Uğur Mumcu Çorlu'da Anıldı
24 Ocak 1993 tarihinde Ankara'daki evinin önünde aracına konulan bombanın patlaması sonucu katledilen gazeteci-yazar Uğur Mumcu ölümünün 20. yılında Çorlu'da adını taşıyan parkta düzenlenen törenle anıldı.
ADD Çorlu Şubesi ve CHP Çorlu İlçe Örgütü tarafından düzenlenen anma töreni öncesinde Atatürk Meydanı'nda CHP Çorlu İlçe Örgütü önünde toplanan yaklaşık 200 kişi, Atatürk Meydanı ve Cumhuriyet Meydanı'ndan geçerek Uğur Mumcu Parkı'na geldi.
Park alanı içerisinde yer alan Basın Şehitleri Anıtı önünde düzenlenen anma töreni saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunması ile başladı.
Anma törenine katılarak bir konuşma gerçekleştiren Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan: “Uğur'lar ölmez. Uğur'ları kimse öldüremez. Şehitlerimizi kimse yok edemez. Türkiye'yi de kimse bölemez” dedi.
Uğur Mumcu'nun katledilişinin 20., içerisinde bulunduğumuz bu park alanının Uğur Mumcu Parkı olarak düzenlenişinin 19. yılındayız diyen Baysan: “19 seneden beri her 24 Ocak'ta buraya geliyoruz. 19 sene evvel buraya nasıl düşüncelerle geldiysek yine aynı düşüncelerle burada bulunuyoruz. 20 sene evvel bir sabah nasıl radyodan, o zamanki televizyonlardan Uğur Mumcu'nun karlı bir havada parçalanmış arabanın içerisinde parçalanmış cesedini gördüğümüz zaman nasıl içimizde derin bir hüzün varsa bugün yine aynı hüznü bir birimizle paylaşıyoruz” diye konuştu.
Çok fazla söze gerek olmadığını burada bulunan insanların zaten bu işin bilincinde olduklarını belirten Başkan Baysan: “Uğur Mumcu, Türkiye'de o zamanki değerlerde kendi işini yapan, yurtsever, aydınlıktan yana, Türkiye'nin demokrasi ile idare edilebilmesi için Türkiye'nin çağdaş, bağımsız bir devlet olabilmesi için tek silahı kalemiyle mücadele eden bir insandı. Onun kalemine karşı karanlık güçlerin elinde her türlü silah vardı ve o silahlardan bir tanesi ile katledildi. Eğer o kalemini insanlardan yana, toplumun gelişmesinden yana, çağdaşlaşmadan yana, insanların hak ve eşitliğinden yana kullanmayıp bazı sermayeden yana, karanlık güçlerden yana, emperyalistlerden yana kullansaydı inanıyorum onun kaleminin yanında atı, katı, yatı her şeyi olurdu. Ama Mumcu, o kısmı seçmedi. Çünkü kendisi bir Kuva-yı Milliye'ciydi. Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğunu, ne zorluklarla kurulduğunu biliyordu. Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türkiye'nin kurtuluş hareketinin nasıl başladığını bu kurtuluş hareketine katılan şehitlerimizin sadece ölmek için gittiğini biliyordu. Kurtuluş Savaşına katılan tüm insanlara karşı da borçlu olduğunu biliyordu. İşte borucunu sadece kalemiyle yazarak ödemeye çalışıyordu” şeklinde konuştu.
