'Hoşgörü Kenti'Nden Aşureyle Birlik Beraberlik Mesajı

Ezan ile çan sesinin birbirine karıştığı, farklı dine inananların barış, sevgi ve kardeşlik içerisinde yaşaması nedeniyle ''Hoşgörü kenti'' olarak bilinen Hatay, muharrem ayında da kardeşçe yaşamanın en güzel örneğini gösterdi.


Cami, kilise ve havarının aynı caddede yer aldığı kentte, sevinci, kederi birlikte yaşayan farklı dinin mensupları, aşure ayında da birlik, beraberlik ve hoşgörü mesajları vererek, farklılıkların bir zenginlik olduğunu gösterdi.

Hatay Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Kadir Teksöz, muharrem ayı ve aşure günü nedeniyle kentteki Hristiyan, Müslüman ve Musevi din adamlarını ziyaret etti. Alevi kanaat önderini de ziyaret eden Teksöz, yanında getirdiği aşureleri ikram etti.

HESOB Başkanı Teksöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bereketin sembolü aşurenin Hatay'da, çok çeşitliliği, birlik ve beraberliği temsil ettiğini söyledi.

İlk olarak Musevi cemaatinin ibadet yeri olan havrayı ziyaret eden Teksöz, Hatay Musevi Cemaati Başkanı Şaul Cenudioğlu tarafından karşılandı.

Uzun bir sohbetten sonra yanında getirdiği aşureyi Cenudioğlu'na ikram eden Teksöz, muharrem ayı dolayısıyla, "amcam" diye hitap ettiği Cenudioğlu'nu ziyaret ettiklerini belirtti.

Hatay'ın medeniyet ve sevgi şehri olduğunu ifade eden Teksöz, yüzyıllardır birçok medeniyetin bir arada kardeşçe yaşadığı kentte bu sevgi ve dostluk bağları ile birlik ve beraberliğin hiçbir güç tarafından bozulamayacağını vurguladı.

İyi ve kötü günde her zaman birbirlerine destek olduklarını dile getiren Teksöz, bu sevgi ve barış ortamının sonsuza dek devam edeceğine dikkat çekti.

Cenudioğlu ise ziyaret ve ikramdan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, aşurenin içindeki çeşitliliğin Hatay'da bulunan değişik dinlere ve mezheplere mensup insaların bir arada yaşam tarzını yansıttığını kaydetti.

Kentte farklı dinlerin yüzyıllardır kardeşçe bir arada yaşadığına dikkati çeken Cenudioğlu, "Aramızda bugüne kadar hiç bir husumet geçmediği gibi bundan sonra da geçmeyecektir. Biz Hataylılar, her şeyden önce birbirimizi anlamışsz. Bu birlik ve beraberliğimizi hiçbir provoke olay bozamaz, bozmaya gücü yetmez" dedi.

Daha sonra Cenudioğlu ile Katolik Kilisesi Ruhani Lideri Domanico Bertogli'yi ziyaret eden Teksöz, birlikte aynı aşureden yiyerek birlik ve beraberlik duygusuna vurgu yaptı.

Uzun ve neşeli bir sohbetin ardından Bertogli, Teksöz'e Katoliklerin kutsal kitabı olan İncil'in olduğu odayı gezdirdi.

Teksöz'ün "Allah sizleri başımızdan eksik etmesin" dediği Bertogli, sadece bugün değil, her zaman aralarındaki kardeşliğin süreceğini aktardı.

- "Bizim ayrı düşmemiz mümkün müdür?"

Teksöz, daha sonra Affan Mahallesi Alevi kanaat önderi Adnan Fatihoğlu'nu ziyaret etti. Hoşgörü ve sevginin hakim olduğu bir memlekette hep beraber yaşadıklarına işaret eden Fatihoğlu, 60 yaşında olduğunu ve buğüne kadar hiç bir Sünni kardeşinden zarar görmediğini söyledi.

Sohbetinde Kur'an-ı Kerim'den örnekler veren Fatihoğlu, "Şimdiye kadar bu adam Sünni, bu adam Alevi ya da bu insan Hristiyan'dır diye bir ayrımımız olmadı. Kim Allah katında güzel bir kulsa, çalışkansa biz onu her zaman severiz. 'Allah'ın ipine sıkı sıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin, birlik beraberlik olun' böyle güzel bir ilahi emir olduktan sonra bizim ayrı düşmemiz mümkün müdür?" ifadelerini kullandı.

Teksöz, daha sonra Ortodoks Kilisesi ruhani liderlerinden Jan Dellüler ve Dimitri Doğum'u ziyaret etti.

Muharrem ayının hayırlı olması temennisinde bulunan Dellüler, "Kentin tüm renkleriyle bir arada gönül dostuyuz. Birimiz olmazsak diğerimizin yeri yok burada. Onun için biz birbirimizden ayrılmayan, birbizimizi tamamlayan bir iskeletin unsurlarıyız. Bunu biz Hataylılar sözle değil, özde yaşıyoruz. Burada kimse bize bu beraberliği öğretmedi, biz birlikte öğrendik. Beraber doğduk, yaşadık ve beraber öleceğiz işte Hatay budur. Bizler sadece ibadetlerini farklı ama her şeyi ortak yaşayan insanlarız" diye konuştu.

Teksöz'ün son olarak ziyaret ettiği İl Müftüsü Hamdi Kavillioğlu ise aşurenin rivayete göre ne anlama geldiğini şu sözlerle açıkladı:

"Rivayete göre Nuh kendisine iman eden insanlarla Allah'ın emriyle yaptırmış olduğu gemiye biniyor ve gemi, böylesine bir muharrem ayının 10'uncu günü karaya çıkıyor. Karaya çıktıkları zaman bir sevinç yaşıyorlar ve gemide ne kalmışsa hepsini büyük bir kazana koyarak pişiriyorlar ve yiyorlar. Aşure dolayısıyla sevinci, birliği, beraberliği ve mutluluğu ifade eder. Hatayımızda da bu güzellikler fazlasıyla var. Cenab-ı Hak'tan niyazımız, bu güzelliğin kıyamate kadar devam etmesi. Bu memleket, Alevisiyle, Sünnisiyle, Hrıstiyanların üç mezhebinin, Ermeni cemaatinin müstakil köyünün bulunduğu, Yahudi cemaatinin yer aldığı ve hepsinin de birbirini ötekileştirmeden 'biz' diyerek yaşadığı bir şehir."

Hatay'da Yunus Emre'nin "Yaratılanı severiz Yaradan'dan ötürü" sözünün en güzel şekilde tezahür edildiğini belirten Kavillioğlu, muharrem ayının tüm İslam alemi ve dünya için birlik ve beraberliğe vesile olması dileğinde bulundu.

Kaynak: AA