Bağış: Savaşın ve Çatışmanın Kazananı Olmaz; Ama Barışta Herkes Kazanır

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, çözüm süreciyle ilgili konuştu.

Bağış: Savaşın ve Çatışmanın Kazananı Olmaz; Ama Barışta Herkes Kazanır
Bağış, “Şunu hepimiz gördük; savaşın, çatışmanın kazananı olmaz; ama barışta herkes kazanır. Türkiye 'nin şuan içinden geçtiği çözüm süreci bu yüzden çok önemli” dedi.

Türkiye 'nin AB 'nin genişleme bütçesinin yarısını tek başına kullandığını, son 7 yılda 4.9 milyar euro pay aldığını açıklayan Bağış, bu paralarla yapılan işler arasında 26 milyon hayvanın küpelendiğini söyledi.

Bursa 'da BALKANSİAD tarafından düzenlenen 'Balkanlar ve Türkiye 'nin AB süreci ' sinerji toplantısında konuşan Bakan Bağış, son zamanlarda kendisine “Ekonomik krizle boğuşan Avrupa Birliği 'ne niçin girmek istiyoruz?” diye soru sorulduğunu hatırlattı. AB 'nin ekonomik anlamda Türkiye 'ye katkısınının olmayacağını belirten Bağış, şunları kaydetti: “Türkiye kötü ellerde yönetilirken, bir anayasa kitapçığı bir masanın ucundan havalanıp diğer uca giderken yüzde 8 bin faizi sizler ödediniz. Borçların iki katına çıktığına sizler şahitlik ettiniz. 10 yıldır Türkiye 'nin etrafında savaşlar olurken, Avrupa 'da son 100 yılın en büyük ekonomik krizi olurken ülkemiz her geçen gün büyüyor ve zenginleşiyor. Demokrasi de güçleniyor. Şeffaflaşıyor. Eğer AB ekonomik birlik olsaydı, ekonomik kriz bu bakış açısının değişmesine yol açabilirdi. Asırlardır birbiriyle savaşan Avrupa ülkelerini milletleri AB sayesinde barışmıştır.”

'HALEN YÖK VE TRT 'DE TSK OLURDU '

AB 'nin gerçekten barış projesi olduğunu, ekonomik ve siyasi proje olmaktan daha önemli özellikleri olduğunu anlatan Bağış, “Eğer AB sadece ekonomik bir birlik olsaydı, belki ekonomik kriz bizim üyelikle ilgili bizim perspektifimizi değiştirmemize sebep olabilirdi. AB aslında, insanlık tarihinin en kapsamlı barış projesidir. Asırlarca birbirleriyle savaşmış olan AB üyesi ülkelerin milletlerin AB sayesinde kıtada barışı sağlamışlardır. Bazen Fransız muadillerime takılıyorum; İngilizlerle aynı birlikte yaşamayı kabullendiniz de bize mi sorun yaşatıyorsunuz. Tarihte bizimle olan hangi savaşınız İngilizlerle olduğu kadar kan dökülmüş, uzun sürmüş, göz yaşına sebep olmuştu. AB gerçekten bir barış projesidir. İnsanlık tarihinin en kapsamlı projesi olmasına rağmen halen kıtasaldır. Türkiye 'nin üyeliği AB 'nin kıtasal proje olmaktan çıkıp, küresel olma özelliği taşımasını sağlayacaktır. Mısır 'da, Tunus 'ta, Libya 'da hayatını riske atarak daha fazla demokrasi için serbest pazar ekonomisi için kendi hayatını riske atan milyonlarca insan var. Kimilerinin 'Arap baharı ' dediği kimilerinin 'büyük uyanış ' dediği çok farklı bir süreç yaşanıyor. Bu süreci tetikleyen sebeplerden bir tanesinin Türkiye 'nin son 10 yılda elde ettiği başarılar olduğunun farkında mıyız? Onlar Türkiye 'ye baktıkları zaman bunu görüyorlar. Biz de niye olmasın. Oradaki yollar bizde niye olmasın? AB sürecinin bizim için ne kadar önemli olduğunu algılamamız gerek. Demokrasiyi her geçen AB süreci güçlendiriyor. AB süreci olmasaydı bu ülkede devlet güvenlik mahkemeleri olurdu, hala etnik kökenini dile getirmeye korkardı. TRT ve YÖK yönetim kurulunda TSK mensuplarının bulunma şartı olurdu. Devletin emrindeki millet zihniyeti gerçek olurdu. Ama bugün bu tabuları biz yıktık.” dedi.

'SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ '

AB sürecinin insanlık için çok önemli süreç olarak gördüğünü ifade eden Bağış, eskiden Ermenilerin sorunlarını sadece Ermeniler 'in tartışığını kaydetti.

Savaşın ve çatışmanın kazananı olmayacağını belirten Bağış şöyle devam etti: “Şunu hepimiz gördük; savaşın, çatışmanın kazananı olmaz; ama barışta herkes kazanır. Türkiye 'nin şuan içinden geçtiği çözüm süreci bu yüzden çok önemli. Bu barış süreci çok önemli. Kimileri Türkiye 'nin içindeki bu ortamdan rahatsız olabilir. Kimi ülkeler Türkiye 'nin zenginleşmesinden ve kalkınmasından tedirgin olabilir. Hatta terörün sağladığı kargaşadan rant elde eden, insan ve uyuşturucu kaçakçılığını çok daha kolay yapan o nefret tüccarları da barışın ülkede hakim olmasını istemeyebilir. Bu yüzden huzur isteyenlerin, en az direnç gösterenler kadar kararlı olması gerektiği süreci yaşıyoruz. Bu ülkede bir takım dirençlerin olacağını gördük. Kritik görüşmelerin yalan yanlış tutanaklarla çarptırılma durumunu da gördük. Biz bu ülkenin barış destanın ve barış tutanaklarını birlikte yazmalıyız. O süreci de aştıktan sonra kimse bizi tutamaz.”

'90 YILDA 210 YIL ZARAR ETTİK, BAŞKANLIĞI ERDOĞAN İÇİN İSTEMİYORUZ '

Türkiye Cumhuriyeti 'nin 60. hükümetinin mensubu olarak 90 yıllık Cumhuriyet hayatında kurulan hükümetlerin sayısının çok fazla olmasından dert yanan Bağış, başkanlık sistemini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için istediklerinin doğru olmadığını vurguladı. Bağış şu görüşleri dile getirdi: “90 yıllık Cumhuriyetten hesaplarsak, Türkiye 1,5 yıl süren hükümetlerle idare edildi. Her dönem 5 yıl sürseydi, 60. hükümet 300 yılda kurulurdu. Ama şu an en basit matematiksel ortalamayla 210 yıl zarardayız. Her koalisyon döneminde bu ülke geriye gitti. Tek partili dönemde de ileri gitti. Demek ki bizim istikrarımızı da güvence altına almak gerek. Kimileri kendimiz için genel başkanımız, başbakanımız için istiyorlar gibi intiba oluşturuluyor. Bizim genel başkanımız Cumhuriyet tarihinin en başarılı ve popüler başbakanlarından birisi. Onun öyle bir şeye ihtiyacı yok. Bizden sonra Türkiye için istikrarın güvence altına alınması lazım. Gerçek başkanlık sistemi diktaya değil, gerçek demokrasiyi güvence altına almak için en önemli sigorta poliçesidir. ABD 'de yasama, yürütme ve yargı erkler arasındaki denetleme mekanizmaları o kadar açık ki, geçen yıl Obama Bakü 'ye çok istemesine rağmen bir büyükelçiyi atayamadı. Bir senatör reddettiği için o büyükelçiyi geri çekti. Bu mudur baskı, dikta. Türkiye 'de bu konular çarptırılıyor. Bizim kalkınmamız için istikrarı güvence altına alacak, koalisyon endişesini ortadan kaldıracak, çalışkan insanı ödüllendirecek sisteme gerçekten ihtiyacımız var.”

AB HİBESİYLE 26 MİLYON HAYVIMIZI KÜPELEDİK

Egemen Bağış, Türkiye 'nin AB 'nin genişleme bütçesinin yarısını tek başına kullandığını söyledi.

Bağış, Türkiye 'nin AB 'den son 7 yılda 4.9 milyar euro pay aldığını belirtti.

Bağış, bu paralarla yapılan işler arasında 26 milyon hayvanın da küpelendiğini açıkladı.

Bağış, “Hibelerle 35 ilimizde katı atık tesisi yaptık. Bugüne kadar 26 milyon hayvanımızı gönderdik. 61 bin örencimizi Avupa 'ya gönderdik, bu fonlarla. Bu fonları en iyi kullanan aday ülke olarak Balkan ülkelerine eğitim veriyoruz” diye konuştu.

Bakan Bağış, gecenin sonunda derneğe yeni üye olan işadamlarına rozet taktı.