Başkan Baysan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye'nin sınırlarını değiştirmeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir. Türkiye'de yaşayan herkesin dostça ve barış içerisinde yaşamasını istiyoruz. Türkiye sınırlarının bir karışını kimseye vermeye niyetimiz yok. Kimse de almaya niyetlenmesin. Kurtuluş Savaşından bugüne kadar Türkiye'nin birliği, bütünlüğü, beraberliği için ama kalemiyle, ama düşüncesiyle mücadele eden herkese sevgilerimi sunuyorum. Türkiye sınırlarının çizilmeye başladığı günden itibaren Çanakkale'den gemilerin girmesiyle beraber İzmir'den düşman gemilerinin İzmir'i yakmaya başlamasıyla beraber, Fransızların Antep'i yağmalamaya başlaması ile beraber, İngilizlerin Hatay'a saldırması ile beraber onlara karşı mücadele eden tüm şehitlerimizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Onların aziz ruhu önünde eğiliyorum. Bu uğurda yıllarca hiçbir beklentisi olmadan, beşikteki çocuğunu evinde bırakarak, hamile karısını evinde bırakarak, ailesini, tüm düşüncelerini, tüm geleceğini hiç düşünmeden Türkiye'nin birliğine, beraberliğine sahip çıkmak uğruna şehit olan bütün şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum. Bu uğurda gazi olan tüm hemşerilerime, tüm arkadaşlarıma tüm Türkiye'deki dostlarıma, asker olsun, sivil olsun, polis olsun tüm güvenlik güçlerimize de saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. 19 seneden beri buraya gelişimizin tek bir göstergesi var. Uğur Mumcu bizi birleştirdi. Uğur Mumcu'nun mumu, karanlığın içerisinde daima bize bir ışık olacağını gösterdi. Bu ışığa tutunacağız. Bu ışığı daha da fazlalaştıracağız. Bu karanlığın içerisindeki mumu, mumlarla aydınlatacağız. Karanlıkları yok edeceğiz. Bizim buradaki birlikteliğimiz buradan kaynaklandı. 19 seneden beri burada, yağmur demeden, çamur demeden kar demeden, eziyet demeden korkusuzca tüm benliğiyle, özgürlüğüyle, heyecanıyla, üzüntüsüyle, sevinciyle buraya gelen tüm dostlarıma, sevgiler sunuyorum, saygılar sunuyorum, Uğur'lar ölmez. Uğur'ları kimse öldüremez. Şehitlerimizi kimse yok edemez. Türkiye'yi de kimse bölemez. Bunu da buradan haykırıyorum.” 20 Yıl önce Uğur Mumcu'nun katledilmesiyle, başladığımız bu anma töreninde, bu gün yine ve yeniden beraberiz diyen CHP Çorlu İlçe Başkanı Adnan Kum ise: “Bizler Mumcu'nun araştırmacı gazeteciliğin, çağdaş, laik ve antiemperyalist düşüncenin, simgesi olduğunun bilincinde olarak özlem ve minnetle anıyoruz. Uğur Mumcu kimseye iftira atmamıştır. Elinde bilgi ve belge olmadan kimseyi suçlamamıştır. Arşivlerin tozlu raflarındaki belgelerle, o günkü olaylara ışık tutmasını bilmiştir. Ne derin devletten, ne mafyadan, ne de din tüccarlarından aldığı tehditlere pabuç bırakmıştır. Mumcu, inandığı değerler uğruna canı pahasına bu görevini yerine getirmiştir” dedi.
Kum ayrıca: “Üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen, 20 yıl öncesinden çok farklı bir noktada değiliz. Bugün gelinen noktada ülkemizin tarihi faili meçhul cinayetlerle doludur. Bu faili meçhul cinayetler çözülmediği sürece ülkemizde demokrasiden söz etmekte mümkün değildir. Ne yazık ki bunca zamana rağmen ülkemizde demokrasinin taşları oturmadığı gibi, bu gün gelinen noktada demokratik hakların birçoğunun kullanılmasının daha da zorlaştığı kısmen veya tamamen ortadan kaldırıldığı bir dönem yaşıyoruz. Uğur Mumcu'ya bombalı suikast düzenlediler. Amaç toplumu korkutmak, toplumun aydınlanmasına engel olmaktı. Bugün yöntem değişse de aynı amaç doğrultusunda gazeteciler, Aydınlar cezaevine atılarak susturulmaya, sindirilmeye ve ağır ağır öldürülmeye çalışılıyor. Bugün burada Adalet ve Demokrasi Haftasında 24 Ocak 1993 günü hain bir pusuda bedenen aramızdan ayrılan Mumcu ile birlikte Kubilay'ı Muammer Aksoy'u, Bahriye Üçok'u, Ahmet Taner Kışlalı'yı, Turan Dursun'u Çetin Emeç'i, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beyi, Eşref Bitlis'i, Gaffar Okkan'ı, Necip Hablemitoğlu'u, Mustafa Yücel Özbilgin'i ve tüm şehitlerimizi saygı ile anıyoruz. Onlar bedenen aramızdan ayrılmıştır. Fakat onların fikirleri, inandığı ve savunduğu değerler biz Atatürkçüler tarafından sonsuza dek yaşatılacaktır” diye konuştu.
