KKTC Basını, Gelişmeyi "Yerli Balyoz" Olarak Niteledi

KKTC'de Başbakan İrsen Küçük'ün imzasını taklit ederek bakan ve bürokratlara yönelik sahte talimat belgeleri hazırladığı iddiasıyla Kamu Hizmeti Komisyonu Üyesi Mustafa Tanju Tokay ve Kamu Hizmeti Komisyonu Sınav Müdürü Emir Hüseyin Emirkanı'nın dün gözaltına alınmasının ardından, KKTC basını olayı "yerli balyoz" olarak niteledi.

İktidardaki Ulusal Birlik Partisi'nin 21 Ekim'de yapılacak kurultayı öncesinde adaylar arasında yaşanan çekişme dün mahkemeye taşınmıştı.

Başbakan Küçük'ün imzasını taklit ederek sahte belge hazırlayan ve bunu bir gazetede yayımlatan Kamu Hizmeti Komisyonu Üyesi Mustafa Tanju Tokay ve Kamu Hizmeti Komisyonu Sınav Müdürü Emir Hüseyin Emirkanı dün gözaltına alınarak mahkemeye çıkarılmış ve haklarında 3 gün tutukluluk kararı verilmişti.

Mustafa Tanju Tokay'ın Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile yakınlığı olduğuna dair iddialara yer veren gazeteler, gelişmelerin bir gazetede yayımlanan belge ile başlaması ve iki bürokratın gözaltına alınması nedeniyle Türkiye'deki "Balyoz" davasıyla benzerlik kurdu ve "küçük balyoz", "balyozcuk" ve "yerli balyoz" yorumları yaptı.

Gelişmelerle ilgili olarak Haberdar gazetesi "Balyozcuk", Kıbrıslı gazetesi "CIA gibi oyun", Havadis "Derin bağlantı açığa çıktı", Halkın Sesi "Bu kadarı da fazla", Star Kıbrıs "Suçu kabul ettiler", Yenidüzen "Çirkefte düello", Ortam "Aynaya bakın", Afrika "Bu da yerli Balyoz", Kıbrıs "Balyoz gibi" başlıklarını kullandı.

-Tepkiler-

İki kamu görevlisinin sahte belge düzenlemekten tutuklanmasıyla ilgili siyasilerden de çeşitli tepkiler geldi.

Başbakan İrsen Küçük, Kamu Hizmeti Komisyonu üst düzey yöneticilerinin sahte evrak düzenleme suçundan tutuklanmasının, kurumda yapılan atama ve terfilere ilişkin işlemlerin şaibe altında olduğu gerçeğini ortaya çıkardığını belirtti.

Küçük, tutuklamalarla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

"Bir gazetemizde yayınlanan sahte belgeyle ilgili araştırma ve soruşturma sonrasında gerçekleşen tutuklamalarda Kamu Hizmeti Komisyonu üst düzey görevlilerinin varlığı, kamuoyu gündeminde bu kurumda yapılan atama ve terfilere ilişkin işlemlerin şaibe altında olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Başbakan olarak, kamu vicdanının rahatlatılmasına yönelik işlemlerin başlaması için gerekli talimatları başsavcılığımıza vermiş bulunuyorum. Şeffaf icraat anlayışımızdan ödün vermeyeceğimizi, bu konuda gereken her türlü tedbirin alınacağını saygıyla kamuoyuna duyururum."

-Serdar Denktaş'tan sert tepki-

Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş, "sahte belge" olayıyla yaşanan gelişmeler ve tutuklamalarla ilgili olarak, "Ülkenin artık yıkanıp temizlenmesi değil, direk hamama gitmesi gerekir" ifadelerini kullandı.

Son dönemde ülke gündeminin çok ilginç bir hal aldığını ifade eden Denktaş, "Dün ortaya atılan belge sahteciliği iddialarının ülke siyasetinin ne kadar kirlendiğinin kanıtı olduğunu" kaydetti.

Denktaş, "Ülkenin artık yıkanıp temizlenmesi değil, direk hamama gitmesi gerek" dedi.

Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Sekreteri Cemal Özyiğit de, yaptığı yazılı açıklamada, UBP Hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun derhal istifa etmesi gerektiğini savunarak, şunları kaydetti:

"Bu sahtelemeyi yapan kişilerden birinin, Sayın Cumhurbaşkanı'nın uzun yıllardan beri çalışma arkadaşlarından olması, diğerinin ise bağımsız ve tarafsız olması gereken Kamu Hizmeti Komisyonu'nda sınav müdürü olması çok büyük önem arzetmektedir. Üstelik bu sahte imza skandalının UBP Kurultayı ile direkt olarak ilişkili olması da ayrıca manidardır."

Başbakan İrsen Küçük'ün imzası taklit edilerek bakanlara gönderildiği iddia edilen belgelerde, Küçük'ün, 21 Ekim'de yapılacak Ulusal Birlik Partisi kurultayını kazanmak için bakan ve bürokratlardan yetkilerini partizanca kullanmalarını istediği öne sürülüyordu.

21 Ekim'de yapılacak UBP kurultayında, İrsen Küçük ile eski Sağlık Bakanı ve Gazimağusa Milletvekili Ahmet Kaşif genel başkanlık için yarışacak.

Muhabir: Züleyha Karaman

Yayıncı: Hüseyin Köşger
Kaynak: AA