Kadir İnanır, 'Elveda Katya' Filminin Galası İçin Moskova'da
Başrollerini Kadir İnanır ve Rus sanatçı Anna Andrusenko’nun paylaştığı "Elveda Katya" filmi, bugün Moskova’da yapılacak gala gösterisiyle Rusya’da vizyona girecek.
Türkiye’nin, Rusya’da gösterime girecek ilk ticari amaçlı filmi olma özelliği taşıyan ve Altın Portakal Film Festivali’nde üç ödül alan ilk Türk-Rus ortak yapımı Elveda Katya’nın başrol oyuncularından Kadir İnanır, bu filmin Rus seyircileri ağlatacağını söyledi.
Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Aydın Sezgin, yapımcılığını Osman Sönmez ve yönetmenliğini Ahmet Sönmez’in yaptığı "Elveda Katya" filminin Rusya’daki gala gösterimi için Moskova’ya gelen Kadir İnanır ve film ekibi onuruna bir resepsiyon verildi
Filmin Rusya ile Türkiye arasındaki insani ilişkilere olumlu katkıda bulunacağını vurgulayan Kadir İnanır, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Rusya ve Ruslarla olan ilişkimiz şu günlerde çok yükseklerde müthiş bir ilişki ağı içerisinde. Özellikle turizmciler açısından Ruslar'la olan ilişkimiz çok yüksek. Bizim ülkemizin şu an net geliri turizmdir. Turizm bizim gözbebeğimizdir. Turizm gelirimiz 30 milyar doların üzerinde. Bu 30 milyar doların çok büyük bir kısmı Ruslar tarafından sağlanmaktadır” dedi.
Bu filmin Türkiye’de Rus kadınına bakış açısındaki yanlış algılamaları yıkacağını söyleyen İnanır, şunları söyledi: “Ben de Rus oyuncu arkadaşım da Karadenizliyiz. Ben Karadeniz’in Türkiye tarafından o ise Rusya tarafındandır. Yaptığımız bu film Rus kadınını çok yücelten bir film. Yani bizim değer yargılarımızla Rus kadınına bakış açımızı açığa çıkaran, onu tartıştıran ve aynı zamanda bu geride kalmış bakış açısını da ortadan kaldıran aynı insanlar. Yani Soçi’nin karşısındaki Trabzon'da geçiyor film. Yani Soçi ile Trabzon; ben eski belediye başkanından biliyorum kardeş şehirdirler. Yani burada filmi Rus sanatçılara, Rus turizmine tam ulaştırabilirsek onların çok etkileneceğini özellikle sanat kültür veya turizm açısından gelişmemizin hızlanmasında bu filmin çok büyük katkıda bulunacağına inandığım için buraya geldim." RUSLARIN FİLMİ BEĞENECEKLERİNE İNANIYORUM Rusların filmi beğeneceklerine yüzde yüz inandığını anlatan Kadir İnanır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tabi bizim onu o seyirciye ulaştırma gayretimiz ne kadar başarılı olur, bilmiyorum. Ama birey olarak bunu herhangi bir Rus’a izlettirin; dünyanın en mutlu insanı olarak çıkacak oradan. Siz de beğeneceksiniz. Zaten yarın göreceksiniz inşallah. Yalnız yanınızda mendil falan alın gelin!” Moskova’ya ikinci gelişi olduğunu söyleyen İnanır, 1977 yılında ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ filminin Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov'un kendilerini Türk Cumhuriyetlerini gezdirmek için davet ettiğini belirterek şöyle konuştu: “O zamanlar Sovyet Sosyalist düzende Moskova merkezli idi her şey. Türk Cumhuriyetleri'ne