Uğur Mumcu için düzenlenen anma töreninde ADD Çorlu Şubesi adına Yüksel Gür de bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmaların ardından anma töreni için alanda toplananlar Uğur Mumcu Basın Şehitleri Anıtına ellerindeki karanfilleri bıraktılar .
Kaynak: İHA
Park alanı içerisinde yer alan Basın Şehitleri Anıtı önünde düzenlenen anma töreni saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunması ile başladı.
Anma törenine katılarak bir konuşma gerçekleştiren Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan: “Uğur'lar ölmez. Uğur'ları kimse öldüremez. Şehitlerimizi kimse yok edemez. Türkiye'yi de kimse bölemez” dedi.
Uğur Mumcu'nun katledilişinin 20., içerisinde bulunduğumuz bu park alanının Uğur Mumcu Parkı olarak düzenlenişinin 19. yılındayız diyen Baysan: “19 seneden beri her 24 Ocak'ta buraya geliyoruz. 19 sene evvel buraya nasıl düşüncelerle geldiysek yine aynı düşüncelerle burada bulunuyoruz. 20 sene evvel bir sabah nasıl radyodan, o zamanki televizyonlardan Uğur Mumcu'nun karlı bir havada parçalanmış arabanın içerisinde parçalanmış cesedini gördüğümüz zaman nasıl içimizde derin bir hüzün varsa bugün yine aynı hüznü bir birimizle paylaşıyoruz” diye konuştu.
Çok fazla söze gerek olmadığını burada bulunan insanların zaten bu işin bilincinde olduklarını belirten Başkan Baysan: “Uğur Mumcu, Türkiye'de o zamanki değerlerde kendi işini yapan, yurtsever, aydınlıktan yana, Türkiye'nin demokrasi ile idare edilebilmesi için Türkiye'nin çağdaş, bağımsız bir devlet olabilmesi için tek silahı kalemiyle mücadele eden bir insandı. Onun kalemine karşı karanlık güçlerin elinde her türlü silah vardı ve o silahlardan bir tanesi ile katledildi. Eğer o kalemini insanlardan yana, toplumun gelişmesinden yana, çağdaşlaşmadan yana, insanların hak ve eşitliğinden yana kullanmayıp bazı sermayeden yana, karanlık güçlerden yana, emperyalistlerden yana kullansaydı inanıyorum onun kaleminin yanında atı, katı, yatı her şeyi olurdu. Ama Mumcu, o kısmı seçmedi. Çünkü kendisi bir Kuva-yı Milliye'ciydi. Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğunu, ne zorluklarla kurulduğunu biliyordu. Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türkiye'nin kurtuluş hareketinin nasıl başladığını bu kurtuluş hareketine katılan şehitlerimizin sadece ölmek için gittiğini biliyordu. Kurtuluş Savaşına katılan tüm insanlara karşı da borçlu olduğunu biliyordu. İşte borucunu sadece kalemiyle yazarak ödemeye çalışıyordu” şeklinde konuştu.
