Rasim Ozan: Söz konusu eylemlerin amacı belli
Takvim gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Santoro, Dink, Malatya cinayetlerinin amacının belli olduğunu ifade ederek "Hedef Ak Parti" dedi.
İşte o yazı:
İki gün önce kaldığımız yerden devam edelim... İddianamede kanıtlar tek tek sıralanıyor ve Hrant Dink cinayeti, Rahip Santoro cinayeti ve Zirve Yayınevi katliamının TUSHAD adlı örgüt tarafından gerçekleştirildiği ortaya konuyor...
Bu örgüt, Ergenekon sanığı emekli orgeneral Hurşit Tolon tarafından Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevinde bulunduğu 1993 yılında kuruldu. Örgütün fonksiyonu Ergenekon, JİTEM gibi alt örgütlenmeler ile Özel Kuvvetler Komutanlığı arasındaki bağlantıyı yürütmekti.
Özel Kuvvetler Komutanlığı içerisinde Beyaz Kuvvetler ve Siyah Kuvvetler adı altında iki ayrı yapılanmanın olduğu belirtilirken, Beyaz Kuvvetler'in TUSHAD içerisinde Özel Kuvvetler Komutanlığı'na doğrudan hizmet ettiği bilgisine yer veriliyor. 1990'lı yıllarda yoğun faaliyet göstere JİTEM'in de bu birime bağlı olduğu kaydediliyor...
Söz konusu eylemlerin (Santoro, Dink, Malatya cinayetleri) amacı belli...
Önce Hıristiyan yurttaşlarımızı sistemli biçimde katledecekler,sonra Ergenekon'un propaganda birimleri dış medyada 'İslamcı AKP hükümeti, Türkiye Hıristiyanlarını öldürüyor ' diye kara propaganda yapacak, bir yandan içeride kaos ve istikrarsızlık ortamı oluşturulacak, öte yandan AK Parti hükümetinin dış desteği bitirilecek, Ergenekon'un ortak çalıştığı çoğunluğu İsrail-yandaşı aşırısağcı lobiler yangın yaratacak...Yani adım adım bir darbe ortamı yaratılacak...
'Hep dostumuz olmuş laik asker dururken biz hala köktendinci Erdoğan hükümetini seçilmiş iktidar diye desteklemek zorunda mıyız? Bırakalım TSK Erdoğan'ı devirsin, biz de destekleyelim ' propagandasını 2005-07 dönemi sürekli yaptı bu lobiler Batı'da...
Nitekim iddianamede de bu seri cinayetlerin amacının hükümeti yıpratarak iktidar değişime zemin hazırlamak olduğu bilgisine yer verilirken, iktidarı hem içerde hem de uluslararası camiada zor durumda bırakmak için azınlıkların hedef alındığı kaydediliyor. Hem Hrant Dink'in hayattayken 'Bizlere yönelen saldırıların ana hedefi AK Parti'dir ' demesi de boşuna değildi,Arat Dink'in 'Biz Ermeniler eskiden avdık,şimdi yem olduk ' demesi bu bağlamda çok önemliydi.Savcılığın verileri ile Dink ailesinin yaklaşımı da örtüşüyor...
Basın-yayın yolu kullanılarak eylemler için ortam oluşturulduğu, 5 Şubat 2006'da Trabzon'da Rahip Santoro'nun, 19 Ocak 2007'de de Ermeni gazeteci Hrant Dink'in öldürüldüğünün anlaşıldığı belirtiliyor iddianamede...
Zirve yayınevi cinayetlerini irdelemeye yarın da devam edeceğiz...