Başbakan'ın açıklamalarına Kandil'den yanıt
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çözüm sürecine ilişkin yaptığı kritik açıklamalara Kandil'den cevap geldi.
Başbakan Erdoğan'ın dün akşam Kanal D ve CNN Türk ortak yayınında yaptığı ''Silah bıraksınlar, öyle gitsinler. Silahlarını ister gömsünler, ister mağarada bıraksınlar'' şeklindeki açıklamasına Kandil'den yanıt geldi. Kandil'den yapılan açıklamada PKK'nın geri çekilmesi içim yasal zemin yaratılması gerektiği öne sürüldü. Açıklamada Başbakan Erdoğan'ın 'Kürt' ifadesi kullanmadığı, sürekli 'terör' ve 'terörist' ifadelerini kullandığı iddia edildi.
Başbakan Erdoğan: Silahı bırakıp çekilsinler
Terör örgütü elebaşı Öcalan 'ın Diyarbakır'daki Nevroz kutlamasında yaptığı açıklamasıyla yeni bir sürecin başladığının vurgulandığı açıklamada 23 Mart'tan itibaren ateşkes ilan edildiği belirtildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
'GERİ ÇEKİLME YASAL ZEMİN OLUŞTURULURSA GÜNDEME GELİR'
''Başbakan Erdoğan 'ın bir televizyon kanalında yayınlanan bir programda güçlerimizin silahlarını bırakarak sınır dışına çekilecekleri yönündeki açıklamaları inanıyoruz ki, ilgili tüm taraflarca dikkatle izlenmiştir. Her şeyden önce Erdoğan 'ın kullandığı dil ve üslup sanki her şey tek taraflı ve kendi inisiyatifinde gelişebilecekmiş gibi yanlış ve olumsuz bir algı yaratmaktadır. Oysa süreç tek taraflı değil, Öcalan'la devletin yaptığı görüşme ve müzakereler sonucunda karşılıklı adımların atılmasıyla ancak gelişebilecektir. Erdoğan 'ın iddia ettiği tarzda bir geri çekilme durumu hareketimizin gündeminde değildir. Devlet tarafından gerekli adımların atılması, bu temelde yasal ve olumlu bir zeminin yaratılması sonucunda güçlerimizin geri çekilme durumunun gündeme gelmesi mümkün olacaktır.
'KÜRT SORUNU DEMEDEN TERÖR VE TERÖRİST DİYOR'
Erdoğan 'ın Kürt sorununun ismini bile anmadan sürekli “terör“ ve “terörist“ kavramlarını kullanması Hükümetin süreç karşısındaki samimiyeti ve ciddiyeti konusunda kuşku ve soru işaretleri yaratıyor. Bu tür üslup ve yaklaşımlar barış ve çözüm sürecine hizmet etmez.
'ÖCALAN BU HAKLARDAN GECİKMELİ OLARAK FAYDALANDI'
Türkiye devleti mevzuatında her tutuklu ve hükümlünün televizyon, havalandırma vb. haklardan yararlanma durumu vardır. Öcalan'ın bu haklardan on dört yıl gecikmeli olarak yararlanmasını Erdoğan 'ın sanki İmralı'dan bir şeyler alma karşılığında izah etmesi ve bunu bir lütuf olarak yansıtması belirtmek durumundayız ki, ne sürecin ruhuna denk düşmekte, ne de politik ahlakla bağdaşmaktadır.''
Başbakan Erdoğan: Silahı bırakıp çekilsinler
Terör örgütü elebaşı Öcalan 'ın Diyarbakır'daki Nevroz kutlamasında yaptığı açıklamasıyla yeni bir sürecin başladığının vurgulandığı açıklamada 23 Mart'tan itibaren ateşkes ilan edildiği belirtildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
'GERİ ÇEKİLME YASAL ZEMİN OLUŞTURULURSA GÜNDEME GELİR'
''Başbakan Erdoğan 'ın bir televizyon kanalında yayınlanan bir programda güçlerimizin silahlarını bırakarak sınır dışına çekilecekleri yönündeki açıklamaları inanıyoruz ki, ilgili tüm taraflarca dikkatle izlenmiştir. Her şeyden önce Erdoğan 'ın kullandığı dil ve üslup sanki her şey tek taraflı ve kendi inisiyatifinde gelişebilecekmiş gibi yanlış ve olumsuz bir algı yaratmaktadır. Oysa süreç tek taraflı değil, Öcalan'la devletin yaptığı görüşme ve müzakereler sonucunda karşılıklı adımların atılmasıyla ancak gelişebilecektir. Erdoğan 'ın iddia ettiği tarzda bir geri çekilme durumu hareketimizin gündeminde değildir. Devlet tarafından gerekli adımların atılması, bu temelde yasal ve olumlu bir zeminin yaratılması sonucunda güçlerimizin geri çekilme durumunun gündeme gelmesi mümkün olacaktır.
'KÜRT SORUNU DEMEDEN TERÖR VE TERÖRİST DİYOR'
Erdoğan 'ın Kürt sorununun ismini bile anmadan sürekli “terör“ ve “terörist“ kavramlarını kullanması Hükümetin süreç karşısındaki samimiyeti ve ciddiyeti konusunda kuşku ve soru işaretleri yaratıyor. Bu tür üslup ve yaklaşımlar barış ve çözüm sürecine hizmet etmez.
'ÖCALAN BU HAKLARDAN GECİKMELİ OLARAK FAYDALANDI'
Türkiye devleti mevzuatında her tutuklu ve hükümlünün televizyon, havalandırma vb. haklardan yararlanma durumu vardır. Öcalan'ın bu haklardan on dört yıl gecikmeli olarak yararlanmasını Erdoğan 'ın sanki İmralı'dan bir şeyler alma karşılığında izah etmesi ve bunu bir lütuf olarak yansıtması belirtmek durumundayız ki, ne sürecin ruhuna denk düşmekte, ne de politik ahlakla bağdaşmaktadır.''