‘Bir Başkadır Benim Memleketim’ Sosyal Sorumluluk Projesi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Türkiye 780 bin kilometre karesi ile birdir beraberdir ve kardeştir.Nasıl ki bedenin bir uzvundaki acı tüm bedeni etkisi altına alırsa Türkiye’nin bir köşesindeki acı da hiç kuşkusuz bütün bedende hissedilmektedir. Terör sadece bu ülkenin belirli bölümlerini etkilemiyor. Tüm Türkiye’yi 76 milyonu etkiliyor” dedi.
Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) tarafından Doğu ve Güneydoğu’daki ilk, orta ve liselerin fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak için planlanan ‘Bir Başkadır Benim Memleketim’ isimli sosyal sorumluluk projesi başladı.
Projenin Çırağan Sarayı’nda düzenlenen gala gecesine Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in yanı sıra iş, sanat ve medya dünyasının önemli isimleri katıldı.
Programda bir konuşma yapan Bakan Şahin, “Bizim bugün sosyal sorumluluk adına yaptığımız çalışmalar o kadar kıymetli ve o kadar değerli ki; çünkü hepimizin bildiği bir şey var, tarihin bize bıraktığı bir miras var, bakıyoruz millet olma nedir memleketten olmak duygusu nedir diye baktığımız zaman çok ortak bir geçmişimiz var. Şanlı şerefli bir tarihimiz var. Şuan büyük bir ortaklıklar içerisindeyiz. En temel ortaklığımız insan olma ortaklığı. İnsani ve vicdani konuda hemen bir araya gelme ortaklığı. Hem de bunu sadece yurdumuzun içinde de yapmıyoruz. Bu duygu o kadar kuvvetli ki Somali’de beraberiz, Pakistan’da beraberiz, Afganistan’da beraberiz. İyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta bizi bir yapan işte Bir Başkadır Benim Memleketimin insanlarıdır” dedi.
Güçlü bir toplumun güçlü bireylerden meydana geldiğine dikkat çeken Bakan Şahin, toplumda yaşanan birçok sorunun cehaletten kaynaklandığını söyledi.
Eğitim alanında önemli kampanyalara imza atıklarını hatırlatan Bakan Şahin, “Eğitim en temel başarmamız gereken bir sorun alanıdır. Bunun için de son 10 yılda ayrılan kaynaklara baktığımız zaman yapılan projelere baktığımız zaman Fatih Projesi gibi bütün bölgelere fırsat eşitliği veren bir temel anlayışla yolumuza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Daha sonra kürsüye gelen Emine Erdoğan ise, TİKAD’ın ihtiyaç sahipleri için yaptığı projenin önemine dikkat çekerek ,”İhtiyaç içindeki okulların belirlenmesi hayırseverler ve sivil toplum örgütleri tarafından bu okulların desteklenmesi ülkemiz adına geleceğimiz adına gerçekten heyecan verici bir gelişmedir” dedi.
Doğu ve Güneydoğu’daki okullara el uzatılmasının önemine dikkat çeken Erdoğan, “İnanın belki bu okullar olmasaydı yüzlerce binlerce çocuğumuz eğitim imkanından yoksun kalacak okula gidemeyeceklerdi. Belki bu okullar olmasaydı binlerce kızımız eğitim imkanından yoksun kalacak hatta okuma yazma dahi öğrenmeden hayatını sürdürmek zorunda kalacaktı. Şimdi buradaki okulların hatırlanması ve hatırlatılması oradaki çocuklara oradaki ailelere ve öğretmenlere güç verecektir. Bugün burada yapılan kampanya inanıyorum ki çok güçlü bir umut ışığı olarak çocukların ufkunu aydınlatacaktır” diye konuştu.
Herkesin zaman zaman toplumsal sorunlardan şikayetçi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Hepimiz zaman zaman toplumsal sorunlardan şikayet ediyoruz. Yoksulluk, eğitimsizlik, göç, çarpık kentleşme terör gibi sorunlar kimi insanları doğrudan etkilerken kimilerini de dolaylı bir şekilde etkilemektedir. Zenginde olsa, eğitimli de olsa huzur ve güvenlik içinde de yaşasa yaşadığı toplumun sorunlarını mutlaka hisseder. Burada önemli olan şudur. Sorunlar karşısında sadece şikayet mi edeceğiz. Yoksa sorunu çözmek için bir mücadele mi vereceğiz. Yaygın olan bir deyimle yoksa karanlığa bir mum mu yakacağız. Birileri İstanbul’un Hakkari’den, Van’da n,Muş’tan uzakta olduğunu düşünüp oradaki sorunlara kayıtsız kalabilir. Ama oradaki sorunlara kayıtsız kalmak o sorunlardan uzak kalmak anlamına gelmez. Bizler hepimiz aynı gök kubbenin altında aynı vatan toprağının üzerinde yaşıyor aynı havayı teneffüs ediyor aynı istikbale doğru yürüyoruz” şeklinde konuştu.
