Afyonkarahisar'ın Tek Kaz Çiftliği Dinar’da
Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde çitçilik yapan Mehmet Duman isimli vatandaş, yiyeceklerinin tamamını kendisi üretirken genetiği ve DNA’sı değiştirilmiş gıdalara ise kapılarını kapatarak, ailesine de hazır gıda yemesini yasakladı.
Dinar ilçesi Büyük Menderes Nehri kenarında bir çiftliği olan 'Yörük' lakaplı Mehmet Duman, yıllardır hazır gıda yemiyor ve ailesine de yedirmiyor. Yıllardır hayvancılık ile uğraşan ve kaliteden ödün vermediğini kaydeden Duman, Dinar’da ilk ve tek kaz çiftliğini kuran kişinin de kendisi olduğunu kaydetti.
Dinar’da organik üretim birliğini kurmayı hedefleyen, temiz topraklarıyla organik tarım ve hayvancılıkta ilerleyen yıllarda Dinar’ın, Türkiye’de başkent olacağını iddia eden ve kimyasallara savaş açan Kimya Mühendisi Mustafa Koca ile Mehmet Duman, sağlıklı bir nesil ve güçlü bir gelecek adına bir araya gelerek çok önemli mesajlar verdiler. 54 Yaşında olduğunu ve şimdiye kadar hiç hastaneye gitmediğini ifade eden Mehmet Duman, bu sırrın organik beslenmede olduğunun altını çizerek şunları söyledi; “Ben atadan gelme hayvancılık mesleği ile uğraşıyorum. Hayvanlarıma fenni yem yedirmediğim gibi koyunlarımı da kendi köyüm olan Cerit yaylasında otlatıyorum. Soframızda da kendi ürettiğimiz ve doğal beslenen hayvanları tercih ediyoruz. Civarda, hobi olarak beslenen kaz yetiştiriciliği dışında bu alanda çiftlik olarak bölgede tekiz. Kazların mera hayvanı olması, üreticinin ekonomisine katkı sağlıyor. Rusya bu sektörde öncü, eti, tüyü ve gübresi değerlendirilirken özellikle karaciğeri Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Kaz ciğeri Avrupalılar tarafından çok tutuluyor, seviliyor. Kendi beslediğim tavuk, kaz, hindi gibi kümes hayvanının etleri ile diğer hazırları kıyasladım arada çok fark var.” KİMYASALLARDAN UZAKLAŞMAMIZ GEREKİYOR Dinarlı Bitki Besleme Uzmanı ve Kimya Mühendisi Mustafa Koca ise, genetiği değiştirilmiş gıdalar hakkında ilginç açıklamalarda bulundu. Kimyasalların insan vücudunda nasıl bir tahribat yaptığını çok iyi bildiğini ifade eden Koca, kanser hastalığının en başta kimyasal katkılı gıdalara dayandığının altını çizdi. Koca “Vücudumuza beslenme yoluyla giren konsantre kimyasallı gıdalar, DNA kırılmasına ve dolayısıyla bedenimizdeki metabolizmaların değişmesine neden oluyor. Bu tehlikeli hastalık sadece besinlerimizde değil, topraklarımızda ve hatta hayvan yemlerinde dahi mevcut durumda. Tüketiciler marketten aldıkları tavukların arka kısmını yani gerilerini kesip açıp baktıklarında, o gerinin içerisinde kist haline dönüşmüş hormon kütlesini görecekler. Bugün onkoloji ‘bir saatten önce pişen eti yemeyin’ diye uyarıyor. Bu arada çok önemli bir nokta var. Kuş gribi diye bir şey yoktu, bundan 4 -5 sene önce ülke genelinde kuş gribi nedeniyle bizim tavuklarımız itlaf edildi. Tohum ve hayvancılıkta bizim en kısa sürede yerli ırka dönmemiz ve kimyasallardan uzaklaşmamız gerekiyor. Ayrıca ben Mehmet beyi de kutluyorum, insanlarımızı kanserden koruyacak eylem budur” dedi.
Kaynak: İHA
Dinar’da organik üretim birliğini kurmayı hedefleyen, temiz topraklarıyla organik tarım ve hayvancılıkta ilerleyen yıllarda Dinar’ın, Türkiye’de başkent olacağını iddia eden ve kimyasallara savaş açan Kimya Mühendisi Mustafa Koca ile Mehmet Duman, sağlıklı bir nesil ve güçlü bir gelecek adına bir araya gelerek çok önemli mesajlar verdiler. 54 Yaşında olduğunu ve şimdiye kadar hiç hastaneye gitmediğini ifade eden Mehmet Duman, bu sırrın organik beslenmede olduğunun altını çizerek şunları söyledi; “Ben atadan gelme hayvancılık mesleği ile uğraşıyorum. Hayvanlarıma fenni yem yedirmediğim gibi koyunlarımı da kendi köyüm olan Cerit yaylasında otlatıyorum. Soframızda da kendi ürettiğimiz ve doğal beslenen hayvanları tercih ediyoruz. Civarda, hobi olarak beslenen kaz yetiştiriciliği dışında bu alanda çiftlik olarak bölgede tekiz. Kazların mera hayvanı olması, üreticinin ekonomisine katkı sağlıyor. Rusya bu sektörde öncü, eti, tüyü ve gübresi değerlendirilirken özellikle karaciğeri Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Kaz ciğeri Avrupalılar tarafından çok tutuluyor, seviliyor. Kendi beslediğim tavuk, kaz, hindi gibi kümes hayvanının etleri ile diğer hazırları kıyasladım arada çok fark var.” KİMYASALLARDAN UZAKLAŞMAMIZ GEREKİYOR Dinarlı Bitki Besleme Uzmanı ve Kimya Mühendisi Mustafa Koca ise, genetiği değiştirilmiş gıdalar hakkında ilginç açıklamalarda bulundu. Kimyasalların insan vücudunda nasıl bir tahribat yaptığını çok iyi bildiğini ifade eden Koca, kanser hastalığının en başta kimyasal katkılı gıdalara dayandığının altını çizdi. Koca “Vücudumuza beslenme yoluyla giren konsantre kimyasallı gıdalar, DNA kırılmasına ve dolayısıyla bedenimizdeki metabolizmaların değişmesine neden oluyor. Bu tehlikeli hastalık sadece besinlerimizde değil, topraklarımızda ve hatta hayvan yemlerinde dahi mevcut durumda. Tüketiciler marketten aldıkları tavukların arka kısmını yani gerilerini kesip açıp baktıklarında, o gerinin içerisinde kist haline dönüşmüş hormon kütlesini görecekler. Bugün onkoloji ‘bir saatten önce pişen eti yemeyin’ diye uyarıyor. Bu arada çok önemli bir nokta var. Kuş gribi diye bir şey yoktu, bundan 4 -5 sene önce ülke genelinde kuş gribi nedeniyle bizim tavuklarımız itlaf edildi. Tohum ve hayvancılıkta bizim en kısa sürede yerli ırka dönmemiz ve kimyasallardan uzaklaşmamız gerekiyor. Ayrıca ben Mehmet beyi de kutluyorum, insanlarımızı kanserden koruyacak eylem budur” dedi.