Başbakan Yardımcısı Atalay Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AK Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı'na yönelik saldırılara ilişkin, ''Endişe edilecek bir şey de yok. Olayları, gelişmeleri kendi profilinin üzerine çıkarmamak lazım, belli bir profilde tutmak lazım. Bu, bizim kararlığımızı veya yürüyen çalışmalarımızı engelleyecek şeyler olamaz'' dedi.

Atalay, TGRT Haber kanalında katıldığı programda, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Adalet Bakanlığı ve AK Parti Genel Merkezi'ne yapılan saldırılara ilişkin soru üzerine Atalay, olayın, güvenlik güçlerinin başarılı çalışmaları sonucunda failleri bakımından aydınlandığını, kimlerin yaptığının ve bunların isimlerinin bilindiğini belirtti.

Saldırılarda can kaybının olmamasından duyduğu memnuniyeti ifade eden Atalay, ''Olayların gelişmesiyle ilgili her şey aydınlandı. Doğrudur, DHKP-C örgütüdür burada olayları yapan'' diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuya ilişkin açıklamaları hatırlatılarak, ''DHKP-C ile Ergenekon'un bağlantısı mı var-'' sorusuna karşılık Atalay, şunları söyledi:

''Önce düz okuma ile gideriz biz bu konularda. Ortada bir örgüt var ve onun dünkü iki eylemi var. Bir süredir gündemde olan bir örgüt. Başka eylemleri var. ABD'nin Ankara Büyükelçiliği ve Avrupa'dan, Yunanistan üzerinden Türkiye'ye geçişleri olduğunu biliyoruz. Son aylarda gelişen operasyonlar var o yönde. Tüm bunları kendi bağlamında değerlendiriyoruz ama her yerde olduğu gibi işin karmaşık boyutlarına da bakarız, düz okumanın dışına çıkarsanız. Pek çok değerlendirme de yapabilirsiniz. bunların kimi somutlaşabilir de. Biz de bütün boyutlarını dikkatle analiz ediyoruz.''

''Zamanlaması ilginç'' denilmesi üzerine Atalay, ''Böyle kritik zamanlarda olan bir olayı sadece düz okumayla bırakmanız mümkün değil. Mutlaka bunun süreçle ve gelişmelerle ilgisi vardır. Hiçbir şey tesadüfi değildir. Tabii bunun geri planlarıyla ilgili elimizde çalışmalar var. Yani o konularda gelişmeler olmadan çok şey söylemek istemiyoruz ama Başbakanımız önemli açıklamalar yaptı'' dedi.

-''Endişe edilecek bir şey yok''-

Atalay, olayla ilgili çalışmaların dikkatlice yürütüldüğüne dikkati çekerek, ''Endişe edilecek bir şey yok. Olayları, gelişmeleri kendi profilinin üzerine çıkarmamak lazım, belli bir profilde tutmak lazım. Bu olayı da öyle görmek lazım. Bu, bizim kararlığımızı veya yürüyen çalışmalarımızı engelleyecek şeyler olamaz'' ifadesini kullandı.

DHKP-C'nin Suriye ile işbirliği yaptığı iddialarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Atalay, şöyle konuştu:

''Somut verilerle değerlendirmek lazım ama ben genelde şunu söyleyeyim, o konuda doğrusu çok ileri ifadelerde bulunamam şu anda ama böyle kritik dönemlerde böyle süreçlerin olumlu yürüdüğü, toplumsal umudun yükseldiği, ülkede her şeyin daha olumlu göründüğü dönemlerde terör örgütlerinin hangi olayın hangi saikle yaptığını tam belirleyemezsiniz. Bu süreçlerde taşeron ilişkisi çok fazladır. Bir örgüt kendi yapmayı uygun bulmaz, bazen başka bir örgüte... Terör örgütlerinin aralarında yardımlaşmalar olur veya uluslararası irtibatlar ve taşeronluk olur. Pek çok karmaşıklıklar olabilir. Hiçbir şeyi gözden ırak tutmamak lazım.''

Atalay, saldırıyı gerçekleştiren örgüte ve zanlılarına ilişkin soruya karşılık da ''Bu örgütle ilgili militanı çok fazla olmayan bir örgüttür. Bellidir sayıları bunların genelde, epeyce tespit edilmiştir. Bu ikisi tespit edilmişlerden, ikisidir zaten isimleri bilinen, listelenen isimlerden ikisidir. Zaten pek de kendilerini gizlemiş değiller. Görüntülerde yüzleri görülüyor. Sabah görüntüleri izledik'' dedi.

''Avrupa bağlantısı var mı-'' sorusuna Atalay, ''O manada şu anda bir şey söylemiyoruz ama belli bir süre önce Avrupa'dan belli bir geçişin olduğunu zaten biliyoruz, gazeteciler de onu biliyorsunuz'' yanıtını verdi.

Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında son on senenin en önemli gündem maddesinin terör olduğu belirtilerek, ''Bu, partiler üstü bir sorun. Siz muhalefetle yeteri kadar paylaşmıyor musunuz- Yoksa siyaseten her şey mübah mı görülüyor-'' diye sorulması üzerine Atalay, ''Biz bu konuyu her kesimle paylaşmak ve her kesimin yardımını almak için azami çaba sarf ediyoruz'' dedi.

