Hakaret Filmi Almanya'da Kutsalları Yeniden Sorgulatıyor
Dünya çapında fitneye, çatışmalara neden olan “Müslümanların Masumiyeti” adlı hakaret filmi, ardından tekrar hortlayan hakaret karikatürleri, Almanya'nın da kutsallarını yeniden sorgulatıyor.
Westdeutsche Allgemeine Zeitung (WAZ) “Nefret filmi, çamur atılmış Papa-Başka hangi kutsalımız kaldı?” diye sordu. WAZ yazarı Walter Bau, hakaret filminin İslam dünyasında kargaşaya neden olduğunu belirterek, "Bu, Almanya'da Tanrı'ya küfretmenin yanlışlığı üzerine geniş bir tartışma başlattı. Artık sadece kiliseler değil politikacılar da bu konuda daha sert yasalar, küfredenlere sert yaptırımlar talep etmeye başladı." dedi.
Toplumsal değerlerin korunmasını artık sadece kiliselerin değil, politikacıların da istediğine dikkat çeken Bau, “Kutsallara küfredenlere sert yasalar talep ediliyor. Bamberge'li Katolik Erzbichof Ludwig Schick, ‘Kim inananların ruhlarını, gönüllerini yaralarsa onun cezalandırılması gerek. Kutsal kişiler, kutsal metinler, ibadetler, kutsal yer ve materyallerle ilgili iftiralara, kara çalmalara izin verilmemeli' diyor. Yazısında Madonna, Brian ve Titanic'in dini değerlere saldırdığını hatırlatan Bau, “Popstar Madonna sahne şovunda sembolik de olsa kendini Haç'a gerince dini duyguları yaralıyor, kamu düzenine zarar veriyor.” ifadelerini kullandı.Hakaret filmi üzerine Sudan'da Alman Büyükelçiliği'ne de saldırı yapıldığı halde Alman siyasetçiler oldukça duyarlı bir duruş sergilemiş, sorumluluk sahibi açıklamalar yapmıştı. İçişleri Bakanlığı; ABD'de Kur'an-ı Kerim yakma eylemi ile gündeme gelen ve hakaret filmini destekleyen Hıristiyan vaiz Terry Jones'un ülkeye girişini yasaklamıştı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Jones'un eylemlerinin fikir özgürlüğü olmadığının farkında olduklarının altını çizmişti. Başbakan Merkel, Almanya'da ifade özgürlüğünün yüksek bir değeri olduğunu, ancak bu konuda sınırların da olduğunu vurgulamıştı. Almanya'daki İslami kuruluşlar ise politikacılardan gelen duyarlı, sorumluluk sahibi tutumun memnuniyet verici olduğunu vurgulayarak, ülkede genel olarak kutsallara saygı kültürünün geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor .
Toplumsal değerlerin korunmasını artık sadece kiliselerin değil, politikacıların da istediğine dikkat çeken Bau, “Kutsallara küfredenlere sert yasalar talep ediliyor. Bamberge'li Katolik Erzbichof Ludwig Schick, ‘Kim inananların ruhlarını, gönüllerini yaralarsa onun cezalandırılması gerek. Kutsal kişiler, kutsal metinler, ibadetler, kutsal yer ve materyallerle ilgili iftiralara, kara çalmalara izin verilmemeli' diyor. Yazısında Madonna, Brian ve Titanic'in dini değerlere saldırdığını hatırlatan Bau, “Popstar Madonna sahne şovunda sembolik de olsa kendini Haç'a gerince dini duyguları yaralıyor, kamu düzenine zarar veriyor.” ifadelerini kullandı.Hakaret filmi üzerine Sudan'da Alman Büyükelçiliği'ne de saldırı yapıldığı halde Alman siyasetçiler oldukça duyarlı bir duruş sergilemiş, sorumluluk sahibi açıklamalar yapmıştı. İçişleri Bakanlığı; ABD'de Kur'an-ı Kerim yakma eylemi ile gündeme gelen ve hakaret filmini destekleyen Hıristiyan vaiz Terry Jones'un ülkeye girişini yasaklamıştı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Jones'un eylemlerinin fikir özgürlüğü olmadığının farkında olduklarının altını çizmişti. Başbakan Merkel, Almanya'da ifade özgürlüğünün yüksek bir değeri olduğunu, ancak bu konuda sınırların da olduğunu vurgulamıştı. Almanya'daki İslami kuruluşlar ise politikacılardan gelen duyarlı, sorumluluk sahibi tutumun memnuniyet verici olduğunu vurgulayarak, ülkede genel olarak kutsallara saygı kültürünün geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor .