CHP Grup Başkanvekili Tarhan, 24. Dönem 1. ve 2. Yasama Yılını Değerlendirdi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, TBMM’nin 24. döneminin demokrasi adına umut vermediğini söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında 24. dönem 1. ve 2. yasama yılını değerlendirdi. TBMM’nin 24. dönem çalışmalarının demokrasi adına umut vermediğini söyleyen Tarhan, gücün tek kişide toplandığı, yasamanın iktidar milletvekillerini dahi inciten bir anlayışla tek kişi idaresine tabi kalındığı talihsiz bir yasama dönemi olarak gördüğünü ifade etti.
Geleneklerinden uzaklaşan ve sadece Başbakan’ın talimatlarına kulak kabartan Meclis’in bu yıl itibarsızlaştırıldığını savunan Tarhan, TBMM Başkanının iktidarın çizdiği çizginin dışına çıkamadığını kaydetti.
TBMM Başkanının tutuklu milletvekilleri sorunu olmak üzere hiçbir konuda özgür irade sergileyemediğini belirten Tarhan, “Aslında bu makamın gidebileceği daha geri bir nokta kalmadığını bize gösterdi. Bu yıl ilk kez TBMM TV yayınları kapatıldı. Parlamento çalışmaları bu sebeple halktan kaçırıldı. Bununla da yetinilmedi, İç Tüzük olayı ile muhalefetin susturulması için her yol denendi. CHP’nin olağanüstü direnişi üzerine bu konudan geri adım atıldığını biliyoruz. İlk 24. dönem parlamentosunda kaba güç kullanılarak tekme ve tokat adeta bir yasama enstrümanına dönüştürüldü. Temel yasa ve torba yasa dayatmaları devam etti. Genel Kurul’un 24 saati aşan çalışmaları sırasında özellikle en kritik yasa ve değişiklik önergelerinden haberi olmayan iktidar milletvekilleri yasamaya katılımı el kaldırmakla sınırlı görevlilere adeta dönüştürüldü” dedi.
CHP olarak halkın sorunlarını Meclis’in gündemine taşıyan ve çözüm önerileri ortaya koyan bir muhalefet anlayışı sergilediklerini kaydeden Tarhan, milletvekillerinin tamamının insana ve çözüme odaklı 480 yasa önerisi verdiğini ifade etti.
CHP’nin bazı tekliflerinin iktidar partisi tarafından sahiplenerek yasalaştırıldığını söyleyen Tarhan, bu yıl içerisinde 484 araştırma komisyonu kurulması için önerge verdiklerini ve 4 araştırma komisyonunun kurulabildiğini kaydetti.
CHP milletvekillerinin sorunları yerinde inceleyerek Meclis gündemine taşıdığını belirten Tarhan, çiftçinin, üreticinin, esnafın, tutuklu öğrencilerin, işçinin ve memurun yanında olduklarını ve onların sorunlarına çözüm aradıklarını söyledi.
“Van'da depremzedenin yanında daha ilk günden biz vardık” diyen Tarhan, “Onları yalnız bırakmadık. İşten çıkarılan THY çalışanlarının da yanındaydık. Kritik her davada duruşma salonlarındaydık, haksızlık neredeyse biz oradaydık. Halkımızı yargıyla hizaya getirme girişimlerine tüm benliğimizle karşı çıktık. Yoksulların, ezilenlerin ve hakkı, hukuku çiğnenenlerin hep yanında olduk. Emperyalizme uşaklık edenlere karşı Kürecik'teydik. Suriye olaylarının ekonomik yansımalarını, sonuçlarını yerinde irdeledik. Savaş çığırtkanlığına karşı durduk. Komşusundaki katliamları alkışlarla destekleyenlere karşı durduk. Bir koyup üç alma hastalıklı zihniyetinin savaşbazlarına karşı diyeceğimizi dedik. Kendi bahçelerini düzenlemekten acizlerin, komşu bahçeyi düzenleme hırsıyla fidanlarımızı kurutmalarına karşı durduk. Eşbaşkanın hırsı ve BOP projesi uğruna bu coğrafyayı bir kan gölüne çevirip şekillendirmelerine, Irak'tan bir parça, Suriye'den bir parça, Türkiye'den üçüncü parça projesine karşı duruşumuz devam ediyor, edecek. PKK ile elele Suriye'ye karşı savaşa teşne iktidara, 'hayır' demeye devam edeceğiz” diye konuştu
ÖSYM’nin tüm seviye tespit sınavlarından kaldığını söyleyen Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıllardır şaibe altındaki KPSS ve LYS sınavında bu yıl da aynı klasiğin yaşanmasına, gençlerin geleceğini karartanlarla mücadeleye devam edeceğiz. ÖSYM tüm seviye tespit sınavlarından kalmıştır. İçinde adalet geçen bir partinin bunca adaletsizliğe ve şaibeye kayıtsız kalması ÖSYM ile suç ortağı olduğu anlamına gelir. Bu olanlar aslında tüm sistemle ve kurumlarla oynamanın domino etkisidir. İstifa bir erdemdir, ama böylesine bir skandalı istifa dahi temizleyemez. Çocuklarımıza hesap vermelerini istiyoruz. Ve biz halkın vekili olmanın ne demek olduğunu çalışarak, Meclis kürsüsünden, sokaklara yayılan yaratıcı bir enerjiyle anlatmaya ve projeler üretmeye devam edeceğiz. Sanal değil, gerçek demokrasi için mücadeleye devam edeceğiz. Savaşa karşı çıkmaya, ülkemizin bölünmesine karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Kaynak: İHA
Geleneklerinden uzaklaşan ve sadece Başbakan’ın talimatlarına kulak kabartan Meclis’in bu yıl itibarsızlaştırıldığını savunan Tarhan, TBMM Başkanının iktidarın çizdiği çizginin dışına çıkamadığını kaydetti.
