3. Sanayi Şura Toplantısı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çözüm sürecinde kazananın kendisi olmayacağını kazananın Türkiye olacağını belirterek, “Türk de kazanacak, Kürt de kazanacak ve Arap da, Laz da, Çerkez de Gürcü de, Roman da kazanacak” dedi.
Erdoğan, konuşmasında sanayicilere yerli otomobil konusunda artık bir hamle yapılmasını söyledi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ATO Congresium Merkezi’nde düzenlenen “Orta ve Yüksek Teknolojili Ürünlerde Avrasya’nın Üretim Üssü Türkiye” ana temalı 3. Sanayi Şura Toplantısı’na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör sorunun daha erken çözüle bilseydi 11 yılda yapılan yatırımların 5 kat değil, 10-15 kat daha artacağını vurguladı.
“KAZANAN BEN OLMAYACAĞIM, KAZANAN BİZ OLACAĞIZ”
“Mesele tam olarak çözüldüğünde altını çizerek ifade ediyorum kazanan ben olmayacağım. Kazanan biz olacağız. Bunu görmemiz lazım” diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kazanan AK Parti veya sadece ülkenin belli bir kesimi olmayacak, belli iş adamları olmayacak. Kazanan 76 milyonun istisnasız tamamı olacaktı. Türk de kazanacak, Kürt de kazanacak ve Arap da, Laz da, Çerkez de, Gürcü de, Roman da kazanacak. Sunni de kazanacak, Alevi de kazanacak. Mahalle’nin bakkalı da kazanacak, sokağın taksicisi de kazanacak, simitçi de kazanacak, yatırımcı da, ihracatçı da kazanacak. Bu mesele 76 milyonun meselesidir. Kazanan da 76 milyonun tamamı olacak. Bakın şunu burada açık açık ifade ediyorum; eskilerin yaptığı gibi çözüm meselesinde bizde idari maslahatı tercih edebilirdik. Böyle gelmiş böyle gider diyebilirdik. Çözümsüzlüğü çözüm gibi yansıta bilirdik. Hiç elimizi taşın altına koymaya bilirdik. Hiç risk almaya bilirdik. Ama o zaman bu ekonomiyi üç kat büyütemezdik. O zaman bu ihracatı 36 milyar dolardan alıp 152.5 milyar dolara çıkaramazdık. Bu faizleri yüzde 63’ten alıp tek haneli rakamlara çekemezdik. IMF’den 23.5 milyar dolar borç devralıp bunun tamamını ödeyip IMF’ye kredi açan bir ülke konumuna gelemezdik.”
“CESUR DAVRANMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
27.5 milyar dolar olarak devraldıkları Merkez Bankası döviz rezervini bugün 134 milyar dolara çıkardıklarının altını çizen Başbakan Erdoğan, bunun durup dururken olmadığını söyledi.
Erdoğan, “Eğer durup dururken olsaydı bizden önce gelenlerde bunları hallederdi. Acaba onlar bunu niye halledemedi. Bu soruyu herhalde siz değerli ihracatçı arkadaşlarımızın, sanayici arkadaşlarımın hepsinin bunu sorması lazım. Niye acaba bunu daha önce yapmadılar. Türkiye’yi büyütemez, itibarını attıramaz, lider bir ülke olma yolunda kararlı adımlarla ilerliyor olamazdık. En önemlisi de milletin önüne çıkamaz, milletin yüzüne bakamaz hatta biz aynaya dahi bakamazdık. Bugün hamd olsun milletin huzuruna gönül rahatlığıyla çıkıyor, milletimizin önünde başımız dik, hesabımızı verebiliyor, muhasebemizi yapabiliyoruz. İçerde de dışarda da risk almayı, reform yapmayı, cesur davranmaya devam edeceğiz. Milletimin teveccühüyle hedeflerimize doğru ilerlemeye devam edeceğiz. Hep söylüyorum; ‘yol menzilden daha önemlidir.’ Menzile ulaşmak Allah’ın takdiridir. Bize düşen menzile ulaşmak değil o yolda kararlı şekilde sapmadan ilerlemektir. Bu yolda kararlılıkla yürümeye devam edecek, Allah takdir ederse neticeye, menzilede hep birlikte ulaşacağız” diye konuştu.
