Obezite ve Diyabet Birbirini Tetikleyebilir

Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, yağ deposundan salgılanan hormonların damar sertliğine, kilo fazlalığına ve diyabete giden yolun temellerini attığını, diyabet ile obezite bir araya geldiğinde ise başka birçok hastalığı tetiklediğini bildirdi.


Yazıcıoğlu, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, obez kişilerde çoğu zaman görülen şeker hastalığının aynı zamanda şişmanlığın temel nedeni olduğunu belirtti.

Bu durumun "diyabet mi aşırı şişmanlığa, yoksa şişmanlık mı diyabete neden oluyor" sorusunu akla getirdiğini dile getiren Yazıcıoğlu, özellikle bel çevresinde artışına yol açan faktörün, karın içindeki organların çevresinde toplanan yağların fazlalığı olduğunu kaydetti.

Vücut, harcadığı kaloriden daha fazlasını alırsa bunu daha sonra kullanabilmek amacıyla yağ deposu olarak bir yerde sakladığını anlatan Yazıcıoğlu, şöyle devam etti:

"Yağlar öncelikle karın içerisinde toplanır. Yağ deposundan salgılanan hormonlar damar sertliğine, kilo fazlalığına ve diyabete giden yolun temellerini atar. Diyabet ile obezite bir araya geldiğinde ise başka birçok hastalık da tetikler. Bunların başında koroner kalp hastalığı gelir. Tip 2 obez diyabetiklerin yüzde 85'i kardiyavasküler nedenlerden dolayı hayatlarını kaybetmektedir. Bu nedenle Tip 2 diyabet hastalığında hedef sadece şekeri düzeltmek olmamalıdır. Kalp damar hastalıklarına sebep olan hipertansiyon, lipit düzensizliği ve kilo fazlalığı gibi diğer faktörler de tedavi edilmelidir."

Obezitenin erken dönemlerde yakalanması, kişilerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları elde ederek normal kilolarına dönmeleri sağlanırsa diyabetin hiçbir şekilde gelişmeyebileceğini vurgulayan Yazıcıoğlu, şunları kaydetti:

"Ya da şeker hastalığı çok uzun yıllar sonra ortaya çıkıp hafif bir şekilde seyredebilir. Hem diyabet hem de obezite tedavisinde öncelikle endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanına başvurmak şarttır. Tansiyon, şeker, insülin direnci, kolestrol, tiroid hormonlarının ve böbrek üstü bezleri, karaciğer yağlanması olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bu parametreler değerlendirilerek tedavi edildikten sonra tedavinin başarısı için doğru beslenme, düzenli yapılacak bir egzersiz programını da içerecek şekilde hastaların yaşam tarzlarını kökten değiştirmeleri gerekmektedir."

Kaynak: AA