TBMM Başkanı Çiçek'in Açıklaması

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, demokratikleşme paketiyle ilgili, "Eskiden hükümetler zam paketlerini açıklarlardı, şimdi memnuniyet verici husus demokrasi vurgusu yapıyoruz, demokrasi paketleri açıklanıyor. Bu paketi az bulan çok bulan olabilecektir. Bunların tartışılması çok önemli" dedi.

CNNTürk televizyonunda soruları yanıtlayan Çiçek, siyasi partilerin TBMM grup toplantılarına ziyaretçi alınmamasına ilişkin mektubunun ihtiyaçtan kaynaklandığını, grup toplantılarının halka açık olmadığına işaret etti.

Ziyaretçi kalabalığının beraberinde güvenlik sorununa yol açtığının altını çizen Çiçek, grup toplantılarına gelen kişilerin Meclis'te başka partilerin milletvekiliyle karşılaşabildiğini söyledi.

Meclis İçtüzüğü ve siyasi partilerin grup yönetmeliklerine göre, grup toplantılarına milletvekili ve parti yöneticisi dışında kimsenin katılamayacağını belirten Çiçek, herkesi bu kurala uymaya çağırdı.

Çiçek, parlamentoda bu konunun dile getirilmesinin başlı başına müeyyide olduğunu ifade ederek, "Parlamentolarda yaptırım olmaz. Ceza mantığı parlamentoların özünde olmayan bir şeydir" diye konuştu.

Grup toplantılarına dışarıdan ziyaretçi alınmamasının, milletvekillerinin talebi olduğunu ve grup başkanvekilleriyle yapılan toplantıda da buna karar verildiğini anlatan Çiçek, mevcut durumdan herkesin şikayetçi olduğunu belirtti.

-"Paketin tartışılması önemli"-

Bu defa 1 Ekim'de Meclis'in açılışının özlenen bir tablo ortaya koyduğunu kaydeden Çiçek, bu kadar geniş katılım beklemediğini, 23 Nisan'da daha büyük bir yerde resepsiyonun düzenlenebileceğini dile getirdi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, hem resepsiyondaki hem Genel Kurul'daki görüntünün, yapılan açıklamaların önemli olduğunu anlattı.

Demokratikleşme paketiyle ilgili bir soru üzerine Çiçek, "Eskiden hükümetler zam paketlerini açıklarlardı, şimdi bunlar serbest pisayada belirleniyor. Şimdi memnuniyet verici husus, demokrasi vurgusu yapıyoruz, demokrasi paketleri açıklanıyor. Bu paketi az bulan çok bulan olabilecektir. Bunların tartışılması çok önemli" dedi.

Dünün kurallarının bugünün ihtiyaçlarına cevap vermediğini; yeni açılımlar, düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayan Çiçek, dünün özgürlüklerinin bugünün insanlarına kafi gelmediğini söyledi.

Demokrasi paketlerinin niteliğinin, niceliğinin tartışılacağını ancak Meclis açılırken demokrasi vurgusunun yapılmasının çok önemli olduğunu dile getiren Çiçek, önceden çıkarılan uyum paketlerinin birer demokrasi paketleri olduğunu anlattı. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi gelen paket, belli alanlarla belli açılımlar meydana getiriyor. Yine ifade edildi ki bu son değil. Bundan sonra bu iş bitti, tren kaltı, biz bununla 10-20 sene değil, toplumun daha beklentileri, ihtiyaçları var.

Toplum, uzlaşma, anlaşma, birbirine tolerans gösterme, şartları yorumlama noktasında biz siyasetçilerden ve aydınlardan çok daha ileride. Bizim, o noktada halkın peşinden gitmek yerine, önünden gitmek bir yana, en azından halkla beraber gitmemiz lazım. Bugün toplum, yasak olmayan ya da olsa bile eskiden mevzuatta, bunları çok aşmış, biz geride kalmışız, onun tartışmasını yapıyoruz, başörtüsü konusu da dahil. Bugün üniversitelerde yıllarca bunun kavgası oldu. Biz siyasetçiler de bu işi olabildiğince karıştırdık. Yasa çıkardık olmadı, yargı içine girdi, hepten içinden çıkılmaz hale getirdi ama toplum bunların hepsini geride bıraktı. Bakın ne yasa ne anayasa değişti ama bugün bunlar toplumda problem değil. Şimdi biz yeniden problem haline getirmeyelim."

"Başörtülü milletvekili açısından bir engel yok değil mi?" sorusuna, "Tabiatiyle. Özgürlük hukuku açısından temel kural şu; Bir şey yasak değilse serbesttir. Bunu böyle kabul edersek bir de toplum bunları çözebiliyorsa, Kızılay'dan Sıhhiye'ye kadar vatandaşların görüntüsünü çekin bakalım, kimsenin kimseden bir şikayeti yok. Son zamanlarda adaylar gösteriliyor, başörtülü belediye meclis üyeleri var, bunları çok konuşarak yeniden problem çıkartmayalım. Yeteri kadar dışarda problemimiz var. Dikkatimizi, enerjimizi oraya verelim. Şu an Meclis için, bugün böyle bir konu da gündemde yok" diye konuştu.

-"Türk milletine mensup olmaktan gurur duyuyorum"-

Andın kaldırılması kararıyla ilgili bir soru üzerine ise Çiçek, şunları kaydetti:

"Artık Türkiye'de bir kısım şeylere takılıp kalarak bu tartışmaları yaparsak, yine bir kör dövüşü içerisine gireriz. 20-30 sene başörtüsünü tartıştık, toplum çözdü, şimdi 10-15 sene, 5 sene 3 sene andımızı tartışırız. Ondan sonra başka bir şey tartışırız. Bunlar bizi bir yere götürüyorsa diyeceğim yok. Ben Türk milletine mensup olmaktan gurur duyan bir insanım, bunu hep ifade ediyorum. Açılışta da ifade ettim 'Türk milletine hayırlı olsun' dedim. Ben böyle bir milletin mensubuyum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşıyım. Cumhuriyet olmasaydı ben burada olamazdım. Bu başka şey. Biz böyle bir kazanımı kolay elde ettik galiba kıymetini bilmiyoruz. Demokrasi ne kadar önemli? Demokrasi olmasa biz bu konuşmayı burada yapamazdık.