“YENİ BİR YAPILANMAYA İHTİYAÇ VAR”
Türkiye’de yatırım, üretim ve ihracatın artarak devam ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, ancak bu bu artışın nicelik sahasına olduğu kadar nitelik sahasına da yansıması gerektiğini kaydetti.
2023 yılında 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmanın sadece daha fazla üreterek değil daha yüksek katma değerli üretim yaparak sağlanabilineceğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “Eğer ilk onu hedefliyorsak ilk 10 arasında yer almayı gaye edinmişsek bunu takipçi, taklitçi olarak değil bilgiyi de kendimiz üreterek başaracağız. İşte bu nedenle bizim artık sanayide temel meselemiz araştırma, geliştirme, inovasyon, tasarım, markalaşma, üniversite sanayi işbirliği gibi konulardır. Türkiye’de bilgi üretiminin yaygınlaşması ve üretilen bilginin ticarileşmesi için yeni bir yapılanmaya ihtiyaç vardır. İşte biz bu ihtiyacı gördüğümüz için eski Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na dönüştürdük ve ismiyle müsemma bir bakanlık teşkilatı oluşturduk. Esasen büyüyen, gelişen, kalkınan Türkiye’ye vizyon katacak süreci koordine edecek bir yapı teşkil ettik” dedi.
“ARTIK KENDİ GEMİMİZİ, TANKIMIZI, UYDUMUZU ÜRETEN BİR ÜLKE HALİNE GELDİK”
Türkiye’nin 11 yıl içerisinde kendi savaş gemisini, tankını, insan hava aracını, uydusunu yapabilen bir ülke haline geldiğini sözlerine ekleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Teknoloji geliştirme bölgelerinde, üniversitelerimizde, Ar-Ge merkezlerinde çok önemli projeler yürütülüyor. Sanayi Tezleri Programı (SAN-TEZ) ve Tekno Girişim Sermayesi Desteği gibi programlarla yine TÜBİTAK programlarıyla ülkemizde çok önemli teknoloji çalışmaları gerçekleşiyor. Bakın şuanda Türkiye bilim insanlarıyla, iş adamlarıyla, genç mühendisleriyle, teknikerleriyle, uzmanlarıyla çok ilgi çekici konular üzerinde çalışıyor. Dikey iniş ve kalkış yapabilen insansız hava aracı üzerinde de çalışmalar yapılıyor. Kanser teşhis ve tedavisinde kullanılan enzim, yangın sistemleri için insan hava aracı üzerinde çalışmalar yapılıyor. Türkiye’nin ilk kızıl ötesi kamerası yeni nesil zırhlı araçlar, yerli navigasyon gibi projeler üzerinde çalışılıyor. Ürünler üretiliyor. Bilim ve teknoloji alanı sabır gerektiren, zaman isteyen bir alan. Bir ağacın meyve vermesi zaman alıyor ama vermeye başladığında da gerekli bakımı yaparsanız her yıl bol bol meyve veriyor. Bizde bundan sonra bilim ve teknolojide bol bol meyve toplayacağımız dönemin eşiğindeyiz. Makine ve otomotiv gibi yerleşik sektörleri güçlendirmeye çalışırken, ilaç, uzay, bilişim gibi sektörlere de ivme kazandıracak adımlar atıyoruz. Şu soruyu kendimize sormalıyız. Bugün Türkiye’de bu kadar büyük hızlı tren yatırımları gerçekleşirken bu yatırımları neden bu ülkede hızlı tren vagonu ve rayı üretmek için bir fırsat olarak değerlendirilmiyor. Mesela geçtiğimiz günlerde Devlet Demir Yolları- Karabük Üniversitesi ve Kardemir arasında Kardemir’de uzun ömürlü ray üretimi, üniversite sahasında test edilmesi ve TCDD’nin teknik destek sağlaması konusunda işbirliği kararı alındı. Bu kapsamdı Karabük Üniversitesi bünyesinde Türkiye’de ilk defa Raylı Sistemler Mühendisliği bölümü açıldı. Sadece bu örnek bile Türkiye’de bütün kurumlar bir zihniyet devrimi yaşadığını artık sorunları çok farklı perspektifle yaklaştığımızı, geleceğin adımlarını şimdiden attığımızı açık ve net gösteriyor. Bu tür çalışmalarla 2023 yılına kadar Ar-Ge harcamalarının Milli Gelire oranını yüzde 3, yüksek teknolojili ürünlerin üretimi içindeki payını ise yüzde 20 seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz.”