-''MHP, konunun hiçbir yerinde olmuyor''-

Başbakan Erdoğan'ın konuya ilişkin bazı sözlerini hatırlatan Atalay, şöyle devam etti:

''MHP, bu konunun hiçbir yerinde olmuyor. Bir komisyon olsa oraya da 'gelmem' diyor. Partilerarası CHP'nin girişimi oldu, biliyorsunuz girmedi. Şu anda da en sert muhalefeti yapıyor. Bu konuda daha önce bir görüşelim diye 2-3 defa kendilerinden randevu istedik. Bana 'Biz bu konuda görüşmek istemiyoruz' diye yazılı cevapları vardır. CHP hep şunu söylüyor '4 partinin oluşturduğu bir komisyon.' 'Dört partiyi bir araya getirirsen biz varız' dedik ona. Süre istedi. Eğer olmuyorsa anamuhalefetle iktidarın işbirliği çok değerlidir, demokratik parlamenter sistemlerde özellikle. Niye anamuhalefet hiç sorumluluk almıyor, sadece eleştiriyor. Biz onlara 'gelin birlikte komisyonu, kurullarımızı oluşturalım. MHP, diğerleri de geliyorsa memnun oluruz ama gelmiyorlar. O zaman birlikte işbirliği yapalım. Bize katkınız olacaksa olsun. Sürecin her safhasını sizinle yürütelim.' O gün CHP buna 'evet' deseydi bugün o süreci birlikte yürütüyor olacaktık aslında.''

''Bu kapı kapandı mı-'' sorusuna, ''Hayır, kapanmadı'' yanıtını veren Atalay, ''Bu işi çözen bütün ülkeler, iktidar muhalefet işbirliği yapmış ve bütün kesimlerin desteğiyle olmuş. Herkes kazanmış. Diğer ülkelerde bu ciddi süreçlerde iktidar bu riskleri alırken muhalefet bunu asla iç siyaset malzemesi yapmamıştır. Çünkü bu ahlaki bir konudur'' diye konuştu.

Atalay, İngiltere'de, Türkiye'deki çözüm sürecine benzer bir durum yaşandığında muhalefetin de hükümete destek vermesiyle konunun iç siyasette kullanılmadığına işaret ederek, böyle bir desteği ülkedeki muhalefetten beklediklerini söyledi.

-''Partilere, kapımız her zaman açık''-

Çözüm sürecine ilişkin, ''CHP ile kapıları yeniden açma noktasında sizden yeni bir hamle bekleyelim mi-'' sorusuna karşılık Atalay, ''Bizim kapımız açık. Hep bunu ifade ettik. O teklifimiz yine geçerli. Bu manada bir irtibat, o konuda bir format yine geliştirebiliriz'' ifadesini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, BDP'nin de çözüm sürecinde bir rol oynadığını dile getirerek, şunları söyledi:

''Bizim dileğimiz bütün milletimizin, bütün STK'ların, en başta siyasi partilerimizin bu büyük milli meselede, bu terörü bitirmede, Türkiye'yi rahatlatmada, Türkiye'yi gerçekten terörden arındırılmış, şiddetten arındırılmış, özgürlüklerin sonuna kadar yaşandığı bir ülke haline getirilmesinde işbirliği yapmalıyız. Siyaset kurumu hem bunu çözsün hem de bundan sonra bütün meselelerinin konuşulduğu yer olsun. Terörle şununla bununla varılacak bir hedef yok artık. Bunu herkes biliyor. Biz gerek anamuhalefet partisi ile gerek diğer partilerle bu süreci paylaşmaya hazırız.''

Çözüm süreciyle ilgili konuların Meclise getirilmesi yönündeki talepleri de değerlendiren Atalay, şöyle konuştu:

''Biz bu konuyu 3 defa Mecliste görüştük, geçen yıllarda. Birisi kapalı oturumdu. Orada bilgilendirmeyi hükümet adına ben yaptım. O tutanaklara baktığımızda, orada da maalesef muhalefetin 'şunu istiyoruz, şöyle yapılırsa daha iyi olur' gibi pozitif katkıdan ziyade çokça eleştiri ve suçlama hatta hainlikle suçlama gibi falan konuşmaları olmuştu. Çok verimli parlamento ortamı olamadı. Ama bu süreç içinde yine öyle bir şey gelir ki yine parlamentoya tabii konunun getirilmesi bir noktada hangi safhada olur, şu anda bir kararımız yok bizim. O konuda verilmiş bir kararımız yok. Partilere kapımız her zaman açık. CHP'yle ilgili teklifimiz yine geçerli.''

-Diyarbakır'daki nevruz kutlamaları-

Atalay, Diyarbakır'da yapılacak nevruz kutlamalarında, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın mesajlarının iletileceği belirtilerek, bu kutlamalarda nasıl bir çağrı beklendiğine yönelik soru üzerine, şunları kaydetti:

''Yarın burada bir kardeşlik katılımıyla olaylar öngörülmediği için belki daha coşku olacak, coşkulu bir nevruz kutlaması bekliyoruz. Yalnız gerginliklerin değil, sevincin, aynen baharın gelişi gibi müjdenin, huzurun, daha iyi günlerin beklendiği bir nevruz. Burada da bu çözüm süreci geleceği daha iyi günler öngörüyor. Yarın tabii o mesaj olacaktır, yani beklendiği gibi İmralı'nın öyle bir şeyi olacaktır.''

Muhabir: Sarp Özer - Kurbani Geyik

Yayıncı: Murat Taydaş
Kaynak: AA