DSP Genel Başkan Yardımcısı Tuncer:
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkan Yardımcısı Erol Tuncer, Türkiye'nin sorunları çok olan bir ülke olduğunu belirterek "Türkiye’nin ekonomide, siyasette ve toplum yaşamında sorunları var.Her ne kadar Başbakan ileri demokrasiden bahsediyorsa da şu an kusurlu bir demokrasinin içindeyiz" dedi.
Erol Tuncer, Parti Meclis Üyesi Sefa Dağlı, Mehmet Gündüz, İl Başkanı Şamil Togay, Merkez İlçe Başkanı Mesut Öztürk ile beraber Akhisar DSP İlçe Örgütünü ziyaret etti. Tuncer, Akhisar DSP İlçe Başkan Yardımcısı Nusret Subaşı, Yönetim Kurulu üyeleri, Gördes Kayacık Belediye Başkanı Ramazan Koyunlu tarafından karşılandı.
AKHİSARSPOR’U İKİ KEZ KUTLUYORUM
DSP Genel Başkan Yardımcısı Erol Tuncer; öncelikle Akhisarspor’u Süper Lig’e çıkmalarından dolayı gönülden kutladığını belirterek "Süper Lig takımlarından Türkiye’de ilk ilçe takımı oluyor ve Ege Bölgesinin de tek takımı oluyor. Sizler mümtaz bir yerdesiniz çok özel bir yerdesiniz, Akhisarspor’u defalarca kutluyorum” dedi.
KUSURLU BİR DEMOKRASİNİN İÇİNDEYİZ
DSP Genel Başkan Yardımcısı Erol Tuncer; Türkiye'nin sorunları çok olan bir ülke olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Türkiye’nin ekonomide, siyasette ve toplum yaşamında sorunları var. Bu ciddi sorunların altından kalkmak iddiasında olan siyasi partilerimiz var. Siyasi partilerimizin bu ekonominin altından ne kadar kalkacağını konuşuyoruz. Her ne kadar Başbakan ileri demokrasiden bahsediyorsa da şu an kusurlu bir demokrasinin içindeyiz." Demokrasilerde ifade özgürlüğü olduğunu anlatan Tuncer, şunları söyledi: "Basın özgürlüğü olur. Türkiye’de bunlar önemli ölçüde zedelenmiştir. Uluslararası planda da Türkiye bu konuda çokça eleştirilmektedir. Şu an Anayasamızın emri olan demokratik yaşamın gereği olan kuvvetler ayrılığı ilkesi büyük yara almıştır. Görünen manzara kuvvetler ayrılığı yerine, kuvvetler birliği içindedir. Yasama, yürütme ve yargı hemen hemen aynı yerde toplanmış gibi bir manzarayla karşı karşıyayız.”
ÇOĞUNLUK HER KARARI ALAMAZ
DSP Genel Başkan Yardımcısı Erol Tuncer, bir süredir kendi yaşam tarzını, kendi kişisel inançlarını topluma dayatmak gibi tavırla karşı karşıya olunduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Başbakan parlamento çoğunluğuna dayanarak, ben istediğim kanunu çıkarabiliyorum, çıkardığıma göre ben istediğimi yaparım diyor. Demokrasilerde çoğunlukla karar alınır, genel kural budur, ama çoğunluk her kararı alamaz, çoğunluğun sınırları var. Çoğunluğun sınırları hukuk ile başlar. 12 Eylül 2010 tarihinden itibaren Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’dan şikâyetçi olmayı bir kenara bıraktı. Çünkü o Anayasa değişikliğinin verdiği imkânlarla her iki kurumu kendi doğrultusunda kadrolaştırmış oldu. Bu Türkiye’de demokrasi için çok ciddi sıkıntılara yol açan bir durumdur.” DSP Genel Başkan Yardımcısı Tuncer; Başbakan’ın kürtaj konusunda da özel görüşleri olabileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Benimde var. Ama sayın başbakanın benim görüşüm istikametinde yapılacak demeğe hakkı yoktur. Herkesin özgürlükleri vardır. Özgürlüklere parlamento çoğunluğuna dayanarak iki de bir müdahale etmek doğru değildir. 4+4+4 çıkardı aynı şekilde, kamuoyunun dikkatine sunayım bu kadar önemli kanunlar, kanun tasarısı olarak değil, kanun teklifi olarak geliyor. Kanun tasarısını hükümetler parlamentoya gönderir, kanun teklifini milletvekilleri imzalar gönderir. 4+4+4 eğitim şurasından geçmeden geldi parlamentoya. "
Kaynak: İHA
AKHİSARSPOR’U İKİ KEZ KUTLUYORUM
DSP Genel Başkan Yardımcısı Erol Tuncer; öncelikle Akhisarspor’u Süper Lig’e çıkmalarından dolayı gönülden kutladığını belirterek "Süper Lig takımlarından Türkiye’de ilk ilçe takımı oluyor ve Ege Bölgesinin de tek takımı oluyor. Sizler mümtaz bir yerdesiniz çok özel bir yerdesiniz, Akhisarspor’u defalarca kutluyorum” dedi.
