Ab Komiseri Stefan Füle’nin Kıbrıs Ziyareti
Avrupa Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikalarından Sorumlu Komiseri Stefan Füle, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını devralacak olmasının, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla başlatılan müzakerelerin devamına engel teşkil etmediğini savundu.
Stefan Füle, Güney Kıbrıs ve KKTC’de gerçekleştirdiği iki günlük temaslarının sonunda, Güney Lefkoşa’daki Avrupa Komisyonu temsilciliğinde düzenlediği basın toplantısında, “Bu ziyaret, başarılı bir Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığı -ki bu beklentimizdir- ile kapsamlı bir çözüm için yapılan görüşmelerin devamı arasında hiçbir çelişki bulunmadığı yönündeki güçlü inancımı belirtme fırsatı tanımıştır” diye konuştu.
Adadaki liderler ve siyasi parti başkanları ile yaptığı görüşmelerde müzakerelerdeki çıkmazdan duyduğu derin endişeyi ve iki toplum arasındaki diyaloğun devamının önemini dile getirdiğini kaydeden Füle, “Mevcut durum bir seçenek değildir. Kapsamlı bir çözüme varma ve adayı yeniden birleştirmenin alternatifi yoktur” dedi.
"B" planının bulunmadığını, çözümün getireceği faydaların liderlerin vereceği tavizlerden çok daha büyük olduğunu belirten Stafan Füle, “En kötü sonuç müzakerelerin durmasıdır” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Rum yönetiminin AB dönem başkanlığının Kıbrıs sorununun çözümü yönündeki çalışmaları da olumlu etkileyebileceğini söyleyen Füle, “Avrupa Biriliği Konsey Başkanlığı boyunca tüm gözler Kıbrıs Türk toplumu da dahil olmak üzere adada olacak ve Kıbrıs sorununun çözümündeki aciliyet de artacak. Başarılı bir konsey başkanlığı ardından Kıbrıs sorununun çözümü yönündeki vizyonumu temaslarım esnasında yineledim” dedi.
"İLİŞKİLERİ YOĞUNLAŞTIRACAĞIZ" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB dönem başkanlığı sürecinin, Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıslı Türklerle ilişkilerini donduracağı anlamına gelmediğini kaydeden Füle, “Bunun aksine, muhataplarımla ilişkilerimizi yoğunlaştıracağız. Yaz tatili ardından görüşmelere devam etmek için geri geleceğim” dedi.
Kıbrıs’ın güney ve kuzeyindeki siyasi partilerin başkan ve temsilcileri ile bir araya geldiği akşam yemeğinden olumlu mesajlar aldığını ifade eden Füle, “Onları geçmiş hakkında değil de gelecekle ilgili konuşmalarını görmek beni umutlandırmıştır” diye konuştu.
Füle, siyasi partilerin, nihai bir çözüme ulaşmada değil, toplum liderlerini çözüme hazırlamada gerekli olan sağlam bir temelin oluşturulmasında daha etkin olabileceğini de söyledi.
Avrupa Komisyonu olarak Kuzey ve Güney Kıbrıs arasında ticareti düzenleyen Yeşil Hat Tüzüğü, AB Mali Yardım Programı ve AB’nin hazırladığı ancak hayata geçirilemeyen Direkt Ticaret Tüzüğü’nden Kıbrıslı Türklerin daha çok yararlanabilmesi için çok çalıştıklarını kaydeden Füle, her iki toplumun temsilcileri ile Yeşil Hat Tüzüğü’nden tam olarak yararlanabilmenin yollarını görüştüğünü dile getirdi.. Komisyonun Kıbrıs sorunundaki üstlenebileceği rolü gözden geçireceğini belirten Füle, “Avrupa Birliği, daha etkin bir şekilde taraflara kapsamlı çözüm yolunda yardımcı olabilmek için kendi rolünü değerlendiriyor” dedi.
"AB DÖNEM BAŞKANLIĞI BİR FIRSAT" Kıbrıs Rum Yönetiminin AB dönem başkanlığının müzakereleri olumsuz yönde etkileyeceği algılamasının yanlış olduğunu savunan Füle, “Tam aksine, politikacılar için olumlu bir seyre çevrilmesi yönünde bir fırsattır. Bu geri gelmem için de bir nedendir” dedi.
