Bakan Bağış’tan İsveç Dışişleri Bakanı’na Cevap
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AK Parti'nin Avrupa Parlamentosu'nda (AP) grup değiştirmesini eleştiren İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'e cevap verdi.
Bakan Bağış, “Kimse bizim partimizin aldığı siyasi bir kararı sorgulamak cüretini ortaya koymamalı. Koyarken de bunu nezaket sınırları çerçevesinde yapmalı” dedi.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ndeki (AB) en mühim destekçilerinden İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, attığı twit’le AK Parti'yi eleştirmişti. İsveçli Bakan, AK Parti'nin gözlemci statüsünde bulunduğu, Hıristiyan Demokratlar tarafından kurulan ve Avrupa'nın en büyük siyasi ailesi olan EPP'den ayrılarak AB şüphecisi olarak bilinen Avrupa Muhafazakârları ve Reformcuları Grubu'na (AECR) tam üye olmasını 'aptalca' olarak nitelendirmişti.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Bağış, “İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt benim son derece yakın bir dostumdur. Türkiye’yi gerçekten seven ve Türkiye’nin AB sürecine destek veren bir meslektaşımızdır. Ama attığı twit diplomatik nezaket sınırlarını zorlayan bir twitti. Bende aynı standartlarda aynı muadilde kendisine bir cevap yazdım. Kimse bizim partimizin aldığı siyasi bir kararı sorgulamak cüretini ortaya koymamalı. Koyarken de bunu nezaket sınırları çerçevesinde yapmalı. Biz de reaksiyonumuzu aynı kurallar çerçevesinde belirledik. Türkiye’de AK Parti’nin daha evvel gözlemci katıldığı Avrupa Haklar Partiler Birliği yani Hristiyan demokrat partilerin ağırlıklı olduğu birlikten çıkma kararı AK Parti’nin kendi aldığı bir karardır. Bu çıkıştan sonra AK Parti yeni kurulan muhafazakar ve reformcu gruba katılma konusunda bir karar almıştır. Bu da AK Parti’nin kendi kararıdır. Bu konuda başka bir ülkenin bakanının bir yorum yapması dahil abestir. Ama yapılan yoruma da yorumun standartlarında tepkimizi verdik. Konu kapanmıştır” dedi.
Türkiye- İsveç arasında muazzam ilişkiler olduğunu da söyleyen Bakan Bağış, “Bunları geliştirmek arzusu iki tarafta da vardır. Sayın Carl Bildt’in Türkiye’ye olan dostluğunun bilinci içerisindeyiz. Ama bazı konularda farklı düşünebiliriz. Bu da demokrasinin ve ifade özgürlüğünün en doğal yansımasıdır” şeklinde konuştu.
Bakan Bağış, AK Parti’nin Avrupa Haklar Partisi’nden ayrılma nedenini ise şu sözlerle açıkladı;
“10 yıldır AK Parti Avrupa Haklar Partisi’ne Hristiyan demokrat partililerin oluşturduğu bir birliğe gözlemci olarak katılmıştır. Ama yazılı beyanlarına ve sözlerine rağmen bir türlü o gözlemci statüden ortak üyelik statüsüne geçirmek için gerekli kararı gündeme almadılar. Bizde 10 yıl gibi bir süreden sonra ‘burada farklı bir mesaj var, ayrımcılık var bunu daha fazla sürdürmenin anlamı yok’ dedik oradan ayrıldık. Bu arada İngiltere Başbakanı David Cameron öncülüğünde kurulan yeni grupta bize değil ortak üyelik tam üyelik teklifiyle geldi. Yeni kurulan birliğin 4 başkan yardımcılıklardan birinin Türkiye’ye vereceklerini vaadini ortaya koydular. Bunu da gerçekleştirdiler. Yeni kurulan muhafazakar ve yorumcu grubun başkan yardımcılığına partimizin genel başkan yardımcılardan Mevlüt Çavuşoğlu seçildi. Kimse bunu da CHP’nin sosyalist enternasyonaldeki başkan yardımcılığıyla karıştırmasın. Orada 30 küsur başkan yardımcılığı var bir tanesi Türkiye’ye verilmiş. Ama bizim mensubu olduğumuz birlikte bir başkan 3 başkan yardımcısı var. bu da Türkiye’nin bir başarısıdır. Bunu görmek istemeyenler eleştirebilirler. Onların eleştiri hakları nasıl varsa bizim de eleştirilere cevap verme hakkımız bakidir.”