Birlik ve beraberlik mesajları da veren Erdoğan, “Türkiye 780 bin kilometre karesi ile birdir beraberdir ve kardeştir. Nasıl ki bedenin bir uzvundaki acı tüm bedeni altına alırsa Türkiye’nin bir köşesindeki acı da hiç kuşkusuz bütün bedende hissedilmektedir. Terör sadece bu ülkenin belirli bölümlerini etkilemiyor. Tüm Türkiye’yi 76 milyonu etkiliyor. Göç sadece belirli şehirleri etkilemiyor. Tüm ülkeyi ülkenin ekonomisini etkiliyor. Yoksulluk sadece belirli şehirlerde belirli bölgelerde sınırlı kalmıyor. Etkisini tüm Türkiye’de hissettiriyor. Sorun ne kadar uzakta olursa olsun onun yaşayanlar kadar bizimde sorunumuzdur. Acı ya da sevinç ne kadar uzakta olursa olsun onu hissedenler kadar bizimde acımız bizimde sevincimizdir. Kendilerini güvenli huzurlu adacıklara yerleştirenler er yada geç bu topraklar neyi hissediyorsa onu hissedeceklerdir. Süreç sorunlardan şikayet etme süreci değil, sorunlarla mücadele etme sürecidir. Yaşadığımız dönem karanlıktan yakınma değil karanlığa bir mum yakma dönemidir. Sorunları çözmek karanlıkları aydınlatmak için hiçbir çabası olmayanın ne sorunlardan ne de karanlıktan şikayeti olamaz. İşte onun için anne babaların olduğu kadar bizimde yavrularımız bizimde geleceğimiz olan yavrularımıza el uzatmak zorundayız. Kendi çocuklarımız kadar başka çocuklarında eğitim görmesini sağlamak böylece ortak istikbalimizi ortak ufkumuzu umutla doldurmak zorundayız. Her nerede olursa olsun kardeşimizin sorununu kendi sorunumuz olarak görmek kardeşimize elimizi kardeşimize yüreğimizi uzatmak zorundayız. Hiç kuşkunuz olmasın kurtuluşumuz ortak bir mücadele ile işbirliği ile dayanışma ile kardeşlikle mümkün olabilir. Burada şunu da söylemeliyim. Buradan İstanbul’dan Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizdeki okullarımıza el uzattığımızda sadece çocuklara el uzatmayacağız. Ben eminim ki o okulun öğretmenleri o okulun yöneticileri özelliklede o öğrencilerin aileleri ne el uzatmış olacaksınız. Yani sadece çocukların gönüllerine değil o köyün, o ilçenin, o ilin gönlüne köprü inşa etmiş olacaksınız. Gönül köprülerini ne kadar çoğaltırsak kardeşliğimiz de o kadar büyüyecek” dedi.
Projeyle başta doğu ve Güneydoğu olmak üzere ihtiyaç duyulan okulların fiziksel koşullarının iyileştirilmesi hedefleniyor. Programda Acun Ilıcalı bir stand-up gösterisi yaparken Hülya Avşar ise bir konser verdi .
Kaynak: İHA
Projenin Çırağan Sarayı’nda düzenlenen gala gecesine Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in yanı sıra iş, sanat ve medya dünyasının önemli isimleri katıldı.
Programda bir konuşma yapan Bakan Şahin, “Bizim bugün sosyal sorumluluk adına yaptığımız çalışmalar o kadar kıymetli ve o kadar değerli ki; çünkü hepimizin bildiği bir şey var, tarihin bize bıraktığı bir miras var, bakıyoruz millet olma nedir memleketten olmak duygusu nedir diye baktığımız zaman çok ortak bir geçmişimiz var. Şanlı şerefli bir tarihimiz var. Şuan büyük bir ortaklıklar içerisindeyiz. En temel ortaklığımız insan olma ortaklığı. İnsani ve vicdani konuda hemen bir araya gelme ortaklığı. Hem de bunu sadece yurdumuzun içinde de yapmıyoruz. Bu duygu o kadar kuvvetli ki Somali’de beraberiz, Pakistan’da beraberiz, Afganistan’da beraberiz. İyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta bizi bir yapan işte Bir Başkadır Benim Memleketimin insanlarıdır” dedi.
Güçlü bir toplumun güçlü bireylerden meydana geldiğine dikkat çeken Bakan Şahin, toplumda yaşanan birçok sorunun cehaletten kaynaklandığını söyledi.
Eğitim alanında önemli kampanyalara imza atıklarını hatırlatan Bakan Şahin, “Eğitim en temel başarmamız gereken bir sorun alanıdır. Bunun için de son 10 yılda ayrılan kaynaklara baktığımız zaman yapılan projelere baktığımız zaman Fatih Projesi gibi bütün bölgelere fırsat eşitliği veren bir temel anlayışla yolumuza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Daha sonra kürsüye gelen Emine Erdoğan ise, TİKAD’ın ihtiyaç sahipleri için yaptığı projenin önemine dikkat çekerek ,”İhtiyaç içindeki okulların belirlenmesi hayırseverler ve sivil toplum örgütleri tarafından bu okulların desteklenmesi ülkemiz adına geleceğimiz adına gerçekten heyecan verici bir gelişmedir” dedi.