Kıbrıs müzakerelerinin ileri götürülebilmesi için nasıl bir yöntem öngördüğünün sorulması üzerinde Füle, “Tüm seçenekler masadadır. Her iki lider de bana kapsamlı bir çözüme bağlı kaldıklarını söyledi.
Kıbrıslı Rum lider tarafından dönem başkanlığı sürecinde dahi Kıbrıslı Türk liderle birebir görüşmeden yana olduğunu açık bir şekilde bana ifade edilmiştir. Hemen hemen ayni bağlılığı Eroğlu’ndan da aldım” diye konuştu.
Füle, ancak adaya ziyaret amacının, görüşmelerin formatını tartışmak olmadığını söyledi ve taraflara diyalog fırsatını kaçırmamalarını anlatmak için geldiğini söyledi.
TÜRKİYE-AB MÜZAKERELERİ Türkiye’nin AB müzakereleri sürecinde yeni fasılların açılma olasılığının sorulması üzerine de Füle, Türkiye konusunda oluşturulacak “olumlu gündemin” önemine vurgu yaptı. Üç hafta önce üçüncü fasılda Temel Özgürlük ve Adalet’le ilgilenecek Çalışma Grubunu oluşturduklarını kaydeden Füle, bunun Türkiye’deki reformlara AB’ın gösterge olmaya devam ettiği anlamı taşıdığını ifade etti.
Yeni seçimlerden sonra Türkiye’nin AB üyeliğine farklı açılardan bakılabileceğini kaydeden Füle, “Her iki taraftaki endişeyi gidermek için (fasıllarla ilgili) listenin genişletilmesinin en iyi yöntem olduğuna inanıyorum” dedi.
Güney Kıbrıs’ta 2013’ün başında yer alacak başkanlık seçimlerinin AB Dönen Başkanlığını etkilemeyeceği görüşünü de aktaran Füle, küçük ülkelerin AB dönem başkanlıklarının daha başarılı geçtiğini söyledi.
Avrupa Komisyonu'nun Kıbrıs müzakerelerinin ileriye götürülmesi için üst düzeyde yeni bir inisiyatif alma düşüncesi olup olmadığının sorulması üzerine Füle, AB’nin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in aracılığı ile sürdürülen görüşmeler çerçevesinde, müzakerelerin başarıya ulaşması için Avrupa Komisyonu’nun yardıma hazır olduğunu söyledi.
KKTC’de Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Başbakan İrsen Küçük, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, Güney Kıbrıs’ta ise Başkan Dimitris Hristofyas başta olmak üzere bir dizi temasta bulunan Füle, akşam saatlerinde gerçekleştirdiği basın toplantısının ardından adadan ayrıldı .
Kaynak: İHA
Adadaki liderler ve siyasi parti başkanları ile yaptığı görüşmelerde müzakerelerdeki çıkmazdan duyduğu derin endişeyi ve iki toplum arasındaki diyaloğun devamının önemini dile getirdiğini kaydeden Füle, “Mevcut durum bir seçenek değildir. Kapsamlı bir çözüme varma ve adayı yeniden birleştirmenin alternatifi yoktur” dedi.
"B" planının bulunmadığını, çözümün getireceği faydaların liderlerin vereceği tavizlerden çok daha büyük olduğunu belirten Stafan Füle, “En kötü sonuç müzakerelerin durmasıdır” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Rum yönetiminin AB dönem başkanlığının Kıbrıs sorununun çözümü yönündeki çalışmaları da olumlu etkileyebileceğini söyleyen Füle, “Avrupa Biriliği Konsey Başkanlığı boyunca tüm gözler Kıbrıs Türk toplumu da dahil olmak üzere adada olacak ve Kıbrıs sorununun çözümündeki aciliyet de artacak. Başarılı bir konsey başkanlığı ardından Kıbrıs sorununun çözümü yönündeki vizyonumu temaslarım esnasında yineledim” dedi.
"İLİŞKİLERİ YOĞUNLAŞTIRACAĞIZ" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB dönem başkanlığı sürecinin, Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıslı Türklerle ilişkilerini donduracağı anlamına gelmediğini kaydeden Füle, “Bunun aksine, muhataplarımla ilişkilerimizi yoğunlaştıracağız. Yaz tatili ardından görüşmelere devam etmek için geri geleceğim” dedi.
