CHP'li Ağbaba’dan Füze Kalkanı Tepkisi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Malatya’ya kurulacak füze savunma sisteminin sadece İsrail’i koruduğunu iddia etti.
Partisinin Muş İl Başkanlığı kongresinde konuşan Veli Ağbaba, Malatya’ya kurulacak füze savunma sistemine tepki gösterdi. Füze savunma sisteminin Malatya ve Muşluları korumadığını ifade eden Veli Ağbaba, sistemin sadece İsrail’i koruduğunu kaydetti.
Füze kalkanının Türkiye’nin egemenlik haklarının başka bir ülkeye dağıtıldığının en önemli kanıtlarından biri olduğunu savunan Ağbaba, şöyle konuştu: “Ben ilk milletvekili olduğum zaman bir tartışma başladı.
'İsrail’i koruması gereken füze kalkanı Türkiye’ye konuşlandırılacak' denildi. Başbakan, ‘Böyle bir şey olmaz, kurulsa da kumandası bizde olur’ dedi.
O dönemde Muş ve Malatya’nın ismi geçti. Daha sonra Malatya’ya kuruldu. Milletvekili olur olmaz kucağımızda bir füze kalkanı bulduk. Füze kalkanı sadece Malatya’yı veya bizi ilgilendirmiyor. Füze kalkanı, Türkiye’nin egemenlik haklarının bir başka ülkeye dağıtıldığının en önemli kanıtlarından biridir. Füze kalkanı Malatyalıları, Muşluları korumuyor. Sadece ve sadece İsrail’i korumaya yönelik bir kalkan. Başbakan, bir tarafta 9 tane Türk yurttaşının öldürüldüğü Mavi Marmara’da İsrail’e efelenirken, Davos’ta İsraillilere, ‘One minute’ derken, Lizbon’da Türkiye’nin geleceğini karanlığa götüren bir karara imza attı. Bununla ilgili hem parlamentoda hem de Türkiye’nin çeşitli yerlerinde mücadele etmeye devam ediyoruz.”
Füze kalkınma sisteminin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tartışılmadığını belirten Ağbaba, “Demokrasilerde böyle bir şeyin olması mümkün değil. Böyle bir anlaşmada, bir tane yabancı asker gelse dahi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçirilmesi lazım. Bu konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tartışılmadı. TBMM’de, Tanzanya ile ikili anlaşmalar tartışıldı, Uganda ile ikili anlaşmalar tartışıldı ama Türkiye’yi İran’a karşı, Suriye’ye karşı, hatta Çin’e karşı hedef yapan füze kalkanı tartışılmadı. Biz, sizden aldığımız güçle tartışmaya devam edeceğiz. AK Parti herkese mavi boncuk dağıtıyor, umut verip umutsuzluğa neden oluyor. Sorunun muhataplarını yok etmeyi bir aracı olarak görüyor. Soruna değil, sorunu olana yükleniyor. Yani işsizlere iş bulmaya değil, onları çeşitli yollarla cezaevine yollamaya yöneliyor. Kürt açılımı denildi, açmadan kapattılar” ifadelerini kullandı .
Kaynak: İHA
Füze kalkanının Türkiye’nin egemenlik haklarının başka bir ülkeye dağıtıldığının en önemli kanıtlarından biri olduğunu savunan Ağbaba, şöyle konuştu: “Ben ilk milletvekili olduğum zaman bir tartışma başladı.
'İsrail’i koruması gereken füze kalkanı Türkiye’ye konuşlandırılacak' denildi. Başbakan, ‘Böyle bir şey olmaz, kurulsa da kumandası bizde olur’ dedi.
O dönemde Muş ve Malatya’nın ismi geçti. Daha sonra Malatya’ya kuruldu. Milletvekili olur olmaz kucağımızda bir füze kalkanı bulduk. Füze kalkanı sadece Malatya’yı veya bizi ilgilendirmiyor. Füze kalkanı, Türkiye’nin egemenlik haklarının bir başka ülkeye dağıtıldığının en önemli kanıtlarından biridir. Füze kalkanı Malatyalıları, Muşluları korumuyor. Sadece ve sadece İsrail’i korumaya yönelik bir kalkan. Başbakan, bir tarafta 9 tane Türk yurttaşının öldürüldüğü Mavi Marmara’da İsrail’e efelenirken, Davos’ta İsraillilere, ‘One minute’ derken, Lizbon’da Türkiye’nin geleceğini karanlığa götüren bir karara imza attı. Bununla ilgili hem parlamentoda hem de Türkiye’nin çeşitli yerlerinde mücadele etmeye devam ediyoruz.”
Füze kalkınma sisteminin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tartışılmadığını belirten Ağbaba, “Demokrasilerde böyle bir şeyin olması mümkün değil. Böyle bir anlaşmada, bir tane yabancı asker gelse dahi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçirilmesi lazım. Bu konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tartışılmadı. TBMM’de, Tanzanya ile ikili anlaşmalar tartışıldı, Uganda ile ikili anlaşmalar tartışıldı ama Türkiye’yi İran’a karşı, Suriye’ye karşı, hatta Çin’e karşı hedef yapan füze kalkanı tartışılmadı. Biz, sizden aldığımız güçle tartışmaya devam edeceğiz. AK Parti herkese mavi boncuk dağıtıyor, umut verip umutsuzluğa neden oluyor. Sorunun muhataplarını yok etmeyi bir aracı olarak görüyor. Soruna değil, sorunu olana yükleniyor. Yani işsizlere iş bulmaya değil, onları çeşitli yollarla cezaevine yollamaya yöneliyor. Kürt açılımı denildi, açmadan kapattılar” ifadelerini kullandı .