Bakan Çağlayan, Mesiad’ın Ödül Törenine Katıldı
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’nin cari açık ve ithalat sorununun son 8-10 yılın değil, geçmişte bir sanayi politikası oluşturulmamasının sonucu olduğunu belirterek, “Enerjide dışa bağımlılığı bitirmezsek bu sorunlar devam eder” dedi.
Mersin Sanayicileri ve İşadamları Derneği (MESİAD) 8. Yılın İşadamı ve Girişimcileri Ödül Töreni, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Törene; Ekonomi Bakanı Çağlayan’ın yanı sıra Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, AK Parti Mersin Milletvekili Nebi Bozkurt, CHP Milletvekilleri Vahap Seçer ve İsa Gök, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ve Milletvekili Ali Öz, MESİAD Başkanı Ahmet Akkurt ile çok sayıda işadamı katıldı.
Törende bir konuşma yapan MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Mersin’in devletten alacaklı olduğunu belirterek, iktidardan Mersin’in hakkını vermelerini istedi. Geriye dönük değil, ileriye dönük mukayese yapılması gerektiğini belirten Şandır, bugün yapılanların 2002 yılıyla karşılaştırılmaması gerektiğini kaydetti.
Hükümetin büyüme ve enflasyon rakamları ile cari açığı eleştiren Şandır, Akkuyu’ya nükleer santral yapılmasına karşı çıkarak, herkesi nükleer santralı mesele yapmaya çağırdı.
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer de konuşmasında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği Yılın Vergi Rekortmenleri ve Başarılı İhracatçıları Ödül Töreni’nde muhalefet milletvekillerine söz hakkı verilmemesini eleştirerek, demokrasinin her rengi kabullenmek anlamına geldiğini ifade etti ve “Birbirimizi anlayışla karşılamak, dinlemek zorundayız” diye konuştu.
Daha sonra kürsüye gelen Bakan Çağlayan ise, Şandır ve Seçer’in eleştirilerine yanıt verdi. Demokrasinin bir taraftan çok seslilik olurken, diğer taraftan da herkesin fikrini özgürce ifade etmesi, iktidarın ise yaptığı çalışmalarda varsa eksiklerinin tespit edilmesi, görülmesi ve muhalefet tarafından istenmesi anlamını taşıdığına işaret eden Çağlayan, “Sayın Şandır beni borçlandırdı, ‘2002’den, geçmişten bahsetmeyelim’ dedi.
Halkımız zaten her seçimde oylarıyla bunları tasvip etmediğini belli ettiler. Her birimiz kendi inandığımız doğrularla milletin bize verdiği temsil oranında görüşlerimizi net şekilde açıklamak durumundayız” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE ARTIK YÜK ALAN BİR DURUMA GELMİŞTİR”
Türkiye’nin gelecekle ilgili hiçbir kaygısı olmadığını savunan Çağlayan, “Çünkü ekonomi beklenti yönetme sanatıdır” diyerek, gelecekle ilgili sorunun en büyük cevabının; Türk sanayisinin yaptığı 238 milyar dolarlık yatırım ve son 8 yılda Türkiye’ye yüzde 70’i Avrupa’dan gelen uluslararası doğrudan sermayenin yatırım yapması olduğunu vurguladı. Türkiye’nin artık yük veren değil, yük alan bir duruma geldiğine dikkat çeken Çağlayan, bu başarının, dünyanın her noktasına giderek ihracat yapan Türk özel sektörü sayesinde yakalandığını dile getirdi
2012’de büyüme rakamlarındaki biraz yavaşlamaya rağmen ihracat artışının sürdüğünü belirten Çağlayan, şunları söyledi: “İlk 5 ayda Türkiye ihracatı 60 milyar dolara ulaştı ve yine bir rekor kırdı. Türk ihracatçısı, Mayıs sonu itibariyle son 12 aylık dönemde Cumhuriyet tarihinde ilk kez 140,5 milyar doları yakaladı. Türkiye, sıkıntılara rağmen bu başarıyı elde ediyor.”