KUSURLU BİR DEMOKRASİNİN İÇİNDEYİZ
DSP Genel Başkan Yardımcısı Erol Tuncer; Türkiye'nin sorunları çok olan bir ülke olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Türkiye’nin ekonomide, siyasette ve toplum yaşamında sorunları var. Bu ciddi sorunların altından kalkmak iddiasında olan siyasi partilerimiz var. Siyasi partilerimizin bu ekonominin altından ne kadar kalkacağını konuşuyoruz. Her ne kadar Başbakan ileri demokrasiden bahsediyorsa da şu an kusurlu bir demokrasinin içindeyiz." Demokrasilerde ifade özgürlüğü olduğunu anlatan Tuncer, şunları söyledi: "Basın özgürlüğü olur. Türkiye’de bunlar önemli ölçüde zedelenmiştir. Uluslararası planda da Türkiye bu konuda çokça eleştirilmektedir. Şu an Anayasamızın emri olan demokratik yaşamın gereği olan kuvvetler ayrılığı ilkesi büyük yara almıştır. Görünen manzara kuvvetler ayrılığı yerine, kuvvetler birliği içindedir. Yasama, yürütme ve yargı hemen hemen aynı yerde toplanmış gibi bir manzarayla karşı karşıyayız.”
ÇOĞUNLUK HER KARARI ALAMAZ
DSP Genel Başkan Yardımcısı Erol Tuncer, bir süredir kendi yaşam tarzını, kendi kişisel inançlarını topluma dayatmak gibi tavırla karşı karşıya olunduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Başbakan parlamento çoğunluğuna dayanarak, ben istediğim kanunu çıkarabiliyorum, çıkardığıma göre ben istediğimi yaparım diyor. Demokrasilerde çoğunlukla karar alınır, genel kural budur, ama çoğunluk her kararı alamaz, çoğunluğun sınırları var. Çoğunluğun sınırları hukuk ile başlar. 12 Eylül 2010 tarihinden itibaren Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’dan şikâyetçi olmayı bir kenara bıraktı. Çünkü o Anayasa değişikliğinin verdiği imkânlarla her iki kurumu kendi doğrultusunda kadrolaştırmış oldu. Bu Türkiye’de demokrasi için çok ciddi sıkıntılara yol açan bir durumdur.” DSP Genel Başkan Yardımcısı Tuncer; Başbakan’ın kürtaj konusunda da özel görüşleri olabileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Benimde var. Ama sayın başbakanın benim görüşüm istikametinde yapılacak demeğe hakkı yoktur. Herkesin özgürlükleri vardır. Özgürlüklere parlamento çoğunluğuna dayanarak iki de bir müdahale etmek doğru değildir. 4+4+4 çıkardı aynı şekilde, kamuoyunun dikkatine sunayım bu kadar önemli kanunlar, kanun tasarısı olarak değil, kanun teklifi olarak geliyor. Kanun tasarısını hükümetler parlamentoya gönderir, kanun teklifini milletvekilleri imzalar gönderir. 4+4+4 eğitim şurasından geçmeden geldi parlamentoya. "