeceğini düşünüyor. Ergün Kış, Türkiye’nin daha önemli bir üretim üssü olabileceğinin uzun bir süredir gündem konusu olduğunu, Türkiye’nin BRIC ülkelerinin Avrupa’ya giriş kapısı olabileceği beklentisinin ortaya çıkması nedeniyle Türkiye’deki otomotiv yöneticilerinin bu konuya nasıl baktıklarını öğrenmek istediklerini söyledi.
YENİ TEŞVİK KANUNU YATIRIMLARI DESTEKLEYECEKAraştırmaya göre Türkiye otomotiv sektörü önümüzdeki 5 yıllık süre içinde yeni bir üreticinin Türkiye’ye yatırım yapmasını bekliyor. Ergün Kış, Türkiye’deki yöneticiler tarafından bu yatırımın Avrupa’dan beklendiğini açıklayarak, KPMG Türkiye olarak da Türkiye’de beklenen kapasite artışının daha çok Avrupa ve iç pazara yönelik olacağını, ama uzun vadede Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun da potansiyel olarak değerlendirilebileceğini söyledi.
Araştırmaya katılanların bugüne kadar teşvik yasasının otomotiv sektörü için yetersiz olduğunu düşündüğünü belirten Kış, son yapılan değişikliklerle önemli gelişmeler beklendiğini açıkladı.
Önümüzdeki dönemde bu nedenle Türkiye’ye yatırımların artacağını, yeni teşvik kanunu ile yatırımların yönünün Türkiye’ye dönüş yapabileceğini aktaran Kış şunları söyledi: “Türkiye’deki kapasite artışının ılımlı olması bekleniyor. Yeni teşvik kanunu ile bu resim değişebilir. Son 5 yılda otomotiv yan sanayisinde 15 tane satın alma yaşadık. Bunun 8 tanesinin 2012’de gerçekleşmiş olması dikkat çekici.”OTOMOTİV YAN SANAYİ RUSYA’YA ODAKLANIYORAraştırmaya göre, Türkiye otomotiv yöneticileri yan sanayi için, işbirliğinde en önemli bölgenin Rusya olacağını öngörüyor. Otomotiv dünyasının Çin’i konuştuğu ortamda yöneticilerin Rusya’yı ilk sırada göstermelerinin ardında Türkiye ile Rusya’nın arasındaki potansiyelin olduğunu belirten Kış, sözlerine şöyle devam etti: “Araştırmaya katılan yöneticiler için Doğu Avrupa ülkelerinin ikinci sırada gelmesini de Türkiye’nin bölgedeki rolünü ve önemini artırma hedefinin bir göstergesi olarak açıklayabiliriz. Rusya’da otomotiv sektörü ülkenin en hızlı gelişen sektörlerinden biri konumunda. Araç satışları açısından önümüzdeki birkaç yıl içinde Rusya’nın Avrupa’nın en büyük pazarı olan Almanya’yı da geride bırakarak en büyük otomotiv pazarı haline gelmesi bekleniyor. Rusya’da yerli otomotiv tedarikçileri en son teknoloji ve güvenilirlik konusunda geri kalmış durumdaydı. Buna ek olarak, küresel tedarikçilerin Rusya pazarındaki varlıkları daha zayıftı. Bu yüzden, Rusya’da sayısı artan ve üretimlerini geliştiren imalatçılar ile son zamanlarda Rusya pazarına birçok üretici girdi. Son birkaç yıl içerisinde, küresel anlamda ilk 50 tedarikçinin Rusya pazarındaki varlığı yaklaşık yüzde 40’tan yüzde 60’a çıktı. Bu gelişmenin üretim kapasitesindeki artışla paralel olarak seyretmesi bekleniyor. Rusya otomotiv pazarı, Türkiye otomotiv yan sanayisi için zengin bir fırsat çeşitliliği sunuyor.”
KPMG’nin küresel ölçekte 14 yıldır düzenlediği otomotiv yöneticileri araştırmasının bir uzantısı olarak farklı dinamiklere sahip Türkiye otomotiv pazarına özel bir araştırma yaptıklarını belirten Kış, araştırmanın, Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ve Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) desteği ile gerçekleştirdiklerini söyledi.
OTOMOTİV PAZARINDA 5 YILDA YÜZDE 20’NİN ÜZERİNDE BÜYÜMEGeçtiğimiz 10 yılda Türkiye otomotiv sektörünün dikkat çekici bir büyüme sergilediğini ifade eden Kış, 2003 yılında Türkiye’de 1000 kişiye düşen araç sayısı 95 iken son 10 yılda bu değerin 151’e ulaştığını kaydetti.
Kış, bu rakamın Avrupa’ya göre oldukça düşük değerde seyrettiği göz önünde bulundurulursa otomotiv pazarının önümüzdeki yıllarda daha da büyüme eğilimi içerisinde olacağını belirtmenin doğru olacağını ifade etti.
