Milli Savunma Bakanı Yılmaz, Soruları Yanıtladı

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Balyoz Planı davasında bazı Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına hapis cezası verilmesine ilişkin, "Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Türkiye, çok büyüktür. Bir İsmet Yılmaz gider, bin İsmet Yılmaz gelir. Türk Silahlı Kuvvetleri, yine kişilerden bağımsız, yine çok güçlüdür" dedi.


"Savunma ve Havacılık Sanayi Vizyon Buluşması" toplantısı için kente gelen Yılmaz, otelde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Milli Gemi Projesi'nin Balyoz Planı davasından etkilendiği yönündeki açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Yılmaz, "Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Hiç kimse şey görmesin. Türkiye, çok büyüktür. Bir İsmet Yılmaz gider, bin İsmet Yılmaz gelir. 'Biri gider, yerine bini gelir' diyen arkadaşlarımızın yerine de biri gider, yerine bini gelir. Türk Silahlı Kuvvetleri, yine kişilerden bağımsız, yine çok güçlüdür" şeklinde konuştu.

"TSK, bir silahı, ürünü kullanırsa bu, güven verir" diyen Yılmaz, "Neden? Bu, TSK'nın gücünden geliyor. Bu güçle devam ediyor. Hiç kimse 'ben olmazsam orası zayıflar' gibi açıklamalar yapmasın. Siz buna inanır mısınız? İsmet Yılmaz'ın da eksik olması, bu hükümete eksiklik vermez" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin uzun menzilli füze savunma sistemi ihalesinde Çinli firmayla sözleşme görüşmelerine başlamasına ilişkin soruyu Yılmaz, "NATO toplantısına katıldım. Hiçbir NATO toplantısında doğrudan bir şey gelmedi ancak NATO Genel Sekreteri şöyle dedi: 'Bu karar, her ülkenin kendi egemenlik hakkına dayanarak, ulusal gereklerini düşünerekten vermiş olduğu bir karardır. Buna saygı duyarız. İsteriz ki alınmış olan bu sistem NATO sistemine de entegre edilebilsin.' Biz diyoruz ki 'biz alacağız ve milli yeteneklerimizi kullanarak NATO'nun sistemine entegre edebileceğiz'. Dolayısıyla bizim açımızdan kaygı yoktur" şeklinde yanıtladı.

Yılmaz, dost ve düşman uçakların tanımlanmasını sağlayacak yerli yazılım üzerinde çalışan ASELSAN'da görevli mühendislerin şüpheli ölümlerinin projeye etkisinin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Projeyle hayatını kaybedenlerin hiçbir ilişkisi yok. Bunu bir kere ayırmak lazım. Ölümünden kuşku duyulan kardeşlerimiz hakkında sadece bir tanesi ASELSAN'da doğrudan çalışıyor. Diğerleri ise ASELSAN'ın alt yüklenicilerinde çalışmış ama ASELSAN'da çalışan bir kardeşimiz var. Diğer arkadaşlarımızın bu proje ve TÜBİTAK ile bağlantısı yoktur. Bir kardeşimiz ASELSAN'da çalışıyordu. Bu kardeşlerimizin her biri değerlidir üma proje, ondan bağımsız tamamlanmıştır. Bu. dost düşman ayırıcı sistemdir."

- ""Özgün ürünler çıkartamazsak, savunma sanayisinde varız' diyemeyiz"

Savunma sanayisinin ülkelerin en önemli sektörlerinden olduğuna dikkati çeken Yılmaz, son 10 yılda sektöre olağanüstü destek verdiklerini dile getirdi.

Sektörde elle tutulur ürün elde edilebilmek için en az 5 ila 7 yıllık çalışma gerektiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Özgün ürünler çıkartamazsak, savunma sanayisinde varız' diyemeyiz. Az önce bir arkadaşımız diyor ki, 'Biz Brezilyalı bir arkadaşla Filipinler'e gittik. Brezilyalı arkadaş dedi ki, 'siz neredeydiniz, biz 25 yıldır buraya geliyoruz, daha yeni geldiniz.' 25 yıl önce Türkiye neyle gidebilirdi? Özgün bir ürünü var mıydı? Savunma sanayisinde ürünleri var mıydı?

Türkiye'de, savunma sanayisinde 25 yıldan fazla faaliyet gösteren şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmez. O da ne üretmiştir. Ya mühimmattır ya da ufak tefek hafif silahlar ya da bir-iki av tüfeği. Bunun dışında Türkiye'deki savunma sanayi adına bir şirket yoktur. Dolayısıyla hükümetimizin savunma sanayisine vermiş olduğu destekle iyi bir noktaya geldik. Yıllık ihracatımız 1 milyar doları aştı. 1,5 milyar dolar civarında. Cirosu yaklaşık 4 milyar dolar civarında."

