Avrupa Birliği Bakanlığı Bütçesi Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 22. fasılla ilgili olarak, “Gerek siyasi alanda gerçekleştirilen reformlar, gerek küresel krize rağmen ekonomimizin sergilediği başarı bu yıl İlerleme Raporunda karşılığını bulmuştur” dedi.


AB Bakanı ve Başmüzakeci Bağış, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda AB Bakanlığı'nın 2014 yılı bütçe görüşmelerine katılarak bir sunum yaptı.

Bakan Bağış, yaptığı sunumda, mali krizle içine kapanan ve genişleme politikasını öncelikli konular arasında değerlendirmeyen AB'nin Türkiye’de yaşanan değişim ve dönüşüm karşısında kayıtsız kalmadığının altını çizerek, hükümetin farklı alanlarda yürüttüğü kapsamlı reform çalışmalarının ve yakın coğrafyada yaşanan dönüşümün, AB’nin 3,5 yıllık bir aradan sonra krizden kafasını kaldırıp tekrar etrafına bakmasını sağladığını belirtti.

2013 yılının iktidara geldikleri günden beri kararlılıkla sürdürdükleri demokrasi yürüyüşünün dönüm noktalarından biri olduğuna işaret eden Bağış, "30 Eylül 2013 tarihinde Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyu ile paylaşılan Demokratikleşme Paketinde yer alan hususlar, AB tarafından da övgüyle karşılanmıştır. Demokratikleşme Paketi bir özgürlük ve demokrasi manifestosu olduğu kadar Türkiye’nin toplumsal bütünleşmesini güçlendirecek, barış ve huzur iklimini daha da pekiştirecek bir kardeşlik manifestosudur. AB’ye üyelik sürecimizin önemli bir kısmını oluşturan “siyasi kriterler” ve bu kapsamdaki, Yargı ve Temel Haklar Faslı ile doğrudan bağlantılı olan Demokratikleşme Paketi, Cumhuriyet tarihimizin tartışmasız en cesur ve en kapsamlı reform adımlarından biridir" ifadelerini kullandı.

Bağış inanca, cinsiyete, etnik kökene, kılık kıyafet, yaşam tarzına bakmasının 76 milyon vatandaşa hizmet götürmenin gayreti içerisinde olduklarını kaydeden Bağış, "Hükümetimizin cesur ve kararlı politikaları sayesinde, bugün Türkiye’de yıllarca tabu olarak görülen, üzeri kapatılan birçok konuda açık bir tartışma ortamı oluşmuş, üzerinde konuşulamayan, tartışılamayan hiçbir mesele kalmamıştır. Bu noktada her yıl Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan ve ülkemizin AB’ye uyum sürecinin fotoğrafını çekme amacıyla hazırlanan İlerleme Raporu da Türkiye’nin hakkını teslim etmiştir" şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nun 2013 yılında farklı özelliğe sahip olduğunu ifade eden Bağış, şöyle devam etti:
"Bilindiği gibi 25 Haziran 2013 tarihinde toplanan Genel İşler Konseyi, 22. Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu faslının açılması konusunda mutabık kalmış, ancak Hükümetlerarası Konferansın tarihinin İlerleme Raporundan sonra belirleneceğini ifade etmişti. Dolayısıyla bir faslın müzakerelere açılmasının İlerleme Raporuyla ilişkilendirilmesi, sadece Türkiye’nin katılım süreci açısından değil, Avrupa Birliği’nin genişleme politikası açısından da bir ilktir. Bununla birlikte, İlerleme Raporunda 22. Faslın açılmasını engelleyecek herhangi bir husus bulunmaması Türkiye’nin reform sürecindeki kararlılığının önemli bir göstergesi olmuştur. Gerek siyasi alanda gerçekleştirilen reformlar, gerek küresel krize rağmen ekonomimizin sergilediği başarı bu yıl İlerleme Raporunda karşılığını bulmuştur.Yargı reformundan, çözüm sürecine, demokratikleşme paketinden, farklı inanç gruplarıyla diyaloga kadar pek çok konudan Raporda övgüyle bahsedilmiştir."
2013 yılı İlerleme Raporunda, Türkiye-AB ilişkilerinin potansiyelini tam anlamıyla kullanmanın en iyi yolunun aktif ve güvenilir bir katılım müzakeresi çerçevesinde mümkün olduğunun belirtildiğini söyleyen Bağış, "Bu çerçevede bizim için en önemli hususlardan biri, Avrupa Parlamentosundan sonra Avrupa Komisyonunun da 23. Yargı ve Temel Haklar ile 24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik fasıllarının bir an önce müzakereye açılması gerektiğini vurgulamasıdır” diye konuştu.