“CARİ AÇIK, GEÇMİŞTE TÜRKİYE’NİN SANAYİ POLİTİKASININ OLMAMASINININ SONUCUDUR”
Cari açığın asla hafife alınmayacak önemli bir konu olduğuna vurgu yapan Çağlayan, cari açığı çözmenin iki önemli yolunun geliri ve ihracatı artırırken, ithalata bağımlılığı azaltmak olduğunu aktararak, şöyle devam etti: “Türkiye’nin verdiği cari açık son 8-10 yılın sonucu değil. Geçmişte Türkiye’nin bir sanayi stratejisinin, politikasının olmayışının, teşviklerinin sanayi envanterine bağlı olmayışının sonucu. Türkiye niye ithalata bağlı? Öyle bir yanlış noktaya gelindi ki, neredeyse ‘ihracat yapmayın yoksa ihracata dayalı ithalat patlıyor’ denildi. İhracatçılarımız demoralize oluyor, moral bozuyor bilmeyen kişilerin açıklamaları.”
“GEÇMİŞTE TEDBİR ALINSA BUGÜN CARİ AÇIĞI VERMEYECEKTİK”
Türkiye’nin yüksek ithalat yapmasını enerjide dışa bağımlılığa bağlayan Çağlayan, “241 milyar dolar geçen yıl ithalat yaptık, 105 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. 135 milyar dolarlık mal ihracatımıza rağmen niye açık verdik? Zaman zaman söyledik bu ithalatları benim mezardaki babam mı yaptı? Bu ithalat Türkiye’nin geçmişte sağlıklı bir enerji politikası olmaması nedeniyle enerjide madde bağımlısı gibi doğalgaza bağımlı olması nedeniyle oldu. Enerjide 54,1 milyar dolar ithalat bedeli ödedik, bir önceki yıl 38,5 milyar dolar enerji bedeli ödedik. Türkiye maalesef geçmişte yapılmamış olan sanayileşme politikasını yapmadığından, bugün Türk sanayicisi yüzde 43 ithalata bağımlı hale geldi. Geçmişte tedbir alınsa bugün bu ithalatı, cari açığı vermeyecektik. Bunun yolu kendi öz kaynaklarını kullanmaktan, mümkün olduğunca enerjide dışa bağımlılığı azaltmaktan geçer” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE NÜKLEER SANTRALLERİ YAPMAK ZORUNDADIR”
Türkiye’nin hedeflerini bugünkü enerji kapasitesiyle karşılamasının mümkün olmadığına da dikkat çeken Çağlayan, 2023’te en az 125 bin megavat enerji ihtiyacı oluşacağını vurguladı. Bunun da önümüzdeki 10 yılda 130 milyar dolardan fazla enerji yatırımı yapmak anlamına geldiğini söyleyen Çağlayan, nükleer santrallerin gerekliliğini de şu cümlelerle anlattı: “Türkiye enerjide dışa bağımlılığını bitiremezse ithalat da artmaya devam eder. Seçim öncesi bütün siyasi partiler, hepimiz nükleer enerjiyi programımıza koyduk. Petrol fiyatları yükseldi, enerji fiyatları yükseliyor. Bugün Türkiye nükleer santralleri yapmak zorundadır. Halkının refah ve huzuru için 24 saat çalışan bir hükümet, hiçbir şekilde vatandaşının sağlığına zarar verecek bir gelişim içinde olmaz. Bugün nükleer konusunda sıkıntı varsa dünyanın her yerindeki nükleerin ülkemize zararı var. 85 milyar kilovat saat enerji üreteceğiz 2 santralle. Bunu doğalgazla üretirsek bugünkü fatura 4,5 milyar dolar olur, nükleerle üretince bunun bedeli 320 milyon dolar olur. Başka türlü enerjiyi ucuzlatma söz konusu olamayacak.” CHP’li Seçer’in demokrasi göndermesine de yanıt veren Bakan Çağlayan, Seçer’in eleştirisini üstüne almadığını, çünkü demokrasi aşığı olduğunu dile getirerek, “Ben, darbeler döneminden çok ciddi şekilde etkilenmiş bir ailenin çocuğuyum. Hayatımın en onurlu işini geçen dönem TBMM’de 26 maddelik Anayasa değişikliğinde yaparak, artık bu ülkede hiç kimsenin, o darbecilerin seçimle gelmiş olan insanların önünü kesememesi için oy verdim” dedi.