Başkan Baysan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye'nin sınırlarını değiştirmeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir. Türkiye'de yaşayan herkesin dostça ve barış içerisinde yaşamasını istiyoruz. Türkiye sınırlarının bir karışını kimseye vermeye niyetimiz yok. Kimse de almaya niyetlenmesin. Kurtuluş Savaşından bugüne kadar Türkiye'nin birliği, bütünlüğü, beraberliği için ama kalemiyle, ama düşüncesiyle mücadele eden herkese sevgilerimi sunuyorum. Türkiye sınırlarının çizilmeye başladığı günden itibaren Çanakkale'den gemilerin girmesiyle beraber İzmir'den düşman gemilerinin İzmir'i yakmaya başlamasıyla beraber, Fransızların Antep'i yağmalamaya başlaması ile beraber, İngilizlerin Hatay'a saldırması ile beraber onlara karşı mücadele eden tüm şehitlerimizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Onların aziz ruhu önünde eğiliyorum. Bu uğurda yıllarca hiçbir beklentisi olmadan, beşikteki çocuğunu evinde bırakarak, hamile karısını evinde bırakarak, ailesini, tüm düşüncelerini, tüm geleceğini hiç düşünmeden Türkiye'nin birliğine, beraberliğine sahip çıkmak uğruna şehit olan bütün şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum. Bu uğurda gazi olan tüm hemşerilerime, tüm arkadaşlarıma tüm Türkiye'deki dostlarıma, asker olsun, sivil olsun, polis olsun tüm güvenlik güçlerimize de saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. 19 seneden beri buraya gelişimizin tek bir göstergesi var. Uğur Mumcu bizi birleştirdi. Uğur Mumcu'nun mumu, karanlığın içerisinde daima bize bir ışık olacağını gösterdi. Bu ışığa tutunacağız. Bu ışığı daha da fazlalaştıracağız. Bu karanlığın içerisindeki mumu, mumlarla aydınlatacağız. Karanlıkları yok edeceğiz. Bizim buradaki birlikteliğimiz buradan kaynaklandı. 19 seneden beri burada, yağmur demeden, çamur demeden kar demeden, eziyet demeden korkusuzca tüm benliğiyle, özgürlüğüyle, heyecanıyla, üzüntüsüyle, sevinciyle buraya gelen tüm dostlarıma, sevgiler sunuyorum, saygılar sunuyorum, Uğur'lar ölmez. Uğur'ları kimse öldüremez. Şehitlerimizi kimse yok edemez. Türkiye'yi de kimse bölemez. Bunu da buradan haykırıyorum.” 20 Yıl önce Uğur Mumcu'nun katledilmesiyle, başladığımız bu anma töreninde, bu gün yine ve yeniden beraberiz diyen CHP Çorlu İlçe Başkanı Adnan Kum ise: “Bizler Mumcu'nun araştırmacı gazeteciliğin, çağdaş, laik ve antiemperyalist düşüncenin, simgesi olduğunun bilincinde olarak özlem ve minnetle anıyoruz. Uğur Mumcu kimseye iftira atmamıştır. Elinde bilgi ve belge olmadan kimseyi suçlamamıştır. Arşivlerin tozlu raflarındaki belgelerle, o günkü olaylara ışık tutmasını bilmiştir. Ne derin devletten, ne mafyadan, ne de din tüccarlarından aldığı tehditlere pabuç bırakmıştır. Mumcu, inandığı değerler uğruna canı pahasına bu görevini yerine getirmiştir” dedi.
Kum ayrıca: “Üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen, 20 yıl öncesinden çok farklı bir noktada değiliz. Bugün gelinen noktada ülkemizin tarihi faili meçhul cinayetlerle doludur. Bu faili meçhul cinayetler çözülmediği sürece ülkemizde demokrasiden söz etmekte mümkün değildir. Ne yazık ki bunca zamana rağmen ülkemizde demokrasinin taşları oturmadığı gibi, bu gün gelinen noktada demokratik hakların birçoğunun kullanılmasının daha da zorlaştığı kısmen veya tamamen ortadan kaldırıldığı bir dönem yaşıyoruz. Uğur Mumcu'ya bombalı suikast düzenlediler. Amaç toplumu korkutmak, toplumun aydınlanmasına engel olmaktı. Bugün yöntem değişse de aynı amaç doğrultusunda gazeteciler, Aydınlar cezaevine atılarak susturulmaya, sindirilmeye ve ağır ağır öldürülmeye çalışılıyor. Bugün burada Adalet ve Demokrasi Haftasında 24 Ocak 1993 günü hain bir pusuda bedenen aramızdan ayrılan Mumcu ile birlikte Kubilay'ı Muammer Aksoy'u, Bahriye Üçok'u, Ahmet Taner Kışlalı'yı, Turan Dursun'u Çetin Emeç'i, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beyi, Eşref Bitlis'i, Gaffar Okkan'ı, Necip Hablemitoğlu'u, Mustafa Yücel Özbilgin'i ve tüm şehitlerimizi saygı ile anıyoruz. Onlar bedenen aramızdan ayrılmıştır. Fakat onların fikirleri, inandığı ve savunduğu değerler biz Atatürkçüler tarafından sonsuza dek yaşatılacaktır” diye konuştu.
Uğur Mumcu için düzenlenen anma töreninde ADD Çorlu Şubesi adına Yüksel Gür de bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmaların ardından anma töreni için alanda toplananlar Uğur Mumcu Basın Şehitleri Anıtına ellerindeki karanfilleri bıraktılar .