TBMM Başkanının tutuklu milletvekilleri sorunu olmak üzere hiçbir konuda özgür irade sergileyemediğini belirten Tarhan, “Aslında bu makamın gidebileceği daha geri bir nokta kalmadığını bize gösterdi. Bu yıl ilk kez TBMM TV yayınları kapatıldı. Parlamento çalışmaları bu sebeple halktan kaçırıldı. Bununla da yetinilmedi, İç Tüzük olayı ile muhalefetin susturulması için her yol denendi. CHP’nin olağanüstü direnişi üzerine bu konudan geri adım atıldığını biliyoruz. İlk 24. dönem parlamentosunda kaba güç kullanılarak tekme ve tokat adeta bir yasama enstrümanına dönüştürüldü. Temel yasa ve torba yasa dayatmaları devam etti. Genel Kurul’un 24 saati aşan çalışmaları sırasında özellikle en kritik yasa ve değişiklik önergelerinden haberi olmayan iktidar milletvekilleri yasamaya katılımı el kaldırmakla sınırlı görevlilere adeta dönüştürüldü” dedi.
CHP olarak halkın sorunlarını Meclis’in gündemine taşıyan ve çözüm önerileri ortaya koyan bir muhalefet anlayışı sergilediklerini kaydeden Tarhan, milletvekillerinin tamamının insana ve çözüme odaklı 480 yasa önerisi verdiğini ifade etti.
CHP’nin bazı tekliflerinin iktidar partisi tarafından sahiplenerek yasalaştırıldığını söyleyen Tarhan, bu yıl içerisinde 484 araştırma komisyonu kurulması için önerge verdiklerini ve 4 araştırma komisyonunun kurulabildiğini kaydetti.
CHP milletvekillerinin sorunları yerinde inceleyerek Meclis gündemine taşıdığını belirten Tarhan, çiftçinin, üreticinin, esnafın, tutuklu öğrencilerin, işçinin ve memurun yanında olduklarını ve onların sorunlarına çözüm aradıklarını söyledi.
“Van'da depremzedenin yanında daha ilk günden biz vardık” diyen Tarhan, “Onları yalnız bırakmadık. İşten çıkarılan THY çalışanlarının da yanındaydık. Kritik her davada duruşma salonlarındaydık, haksızlık neredeyse biz oradaydık. Halkımızı yargıyla hizaya getirme girişimlerine tüm benliğimizle karşı çıktık. Yoksulların, ezilenlerin ve hakkı, hukuku çiğnenenlerin hep yanında olduk. Emperyalizme uşaklık edenlere karşı Kürecik'teydik. Suriye olaylarının ekonomik yansımalarını, sonuçlarını yerinde irdeledik. Savaş çığırtkanlığına karşı durduk. Komşusundaki katliamları alkışlarla destekleyenlere karşı durduk. Bir koyup üç alma hastalıklı zihniyetinin savaşbazlarına karşı diyeceğimizi dedik. Kendi bahçelerini düzenlemekten acizlerin, komşu bahçeyi düzenleme hırsıyla fidanlarımızı kurutmalarına karşı durduk. Eşbaşkanın hırsı ve BOP projesi uğruna bu coğrafyayı bir kan gölüne çevirip şekillendirmelerine, Irak'tan bir parça, Suriye'den bir parça, Türkiye'den üçüncü parça projesine karşı duruşumuz devam ediyor, edecek. PKK ile elele Suriye'ye karşı savaşa teşne iktidara, 'hayır' demeye devam edeceğiz” diye konuştu
ÖSYM’nin tüm seviye tespit sınavlarından kaldığını söyleyen Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıllardır şaibe altındaki KPSS ve LYS sınavında bu yıl da aynı klasiğin yaşanmasına, gençlerin geleceğini karartanlarla mücadeleye devam edeceğiz. ÖSYM tüm seviye tespit sınavlarından kalmıştır. İçinde adalet geçen bir partinin bunca adaletsizliğe ve şaibeye kayıtsız kalması ÖSYM ile suç ortağı olduğu anlamına gelir. Bu olanlar aslında tüm sistemle ve kurumlarla oynamanın domino etkisidir. İstifa bir erdemdir, ama böylesine bir skandalı istifa dahi temizleyemez. Çocuklarımıza hesap vermelerini istiyoruz. Ve biz halkın vekili olmanın ne demek olduğunu çalışarak, Meclis kürsüsünden, sokaklara yayılan yaratıcı bir enerjiyle anlatmaya ve projeler üretmeye devam edeceğiz. Sanal değil, gerçek demokrasi için mücadeleye devam edeceğiz. Savaşa karşı çıkmaya, ülkemizin bölünmesine karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”