Kıbrıs’ın güney ve kuzeyindeki siyasi partilerin başkan ve temsilcileri ile bir araya geldiği akşam yemeğinden olumlu mesajlar aldığını ifade eden Füle, “Onları geçmiş hakkında değil de gelecekle ilgili konuşmalarını görmek beni umutlandırmıştır” diye konuştu.
Füle, siyasi partilerin, nihai bir çözüme ulaşmada değil, toplum liderlerini çözüme hazırlamada gerekli olan sağlam bir temelin oluşturulmasında daha etkin olabileceğini de söyledi.
Avrupa Komisyonu olarak Kuzey ve Güney Kıbrıs arasında ticareti düzenleyen Yeşil Hat Tüzüğü, AB Mali Yardım Programı ve AB’nin hazırladığı ancak hayata geçirilemeyen Direkt Ticaret Tüzüğü’nden Kıbrıslı Türklerin daha çok yararlanabilmesi için çok çalıştıklarını kaydeden Füle, her iki toplumun temsilcileri ile Yeşil Hat Tüzüğü’nden tam olarak yararlanabilmenin yollarını görüştüğünü dile getirdi.. Komisyonun Kıbrıs sorunundaki üstlenebileceği rolü gözden geçireceğini belirten Füle, “Avrupa Birliği, daha etkin bir şekilde taraflara kapsamlı çözüm yolunda yardımcı olabilmek için kendi rolünü değerlendiriyor” dedi.
"AB DÖNEM BAŞKANLIĞI BİR FIRSAT" Kıbrıs Rum Yönetiminin AB dönem başkanlığının müzakereleri olumsuz yönde etkileyeceği algılamasının yanlış olduğunu savunan Füle, “Tam aksine, politikacılar için olumlu bir seyre çevrilmesi yönünde bir fırsattır. Bu geri gelmem için de bir nedendir” dedi.
Kıbrıs müzakerelerinin ileri götürülebilmesi için nasıl bir yöntem öngördüğünün sorulması üzerinde Füle, “Tüm seçenekler masadadır. Her iki lider de bana kapsamlı bir çözüme bağlı kaldıklarını söyledi.
Kıbrıslı Rum lider tarafından dönem başkanlığı sürecinde dahi Kıbrıslı Türk liderle birebir görüşmeden yana olduğunu açık bir şekilde bana ifade edilmiştir. Hemen hemen ayni bağlılığı Eroğlu’ndan da aldım” diye konuştu.
Füle, ancak adaya ziyaret amacının, görüşmelerin formatını tartışmak olmadığını söyledi ve taraflara diyalog fırsatını kaçırmamalarını anlatmak için geldiğini söyledi.
TÜRKİYE-AB MÜZAKERELERİ Türkiye’nin AB müzakereleri sürecinde yeni fasılların açılma olasılığının sorulması üzerine de Füle, Türkiye konusunda oluşturulacak “olumlu gündemin” önemine vurgu yaptı. Üç hafta önce üçüncü fasılda Temel Özgürlük ve Adalet’le ilgilenecek Çalışma Grubunu oluşturduklarını kaydeden Füle, bunun Türkiye’deki reformlara AB’ın gösterge olmaya devam ettiği anlamı taşıdığını ifade etti.
Yeni seçimlerden sonra Türkiye’nin AB üyeliğine farklı açılardan bakılabileceğini kaydeden Füle, “Her iki taraftaki endişeyi gidermek için (fasıllarla ilgili) listenin genişletilmesinin en iyi yöntem olduğuna inanıyorum” dedi.
Güney Kıbrıs’ta 2013’ün başında yer alacak başkanlık seçimlerinin AB Dönen Başkanlığını etkilemeyeceği görüşünü de aktaran Füle, küçük ülkelerin AB dönem başkanlıklarının daha başarılı geçtiğini söyledi.
Avrupa Komisyonu'nun Kıbrıs müzakerelerinin ileriye götürülmesi için üst düzeyde yeni bir inisiyatif alma düşüncesi olup olmadığının sorulması üzerine Füle, AB’nin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in aracılığı ile sürdürülen görüşmeler çerçevesinde, müzakerelerin başarıya ulaşması için Avrupa Komisyonu’nun yardıma hazır olduğunu söyledi.
KKTC’de Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Başbakan İrsen Küçük, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, Güney Kıbrıs’ta ise Başkan Dimitris Hristofyas başta olmak üzere bir dizi temasta bulunan Füle, akşam saatlerinde gerçekleştirdiği basın toplantısının ardından adadan ayrıldı .