Başbakan Yardımcısı Atalay'dan Kürtlere çağrı

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ''Kürt kökenli vatandaşlarımı, siyaset yapanları, Kürt aydınlarını şiddete ve teröre karşı tavır almaya çağırıyorum'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Atalay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erden, Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur ve Batman Milletvekili Ziver Özdemir ile Tuana Garden Düğün Salonu'nda partisince düzenlenen iftara katıldı.

Atalay, burada yaptığı konuşmada, siyasette milli iradeye sahip çıktıklarını, bunun da demokratikleşmede en önde sayılması gerektiğini söyledi.

İktidara geldiklerinde Türkiye'de siyasetin üzerinde vesayetler olduğunu, vatandaşların oyunu vermesine rağmen milli iradenin sonuna kadar geçerli olamadığını ifade eden Atalay, şöyle konuştu:

''Birileri gelip milli iradeye müdahale ediyordu. Biz verilen oylara sahip çıktık. Allah'ın izniyle milli iradesini iyi temsil ettik. Bunun için riskler aldık. Birileri siyasi iradeye müdahale etmek istedi, 27 Nisan 2007'de biz ona 28 Nisan 2007 günü cevabını verdik. Bu siyasi tarihimizde bir ilktir, bu bir dönüşümdür. Bu Türkiye'nin demokratikleşme tarihinde hep anılacaktır, bu çok önemli bir basamaktır. Milletimizin verdiği her oyun hakkını koruruz.''

-''Ana dil azizdir''

Atalay, geçmişte devletin vatandaşların değişik kesimleriyle sorunu olduğunu, kimi zaman Kürt kökenli, kimi zaman Alevi, kimi zaman da dindar vatandaşlarıyla sorun yaşadığını, adeta vatandaşıyla kavgalı olduğunu ifade etti.

AK Parti'nin bütün bunları bitirmeye çalıştığını, devleti vatandaşıyla barışık hale getirme çabasında olduklarını vurgulayan Atalay, şunları söyledi:

''Devleti vatandaşına daha sahip çıkar hale getiriyoruz, devleti vatandaşının hak ve hukukunu korur hale getiriyoruz. Ceberut devlet değil, otoriter devlet değil, insan yüzlü devlet, insan özlü devlet, hukuk devleti haline getiriyoruz. 10 yılda bu konuda çok büyük mesafe aldık.

Ana dil yasaklanır mı kardeşlerim. Ana dil azizdir. Ama ana dil yasaklanmış bu ülkede. İnsanlar ana dilini konuşamaz olmuş, böyle bir şey olabilir mi- Şimdi hangi güne geldik, bugünde devlet diyor ki; 'Ana dilini ben sana öğreteceğim'. Yeni aldığımız karar bu işte. Devlet, bu sene okullarda vatandaşımıza ana dilini öğretmeye başlıyor. Bütün ana diller için geçerli. Ana dilin yasak olduğu, ana dilde şarkıların söylenmediği dönemden, devletin 24 saat o dilde yayın yapan televizyonlarına geldik. Vatandaş cezaevinde çocuğuyla ana dilde konuşamazmış, illa Türkçe konuşacakmış, birileri de tercüme edecekmiş. Böyle dönemler yaşamışız. AK Parti bunları kaldırdı. Ne demek anne çocuğuyla kendi ana dilinde konuşamayacak. Bu zulüm değil mi- Biz zulmün yanında olamayız. Biz hak ve hukukun yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Bütün bu yanlış politikalar pek çok vatandaşın devlete güvenini zedelemiş. Bu güveni tekrar tesis etmek kolay değil. Ama onun için çalışıyoruz. Devletin gücü vatandaşıdır. Vatandaş devletine güveniyorsa, dağ gibi arkasında duruyorsa o devlet güçlüdür. Ancak devlet zamanında vatandaşların pek çoğunun güvenini kaybetmiş. Devlet adına çalışanların uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle. Biz bugün onları düzeltiyoruz. Bizim yaptığımız normalleşmedir.''

Başbakan Yardımcısı Atalay, işkencenin tarihe karıştığını, işkence yapanların cezalarının artırıldığını, polis merkezlerinin insanların çevresinde korkarak yürüdüğü yerler olmaktan çıktığını ifade ederek, ''Polisin imajı değişti çünkü iktidar değişti, yöneticilerin tutumu değişti. Valiler, kaymakamlar, kamu görevlileri artık bu bölgede otoriter devletin sert yumruğu değil, insan devletin şefkat eli ve adalet dağıtan eli. Bunun dışında tutumu olursa müsaade edilmez. Türkiye böyle değişiyor'' diye konuştu.