CHP Milletvekili İsa Gök’e Tüzük Kurultayı’nda yapılanları da dile getiren Çağlayan, sözlerini şöyle tamamladı: “Demokrasiden bahsedeceksin, bir milletvekilini kongrede konuşturmayacaksın ve yumruklatarak çıkartacaksın. Böyle demokrasi olmaz.” Bakan Çağlayan konuşmasının ardından MESİAD’ın ‘Yılın İşadamı ve Girişimcisi’ seçilenlere ödüllerini verdi. MESİAD Başkanı Akkurt'da Bakan Çağlayan'a 'Yılın Girişimci Bakanı', Vali Güzeloğlu'na da 'Yılın Girişimci Valisi' ödülü verdi .
Kaynak: İHA
Törende bir konuşma yapan MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Mersin’in devletten alacaklı olduğunu belirterek, iktidardan Mersin’in hakkını vermelerini istedi. Geriye dönük değil, ileriye dönük mukayese yapılması gerektiğini belirten Şandır, bugün yapılanların 2002 yılıyla karşılaştırılmaması gerektiğini kaydetti.
Hükümetin büyüme ve enflasyon rakamları ile cari açığı eleştiren Şandır, Akkuyu’ya nükleer santral yapılmasına karşı çıkarak, herkesi nükleer santralı mesele yapmaya çağırdı.
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer de konuşmasında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği Yılın Vergi Rekortmenleri ve Başarılı İhracatçıları Ödül Töreni’nde muhalefet milletvekillerine söz hakkı verilmemesini eleştirerek, demokrasinin her rengi kabullenmek anlamına geldiğini ifade etti ve “Birbirimizi anlayışla karşılamak, dinlemek zorundayız” diye konuştu.
Daha sonra kürsüye gelen Bakan Çağlayan ise, Şandır ve Seçer’in eleştirilerine yanıt verdi. Demokrasinin bir taraftan çok seslilik olurken, diğer taraftan da herkesin fikrini özgürce ifade etmesi, iktidarın ise yaptığı çalışmalarda varsa eksiklerinin tespit edilmesi, görülmesi ve muhalefet tarafından istenmesi anlamını taşıdığına işaret eden Çağlayan, “Sayın Şandır beni borçlandırdı, ‘2002’den, geçmişten bahsetmeyelim’ dedi.
Halkımız zaten her seçimde oylarıyla bunları tasvip etmediğini belli ettiler. Her birimiz kendi inandığımız doğrularla milletin bize verdiği temsil oranında görüşlerimizi net şekilde açıklamak durumundayız” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE ARTIK YÜK ALAN BİR DURUMA GELMİŞTİR”
Türkiye’nin gelecekle ilgili hiçbir kaygısı olmadığını savunan Çağlayan, “Çünkü ekonomi beklenti yönetme sanatıdır” diyerek, gelecekle ilgili sorunun en büyük cevabının; Türk sanayisinin yaptığı 238 milyar dolarlık yatırım ve son 8 yılda Türkiye’ye yüzde 70’i Avrupa’dan gelen uluslararası doğrudan sermayenin yatırım yapması olduğunu vurguladı. Türkiye’nin artık yük veren değil, yük alan bir duruma geldiğine dikkat çeken Çağlayan, bu başarının, dünyanın her noktasına giderek ihracat yapan Türk özel sektörü sayesinde yakalandığını dile getirdi
2012’de büyüme rakamlarındaki biraz yavaşlamaya rağmen ihracat artışının sürdüğünü belirten Çağlayan, şunları söyledi: “İlk 5 ayda Türkiye ihracatı 60 milyar dolara ulaştı ve yine bir rekor kırdı. Türk ihracatçısı, Mayıs sonu itibariyle son 12 aylık dönemde Cumhuriyet tarihinde ilk kez 140,5 milyar doları yakaladı. Türkiye, sıkıntılara rağmen bu başarıyı elde ediyor.”
“CARİ AÇIK, GEÇMİŞTE TÜRKİYE’NİN SANAYİ POLİTİKASININ OLMAMASINININ SONUCUDUR”
Cari açığın asla hafife alınmayacak önemli bir konu olduğuna vurgu yapan Çağlayan, cari açığı çözmenin iki önemli yolunun geliri ve ihracatı artırırken, ithalata bağımlılığı azaltmak olduğunu aktararak, şöyle devam etti: “Türkiye’nin verdiği cari açık son 8-10 yılın sonucu değil. Geçmişte Türkiye’nin bir sanayi stratejisinin, politikasının olmayışının, teşviklerinin sanayi envanterine bağlı olmayışının sonucu. Türkiye niye ithalata bağlı? Öyle bir yanlış noktaya gelindi ki, neredeyse ‘ihracat yapmayın yoksa ihracata dayalı ithalat patlıyor’ denildi. İhracatçılarımız demoralize oluyor, moral bozuyor bilmeyen kişilerin açıklamaları.”