“TÜRKİYE’Yİ 2023 HEDEFLERİNE ULAŞTIRACAĞIZ”
Erdoğan, “2023 yılında dünya çapında bilinen, tanınan, tercih edilen en az 10 küresel marka oluşturmayı hedefliyoruz. Hükümet olarak bugüne kadar sanayicilerin önünü açmak için çok önemli adımlar attık. Atmaya da devam edeceğiz. Sanayicilerimizle el ele vereceğiz. Doğru adımları doğru zamanda atacağız ve Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Bir olacağız, beraber olacağız ve büyük hedeflerimize inşallah hep birlikte ulaşacağız. 3. Sanayi Şurası’nın büyük Türkiye hedeflerine katkı sağlayacak bir buluşma olmasını gönülden temenni ediyorum. Birkez daha Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'mıza tüm katılımcılara, tüm katkı verenlere teşekkür ediyorum” dedi.
“YERLİ OTOMOBİLİMİZİ ARTIK ÜRETMELİYİZ”
Yerli otomobil konusundaki ısrarını tekrar yineleyen Başbakan Erdoğan, “Yerli otomotivi unutmayın. Onu tekrar hatırlatıyorum. Özellikle sanayicilerimiz artık bu kararı vermelidir. En azından nasıl ki şuanda kendi insansız hava araçlarımızı üretmeye başladık ve şimdi inşallah ATAK helikopterimizi üretir hale geldik bundan çok daha rahat olan yerli otomobilimizi de artık kendimiz üretmeliyiz” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ATO Congresium Merkezi’nde düzenlenen “Orta ve Yüksek Teknolojili Ürünlerde Avrasya’nın Üretim Üssü Türkiye” ana temalı 3. Sanayi Şura Toplantısı’na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör sorunun daha erken çözüle bilseydi 11 yılda yapılan yatırımların 5 kat değil, 10-15 kat daha artacağını vurguladı.
“KAZANAN BEN OLMAYACAĞIM, KAZANAN BİZ OLACAĞIZ”
“Mesele tam olarak çözüldüğünde altını çizerek ifade ediyorum kazanan ben olmayacağım. Kazanan biz olacağız. Bunu görmemiz lazım” diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kazanan AK Parti veya sadece ülkenin belli bir kesimi olmayacak, belli iş adamları olmayacak. Kazanan 76 milyonun istisnasız tamamı olacaktı. Türk de kazanacak, Kürt de kazanacak ve Arap da, Laz da, Çerkez de, Gürcü de, Roman da kazanacak. Sunni de kazanacak, Alevi de kazanacak. Mahalle’nin bakkalı da kazanacak, sokağın taksicisi de kazanacak, simitçi de kazanacak, yatırımcı da, ihracatçı da kazanacak. Bu mesele 76 milyonun meselesidir. Kazanan da 76 milyonun tamamı olacak. Bakın şunu burada açık açık ifade ediyorum; eskilerin yaptığı gibi çözüm meselesinde bizde idari maslahatı tercih edebilirdik. Böyle gelmiş böyle gider diyebilirdik. Çözümsüzlüğü çözüm gibi yansıta bilirdik. Hiç elimizi taşın altına koymaya bilirdik. Hiç risk almaya bilirdik. Ama o zaman bu ekonomiyi üç kat büyütemezdik. O zaman bu ihracatı 36 milyar dolardan alıp 152.5 milyar dolara çıkaramazdık. Bu faizleri yüzde 63’ten alıp tek haneli rakamlara çekemezdik. IMF’den 23.5 milyar dolar borç devralıp bunun tamamını ödeyip IMF’ye kredi açan bir ülke konumuna gelemezdik.”