-''Terör ve şiddet olmazsa bütün konularda daha fazla yol alınır''-

AK Parti'nin ülkenin birliği, bütünlüğü ve kardeşliği için bir fırsat olduğunu, bunu başka bir parti yapamayacağını dile getiren Atalay, şöyle devam etti:

''Çünkü onlar belli etnik yapıların partileridir. Kürt kökenli vatandaşlarım, bu bölgede yaşayan vatandaşlarım şunu görsünler, terör ve şiddet olmazsa bütün konularda daha fazla yol alınır. Onun için ben Kürt kökenli vatandaşlarımı, siyaset yapanları, Kürt aydınlarını şiddete ve teröre karşı tavır almaya çağırıyorum. Türkiye bugün her şeyin konuşulduğu bir ülke. Ama şiddet asla onaylanamaz. Daha bir iki gün önce yaşadık. Bu mübarek ramazan ayında işte genç insanlar gittiler. Bununla alınacak hiç bir hak yok. Terör örgütünün hak ve hukuk diye bir derdi de yok. Terör örgütünün Kürtlerin hakkı hukuk diye bir derdi de yok. Artık orada farklı yapılanmalar var, terör baronları var. Bütün bu kanlardan beslenen terör baronları var. Bütün mesele onlar. Bu ülkede terörle, şiddetle hak, hukuk alımı diye bir şey söz konusu değil.''

-''Alacağımız daha çok yol var''-

Atalay, bütün vatandaşların hak ve hukuku için çalışmaları yapmaya devam edeceklerini vurgulayarak, şunları söyledi:

''Alacağımız daha çok yol var. İlk sivil anayasamızı yapmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu Türkiye'nin demokratikleşmesi için en önemli adımlardan bir tanesidir. 12 Eylül'ü yargılayıp, anayasasıyla yaşamak olmaz. Onunu için AK Parti olarak bu yeni anayasa ile ilgili çok kararlıyız. Muhalefete hiç bir bahane edecek alan bırakmıyoruz ve bırakmayacağız. Vatandaşlarımız da basın da baskı yapsın. Türkiye ilk sivil anayasasını yapsın. O zaman demokratikleşme alanında daha ileri adımlar atılacak.''

-''Demokratikleşmeden rahatsız oluyorlar''-

Atalay, devletin bölgeye yatırım yapmasından birilerinin rahatsızlık duyduğunu belirterek, ''Demokratikleşmeden rahatsız oluyorlar, Kürt vatandaşlarımıza daha fazla hak ve hukuk verilmesinden rahatsız oluyorlar, bu bölgeye daha fazla yatırım yapılmasından rahatsız olayorlar, ana dilin öğretilmesinden en fazla onlar rahatsız oluyor. Neden çünkü istismar edecekleri alan kalmıyor. En fazla terör örgütü ve onlar rahatsız oluyor. Yatırımlarımız devam ediyor, edecek'' şeklinde konuştu.

-''En büyük temsilcisi de biziz''-

''Bizler risk alan, inandığımızı yapan, yolumuza kararlılıkla giden kimseleriz'' diyen Başbakan Yardımcısı Atalay, şöyle devam etti:

''Türkiye Allah'ın izniyle bu sorunları aşacak. Türkiye'de bir parti var. Kendisini sanki Kürt halkının partisi zannediyor. Kürt kökenli vatandaşlarımızın en büyük partisi biziz, en büyük temsilcisi de biziz. Etnik siyaset yapan o parti, parti olamadı. Ben onlara diyorum ki korkak, cesaretsiz. Onlar vesayet altında. Türkiye siyasi alanda bütün vesayetlerini yıktı. Ama o parti tam bir vesayet altında, siyaset yapamıyor. Talimat gelirse o kadarını, onu yapıyor. Hak hukukun savunucusu da değil.

Demokrasiye inanan sivil siyaset yapan insanlar olarak, Türkiye'nin bütün sorunlarını biz aşarız. Bütün bu sorunları çözmek için en kapsamlı şekilde çalışmalarımız sürüyor. Güvenlik boyutuyla ve diğer boyutlarıyla. Bir yerde eli silahlı terör örgütü varsa güvenlik güçlerimizde en hazırlıklı şekilde gerekeni yapar. Ama biz sadece güvenlik penceresinden bu terör ve benzeri olaylara bakmıyoruz. Biz bütün boyutlarıyla bunu çalışıyoruz, iç ve dış boyutlarıyla çalışıyoruz. Her boyutuyla ilgili çözüm alternatiflerimiz var, dosyalarımız var, hazırlıklarımız var. Şunu da bilin, artık Türkiye'de bu sorunlar çözülme aşamasına gelmiştir, artık olgunlaşmıştır. Herkes söyleyeceğini söylemiştir, konuşulacaklar konuşulmuştur, Türkiye'de nelerin olup olmayacağı belidir. Artık olgunluğa ulaşmıştır. Bundan sonrası bu sorunların kökten çözümü için daha ileri adımlar atılacaktır. Bu sorunları AK Parti çözecektir.''

Muhabir: Özgür Ayaydın-Yılmaz Ekinci-Naim Başkut / Meral Özdemir

Yayıncı: Selçuk Aval
Kaynak: AA