Kaynak: İHA
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ndeki (AB) en mühim destekçilerinden İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, attığı twit’le AK Parti'yi eleştirmişti. İsveçli Bakan, AK Parti'nin gözlemci statüsünde bulunduğu, Hıristiyan Demokratlar tarafından kurulan ve Avrupa'nın en büyük siyasi ailesi olan EPP'den ayrılarak AB şüphecisi olarak bilinen Avrupa Muhafazakârları ve Reformcuları Grubu'na (AECR) tam üye olmasını 'aptalca' olarak nitelendirmişti.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Bağış, “İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt benim son derece yakın bir dostumdur. Türkiye’yi gerçekten seven ve Türkiye’nin AB sürecine destek veren bir meslektaşımızdır. Ama attığı twit diplomatik nezaket sınırlarını zorlayan bir twitti. Bende aynı standartlarda aynı muadilde kendisine bir cevap yazdım. Kimse bizim partimizin aldığı siyasi bir kararı sorgulamak cüretini ortaya koymamalı. Koyarken de bunu nezaket sınırları çerçevesinde yapmalı. Biz de reaksiyonumuzu aynı kurallar çerçevesinde belirledik. Türkiye’de AK Parti’nin daha evvel gözlemci katıldığı Avrupa Haklar Partiler Birliği yani Hristiyan demokrat partilerin ağırlıklı olduğu birlikten çıkma kararı AK Parti’nin kendi aldığı bir karardır. Bu çıkıştan sonra AK Parti yeni kurulan muhafazakar ve reformcu gruba katılma konusunda bir karar almıştır. Bu da AK Parti’nin kendi kararıdır. Bu konuda başka bir ülkenin bakanının bir yorum yapması dahil abestir. Ama yapılan yoruma da yorumun standartlarında tepkimizi verdik. Konu kapanmıştır” dedi.
Türkiye- İsveç arasında muazzam ilişkiler olduğunu da söyleyen Bakan Bağış, “Bunları geliştirmek arzusu iki tarafta da vardır. Sayın Carl Bildt’in Türkiye’ye olan dostluğunun bilinci içerisindeyiz. Ama bazı konularda farklı düşünebiliriz. Bu da demokrasinin ve ifade özgürlüğünün en doğal yansımasıdır” şeklinde konuştu.
Bakan Bağış, AK Parti’nin Avrupa Haklar Partisi’nden ayrılma nedenini ise şu sözlerle açıkladı;
“10 yıldır AK Parti Avrupa Haklar Partisi’ne Hristiyan demokrat partililerin oluşturduğu bir birliğe gözlemci olarak katılmıştır. Ama yazılı beyanlarına ve sözlerine rağmen bir türlü o gözlemci statüden ortak üyelik statüsüne geçirmek için gerekli kararı gündeme almadılar. Bizde 10 yıl gibi bir süreden sonra ‘burada farklı bir mesaj var, ayrımcılık var bunu daha fazla sürdürmenin anlamı yok’ dedik oradan ayrıldık. Bu arada İngiltere Başbakanı David Cameron öncülüğünde kurulan yeni grupta bize değil ortak üyelik tam üyelik teklifiyle geldi. Yeni kurulan birliğin 4 başkan yardımcılıklardan birinin Türkiye’ye vereceklerini vaadini ortaya koydular. Bunu da gerçekleştirdiler. Yeni kurulan muhafazakar ve yorumcu grubun başkan yardımcılığına partimizin genel başkan yardımcılardan Mevlüt Çavuşoğlu seçildi. Kimse bunu da CHP’nin sosyalist enternasyonaldeki başkan yardımcılığıyla karıştırmasın. Orada 30 küsur başkan yardımcılığı var bir tanesi Türkiye’ye verilmiş. Ama bizim mensubu olduğumuz birlikte bir başkan 3 başkan yardımcısı var. bu da Türkiye’nin bir başarısıdır. Bunu görmek istemeyenler eleştirebilirler. Onların eleştiri hakları nasıl varsa bizim de eleştirilere cevap verme hakkımız bakidir.”