Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç'tan Gündeme İlişkin Değerlendirmeler
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç öğrenci yurtları konusunda, “Hedefimiz şuan için 310 bin olan yatak kapasitesini, gelecek eğitim öğretim yılının başında 450 bine çıkarmak” dedi.
TGRT Haber kanalında yayınlanan, TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sunduğu Ankara’nın Gündemi programına konuk olan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Son günlerde gündemi meşgul eden karma yurtlar konusundaki eleştirilere cevap veren Kılıç, “Aslında biz 2011 yılında, kız öğrencilerimizden gelen talepler doğrultusunda öğrencilerin kaldığı kampüsleri ayırmaya başladık. Kız öğrencilerin talebi şuydu, ‘Biz kaldığımız odalardan aşağıya indiğimizde, sosyal tesisimizde, aynı kıyafetlerle yemeğimizi yemek, dersimizi çalışmak, çayımızı içmek ve yeniden odalarımıza çıkmak istiyoruz.’ Yani, ‘Karma modelden vazgeçilebilir mi’ dediler. Aslında taleplerini kendileri de görmüşlerdi. Taleplerini ilk aldığımızda biz de imkansız görmüştük. Çünkü karma modelden, kız-erkek ayrı modele geçebilmek için, birçok yurt inşa etmeniz lazım, çok hızla bina kiralamaları yapmanız lazım, bazı yerlerde de sosyal tesisleri inşa etmeniz lazım ki bu fiziksel ayırma işlemi gerçekleşebilsin. Şuan yüzde 75 düzeyinde öğrenciler ayrıldı. Yeni binalar yaptık, bina kiralamaları yaptık, sosyal tesisler inşa ettik. Bazı yurtlar tamamen kız yurdu oldu, bazı yurtlar tamamen erkek yurdu oldu. Burada bazı eleştiriler de aldık. Çünkü bazı öğrenciler okullarına daha uzak yurtlara yerleştirildi. 72 il ve 8 ilçede, yani toplam 80 yerleşim yerinde 100 bin 250 yatak kapasiteli yurt kiralama ilanına çıktık. Bunun içinde değişik kategoriler var. Yurtlar için ön kiralama yapacağız ve 15 yıl kiralama garantisi vereceğiz. Ve bu, devlete hiçbir ek yük getirmeyecek. Bizim hedefimiz şuan için 310 bin olan yatak kapasitesini, gelecek eğitim öğretim yılının başında 450 bine çıkarmak” şeklinde konuştu.
“ÖĞRENCİLERE EVLİLİK TEŞVİKİ YAPMAK GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL”
Kılıç, evlenen öğrencilerin öğrenim kredisi borçlarının silineceği iddialarına, “Bazı marjinal gruplar, evlenme kredisi sağlandığı taktirde öğrencilerin evleneceklerini ve dolayısıyla kendi istismar alanlarından çıkabileceklerini düşünerek, büyük bir paniğe kapılmış durumdalar. Bundan dolayı Türkiye’nin her tarafında eylemler yapıyorlar. Gençlerin evlenmesi, yuva kurması marjinal grupları rahatsız ediyor. Biz, “Evlenirseniz size burs vereceğiz” demiyoruz. Bir üniversite öğrencisi evli olabilir. Hatta belki çocuğu da vardır. Ama sonradan üniversite kazanmıştır. Başvurması halinde yurt ücreti almayabiliriz ya da kredisini bursa çevirebiliriz. Yani evlilik teşviki yapmak gibi bir durum söz konusu değil” şeklinde cevap verdi.
“YURTTA KALAN BİR KIZ ÇOCUĞU HAMİLE KALABİLİYORSA, BİZİM ŞEFKAT YAKLAŞIMIMIZLA, YÖNETİCİLERİMİZİN YAKLAŞIMLARI ÖRTÜŞMÜYOR DEMEKTİR”
Bakan Kılıç, Denizli Yurdu’nda yaşanan skandal nedeniyle, bazı yöneticilerin görevden alınabileceğini belirtti.
Konuyla ilgili soruşturma başlatılacağını kaydeden Kılıç, “Denizli Yurdu’nda bir kız öğrencinin hamile kalması ve doğum yapması ile ilgili bir olay yaşandı. Bu konuda bir soruşturma başlatacağız. Ayrıca bölge müdür yardımcıları, yurt müdür yardımcıları ve yurt müdürü ile ilgili olarak da görevlerinden el çektirilmelerine yönelik bir süreç başlattık. Çünkü yurtta kalan bir kız çocuğu hamile kalabiliyorsa ve bunu 9 ay boyunca saklayabiliyorsa, yurtta doğum yaptığı halde bunu 4 gün saklayabiliyorsa, olay polise intikal ettirilinceye kadar bölge müdür yardımcısının, yurt müdürünün, müdür yardımcısının haberi olmuyorsa bu benim hükümetimin ve başbakanımın, yurtlara yönelik şefkat yaklaşımıyla, bizim yöneticilerimizin örtüşmediğini gösterir. Ben bakan olduğum gün bütün yurt müdürleriyle yaptığım toplantıda şunu söyledim; “Müdüre hanımlar, kız öğrencilerin tamamı sizi bir anne, abla şefkatiyle görmeli, onların sırdaşı olmalısınız. Bir açmaza düştüğünde gelmeli, başını omzunuza koymalı, derdini sizinle paylaşmalı.” Yani bizim yurtlarımızda kalan bir öğrenci, açmaza düştüğünde canına kıymayı düşünmemeli. Kaçmayı düşünmemeli. Başkasına zarar vermeyi düşünmemeli. Bir kısım bağımlılık yaratan maddelere sığınarak, derdinden uzaklaşmayı düşünmemeli” değerlendirmelerinde bulundu.
