Eski Yök Hukuk Müşaviri Yeni Yök Yasa Taslağı'nı Değerlendirdi
Eski Yükseköğretim Kurulu 1. Hukuk Müşaviri Bahattin Duman, Redhack belgeleriyle gündeme gelen kurumdaki sıkıntıların eskiye dayandığını, yeni düzenlemelerle sorunların ortadan kalkacağını söyledi.
Bahattin Duman Redhack'in yayınladığı belgelerle gündeme gelen YÖK'teki belge ve yazışmaların çok fazla olma nedeninin soruşturmaların YÖK ve üniversite yönetimlerince yapılmasından kaynaklandığını belirterek, fazlaca disiplin ve soruşturma dosyasının olmasının normal olduğunu kaydetti.
Duman, YÖK Yasası'na göre açılan soruşturma ve disiplin cezalarını yine YÖK ve üniversitelerin soruşturduğunu söyleyerek, "Türkiye’de hakim ve savcı sınıfından olanlar dışında, adli suçların soruşturması yine kendisine bırakılan kurum yok denecek kadar az. Ancak Yükseköğretim Kurulu'nda ve sayıları 180 civarındaki üniversitede, adli soruşturmaları yine bu kurumlar yapıyor. Bu soruşturmalar şu anda YÖK Kanunu'nun 53. maddesinin (c) fıkrasına göre yapılıyor ve soruşturmaların çoğu sağlıksız sonuçlanıyor. Sebebi de üniversitelerde ceza hukuku ve soruşturma konusunda uzman akademisyenin yok denecek kadar az oluşu. Bu yüzden soruşturmalar sürüncemede kalıyor, hatalar yüzünden işlemler tekrarlanıyor, dosya zamanaşımına uğruyor. Suçlular bu sorunlar sayesinde çoğu zaman cezasız kalıyor, suçsuz insanlar ise yıllarca töhmet altında yaşıyor. Bütün bunlardan dolayı pek çok üniversitede huzursuzluklar, çekişmeler yaşanıyor. Her şeyden önemlisi adalet gecikiyor ve aksıyor. Mesela Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın ve diğer şüphelilerin yargılandığı dava. Önce uzun süre savcıda bekledi, sonra dava açıldı. Mahkeme davayı görürken soruşturma konusunda YÖK’ün yetkili olduğunu fark etti ve dosyayı 2007 Yılında YÖK’e gönderdi. YÖK’te üç yıl kadar bekledikten sonra tekrar mahkemeye intikal etti. Dava halen sürüyor. Aradan 10 yıl geçti. Geçen sürenin çoğu mevzuat ve sistem problemlerinden kaynaklanıyor. Buna bir yerde son vermek gerekiyordu" ifadelerini kullandı.
Yeni Yükseköğretim Yasa Taslağı'nda adli soruşturma konusunun yeniden ele alındığına dikkat çeken Bahattin Duman, "YÖK Başkanı ve diğer yükseköğretim mensupları hakkında 76. Madde ile adli suçların soruşturulması bakımından yeni bir düzenleme getirilmiş. Kanaatime göre, bu düzenleme, genel mantığı itibarıyla çok isabetli olmuştur. Şimdiki sistemde YÖK veya yükseköğretim kurumları sadece bir inceleme yaparak soruşturma izni konusunda karar verecek. Soruşturmayı ise cumhuriyet savcısı yürütecek. Mevcut durumda görevini yürüttüğü esnada öğretim elemanı, bir başka görevliyle tartışsa ve hakaret durumu olsa buna bile savcı bakamıyor, hakaret suçunu üniversite soruşturuyor. Artık bu tür görevle ilgisi olmayan suçlara savcılar bakacak" diye konuştu.
Ceza soruşturmalarında YÖK ve üniversiteler ile savcılıklar arasında ciddi sorunların olabileceğini de söyleyen Duman, "Çünkü hiçbir inceleme zamanında sonuçlanmayacak, zamanında sonuçlandırmayanlar hakkında da şikayetler olacak ve bunlar hakkında da soruşturma izni istenecek ve büyük bir kaos başlayacaktır. Bu kaosu önlemenin birinci yolu kapsamın daraltılmasıdır. Vakıf ve özel yükseköğretim kurumları madem ki kanunda özel hukuk tüzel kişisi olarak sayılmıştır, o halde bunların mütevellileri ile rektörleri hakkında genel hükümlere göre soruşturma yapılmalıdır. Yeni YÖK üst yapısının en önemli görevlerinden biri bu tıkanıklığı açmaktır. Ancak bir yeri düzeltirken sistemin başka bir yerde tıkanmasına ve yeni bir krize yol açmamak da değerli hocalarımıza düşüyor" dedi.