giderken de buradan gitmek zorundaydık. Dönüşte de yine buradan İstanbul'a veya Türkiye'ye dönmek zorundaydık. İşte bu 35 yıl içerisinde neler değişti onu görmeye çalışacağım. Hafızamı yoklayarak elimdeki belgesellerle karşılaştırarak. Şimdi buradan bir sürü fotoğraf ve filmlerle gideceğiz. Eski filmlerle karşı karşıya getireceğiz.” İHA’ya konuşan filmin yönetmeni Ahmet Sönmez ise, kendisinin başlıca amacının insanların birbirine olan kirli önyargılarını yıkmak olduğunu vurguladı. Bu filmi yaparken insanların önyargılarını yıkacaklarına inanarak işe başladıklarını anlatan Sönmez, sözlerini şöyle tamamladı: "Bir yönetmen olarak temel motivasyonum önyargılara bir tokat atmaktı. İnsanların önyargılarını ve insanın sadece bir yafta etiket yapıştırarak bir kategoriye sokmaları konusu, insan olarak çok fazla vicdan olarak bir sorumluluk hissettiriyor. Öte yandan Rus-Türk ilişkilerine baktığınız zaman; Perestroyka'dan sonra son 20 senede inanılmaz iç içe geçmiş durumdayız. Aileler var. Çocuklar var. Bir sürü insan evli burada ve çocukları var. Birbirimize bu kadar yakınken maalesef bu önyargılardan dolayı birbirimizden o kadar uzağız. Özellikle Türkiye’de Rus kadınların Nataşa ismiyle anılması çok üzücü bir durum. Ben açıkçası yönetmen olarak bu konuyu vicdani sorumluluk hissediyordum ve böyle bir film yapma arzusu ile yola çıktık. Umarım başarmışızdır, filmin Türkiye’deki etkilerine baktığımızda da bunu söyleyebiliriz.” İNANIR'LA BİR FİLMDE ROL OLMAK BÜYÜK BİR ONUR Katya rolünü oynayan Anna Andruşenko da, İnanır’ın iyi bir sanatçı olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “İnanır’la bir filmde rol almak büyük bir onur. Herkes böyle bir şansı bence zor yakalar. Türk sinemasıyla ilgili fazla bilgim yok maalesef ama bundan sonra yeterince öğrenmeye çalışacağım. Dolayısıyla İnanır’ı tanımıyordum. Ama filmden sonra sanat bakımından çok şey öğrendim. Çok yardımcı oldular. Ortak çalışmadan dolayı buradan şükranlarımı iletiyorum.” Nadya rolünü oynayan Yelena Polyanskaya da, “Rolümü çok duygusal buldum. Güzel bir filmde rol almak benim için bir mutluluk kaynağı. İnanır da büyük bir sanatçı" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Aydın Sezgin, yapımcılığını Osman Sönmez ve yönetmenliğini Ahmet Sönmez’in yaptığı "Elveda Katya" filminin Rusya’daki gala gösterimi için Moskova’ya gelen Kadir İnanır ve film ekibi onuruna bir resepsiyon verildi
Filmin Rusya ile Türkiye arasındaki insani ilişkilere olumlu katkıda bulunacağını vurgulayan Kadir İnanır, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Rusya ve Ruslarla olan ilişkimiz şu günlerde çok yükseklerde müthiş bir ilişki ağı içerisinde. Özellikle turizmciler açısından Ruslar'la olan ilişkimiz çok yüksek. Bizim ülkemizin şu an net geliri turizmdir. Turizm bizim gözbebeğimizdir. Turizm gelirimiz 30 milyar doların üzerinde. Bu 30 milyar doların çok büyük bir kısmı Ruslar tarafından sağlanmaktadır” dedi.