“CESUR DAVRANMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
27.5 milyar dolar olarak devraldıkları Merkez Bankası döviz rezervini bugün 134 milyar dolara çıkardıklarının altını çizen Başbakan Erdoğan, bunun durup dururken olmadığını söyledi.
Erdoğan, “Eğer durup dururken olsaydı bizden önce gelenlerde bunları hallederdi. Acaba onlar bunu niye halledemedi. Bu soruyu herhalde siz değerli ihracatçı arkadaşlarımızın, sanayici arkadaşlarımın hepsinin bunu sorması lazım. Niye acaba bunu daha önce yapmadılar. Türkiye’yi büyütemez, itibarını attıramaz, lider bir ülke olma yolunda kararlı adımlarla ilerliyor olamazdık. En önemlisi de milletin önüne çıkamaz, milletin yüzüne bakamaz hatta biz aynaya dahi bakamazdık. Bugün hamd olsun milletin huzuruna gönül rahatlığıyla çıkıyor, milletimizin önünde başımız dik, hesabımızı verebiliyor, muhasebemizi yapabiliyoruz. İçerde de dışarda da risk almayı, reform yapmayı, cesur davranmaya devam edeceğiz. Milletimin teveccühüyle hedeflerimize doğru ilerlemeye devam edeceğiz. Hep söylüyorum; ‘yol menzilden daha önemlidir.’ Menzile ulaşmak Allah’ın takdiridir. Bize düşen menzile ulaşmak değil o yolda kararlı şekilde sapmadan ilerlemektir. Bu yolda kararlılıkla yürümeye devam edecek, Allah takdir ederse neticeye, menzilede hep birlikte ulaşacağız” diye konuştu.
“YENİ BİR YAPILANMAYA İHTİYAÇ VAR”
Türkiye’de yatırım, üretim ve ihracatın artarak devam ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, ancak bu bu artışın nicelik sahasına olduğu kadar nitelik sahasına da yansıması gerektiğini kaydetti.
2023 yılında 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmanın sadece daha fazla üreterek değil daha yüksek katma değerli üretim yaparak sağlanabilineceğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “Eğer ilk onu hedefliyorsak ilk 10 arasında yer almayı gaye edinmişsek bunu takipçi, taklitçi olarak değil bilgiyi de kendimiz üreterek başaracağız. İşte bu nedenle bizim artık sanayide temel meselemiz araştırma, geliştirme, inovasyon, tasarım, markalaşma, üniversite sanayi işbirliği gibi konulardır. Türkiye’de bilgi üretiminin yaygınlaşması ve üretilen bilginin ticarileşmesi için yeni bir yapılanmaya ihtiyaç vardır. İşte biz bu ihtiyacı gördüğümüz için eski Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na dönüştürdük ve ismiyle müsemma bir bakanlık teşkilatı oluşturduk. Esasen büyüyen, gelişen, kalkınan Türkiye’ye vizyon katacak süreci koordine edecek bir yapı teşkil ettik” dedi.