- "Savunma sanayisini ihracat odaklı kılmak için özel sektörümüzle el ele çalışıyoruz"

Türkiye'nin 2023 yılında hedeflediği 500 milyar dolarlık ihracatın savunma sanayisi ve havacılık sektörü aracılığıyla gerçekleştirilmesinin planlandığını anımsatan Yılmaz, bunun için kamu ve özel sektörün ortak çalışması gerektiğini dile getirdi.

"Ürünümüzü üretiyoruz ama siyasi olarak destek görmediğiniz zaman bunu satamıyorsunuz" diyen Yılmaz, şunları vurguladı:

"Ürünün tek başına teknik yönden yeterli olması da yetmiyor. Dolayısıyla bir de lider ülke fonksiyonunuzun olması lazım. Türkiye, lider ülke fonksiyonu ile Afrika'da, Ortadoğu'da, Türkiye cumhuriyetlerinde ve Balkanlar'da inşallah kendi özgün ve yüksek teknolojiye sahip ürünleri ile bu coğrafyaya da savunma sanayi ürünlerini pazarlayabilir durumdadır. Pazarlama ne bakımdan önemlidir? Şu bakımdan önemli. Sadece TSK, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının ihtiyaçları için üretim yaparsanız, bu ihtiyaçları karşıladığınız zaman durursunuz ancak bu sektörü canlı ve sürdürülebilir kılabilmek için ihracat odaklı olunması lazım.

İnşallah biz de savunma sanayisini ihracat odaklı kılmak için özel sektörümüzle el ele çalışıyoruz."

"2014 yılında ATAK helikopterimiz teslim aşamasında, arkadaşlarımız görüşmelere gidiyor" diyen Yılmaz, "ANKA, seri üretime geçme kararı alındı. 2014'te teslime başlar. En azından elimizdeki ürünlerin teslimi yapılır. Şu anda birisi elimizde mevcut. Batman'da TSK'ya hizmet eder durumda. Milli piyade tüfeğimiz inşallah 2014 yılından itibaren Mehmetçiğimize teslim edilecek durumdadır. 2014 yılı içinde TSK'Ya 35 bin milli piyade tüfeği teslim edilecek" dedi.

Yılmaz, özel sektör tarafından ANKA'ya eş değer insansız hava aracı yapıldığını belirterek, şu bilgiyi verdi:

"Önümüzdeki yıl özel sektörün üretmiş olduğu ANKA ile eş değer platformlarda insansız hava araçlarımız olacak. Dolayısıyla ürün yelpazemizi genişleteceğiz. İnşallah bunlarla birlikte de çok daha iyi bir duruma geleceğiz. 2015'den sonraki 2016 ve 2017'de de Altay tankımızı, HÜRKUŞ eğitim uçağımızı kullanacağız. Bunların yanında HÜRKUŞ ve ANKA'nın silahlandırma çalışmaları da yapılıyor. HÜRKUŞ hem eğitim uçağı hem de silahlı şekilde tasarlanıyor. ANKA, hem istihbari ve gözetim amaçlı hem de silahlı hale getirmek için arkadaşlarımızın çalışmaları var. İnşallah iyi bir zaman sonra 2017 yılında falan Türkiye, savunma sanayi alanında hemen hemen ihtiyacı olan her hususu, savaş uçağı hariç, iyi bir noktaya gelecektir."

"Atak helikopterimiz de varken, 'savunmadan atağa geçtik' demekte hiçbir sakınca yoktur" diyen Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:

"İhracatımız 2002 yılında yaklaşık 200 milyon dolarken şimdiki ihracat 1,5 milyar dolar. İyi bir noktadayız. Türkiye, 'savunma sanayisi alanında atağa geçti' de denebilir Türkiye, 'take off noktasında havalandı' da denilebilir. 17 Kasım tarihli Wall Street Journal'da 'Avrupa ülkelerinin hiçbirisi bir araya gelip bir insansız hava aracı üretemezken Türkiye, şu anda İHA üretti. Bunu Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde pazarlayabilme aşamasına geldi. 'Bu, büyük bir başarıdır' diyerek, savunma sanayisinde yapmış olduğumuz gelişme, diğer ülkelerin de bariz şekilde dikkatini çekiyor. O bakımdan da önemlidir."

Kaynak: AA