Doğu ve Güneydoğu’daki okullara el uzatılmasının önemine dikkat çeken Erdoğan, “İnanın belki bu okullar olmasaydı yüzlerce binlerce çocuğumuz eğitim imkanından yoksun kalacak okula gidemeyeceklerdi. Belki bu okullar olmasaydı binlerce kızımız eğitim imkanından yoksun kalacak hatta okuma yazma dahi öğrenmeden hayatını sürdürmek zorunda kalacaktı. Şimdi buradaki okulların hatırlanması ve hatırlatılması oradaki çocuklara oradaki ailelere ve öğretmenlere güç verecektir. Bugün burada yapılan kampanya inanıyorum ki çok güçlü bir umut ışığı olarak çocukların ufkunu aydınlatacaktır” diye konuştu.
Herkesin zaman zaman toplumsal sorunlardan şikayetçi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Hepimiz zaman zaman toplumsal sorunlardan şikayet ediyoruz. Yoksulluk, eğitimsizlik, göç, çarpık kentleşme terör gibi sorunlar kimi insanları doğrudan etkilerken kimilerini de dolaylı bir şekilde etkilemektedir. Zenginde olsa, eğitimli de olsa huzur ve güvenlik içinde de yaşasa yaşadığı toplumun sorunlarını mutlaka hisseder. Burada önemli olan şudur. Sorunlar karşısında sadece şikayet mi edeceğiz. Yoksa sorunu çözmek için bir mücadele mi vereceğiz. Yaygın olan bir deyimle yoksa karanlığa bir mum mu yakacağız. Birileri İstanbul’un Hakkari’den, Van’da n,Muş’tan uzakta olduğunu düşünüp oradaki sorunlara kayıtsız kalabilir. Ama oradaki sorunlara kayıtsız kalmak o sorunlardan uzak kalmak anlamına gelmez. Bizler hepimiz aynı gök kubbenin altında aynı vatan toprağının üzerinde yaşıyor aynı havayı teneffüs ediyor aynı istikbale doğru yürüyoruz” şeklinde konuştu.
Birlik ve beraberlik mesajları da veren Erdoğan, “Türkiye 780 bin kilometre karesi ile birdir beraberdir ve kardeştir. Nasıl ki bedenin bir uzvundaki acı tüm bedeni altına alırsa Türkiye’nin bir köşesindeki acı da hiç kuşkusuz bütün bedende hissedilmektedir. Terör sadece bu ülkenin belirli bölümlerini etkilemiyor. Tüm Türkiye’yi 76 milyonu etkiliyor. Göç sadece belirli şehirleri etkilemiyor. Tüm ülkeyi ülkenin ekonomisini etkiliyor. Yoksulluk sadece belirli şehirlerde belirli bölgelerde sınırlı kalmıyor. Etkisini tüm Türkiye’de hissettiriyor. Sorun ne kadar uzakta olursa olsun onun yaşayanlar kadar bizimde sorunumuzdur. Acı ya da sevinç ne kadar uzakta olursa olsun onu hissedenler kadar bizimde acımız bizimde sevincimizdir. Kendilerini güvenli huzurlu adacıklara yerleştirenler er yada geç bu topraklar neyi hissediyorsa onu hissedeceklerdir. Süreç sorunlardan şikayet etme süreci değil, sorunlarla mücadele etme sürecidir. Yaşadığımız dönem karanlıktan yakınma değil karanlığa bir mum yakma dönemidir. Sorunları çözmek karanlıkları aydınlatmak için hiçbir çabası olmayanın ne sorunlardan ne de karanlıktan şikayeti olamaz. İşte onun için anne babaların olduğu kadar bizimde yavrularımız bizimde geleceğimiz olan yavrularımıza el uzatmak zorundayız. Kendi çocuklarımız kadar başka çocuklarında eğitim görmesini sağlamak böylece ortak istikbalimizi ortak ufkumuzu umutla doldurmak zorundayız. Her nerede olursa olsun kardeşimizin sorununu kendi sorunumuz olarak görmek kardeşimize elimizi kardeşimize yüreğimizi uzatmak zorundayız. Hiç kuşkunuz olmasın kurtuluşumuz ortak bir mücadele ile işbirliği ile dayanışma ile kardeşlikle mümkün olabilir. Burada şunu da söylemeliyim. Buradan İstanbul’dan Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizdeki okullarımıza el uzattığımızda sadece çocuklara el uzatmayacağız. Ben eminim ki o okulun öğretmenleri o okulun yöneticileri özelliklede o öğrencilerin aileleri ne el uzatmış olacaksınız. Yani sadece çocukların gönüllerine değil o köyün, o ilçenin, o ilin gönlüne köprü inşa etmiş olacaksınız. Gönül köprülerini ne kadar çoğaltırsak kardeşliğimiz de o kadar büyüyecek” dedi.
Projeyle başta doğu ve Güneydoğu olmak üzere ihtiyaç duyulan okulların fiziksel koşullarının iyileştirilmesi hedefleniyor. Programda Acun Ilıcalı bir stand-up gösterisi yaparken Hülya Avşar ise bir konser verdi .