“GEÇMİŞTE TEDBİR ALINSA BUGÜN CARİ AÇIĞI VERMEYECEKTİK”
Türkiye’nin yüksek ithalat yapmasını enerjide dışa bağımlılığa bağlayan Çağlayan, “241 milyar dolar geçen yıl ithalat yaptık, 105 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. 135 milyar dolarlık mal ihracatımıza rağmen niye açık verdik? Zaman zaman söyledik bu ithalatları benim mezardaki babam mı yaptı? Bu ithalat Türkiye’nin geçmişte sağlıklı bir enerji politikası olmaması nedeniyle enerjide madde bağımlısı gibi doğalgaza bağımlı olması nedeniyle oldu. Enerjide 54,1 milyar dolar ithalat bedeli ödedik, bir önceki yıl 38,5 milyar dolar enerji bedeli ödedik. Türkiye maalesef geçmişte yapılmamış olan sanayileşme politikasını yapmadığından, bugün Türk sanayicisi yüzde 43 ithalata bağımlı hale geldi. Geçmişte tedbir alınsa bugün bu ithalatı, cari açığı vermeyecektik. Bunun yolu kendi öz kaynaklarını kullanmaktan, mümkün olduğunca enerjide dışa bağımlılığı azaltmaktan geçer” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE NÜKLEER SANTRALLERİ YAPMAK ZORUNDADIR”
Türkiye’nin hedeflerini bugünkü enerji kapasitesiyle karşılamasının mümkün olmadığına da dikkat çeken Çağlayan, 2023’te en az 125 bin megavat enerji ihtiyacı oluşacağını vurguladı. Bunun da önümüzdeki 10 yılda 130 milyar dolardan fazla enerji yatırımı yapmak anlamına geldiğini söyleyen Çağlayan, nükleer santrallerin gerekliliğini de şu cümlelerle anlattı: “Türkiye enerjide dışa bağımlılığını bitiremezse ithalat da artmaya devam eder. Seçim öncesi bütün siyasi partiler, hepimiz nükleer enerjiyi programımıza koyduk. Petrol fiyatları yükseldi, enerji fiyatları yükseliyor. Bugün Türkiye nükleer santralleri yapmak zorundadır. Halkının refah ve huzuru için 24 saat çalışan bir hükümet, hiçbir şekilde vatandaşının sağlığına zarar verecek bir gelişim içinde olmaz. Bugün nükleer konusunda sıkıntı varsa dünyanın her yerindeki nükleerin ülkemize zararı var. 85 milyar kilovat saat enerji üreteceğiz 2 santralle. Bunu doğalgazla üretirsek bugünkü fatura 4,5 milyar dolar olur, nükleerle üretince bunun bedeli 320 milyon dolar olur. Başka türlü enerjiyi ucuzlatma söz konusu olamayacak.” CHP’li Seçer’in demokrasi göndermesine de yanıt veren Bakan Çağlayan, Seçer’in eleştirisini üstüne almadığını, çünkü demokrasi aşığı olduğunu dile getirerek, “Ben, darbeler döneminden çok ciddi şekilde etkilenmiş bir ailenin çocuğuyum. Hayatımın en onurlu işini geçen dönem TBMM’de 26 maddelik Anayasa değişikliğinde yaparak, artık bu ülkede hiç kimsenin, o darbecilerin seçimle gelmiş olan insanların önünü kesememesi için oy verdim” dedi.
CHP Milletvekili İsa Gök’e Tüzük Kurultayı’nda yapılanları da dile getiren Çağlayan, sözlerini şöyle tamamladı: “Demokrasiden bahsedeceksin, bir milletvekilini kongrede konuşturmayacaksın ve yumruklatarak çıkartacaksın. Böyle demokrasi olmaz.” Bakan Çağlayan konuşmasının ardından MESİAD’ın ‘Yılın İşadamı ve Girişimcisi’ seçilenlere ödüllerini verdi. MESİAD Başkanı Akkurt'da Bakan Çağlayan'a 'Yılın Girişimci Bakanı', Vali Güzeloğlu'na da 'Yılın Girişimci Valisi' ödülü verdi .