Bu filmin Türkiye’de Rus kadınına bakış açısındaki yanlış algılamaları yıkacağını söyleyen İnanır, şunları söyledi: “Ben de Rus oyuncu arkadaşım da Karadenizliyiz. Ben Karadeniz’in Türkiye tarafından o ise Rusya tarafındandır. Yaptığımız bu film Rus kadınını çok yücelten bir film. Yani bizim değer yargılarımızla Rus kadınına bakış açımızı açığa çıkaran, onu tartıştıran ve aynı zamanda bu geride kalmış bakış açısını da ortadan kaldıran aynı insanlar. Yani Soçi’nin karşısındaki Trabzon'da geçiyor film. Yani Soçi ile Trabzon; ben eski belediye başkanından biliyorum kardeş şehirdirler. Yani burada filmi Rus sanatçılara, Rus turizmine tam ulaştırabilirsek onların çok etkileneceğini özellikle sanat kültür veya turizm açısından gelişmemizin hızlanmasında bu filmin çok büyük katkıda bulunacağına inandığım için buraya geldim." RUSLARIN FİLMİ BEĞENECEKLERİNE İNANIYORUM Rusların filmi beğeneceklerine yüzde yüz inandığını anlatan Kadir İnanır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tabi bizim onu o seyirciye ulaştırma gayretimiz ne kadar başarılı olur, bilmiyorum. Ama birey olarak bunu herhangi bir Rus’a izlettirin; dünyanın en mutlu insanı olarak çıkacak oradan. Siz de beğeneceksiniz. Zaten yarın göreceksiniz inşallah. Yalnız yanınızda mendil falan alın gelin!” Moskova’ya ikinci gelişi olduğunu söyleyen İnanır, 1977 yılında ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ filminin Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov'un kendilerini Türk Cumhuriyetlerini gezdirmek için davet ettiğini belirterek şöyle konuştu: “O zamanlar Sovyet Sosyalist düzende Moskova merkezli idi her şey. Türk Cumhuriyetleri'ne giderken de buradan gitmek zorundaydık. Dönüşte de yine buradan İstanbul'a veya Türkiye'ye dönmek zorundaydık. İşte bu 35 yıl içerisinde neler değişti onu görmeye çalışacağım. Hafızamı yoklayarak elimdeki belgesellerle karşılaştırarak. Şimdi buradan bir sürü fotoğraf ve filmlerle gideceğiz. Eski filmlerle karşı karşıya getireceğiz.” İHA’ya konuşan filmin yönetmeni Ahmet Sönmez ise, kendisinin başlıca amacının insanların birbirine olan kirli önyargılarını yıkmak olduğunu vurguladı. Bu filmi yaparken insanların önyargılarını yıkacaklarına inanarak işe başladıklarını anlatan Sönmez, sözlerini şöyle tamamladı: "Bir yönetmen olarak temel motivasyonum önyargılara bir tokat atmaktı. İnsanların önyargılarını ve insanın sadece bir yafta etiket yapıştırarak bir kategoriye sokmaları konusu, insan olarak çok fazla vicdan olarak bir sorumluluk hissettiriyor. Öte yandan Rus-Türk ilişkilerine baktığınız zaman; Perestroyka'dan sonra son 20 senede inanılmaz iç içe geçmiş durumdayız. Aileler var. Çocuklar var. Bir sürü insan evli burada ve çocukları var. Birbirimize bu kadar yakınken maalesef bu önyargılardan dolayı birbirimizden o kadar uzağız. Özellikle Türkiye’de Rus kadınların Nataşa ismiyle anılması çok üzücü bir durum. Ben açıkçası yönetmen olarak bu konuyu vicdani sorumluluk hissediyordum ve böyle bir film yapma arzusu ile yola çıktık. Umarım başarmışızdır, filmin Türkiye’deki etkilerine baktığımızda da bunu söyleyebiliriz.” İNANIR'LA BİR FİLMDE ROL OLMAK BÜYÜK BİR ONUR Katya rolünü oynayan Anna Andruşenko da, İnanır’ın iyi bir sanatçı olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “İnanır’la bir filmde rol almak büyük bir onur. Herkes böyle bir şansı bence zor yakalar. Türk sinemasıyla ilgili fazla bilgim yok maalesef ama bundan sonra yeterince öğrenmeye çalışacağım. Dolayısıyla İnanır’ı tanımıyordum. Ama filmden sonra sanat bakımından çok şey öğrendim. Çok yardımcı oldular. Ortak çalışmadan dolayı buradan şükranlarımı iletiyorum.” Nadya rolünü oynayan Yelena Polyanskaya da, “Rolümü çok duygusal buldum. Güzel bir filmde rol almak benim için bir mutluluk kaynağı. İnanır da büyük bir sanatçı" diye konuştu.