Türk- İş Genel Başkanı Atalay, Karaman'da Açıklaması
Türk- İş Genel Başkanı Ergün Atalay, kıdem tazminatı tartışmalarıyla ilgili, "Bakanlıkla konuyla ilgili son bir toplantı yapacağız. O toplantıda geriye gitmeden, bu yelpazeyi nasıl genişletebiliyorsak, işçi hak ve menfaatini nasıl koruyorsak, o doğrultuda hareket edeceğiz" dedi.
Atalay, bir otelde düzenlenen "Şube Başkanları ve İş Sağlığı-Güvenliği Semineri"nin açılışında yaptığı konuşmada, dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında "Üçlü Danışma Kurulu" toplantısının yapıldığını anımsattı.
Toplantının gündeminde taşeron işçiliğin bulunmasına rağmen, kıdem tazminatı konusunun da konuşulduğunu aktaran Atalay, "Taşeron sorunlarını alt alta sıraladığımız zaman, bir tanesi de kıdem tazminatı oluyor. Dün bakanımızın başkanlığında, Hak-İş, DİSK, TOBB ve TİSK'in olduğu bir ortamda üç saate yakın bir toplantı yaptık" ifadelerini kullandı.
- "Kıdem tazminatı Türk-İş'in kırmızı çizgisidir"
Türk-İş olarak iki genel kurul kararları olduğunu dile getiren Atalay, şunları kaydetti:
"Kıdem tazminatı Türk-İş'in kırmızı çizgisidir. Bakanlık bizi toplantıya çağırdığı zaman kıdem tazminatı lafı yok. Dün bakanlık bize bir sunum yaptı. Bu, bakanlığın kendi hazırladığı bir sunum değildi. İşverenlerden, sendikalardan, işçilerden aldığı problemlerle 23 maddeyi alt alta sıralayan bir sunumdu. Ülkemizde 950 bine yakın teşeron işçi var. Bunun büyük bir bölümü kamuda, özellikle sağlık sektöründe çalışıyor. Bu ülkede bu iş başladığı zaman iyi niyetle başladığını düşünüyorum. Ama öyle bir noktaya geldik ki; Türkiye'nin başına bela oldu. Bunu yapanlar da o dönemde herhalde daha ucuz işgücü için yaptılar. Ama şu an gelinen nokta içinden çıkılamaz bir hale geldi."
Kıdem tazminatıyla ilgili mevcut yapıda, çalışanlarla ilgili nokta kadar bir sıkıntının olmadığını ifade eden Atalay, "Dün, bir problemin olmadığı ortaya çıktı. Sayın Bakan, bizzat kendi ağzından kıdem tazminatıyla ilgili bir olumsuzluk olmadığını ifade etti" diye konuştu.
Atalay, kıdem tazminatı almayanların alanlardan fazla olmasıyla ilgili bir olumsuzluğun olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bakanlığın rakamlarında ülkede yüzde 10'un kıdem tazminatı aldığı söyleniyor. Dün orada da söyledim. Bu yüzde 10 doğru bir rakam değil. Bu ülkede kıdem tazminatı almayan kayıt dışı... Kayıt dışı bu ülkede kaç, yüzde 35. Bakanlık rakamlarına baktığımız zaman da yüzde 25 diye bürokratlardan aldığımız bir bilgi var. Toplarsanız yüzde 60| Bu da çok büyük bir rakam. Yani alandan, almayan daha fazla" dedi.
- "Konuyla ilgili son bir toplantı yapacağız"
Kıdem tazminatı yelpazesinin genişletilmesi ve herkesin kıdem tazminatı alması gerektiğine işaret eden Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir yıl çalışan da, 6 ay çalışan da bundan istifade etmeli. Ama istifade ederken de biz 30 gün üzerinden kıdem tazminatı alıyoruz. Bırakın 29 günü, 5 saat noksanına bile razı değiliz. Öyle bir sıkıntı da görmüyoruz. Şu saatlerde uzman arkadaşlarımız teknik konularla ilgili toplantı yapıyor. Hafta başında da bakanlık yetkilileri ile uzmanlarımız toplantı yapacak. 10 gün içerisinde dün yaptığımız toplantının bir benzerini bir daha yapacağız. Bakanlıkla konuyla ilgili son bir toplantı yapacağız. O toplantıda geriye gitmeden, bu yelpazeyi nasıl genişletebiliyorsak, işçi hak ve menfaatini nasıl koruyorsak, o doğrultuda hareket edeceğiz. Özellikle başkan arkadaşlarıma, tezgah başında sizlerden haber bekleyen, zaman zaman da panik yapan arkadaşlarımıza selamlarımızı iletiyoruz. Bununla ilgili nokta kadar bir sıkıntı, nokta kadar bir problem yok. Herkes düzenli bir şekilde işine baksın, çalışmasına devam etsin. Bizim işimiz almayanlarla ilgili çalışma yapmak."
- "Kimin eli kimin cebinde belli değil"
Atalay, birlik ve beraberlik ile demokrasinin önemine vurgu yaparak, şunları söyledi:
"Biz, adı Türkiye Cumhuriyeti olan bir geminin içerisindeyiz. 76 milyon bu ülkede kardeşce yaşama mecburiyetimiz var. Şu anda Mısır'da, Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da gidin bir siyaset yapın bakalım. Gidin sendikacılık, patronluk yapın bakalım. Hiçbirisini yapamayız. Demokrasi yoksa, hiçbir şey yok. Baskıyla 3 gün, 4 gün, 10 gün, 10 sene, 30 sene götürürsün, bakmışız lastik patlar. Etrafımızda lastiğin nasıl patladığını sık sık görüyoruz. Ülkemizin başında PKK diye bir bela var. Bunun altına bakınca herkesi görebilirsiniz. Bu ülkede Cumhurbaşkanının ailesi bas bas bağırıyor; 'Cumhurbaşkanımızı, babamızı, beyimizi öldürdüler' diyor. Jandarma komutanının oğlu bağırıyor. Şimdi Muhsin beyle ilgili gelişmeler var. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Sendikacılık dışında bu konuları da dikkatle izlemek mecburiyetindeyiz. Örgütlenme kadar bu ülkede demokrasi de önemli. Bu ülkenin kıymetini bilmek zorundayız."
Toplantıya, Karaman Valisi Murat Koca, Belediye Başkanı Kamil Uğurlu ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.