Kurtulmuş: Önümüzdeki 10 Yılda Demokratik Dönüşüm Tamamlanacak
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AK Parti’nin iktidardaki ilk 10 yılının ‘değişim dönemi’ olarak adlandırılabileceğini belirterek, “Gelecek 10 yılda ise demokratik dönüşümün tamamlanmasına şahitlik edeceğiz” dedi.
Kurtulmuş, Londra’daki temasları çerçevesinde Türk-İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası'nın (TBCCI) düzenlediği toplantıda “Türkiye’nin Ekonomik ve Siyasi Perspektifi” başlıklı bir konuşma yaptı. Kurtulmuş, Türkiye’nin demokrasi ve ekonomideki kalkınma tecrübesinin bölgedeki ve gelişmekte olan ülkelere ilham kaynağı olabileceğini vurguladı.AK Parti'nin başarısının arkasındaki temel sebebin, ülkenin ekonomik, politik, hukuksal ve kurumsal demokratikleşmesini kolaylaştıracak gerekli adımları hızlı bir şekilde atması olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bu sayede, dar imkanlara sahip olan orta sınıf topluluklar, yukarılara tırmanarak ekonomi ve siyasetin merkezinde kendilerine yer bulma şansına sahip olabildiler.” tespitinde bulundu.Türkiye’nin siyasi tecrübesi açısından Son 10 yılı ‘değişim’ periyodu olarak adlandırılabileceğini kaydeden Kurtulmuş, “2013-2023 yılları arasındaki 10 yıllık dilimde ise demokratik dönüşümün tamamlanacağına şahitlik edeceğiz. Bu dönemde, ekonomi ve siyaset alanlarındaki sistematik dönüşüme yoğunlaşmak gerekmektedir.” diye konuştu.
Kurtulmuş, AK Parti’nin iktidar olduğu 2002 – 2012 yılları arasında askeri vesayet, ekonomik vesayet, bürokrasi ve yargı vesayetinin bertaraf edildiğine dikkat çekti. AK Parti’nin toplumda zihniyet dönüşümü gerçekleştirerek geniş kitleleri demokrasi ve ekonomide katılımcı yaptığını kaydeden Kurtulmuş, “Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk kez bu dönemde halkın talepleri, öncelikleri ve inançları, siyaset yoluyla çok güçlü bir şekilde hükümette karşılık bulmuştur.” dedi.
AK Parti’nin 10 yıllık iktidarı süresince başta darbecilerle mücadele olmak üzere demokratikleşme yolunda çok önemli adımların atıldığına dikkat çeken Kurtulmuş, gelecek 10 yıllık dönemde ise başlıca siyasi hedeflerinin ‘katılımcı, çoğulcu, sivil’ yapıya sahip yeni bir anayasa yapmak ve Kürt meselesini demokratik yollarla çözmek olduğunun altını çizdi. Kurtulmuş ayrıca, ilk 10 yılda makro ekonomide yakalanan başarıları, gelecek 10 yılda mikro ekonomiye de yansıtmaya çalışacaklarını sözlerine ekledi.‘İstikrar’ ve ‘müzakere’ terimlerinin bölgenin ve dünyanın barışcıl bir geleceğe sahip olması için çok önemli iki anahtar kelime olduğuna inandıklarını vurgulayan Kurtulmuş, “Türkiye, Avrupa’daki ekonomik kriz ve Arap devrimleri sebebiyle kritik bir süreçten geçmektedir. Ülkemizin öncelikli bölgesel çıkarları, bölgesel istikrardan geçmektedir. Bölgeden bağımsız olarak ülke içerisindeki istikrar, refah ve güvenliğin sağlanması çok zordur.” şeklinde değerlendirmede bulundu .
Kurtulmuş, AK Parti’nin iktidar olduğu 2002 – 2012 yılları arasında askeri vesayet, ekonomik vesayet, bürokrasi ve yargı vesayetinin bertaraf edildiğine dikkat çekti. AK Parti’nin toplumda zihniyet dönüşümü gerçekleştirerek geniş kitleleri demokrasi ve ekonomide katılımcı yaptığını kaydeden Kurtulmuş, “Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk kez bu dönemde halkın talepleri, öncelikleri ve inançları, siyaset yoluyla çok güçlü bir şekilde hükümette karşılık bulmuştur.” dedi.
AK Parti’nin 10 yıllık iktidarı süresince başta darbecilerle mücadele olmak üzere demokratikleşme yolunda çok önemli adımların atıldığına dikkat çeken Kurtulmuş, gelecek 10 yıllık dönemde ise başlıca siyasi hedeflerinin ‘katılımcı, çoğulcu, sivil’ yapıya sahip yeni bir anayasa yapmak ve Kürt meselesini demokratik yollarla çözmek olduğunun altını çizdi. Kurtulmuş ayrıca, ilk 10 yılda makro ekonomide yakalanan başarıları, gelecek 10 yılda mikro ekonomiye de yansıtmaya çalışacaklarını sözlerine ekledi.‘İstikrar’ ve ‘müzakere’ terimlerinin bölgenin ve dünyanın barışcıl bir geleceğe sahip olması için çok önemli iki anahtar kelime olduğuna inandıklarını vurgulayan Kurtulmuş, “Türkiye, Avrupa’daki ekonomik kriz ve Arap devrimleri sebebiyle kritik bir süreçten geçmektedir. Ülkemizin öncelikli bölgesel çıkarları, bölgesel istikrardan geçmektedir. Bölgeden bağımsız olarak ülke içerisindeki istikrar, refah ve güvenliğin sağlanması çok zordur.” şeklinde değerlendirmede bulundu .