22. faslın açılmasıyla ilgili olarak Bağış, "Bu yıl demokratikleşme ve reform sürecinde izlediğimiz kararlı politikalar sadece İlerleme Raporuna yansımamış, müzakere sürecimize de yeni bir ivme kazandırmıştır. 22. Fasıl kapsamında gerçekleştirilecek olan çalışmalar halkımızın yaşam kalitesinin artırılması yönünde atılacak adımlar bakımından önemlidir. Fasıl çerçevesinde bölgelerimizdeki küçük sanayiciye, teknoloji bölgelerinin kurulmasına, iş geliştirme ve KOBİ destek merkezlerine, turizm, çevre ve ulaştırmaya yönelik destekler yanında, insan kaynağına yatırım yapılacaktır" ifadelerini kullandı.

Türk vatandaşlarına uygulanan vize uygulaması konusunda Bağış, "Hükümetimizin vatandaşlarımıza uygulanan Schengen vizesinin kaldırılması hedefi çerçevesinde, ilgili tüm kuruluşlarımızın koordineli ve azimli çalışmaları sayesinde önemli aşamalar kaydedilmiştir. Bundan iki-üç yıl öncesine kadar vize serbestisi ifadesini bile telaffuz etmeyen AB’nin, bugün Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlanmasına yönelik bir taslak yol haritası hazırlaması esas itibarıyla Türkiye’nin artan ekonomik ve siyasi gücünün bir tezahürüdür. Bilindiği gibi, vize muafiyeti sürecinin en önemli unsurlarından biri Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanarak uygulanmasıdır. Bu çerçevede, vize muafiyeti müzakerelerini yürütmek üzere Konseyin Komisyonu yetkilendirmesiyle Geri Kabul Anlaşması ülkemiz tarafından 21 Haziran 2012 tarihinde parafe edilmiştir. Anlaşmanın Türkiye tarafından imzalanmasının koşulu ise Vize Serbestisi Yol Haritası üzerinde mutabık kalınmasıdır. 2013 yılında Avrupa Komisyonu ile yapılan görüşmeler neticesinde, ülkemizin hassasiyetlerini de gözetecek şekilde her iki tarafın üzerinde uzlaşabileceği bir “Meşruhatlı Yol Haritası” hazırlanması konusunda uzlaşmaya varılmıştır" şeklinde konuştu.

Bağış, Avrupa Müzakereleri 24. faslın 'Adalet,Özgürlük ve Güvenlik' çalışmalarını. devam ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"İltica, göç, sınır yönetimi, vize gibi önemli konuları içinde barındıran 24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Faslına yönelik çalışmalarımız da yoğun biçimde devam etmektedir. Terörle etkin mücadele edilebilmesi ve bu alanda uluslararası işbirliğinin sağlanması amacıyla Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun 16 Şubat 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanunla, Türkiye, terörün mali kaynaklarının önlenmesi ve böylece uluslararası dayanışmanın gereklerini yerine getirme konusunda önemli bir adım atmıştır.”
Bağış şöyle devam etti:
“Bakanlığımız koordinasyonunda 2002-2006 döneminde 166 proje için AB’den 1,3 milyar Avro Katılım Öncesi Mali Yardım hibe desteği sağlanmış, bu miktar 2007-2013 dönemi için 4,8 milyar Avro’ya çıkmıştır.

Bakanlığımın sorumluluğu altında programlanan IPA I bileşeni kapsamında 2011 yılında toplam 30 milyon Avro tutarında 9 projeden oluşan paketlerin uygulama evresine geçilmiştir. Geçtiğimiz dönem içerisinde 148,5 milyon Avro bütçeli 2011 yılı 2. proje paketinde toplam 22 proje, 225,7 milyon Avro bütçeli 2012 paketinde ise toplam 13 proje daha ilgili finansman anlaşmaları imzalanarak yürürlüğe girmiştir”
Bakan Bağış, AB Bakanlığı’nın bütçesiyle ilgili olarak bilgi verdi. Bağış, “34 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan değişiklikle, Bakanlığımıza bağlanan Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı için ayrılan ödenek ile beraber Bakanlığımıza 2014 yılı için toplam 223 milyon 719 bin TL ödenek tahsis edilmiştir. Tahsis edilen bu ödeneğin 53 milyon 858 bin TL’si yani dörtte biri Bakanlığımız Merkez ve Yurtdışı Teşkilatı, kalan 169 milyon 861 bin TL’si ise bağlı kuruluşumuz olan AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı için öngörülmüştür”

Kaynak: İHA