“ARTIK KENDİ GEMİMİZİ, TANKIMIZI, UYDUMUZU ÜRETEN BİR ÜLKE HALİNE GELDİK”
Türkiye’nin 11 yıl içerisinde kendi savaş gemisini, tankını, insan hava aracını, uydusunu yapabilen bir ülke haline geldiğini sözlerine ekleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Teknoloji geliştirme bölgelerinde, üniversitelerimizde, Ar-Ge merkezlerinde çok önemli projeler yürütülüyor. Sanayi Tezleri Programı (SAN-TEZ) ve Tekno Girişim Sermayesi Desteği gibi programlarla yine TÜBİTAK programlarıyla ülkemizde çok önemli teknoloji çalışmaları gerçekleşiyor. Bakın şuanda Türkiye bilim insanlarıyla, iş adamlarıyla, genç mühendisleriyle, teknikerleriyle, uzmanlarıyla çok ilgi çekici konular üzerinde çalışıyor. Dikey iniş ve kalkış yapabilen insansız hava aracı üzerinde de çalışmalar yapılıyor. Kanser teşhis ve tedavisinde kullanılan enzim, yangın sistemleri için insan hava aracı üzerinde çalışmalar yapılıyor. Türkiye’nin ilk kızıl ötesi kamerası yeni nesil zırhlı araçlar, yerli navigasyon gibi projeler üzerinde çalışılıyor. Ürünler üretiliyor. Bilim ve teknoloji alanı sabır gerektiren, zaman isteyen bir alan. Bir ağacın meyve vermesi zaman alıyor ama vermeye başladığında da gerekli bakımı yaparsanız her yıl bol bol meyve veriyor. Bizde bundan sonra bilim ve teknolojide bol bol meyve toplayacağımız dönemin eşiğindeyiz. Makine ve otomotiv gibi yerleşik sektörleri güçlendirmeye çalışırken, ilaç, uzay, bilişim gibi sektörlere de ivme kazandıracak adımlar atıyoruz. Şu soruyu kendimize sormalıyız. Bugün Türkiye’de bu kadar büyük hızlı tren yatırımları gerçekleşirken bu yatırımları neden bu ülkede hızlı tren vagonu ve rayı üretmek için bir fırsat olarak değerlendirilmiyor. Mesela geçtiğimiz günlerde Devlet Demir Yolları- Karabük Üniversitesi ve Kardemir arasında Kardemir’de uzun ömürlü ray üretimi, üniversite sahasında test edilmesi ve TCDD’nin teknik destek sağlaması konusunda işbirliği kararı alındı. Bu kapsamdı Karabük Üniversitesi bünyesinde Türkiye’de ilk defa Raylı Sistemler Mühendisliği bölümü açıldı. Sadece bu örnek bile Türkiye’de bütün kurumlar bir zihniyet devrimi yaşadığını artık sorunları çok farklı perspektifle yaklaştığımızı, geleceğin adımlarını şimdiden attığımızı açık ve net gösteriyor. Bu tür çalışmalarla 2023 yılına kadar Ar-Ge harcamalarının Milli Gelire oranını yüzde 3, yüksek teknolojili ürünlerin üretimi içindeki payını ise yüzde 20 seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz.”
“TÜRKİYE’Yİ 2023 HEDEFLERİNE ULAŞTIRACAĞIZ”
Erdoğan, “2023 yılında dünya çapında bilinen, tanınan, tercih edilen en az 10 küresel marka oluşturmayı hedefliyoruz. Hükümet olarak bugüne kadar sanayicilerin önünü açmak için çok önemli adımlar attık. Atmaya da devam edeceğiz. Sanayicilerimizle el ele vereceğiz. Doğru adımları doğru zamanda atacağız ve Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Bir olacağız, beraber olacağız ve büyük hedeflerimize inşallah hep birlikte ulaşacağız. 3. Sanayi Şurası’nın büyük Türkiye hedeflerine katkı sağlayacak bir buluşma olmasını gönülden temenni ediyorum. Birkez daha Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'mıza tüm katılımcılara, tüm katkı verenlere teşekkür ediyorum” dedi.
“YERLİ OTOMOBİLİMİZİ ARTIK ÜRETMELİYİZ”
Yerli otomobil konusundaki ısrarını tekrar yineleyen Başbakan Erdoğan, “Yerli otomotivi unutmayın. Onu tekrar hatırlatıyorum. Özellikle sanayicilerimiz artık bu kararı vermelidir. En azından nasıl ki şuanda kendi insansız hava araçlarımızı üretmeye başladık ve şimdi inşallah ATAK helikopterimizi üretir hale geldik bundan çok daha rahat olan yerli otomobilimizi de artık kendimiz üretmeliyiz” şeklinde konuştu.