'İslam, Cinsiyet Değişimini Tasvip Etmiyor'

Malatya Müftü Yardımcısı İhsan Mesut Akbaş, İslam dininin cinsiyet değişimini tasvip etmediğini söyledİ.

Müftü Yardımcısı Akbaş, Cihan Haber Ajansı’na(Cihan) yaptığı açıklamada, sanatçı Nil Erkoçlar'ın ameliyat olarak erkek olmasıyla gündeme gelen cinsiyet değiştirme konusuna İslam dininin bakış açısını anlattı. İslam dininin cinsiyet değişimin tasvip etmediğini belirten Akbaş, Hz. Peygamber’in (S.A.V) hadisi şeriflerinde cinsiyet değişimi için ‘Allah, erkeklere benzeyen kadınlara, kadınlara benzeyen erkeklere lânet etsin’ buyurduğunu hatırlattı. Hz. Muhammed’in (SAV) ‘Üç kişi vardır, kıyamet günü Allah onlara nazar etmez: Anne ve babasının hukukuna riayet etmeyen kimse, erkekleşen kadın kimse’ hadisi şerifinin de rivayet edildiğini anımsatan Akbaş, şöyle devam etti: "Allah’ın yarattığı bir cinsiyet, bir takdir var. Bu takdire kişinin kendi müdahalesi söz konusu oluyor. Sonra vücutta fiziki değişiklikler oluyor. Dinimiz ise bunu kabul etmiyor. Hz. Peygamber, kadınlara da ‘Eliniz kadın eline benzesin ona boya yapın’ şeklinde buyuruyor. Yani kına yakmalarını öneriyor. Erkeğin de kibar olması hoştur ama o kibarlık kadın şekline dönüştüğü zaman dinimiz hoş bakmıyor.

"ÇİFT CİNSİYETLİ DOĞDUĞUNDA CEVAZ VAR

Buna yüzeysel olarak hemen (haşa) ‘kesinlikle caiz değildir’ denilemeyeceğini vurgulayan Akbaş, "Belli şartları vardır. Cinsiyetini ameliyatla değiştirme mevzusunda, ameliyat olan kişinin durumuna bakılıyor. Bazı insanlar doğuştan çift cinsiyetli olabiliyor. Doğuştan çocuk down sendromu ile doğuyor. Bunlar gibi çift cinsiyetli doğan insanlar da olabiliyor. Onda ise önümüze cevaz noktası çıkıyor. Hangi tarafa meyli fazla ise (yani belli bir süre beklendikten sonra ergenlik zamanına kadar sakalları çıkıyor, erkek gibi davranıyor, konuşmasıyla, sesiyle) o zaman onu ameliyat ettiğimiz zaman erkeklik yönüyle eğer tıbben mümkün ise erkeklik yönüyle ameliyat etmek mümkündür. Ama hayatının 30 senesini erkek olarak yaşamışsa, fiziksel olarak, cinsellik anlamında değişiklik yaparak kadına dönme hususu hiçbir zaman dinin cevaz vereceği bir durum değildir. Bu konu ile alakalı İslam dünyasında müşterek bir fetva var. Şia’nın bile ileri gelen alimleri hiçbir zaman cinsiyet değiştirmeyi kabul etmiyorlar." diye konuştu.

"SÜT BANKASINDA KAYITLAR İYİ TUTULMASI GEREKİR"

Son günlerde kamuoyunun gündeminde yer edinen 'Anne Sütü Bankası' ile ilgili tartışmalara da değinen Akbaş, "Süt bankası dinen caiz olabilir. Ortaya çıkış şekliyle, şartları yönüyle bunun prosedürünü hazırlayan kişiler şunu ‘Her anne bilinecek, kimden süt geldi, kim emdi kaydı tutulacak’ gibi şeyler diyebilirler. İslami açısından bakacak olursak İslam’da ‘süt kardeşliği’ var. Yani süt kardeşliği ile aynı anne-babadan doğmuş gibi sayılıyor. ‘Emenin nefsi emzirenin nesli’ şeklinde bir teori var. Emen kişinin nefsi emzirene haram oluyor, emzirenin nesli emen kişiye haram oluyor. Otomatikman akrabalık doğuyor. Tabi bunların şartları var. Hemen emdi diye süt kardeşi olunmuyor. Şahit ve istatistiği olması gerekiyor. Süt bankasının ortaya çıkışında İslam’a uygun kurallar konulursa sonuçta bir şey yok. Tehlikesi ise mezhepte bozulma meydana gelme ihtimali var. Süt bankası ile anketler yapılıyor. Din görevlilerimizle yapılan anketlerde çoğu arkadaş bunu uygun görmediğini belirtti." şeklinde konuştu.