Kaynak: İHA
Duman, YÖK Yasası'na göre açılan soruşturma ve disiplin cezalarını yine YÖK ve üniversitelerin soruşturduğunu söyleyerek, "Türkiye’de hakim ve savcı sınıfından olanlar dışında, adli suçların soruşturması yine kendisine bırakılan kurum yok denecek kadar az. Ancak Yükseköğretim Kurulu'nda ve sayıları 180 civarındaki üniversitede, adli soruşturmaları yine bu kurumlar yapıyor. Bu soruşturmalar şu anda YÖK Kanunu'nun 53. maddesinin (c) fıkrasına göre yapılıyor ve soruşturmaların çoğu sağlıksız sonuçlanıyor. Sebebi de üniversitelerde ceza hukuku ve soruşturma konusunda uzman akademisyenin yok denecek kadar az oluşu. Bu yüzden soruşturmalar sürüncemede kalıyor, hatalar yüzünden işlemler tekrarlanıyor, dosya zamanaşımına uğruyor. Suçlular bu sorunlar sayesinde çoğu zaman cezasız kalıyor, suçsuz insanlar ise yıllarca töhmet altında yaşıyor. Bütün bunlardan dolayı pek çok üniversitede huzursuzluklar, çekişmeler yaşanıyor. Her şeyden önemlisi adalet gecikiyor ve aksıyor. Mesela Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın ve diğer şüphelilerin yargılandığı dava. Önce uzun süre savcıda bekledi, sonra dava açıldı. Mahkeme davayı görürken soruşturma konusunda YÖK’ün yetkili olduğunu fark etti ve dosyayı 2007 Yılında YÖK’e gönderdi. YÖK’te üç yıl kadar bekledikten sonra tekrar mahkemeye intikal etti. Dava halen sürüyor. Aradan 10 yıl geçti. Geçen sürenin çoğu mevzuat ve sistem problemlerinden kaynaklanıyor. Buna bir yerde son vermek gerekiyordu" ifadelerini kullandı.
Yeni Yükseköğretim Yasa Taslağı'nda adli soruşturma konusunun yeniden ele alındığına dikkat çeken Bahattin Duman, "YÖK Başkanı ve diğer yükseköğretim mensupları hakkında 76. Madde ile adli suçların soruşturulması bakımından yeni bir düzenleme getirilmiş. Kanaatime göre, bu düzenleme, genel mantığı itibarıyla çok isabetli olmuştur. Şimdiki sistemde YÖK veya yükseköğretim kurumları sadece bir inceleme yaparak soruşturma izni konusunda karar verecek. Soruşturmayı ise cumhuriyet savcısı yürütecek. Mevcut durumda görevini yürüttüğü esnada öğretim elemanı, bir başka görevliyle tartışsa ve hakaret durumu olsa buna bile savcı bakamıyor, hakaret suçunu üniversite soruşturuyor. Artık bu tür görevle ilgisi olmayan suçlara savcılar bakacak" diye konuştu.
Ceza soruşturmalarında YÖK ve üniversiteler ile savcılıklar arasında ciddi sorunların olabileceğini de söyleyen Duman, "Çünkü hiçbir inceleme zamanında sonuçlanmayacak, zamanında sonuçlandırmayanlar hakkında da şikayetler olacak ve bunlar hakkında da soruşturma izni istenecek ve büyük bir kaos başlayacaktır. Bu kaosu önlemenin birinci yolu kapsamın daraltılmasıdır. Vakıf ve özel yükseköğretim kurumları madem ki kanunda özel hukuk tüzel kişisi olarak sayılmıştır, o halde bunların mütevellileri ile rektörleri hakkında genel hükümlere göre soruşturma yapılmalıdır. Yeni YÖK üst yapısının en önemli görevlerinden biri bu tıkanıklığı açmaktır. Ancak bir yeri düzeltirken sistemin başka bir yerde tıkanmasına ve yeni bir krize yol açmamak da değerli hocalarımıza düşüyor" dedi.