Türkiye’de demografik yapının değiştiğine vurgu yapan Kış, şunları söyledi: “İstatistiklere göre Türkiye’de 25 yaş altı nüfusun yüzde 43’lük bir dilimi kapsadığı düşünülürse, önümüzdeki 5 yıl içinde 6 milyon kişinin ekonominin içinde önemli rol alan 25 yaş üzeri gruba eklenmesi bekleniyor. Bu da Türkiye’nin Avrupa’nın en yüksek tüketim potansiyeline sahip ülkelerinden biri olabileceğinin göstergesi. Otomotiv Yöneticileri Araştırması’na göre, Türkiye’deki otomotiv sektöründe önümüzdeki 5 yıl içinde yüzde 20’nin üzerinde büyüme bekleniyor. 2011 yılında 910 bin olan pazar büyüklüğünün ise 1 milyon 100 binin üzerine çıkması tahmin ediliyor.”Türkiye’de beş yıllık dönemde öncelikli olacak konular arasında otomotiv satış vergilerinin yeniden düzenlenmesi olacağına işaret eden Kış, otomotiv yöneticilerinin, sektör üzerindeki ÖTV, KDV gibi vergi yüklerinin bir dengeye oturtulması ve hatta azaltılmasının, sektörün gelişimi için kritik olduğunu vurguladı.
Araştırmada çıkan sonuca göre Türkiye’deki otomotiv yöneticileri, BRIC ülkeleri üreticilerinin Avrupa pazarına 6 yıl gibi kısa bir süre içinde gireceğini öngörüyor. Yöneticiler, bu ülkelerin Avrupa pazarına girerken üretim üssü olarak öncelikli olarak Doğu Avrupa ve yeni AB ülkelerini tercih edeceğini düşünüyor. Ergün Kış, Türkiye’nin daha önemli bir üretim üssü olabileceğinin uzun bir süredir gündem konusu olduğunu, Türkiye’nin BRIC ülkelerinin Avrupa’ya giriş kapısı olabileceği beklentisinin ortaya çıkması nedeniyle Türkiye’deki otomotiv yöneticilerinin bu konuya nasıl baktıklarını öğrenmek istediklerini söyledi.
YENİ TEŞVİK KANUNU YATIRIMLARI DESTEKLEYECEKAraştırmaya göre Türkiye otomotiv sektörü önümüzdeki 5 yıllık süre içinde yeni bir üreticinin Türkiye’ye yatırım yapmasını bekliyor. Ergün Kış, Türkiye’deki yöneticiler tarafından bu yatırımın Avrupa’dan beklendiğini açıklayarak, KPMG Türkiye olarak da Türkiye’de beklenen kapasite artışının daha çok Avrupa ve iç pazara yönelik olacağını, ama uzun vadede Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun da potansiyel olarak değerlendirilebileceğini söyledi.
Araştırmaya katılanların bugüne kadar teşvik yasasının otomotiv sektörü için yetersiz olduğunu düşündüğünü belirten Kış, son yapılan değişikliklerle önemli gelişmeler beklendiğini açıkladı.
Önümüzdeki dönemde bu nedenle Türkiye’ye yatırımların artacağını, yeni teşvik kanunu ile yatırımların yönünün Türkiye’ye dönüş yapabileceğini aktaran Kış şunları söyledi: “Türkiye’deki kapasite artışının ılımlı olması bekleniyor. Yeni teşvik kanunu ile bu resim değişebilir. Son 5 yılda otomotiv yan sanayisinde 15 tane satın alma yaşadık. Bunun 8 tanesinin 2012’de gerçekleşmiş olması dikkat çekici.”OTOMOTİV YAN SANAYİ RUSYA’YA ODAKLANIYORAraştırmaya göre, Türkiye otomotiv yöneticileri yan sanayi için, işbirliğinde en önemli bölgenin Rusya olacağını öngörüyor. Otomotiv dünyasının Çin’i konuştuğu ortamda yöneticilerin Rusya’yı ilk sırada göstermelerinin ardında Türkiye ile Rusya’nın arasındaki potansiyelin olduğunu belirten Kış, sözlerine şöyle devam etti: “Araştırmaya katılan yöneticiler için Doğu Avrupa ülkelerinin ikinci sırada gelmesini de Türkiye’nin bölgedeki rolünü ve önemini artırma hedefinin bir göstergesi olarak açıklayabiliriz. Rusya’da otomotiv sektörü ülkenin en hızlı gelişen sektörlerinden biri konumunda. Araç satışları açısından önümüzdeki birkaç yıl içinde Rusya’nın Avrupa’nın en büyük pazarı olan Almanya’yı da geride bırakarak en büyük otomotiv pazarı haline gelmesi bekleniyor. Rusya’da yerli otomotiv tedarikçileri en son teknoloji ve güvenilirlik konusunda geri kalmış durumdaydı. Buna ek olarak, küresel tedarikçilerin Rusya pazarındaki varlıkları daha zayıftı. Bu yüzden, Rusya’da sayısı artan ve üretimlerini geliştiren imalatçılar ile son zamanlarda Rusya pazarına birçok üretici girdi. Son birkaç yıl içerisinde, küresel anlamda ilk 50 tedarikçinin Rusya pazarındaki varlığı yaklaşık yüzde 40’tan yüzde 60’a çıktı. Bu gelişmenin üretim kapasitesindeki artışla paralel olarak seyretmesi bekleniyor. Rusya otomotiv pazarı, Türkiye otomotiv yan sanayisi için zengin bir fırsat çeşitliliği sunuyor.”