Eğitimde, insanımıza belli değerleri, anlayışları kazandırmak için formal zorlamalar yerine daha özümseyici daha benimseyici başka türlü unsurları kullanabiliriz. Bunun imkanları var. Televizyonlar var, sosyal medya var. Şekilciliği biraz daha önümüze engel gibi koyup onun önünde yıllarca, aylarca kavga etmesek daha iyi olur."

Çiçek, seçim sistemiyle ilgili soru üzerine, seçim mevzuatının tek başına bir şey ifade etmeyeceğini belirterek, "Seçim kanunu dediğiniz şey elimizdeki kalem gibidir, neyi yazmak istiyorsanız onu yazar. Yazmak istediğinizi bir tarafa bırakıp kalemin kendisini tartışırsanız yine kısır bir tartışmanın içerisine girmiş oluruz" dedi.

Yüzde beş baraj uygulamasının kendi içinde bile 80'e yakın model yaratmanın mümkün olduğunu dile getiren Çiçek, "Bugünkü sistem de doğru değil. Ankara'da seçmen sayısı daha azken 4 bölge vardı, seçmen sayısı arttı ancak iki bölgeye düştü. Vatandaş ile milletvekili arasında hiçbir irtibat yok" diye konuştu.

-Yeni anayasa-

Yeni anayasayı 2012'nin sonunda bitirmeyi hedeflediklerini ancak 2013 ekim başına gelindiğini daha 59-60 maddenin yazılabildiğini ifade eden Çiçek, ortalama anayasa 150 madde kabul edilirse daha geriye 90 maddenin bulunduğunu bildirdi.

Bazı konuların, başlıkların, genel başkanlara ve parti yetkili organlarına götürülebileceğini, bazı önemli konuların alternatifli yazılabileceğini, bunların da genel başkanlara götürülebileceğini belirten Çiçek, geri kalanların da büyük ölçüde yazılabileceğini söyledi.

Çiçek, şöyle devam etti:

"8-10 maddelik, sayısı sınırlı bir konu var, bu komisyondaki arkadaşlarımızın inisiyatifini aşarak, bunlar çok önemli konulardır, bunlar çalışıldı, konuşuldu ama bir anlaşma olamadı. Bunları sayın genel başkanlara, parti organlarına götürelim. 8-10 madde daha olabilir ki bunları da alternaiftli yazabiliriz, bunları da genel başkanlara komisyon olarak götürebiliriz. Eğitim, vatandaşlık, din devlet ilişkisi gibi, kamu idarelerinin yeniden yapılanması gibi bazı konular var, bunlara en üst düzeyde karar verilmesi gerekiyor."

-"Ben çıkış yolu söylemeye çalışıyorum"

TBMM Başkanı Çiçek, Anayasa'nın 83. maddesi düzeltilmediği sürece tutuklu milletvekilleri konusunun söylem olmaya devam edeceğine dikkati çeken Çiçek, şu ifadeleri kullandı:

"İki sene geçti konuşuyoruz, 83. maddeye bağlı 14. madde değişmezse, bugünkü yanlış kural orada duruyor. Bazı konular var ki mesela dokunulmazlıklar, alternatifli yazılabilir. Buna benzer bir kaç madde daha olabilir. Bunun dışıdakileri biz büyük ölçüde yazabiliriz. Mesela önemli sıkıntılardan birisi yargı birliğiydi. AK Parti 'bütün yargıyı tek çatı altında toplayalım' diyordu. Şimdi bu kalktı ortadan. Gerisi Anayasa Mahkemesi'ne seçimdir, vesairedir. Burada şöyle olur böyle olur, eğer kendileri yazamıyorsa ben de çıkış yolu söylemeye çalışıyorum. Partilerimizin çok değerli danışmanları var. Biz bir taslak çıkarabiliriz partilere göndeririz, kabul ederse eder, etmezse etmez ama bakın seçim seçimler geldi kapıya, seçim varken kimse burada anayasa yazılımına katılamaz.

Bir an evvel ne yapılacaksa yapılsın. Seçim geldi, çalışıyormuş gibi yapıp, kırmızı ışıkta mazot yakıyoruz, motor çalışıyor, depodaki mazotu yakıyoruz ama bir türlü mesafe alamıyoruz. 60 maddeye geldik, tıkandık kaldık, ne zaman bitecek? 'Bitmezse bitmez' denilebilir ama mevcut anayasa bize dar geliyor, yanlışlıklar var. Peki yenisini yapamadığımızda bu yanlışlıklar devam edecek mi? Bu dar ayakkabıyı, elbiseyi giymeye devam edecek miyiz? Her bir tarafımızdan bir sökük gelecek. Bugünden itibaren kanun yapıyoruz, kanunu yaparken anayasaya uygun yapmak durumundasınız. Hem diyorsunuz ki 'bu anayasa yanlış' hem de kanunu bu yanlışa uydurmaya çalışıyoruz. Anayasa Mahkemesi de 'bu yanlışa niye uymadınız?' diye kanun iptal edecek. Bu çelişkiyi 2013 yılı Türkiyesinde kim nasıl izah edecek? Yeni anayasının en önemli gerekçelerinden biri budur."

Kaynak: AA