“TRİBÜNDEN ATILAN SLOGANLAR NEDENİYLE HİÇBİR İKTİDAR İŞ BAŞINDAN UZAKLAŞMADI”
Programda, futbolla ilgili bazı açıklamalar yapan Bakan Kılıç, tribünlerde atılan siyasi sloganların, hükümeti etkilemeyeceğini söyledi.
Halkın yüzde 50’sinin desteğiyle iktidara gelmiş olan bir hükümet olduklarını hatırlatan Kılıç, “Tribünde siyasi slogan atan seyirciler var. Tribünden atılan sloganlar nedeniyle, bugüne kadar hiçbir iktidar iş başından uzaklaşmadı. Bırakın AK Parti gibi istikrarlı bir partiyi, çok parçalı ve ekonomik krizin içindeki koalisyon hükümetleri bile tribünden atılan sloganlardan dolayı düşmedi bu ülkede. Tribünlerde atılan sloganlar iktidara zarar vermez ama o takıma zarar verir. Onlar siyasi slogan attığında, o siyasi slogana tribünün yarısı katılıyorsa diğer yarısı da katılmıyor. Zaman zaman Twitter’da görüyorum, “Duydunuz mu filan sloganları?” Evet duydum. Duydum ama tribünlerin ne kadarı katıldı.
50 bin kişilik bir stadyumun 5 bini o sloganı atsa, o ses o arenaya hakim olur. Ama geri kalanlar o slogana katılmıyorsa, o takımın taraftarı tam ortadan 2’ye bölünüyor demektir. Kimsenin attığı sloganlar yüzünden takımına zarar vermeye hakkı yok. Yoksa bizim için sorun yok istediği sloganı atsın. Biz bu ülkede yüzde 50 oy almış bir iktidarız. Şu anki anketler, yüzde 52-53 oyumuz olduğunu gösteriyor. Bu hangi takımın maçı oynanırsa oynansın, o tribünde bize gönül vermiş insanlar var demektir” ifadesini kullandı.
“TAZI YARIŞLARINDAN HOROZ DÖVÜŞLERİNE KADAR. AKLA HAYALE GELMEDİK KUMAR YÖNTEMLERİ VAR”
Spor Toto ve Milli Piyango’nun özelleştirmeleriyle ilgili de değerlendirmede bulunan Bakan Kılıç, Spor Toto’nun aynı zamanda düzenleyici bir rolünün olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Spor Toto’nun tek görevi İddia oynatmak değil. İllegal bahis ile mücadele etmekteki 1 numaralı kurum yine Spor Toto’dur. Ve son torba kanunda çıkardığımız bazı hükümler var. Bilgi Teknolojileri Kurumu(BTK) ve Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nu (BDDK) yasa dışı bahis ile mücadelede sorumlu hale getirdik. Birkaç hafta önce, BDDK tüm kurumları uyardı. İllegal bahislerde kullanılan kredi kartlarını bloke edilecek diye duyurdu. Kesin rakam vermek mümkün değil ama Türkiye’de 2 Milyar dolarlık bir yasa dışı bahis sektörünün olduğunu tahmin ediyorum. Eğer Spor Toto’nun kontrol edici bir etkisi olmasa bu rakamlar çok daha yukarıya çıkar. Spor Toto, aynı zamanda kumarın çeşitlenmesini önleyen bir kurum. Bize gelen müracaatlar var. Görseniz aklınız şaşar. Tazı yarışlarından Horoz dövüşlerine kadar. Akla hayale gelmedik kumar yöntemleri var. Eğer bu sektörü kontrolsüz biçimde özelleştirecek olursak, Türkiye’de yasak olmasına rağmen, kumar Spor Toto üzerinden yasal ve meşru bir hale getirilebilir. Bu konuda sınırlandırılmış bir alanda özelleştirmeye çıkacağız. Benim Bakanlığım döneminde bir tek yeni oyun daha eklenmedi, reklamlarını minimize ettik. Yeni bayilerin açılmasına izin vermedik, sadece kapanan bayiler yerine yenilerinin açılmasına izin verdik. Buna rağmen Spor Toto’nun yıl sonu itibariyle beklenen cirosu 7 Milyar TL. Bunun yüzde 50’si oynayanlara ödeniyor, yüzde 40’ı Maliye’ye ödeniyor. Kalan yüzde 10’u ile ise spor teşkilatına yönelik yatırımlar yapılıyor. Yani yatırımlara katkı, amatörlere yardım, federasyonlara bütçe olarak kullanılıyor. Spor Toto’yu kurum olarak, bünyesindeki oyunlar ve bayileriyle birlikte özelleştireceğiz. Yabancıların da ilgisi var. Bizimle görüşmek isteyenler var. Ben görüşmüyorum, Spor Toto Teşkilat Başkanı’na yönlendiriyorum. Bir yandan yasa çalışmalarına devam ediyoruz, diğer yandan Milli Piyango’nun satışını bekliyoruz. Milli Piyango, Maliye Bakanlığımıza bağlı bir kurum. Sanırım onun satışı, Spor Toto’nun satışı konusunda nasıl davranmamız gerektiği hakkında bir fikir verecektir.”